NEYİ Mİ BEKLİYORLAR?
Seçime 120 gün kaldı.
Dört ay var.
Ama hala Diyarbakır "adayları" açıklanmış değil.
AK Parti de,
BDP'de,
Tabi ki, MHP dışındaki tüm partiler de.
Hatta HÜDA-PAR bile net değil...
Kimse adayını açıklamıyor.
***
Pardon.
Açıklayamıyorlar.
Neden mi?
Net değilmiş..
Dediklerine göre;
Ön seçim.
Yani "temayül" yoklaması.
Anket.
Ve bilumum, "siyasi aksiyonlar".
Kulisler.
Teşkilat-meşkilat hesabı gerekçeleri.
Kim inanır, kadır mi?
***
BDP'de kim aday?
Kesin olmamakla birlikte, Güldan Kışanak diyorlar.
"Ön seçimde" liste başı çıkmış.
Her ne kadar;
"Ön seçimin" Yenişehir ayağına "hile" gölgesi düştü ise de.
Şahsi noktada;
Hiç tanımadığım-bilmediğim bir bayan vardı, Kışanak'a rakip.
İki isim ön seçimde yarıştı.
Neyse!
Ama ne var ki, "bu kesinliğe" rağmen, sessizlik var.
Aday açıklanmış değil.
***
BDP.
Malum üç dönemdir "yerelde" iktidar.
Büyükşehir.
Ve Merkez ilçeleri elinde tutuyor.
Dördüncü döneme, "garanti" gözüyle bakıyor.
Çantada keklik..
Ki bundan dolayı olsa gerek, "kadın kotasını" Diyarbakır için kullandı.
***
Ama buna rağmen;
"Kışanak'ın" adını kesin olarak açıklayamıyorlar.
Garip!
BDP'deki bu bekleyiş, neye hikmet?
Diyeceksiniz ki.
Açıkladığı bir il yok.
Doğru, daha Sırrı Süreyya Önder'in adaylığı da belli değil.
***
Olacak mı,
Olmayacak mı?
İstanbul seçimlerinde, CHP ile "ittifak mı" kuracak?
Kısacası.
BDP'deki seyir seçmeni maraz ediyor...
Daha ne kadar, beklenecek göreceğiz!
Ama şu bir gerçektir.
BDP Diyarbakır "özelinde" kadın kotası için kendi içinde hayli "tartışma" yaşıyor.
Sandığa nasıl yansır, bilemiyorum!
***
Gelelim;
AK Parti'ye, yani BDP'nin rakibine.
Maşallahı var.
Üç dönemdir, "merkezi" iktidar.
Ama ne hikmetse!
Diyarbakır bölgesinde bir türlü "yerel iktidarı" sağlayamıyor.
Elbette ki birçok neden vardır.
Tercih,
Siyasi aktivite,
Teşkilat velhasıl, "bilumum" hatalar zincirini sıralamayabiliriz.
***
Şimdi;
Büyükşehir Belediye Başkan adayı kim olacak?
Ve ilçeler düzeyinde kimler var?
Henüz "karar" verilmiş değil.
Neye hikmet, meçhulümüz?
Fısıltı gazetesi bol bir yapıya dönüştü?
***
Öyle ki.
Her gün bir isim zikrediliyor Büyükşehir için.
Kesin aday bu diye!
Hatırlanacağı gibi;
"Aday adaylığı" için tek isim müracaat etmişti.
Ki o isim dahi "bu işe âmin" diyen değildi.
Ön seçim yapıldı.
Anketler yapıldı, sonuç aynı, "açıklanan isim" yok.
***
Hatta, "ön seçimde" kim liste başı.
Ya da kim liste, sonu deklare bile edilmedi?
Tabi dedikodusu da yapılmadı değil.
Birilerinin birilerini "paklamaya, öncü olmaya" çalıştığı.
Neyse.
Aday dedikodusuna gelirsek.
Hatırlanacağı gibi.
Önce, Abdurrahman Kurt'un adı "piyasa" edilmek istendi.
Her dönemde olduğu gibi..
Sonra görüldü ki; "Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı."
***
Bilahare.
Ki ilk evelliyatında, Bakan Mehdi Eker üzerinde duruldu.
Diyarbakır için "en doğru isim" diye.
Üç dönemdir bakan.
Artık yaptıklarının "geri dönüşümü" alınmalı diye..
Olmadı.
