NEYİN NERESİNDESİNİZ?

İki günün gazetelerini…

Haber portallarını…Yorum köşelerini…Pür dikkat inceledim… Yani didik, didik ettim…

Gerekçem de… Yolda yürüyen "tesettürlü" bayana yapılan saldırı olayı…

Bir magandanın omuz atması…

Sonrası… Yumrukla, "bir doksan" yere serme hali…

Kim vakayı nasıl görmüş, okumuş, yorumlamış!…

Bir kaç, "tek sütunluk" haber dışında, konuşan yok…

Niye…

***

İşte o “niye”yi sormak istiyorum…

Ey, "Laik" geçinenler…

Ey, "Kemalizm’e" toz kondurmayanlar…

Ey, "Seküler" yaşama özgürlük isteyenler…

Ey, "Sosyalistler…"

Ey, "Kadın haklarını savunan" feministler…

Ey, "Şiddete hayır" deyip, nara atanlar…

Ey, Elinde pankartlarla "kadına özgürlük" diyenler…

Ey, "İnsan Haklarından" bahsedenler…

Nerdesiniz?

***

Hele ki siz… Mahallemizin, "pişkinleri…" Mangalda kül bırakmayanlar…

Köşelerinde… Asan… Kesen…

Hak, hukuk, adalet, "eşitlik" diyerek edilmeyen söz bırakmayan!

Otobüsteki "göbeği" açık kıza… Tekme adan; "meczuba", etmediği laf…

Yapmadığı "hakaret…" Söylemediği kelime bırakmayan, tutuklanmasını…

Cezaevine atılmasını. Hatta "ömür boyu" mahkûmiyet alması gerektiğini yazanlar…

Nerdesiniz?

***

Ya TV programcıları… Sizler…

Günlerce… Haftalarca; "Seküler hayata" arz-ı endam edenler…

İzleyicilerin… Gözlerinin içine… Beyinlerinin kılcal damarına…

Kalbine…

Velhasıl!

Hayat nizamına "etki" edip, kurgulu pembe hayat seyrettirenler…

Ve hepsini; "kadına özgürlük, eşitlik" adına yaptırdığını, savunanlar…

Nerdesiniz…

***

Peki ya, muhafazakâr mahalle…

Dinden… İmandan… İnançtan…

Beş vakit demekten, kendilerini geri bırakmayanlar…

Meczuba sahip çıkanlar… Tekmeye "haklılık" payı oluşturmaya çalışanlar…

Ahlaktan… Terbiyeden… Nefsi muhasebeden, dem vuranlar… El, etek öptürmekten zevk alanlar…

Sizler… Nerdesiniz?

***

Ey, mevkutelerin efradı…

Dut yemiş "bülbül" gibi kesilmişsiniz… Ses seda yok… Yazan çizen yok…

Hayırdır… Neredesiniz, neyin kafasında ve dibindesiniz?

Niye… Hiçbiriniz, ama hiç biriniz… Bu vakayı, görüp tek bir laf etmişliğiniz yok?

Deyin bakalım!

***

İnancı gereği…

Tesettür takmış bayan kaldırımda yürüyor…

Birileri gibi caddede değil…

Kaldırımda… Birden, zebani birinin "omuz atmasıyla" sarsılıyor…

Belli ki canı acıdı… Ne oldu diye; "geriye" dönüp bakıyor…

Kendisine çarpan "maganda" kim ve nasıl bir cüsse sahibi diye…

Dönüp "beyefendi biraz dikkat" diyor…

Vay sen misin diyen…

Tekme, tokat ve yumruklar peş peşe… Genç kadın, bir doksan yerde…

Ve tüm bunlar, "onlarca kişinin" gözleri önünde…

Yolda geçenlerin huzurunda…

Film gibi, izleniliyor…

***

Dikkat edin!...