Kendi mi istemedi,
Yoksa merkez cesaret edemedi bilemiyorum.
Ama, görmek isterdim.
Sandıkta "dönüşüm" nasıl bir derece gösteriyor diye?
***
Sonra mı?
İlahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun adı konuşuldu.
Haberler.
Yorumlar, hatta Diyarbakır'daki "tarihi buluşmanın" meyvesi, denilerek, Hatipoğlu geliyor mesajı verildi.
Manşetler bile attık-atıldı?
Kulisler hareketli bu meyanda.
Ama sonuç yine "karavana"
***
Ha birde.
Hatipoğlu basının karşısına çıkıp, konuşacağını beyan etmişti.
Geçen Salı gününü belirterek.
Evet, mi, hayır mı diye?
Ama ne hikmetse, "konuşmadı" ya da konuşturulmadı.
Ki hala da, "muğlâk" bir durumda, bu ismi!
***
Ve son üç gündür, Milletvekillerinin "isimleri" zikredilmeye başlandı.
Düşünüyorum;
Parti, "ön seçimin" sonuçlarına mı inanmaya başladı.
Meclis kulislerinde,
Sosyal medya kulislerinde
Cuma İçten.
Galip Ensarioğlu.
Ki en son parti merkezinden sızdırılan Ensarioğlu kesin!
Ancak, açıklanmıyor.
***
Bakalım.
Pazartesi günü MYK toplantısı var.
Salı da, grup toplantısı.
Eğer ki, Başbakanın "yurt dışı" gezisi olmaz ise.
Başbakan, grupta bu ismi açıklayacak mış?
Yoksa Perşembe'ye kalacak bu açıklama.
Tabi tüm bunlar; "kulis" bilgileri.
Yani, "meçhuliyetleri" hâsıl.
***
Acaba diyorum.
Ak Parti ve BDP birbirlerini kolladıkları için midir ki "adayları" bir türlü netleştiremiyorlar?
Karyı hamle kısırlığı..
Galiba öyle.
***
Ve.
HÜDA-PAR ne yapacak?
Evet.
Hal-i hazırda en çok sorulan ve cevap aranan soru bu.
Topyekûn; "Adaylı" bir siyaset mi güdecek.
Yoksa CHP-HDP gibi.
Belli merkezlerde, özellikle Güneydoğu'da AK Parti ile "ittifak mı" kuracak?
***
Dün İl Başkanları Diyarbakır'da toplandı.
"Seçim istişaresi" yapmak üzere.
Tez be tez; "bilge sızdırmayan" yapıya sahip HÜDA-PAR.
Ama konuşulan şu;
AK Parti'yle belli "makam ve alanlar" için ittifak kuracağı.
Göreceğiz!
İttifakın ve siyasi stratejinin nasıl yol seyredeceğini..?
***
Dikkat ederseniz!
Seçim'de,
Kim "ipi göğüsleyecek" ya da, "sandığa" boğulacak.
Veyahut ta,
İlerisi için "bende varım" diyecek, noktasına değinmedim.
Bu analizi, "bir sonraki" değerlendirmelere bırakmak istiyorum.
***
Çünkü.
Er meydanına henüz çıkan kimse yok.
Yerel, genel seçimler gibi değil.
İsim ve aday profilinin "etkisi" söz konusudur.
Ama şu nettir ki.
BDP'de "isim" açısından ciddi bir taban çekişmesi yaşıyor.
İşte burada;
Ak Parti "taban çekişmesini" nasıl lehine çevirecek?
Bunu iyi görüp düşünmeli?
***
Kısacası.
Şuan ki, "irdelemek" istediğim konu "aday" açmazı...
Seçime, 120 gün kaldı.
Ama hala partiler adaylarını açıklamış değil.
Hem, yerel iktidar açısından
Hem merkezi iktidar açısından.
***
Yaşanan bu belirsizlik.
Partiler açısından,
Ciddi bir zaman ve oluşabilecek güven açısından, zafiyetler yaratır mı?
Seçmen adayı,
Aday seçmeni, şehir partiyi "tanımada" geri kalır bir durum olur mu?
En önemlisi de, "bu kadar beklenildi, bu aday için mi?" denilir mi?
Bekleyip göreceğiz.
Haftaya, böylesi bir zihinle siyasi mülahazayla girelim.
Çünkü bu hafta hayl-i konuşup-tartışacağız bu durumu?