Olay Ataşehir'de meydana geliyor… Yani hareketli ve yoğunluk arzı olan bir bölge…

Kadın şu an tedavi görüyor… Hastanede… Peki, o şehir eşkıyası nerde?

Aramızda… Henüz yakalanmış değil… Bu görüntüler sosyal medyaya yansıdıktan sonra…

Polis, inceleme başlatmış… Şahsın kimliğinin belirlendiği ifade ediliyor…

Yani, yakalanacakmış?

***

Velhasıl!

Liberaller… Demokratlar… Sosyalistler… Muhafazakârlar…

Radikaller… Solcular… Sağcılar… Şucular, bericiler, her ne iseniz!

İktidarı, muhalefeti, örgütlüsü, örgütsüzü…

Şimdi…

O tesettürlü Bayan, "Mini etekli" olsaydı… Göbeği açık…

Yolda yürürken, tekmeci "meczup" gibi biri önüne çıkıp, "omuz" atsaydı…

Sonra dönüp, "tekme-tokat" girişmiş olsaydı…

Mini etekli kadını, "hastanelik" etmiş olsaydı…

Olayı sıradan bir vaka, görür müydünüz?

Sessizlik içerisinde kalır mıydınız?

Hayır…

Kızıl-kıyamet kopartır… Türkiye'yi ayağa kaldırır… Milli "mesele" haline getirip, "iktidar devirmeye" kadar götürülürdü…

Ama ne hikmetse iş "muhafazakâr ve mütedeyyine" gelince…

"Laiklik" devreye giriyor…

***

Peki, hukuk, adalet ve güvenlik!

O neden arızalı…

Ne yazık ki, dün olduğu gibi…

Bugün de… Ki iktidarda, sözde "muhafazakârlar" var olmasına rağmen…

Maalesef…

İş ve işlem; "bu vakada" görüldüğü gibi!..

Emrah Serbes olayının, seyrinde yaşananlar…

Dizi senaristi, Serbes'in karıştığı ve iki kişinin ölümüyle sonuçlanan, trafik kazası…

Ve sonrasında yaşananlar; herkesin malumu!

Paran varsa…

Laiklikle geçiniyorsan…

Seküler hayatın üst seviyesini yaşıyorsan; "her şey" sana mubah!?

İster suçlu ol… İster suçsuz ol…

Her kulvarda "korunup-kollanır" imtiyaz sahibi!

***

Ama… Fail dindarsa… Fail, muhafazakârsa… Fail, ehlisünnet sahibi ise… Fail, anlı secdeye gidiyorsa…

En sıradan bir hadisede bile; "en üst perde" gereği yapılır…

Hassasiyet yok… Lakin bilinen bir gerçek vardır ki…

Hukuk devletinde…

Hiç bir olay… Hiç bir vaka… Suç işleyenler açısından… Mağdur olandan yana…

Kimliklerine… Sosyal statülerine… Siyasi ve sosyal düşüncelerine bakılmaksızın; "kanun ve nizam" gereğini yapar…

Ama ne yazık ki; Türkiye’mizde hiç de öyle değil…

Hep üstünler; "sınıf…"

***

Yoksa…

O tesettürlü bayana, "magandanın" teki… Öyle, eşkıyalık yaparak; "omuz" atmazdı…

Dönüp, tekme, tokat darp etmezdi… Sonra, elini kolunu sallayarak, sırra kadem basmazdı…

Ve toplum; "dindardır" diye, ketum kalmazdı…

Eee… Vatandaşlıktaki "sınıfsal" durum, bu olsa gerek…

Ne diyelim?… Allah bırakmasın!?

***

SİSTEMDEKİ AHLAK…

Vaziyetin ikmali… Zengin ile Fakir, mukayesesi!

Öyle ya…

Fakir için "öldü" denir… Zengin için "hayata gözlerini" yumdu denir…

Fakir trafikte hız yaparsa “trafik canavarı…”

Zengin yaparsa; ne de “Hız tutkunu” denir…

Fakir çalarsa hırsızlık… Zengin çalarsa yolsuzluk…

Fakirin yavuklusu olur… Zenginin ise metresleri…

Fakir bir hatuna baksa ona "sapık" derler…

Zengin için, "çapkın ve kaçamak…"

Fakirden peyda olan çocuğa “piç” derler…

Zenginden peyda olan çocuğa ise; “yasak aşkın meyvesi” denir…

Fakir yaşlanan anne ve babasına evinde bakar…

Zengin, huzurevine kapatır…

Velhasıl!

Fakirin cenaze namazını mahalle camiinin imamı kılar…

Ama zenginin cenaze namazını o şehrin müftüsü kılar…

İşte, sistemdeki ahlaki "nizam" böyle…

Üstünler sınıfı…

***

HANİ BUNUN İLK SAHİBİ…

Ey fani dünyanın ahfadı…

Bakın… Yunus, ne güzel bir söz dizeliyor…

Diyor ki…

“Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?

Mal da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan…”

Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halleri…

Sonunda bir gömlek giymiş, onun da yoktur yenleri…

Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık, döndük mezara!

***

İmtihan dünyası… Ne yazık ki…

Sistem de… Yönetimler de… Toplum da…

Sınıfsal oluşumlarda, "insana insan" olarak bakmıyor…

Tuzak vari…

Parayla… Makamla… Ve sınıfsal "zenginlik ve üstünlükle" bakıyor…

Onun içindir ki; bugün yer küresi; "insanlığını" kaybetmiş…

İnsan, "insanı" katlediyor… Sözde; "insanlık" adına…

  ***

YÜZDE 40'LIK MTV ZAMMI!

MTV'ye… Yani Motorlu Taşıtlar Vergisine…

Yüzde 5…. Yüzde 10…. Yüzde 20 değil de… Yüzde 40 zam olur mu?

Olmaz… Olmamalıydı… “El insaf” diyen çok…

Salt ahali söylemiyor…

AK Partililer de söylüyor…

Milletvekili… Parti teşkilatları dahi; "Naci bey yüzde 40 zam" olur mu?

Ne yazık ki… Birçok okur… Birçok eş, dost "isyan" ediyor…

"Bu nasıl bir zam?

Böyle bir vergilendirme mi olur?

Açıkça bir soygun"

Birçok kişi; "bu vergiden" dolayı arabasını satışa çıkarmış… Ki galericilerin, feryadı bu yönde…

Bu zam!…

Ki yenileri ardı sıra gelecek gibi görünüyor…

Çünkü, Naci bey bu minvalde; "sinyal" veriyor…

Düşünüyorum…

Kuzey Irak meselesindeki; "sertlik" dili gibi…

Zamlar da…

2019 yılındaki "seçimlere", çok ama çok tırpan vuracak gibi…

Zarar verici…

Tehlike oluşturan, etken…

TEOG'a… YÖK'e… Üniversitelere, "müdahale" eden, Cumhurbaşkanından…

Özellikle…

MTV zammında…

Ve gelecek zamlar açısından, "müdahale" bekleniyor…

Naci Bey… "Zamları geri al" diye… Herkes, bu bekleyişte!?

Çünkü… Emekliye yüzde 3… Memura yüzde 7 zam vereceksin…

Ama; MTV'ye yüzde 40… Emlak vergisine yüzde 100 zam diyeceksin…

Kim neyi nasıl düşünür?

Düşünen var mı?

**

TARİHE DÜŞEN NOT…

Kemal Bey'e sormuşlar…

Demişler ki…

Şehir hastaneleri hakkında ne düşünüyorsun…

Cevap vermiş…

Ya o memlekette hasta yoksa!

İşte, Sol'un…

Çakma Gandi Kemal'in, "siyasi ve ülke yönetimine" dair "tarihe düşen notu!"

Ne dersiniz?