ODA SEÇİMLERİ!
Pek konuşmamıştık..
Azıcık konuşalım mı?
Bakalım, seyir nasıl işliyor?
An itibariyle, durum!
Kulis trafiği hareketlendi..
Ki giderek yoğunlaşıyor..
Saflar da netlik alıyor..
Kim aday?
Kim rakip?
Ortaya konulan strateji ve hedefler neler?
***
Malum… TOBB karar almıştı…
"İç kriz" ve "FETÖ" sızmasına karşı; "seçimlerin" ertelenmesine dair..
Gerekçesi buydu...
Ki, seçimler 2018 Mart'ında yapılsın..
Şimdi, iller açısından hummalı bir çalışma var..
Çünkü, önce iller...
Sonra, TOBB Genel kurultayı…
Kapsamı...
Ticaret ve Sanayi Odası..
Ticaret Borsası..
Ve;
Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği…
***
Diyarbakır'ın resmine bakalım.
Önce...
Ticaret borsası…
Yarışta iki isim var.
Mevcut yönetim...
Ki, Engin Yeşil.
Rakip, bir önceki yönetim.
O da Fahrettin Akyıl.
Seçim çekişmeli geçeceğe benziyor.
"Birbirlerini" fena kolluyorlar.
Özellikle; "Açık" yakalamak için.
Hele ki "üye kaydı" konusunda…
Bu mevzu çok tartışıldı.
Ki yargıya, il heyetine kadar gidildi.
Neyse!
Şimdi pek durumun "hamuru" su almıyor.
***
Ki Adaylar.
Henüz arz-ı endam etmiş değiller.
Ne yapacaklar?
Üyelere.
Ve tabi ki, Diyarbakır'a dair; "vaatleri" nelerdir?
Var mı bir projeleri?
Henüz yok...
Doğru, Borsa açısından pek de bu "beklenti" oy getirici değil.
Çünkü "isim ve feodalite" ağırlıkta.
Kim güçlü?
Hiç kuşkusuz ki, her seçimde olduğu gibi.
Özellikle oda seçimlerinde.
Mevcut yönetim, rakibe karşı 1–0 öndedir…
Onun için şu an; Yeşil" önde.
Lâkin Akyıl da yabana atılmaz.
Hele ki "dış destek" var iken.
Bir de; kaç dönem "görev" yapmışlığı.
Kıyasıya bir mücadele olacak gibi.
Seyrediyoruz…
***
Gelirsek;
Esnaf ve Sanatkârlar Odasına!
Oda.
Şu an "meslek gruplarının" seçimini yapıyor.
Yani alt birimini...
Oda sayısı çok.
Bu nedenle; "hayli kulis yoğunluğu" var.
Ama "sessizce."
Birlik Başkanlığı seçimi, bu seçimlerin bitiminden sonra olacak.
Şu an öne çıkan tek isim var.
O da mevcut Başkan Alican Ebedinoğlu.
Rakip çıkan olur mu?
Sanırım şu an pek sır verilmiş değil.
Ki çıksa da..
Pek de "Seçimleri ve sonuçları" etkilemez...
Rakip güçlü…
Takipteyiz!
***
..Ve;
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı…
Borsa ve Esnaflardan daha çok etkili..
Hareketli..
Öncelenen bir "koltuk!"
Eee..
Bu koltuk çok kişiyi "vekil" yaptı?
Cazibesi yüksek.
Aday ve sürece bakarsak.
TOBB…
Erteleme kararı vermeden önce isimler vardı…
Başkanlık için.
Mehmet Kaya…
Şeyhmus Karakuş…
Kendilerini ilan etmişlerdi…
Ki 16 meslek grubunda kendi bulunduğu grupta; "bağımsız" adaylar da vardı.
Suat önen!
***
Tabi; erteleme olunca.
Araya zaman girince.
Farklı bir rüzgâr esmeye başladı…
An itibariyle diyorum.
Önceki adaylar "pek" görüntü vermiyor.
Yeni bir isim konuşuluyor.
Abdulkadir Karavil…
Organize Sanayi Bölgesi Başkanvekili.
Güçlü bir isim…
Bir marka…
OSB'deki, faaliyetlerine de vakıfız…
***
Karavil.
Henüz kamuoyunun önüne çıkmadı.
Kendini deklare de etmiş değil.
"Ben de varım" diye…
Sanırım bu da "sağlamcı-garantili" kimliğinden geliyor…
Hesapsız olmaz…
Önce bi hesap yapalım.
Yani, "nabız yokluyor?"
***
Ancak şunu ifade edebilirim ki!
Karavil'in adı.
Şehir kamuoyunda mırıldanıp, fısıltılandığında.
Şu intibayı aldım…
"Ortak isim…"
Ki Adaylar da.
Diğer siyasi akımlar da.
Meslek grupları da…
Ortak isim noktasında; "Karavil'e" sıcak bakıyorlar…
Galiba diğer adayların "sessizliği" bundandır…
Velhasıl!
Gelişmeler mercek altında…
İzliyoruz...
***
YİNE Mİ KEMAL BEY?
Yine..
Klasik bir CHP kurultayı izledik..
Ruhsuz..
Hedefsiz..
Projesiz..
İleriye dair; güven ve umut veren olmadı...
Bilakis; "kısırlaştı!"
Siyaseten havlu atmak!
Tabi; öncekilere dair bir nüans vardı..
Kavga yoktu..
Yumruk yoktu..
Hakaretler havada uçuşmuyordu..
Yani gerginlik yoktu..
Sadece; "Mükerrer oy krizi" vardı...
O da; "centilmence mi, ayıptan mı" giderildi..
Yoksa; İnce seçime giremezdi..
Evet, Kılıçdaroğlu bir kez daha seçildi..
İnce ise kaybetti…
Kılıçdaroğlu 790..
İnce ise 447 oy aldı..
16 geçersiz…
1253 delege oy kullandı..
Kılıçdaroğlu seçildi seçilmesine ama bir "sonraki kurultay'da yok..
İnce bir sonraki kurultayda; CHP lideri..
Şimdiden ifade edeyim..
Çünkü…
CHP üyelerinde..
Delegelerde..
Seçmen nezdinde; "güven" verici iz bıraktı..
Ecevit'in yüzde 42'sini hatırlattı..
Ve iktidarı istedi..
Kurultay'dan çıkan okkalı sözcük..
Ki İnce taraftarlarına ait..
Dediler ki..
"Kazananı değiştirmek için..
Önce;
Kaybedeni değiştirmek lazım!"
Büyük söz…
Kılıçdaroğlu'nun akılda kalan beyanı ise "Duvarı aşalım."
Lakin..
Heyecansız ve hedefsiz idi.
Onun için; "bu ifade" çıkmaza girdi.
Yani iktidar özlemine "duvar" örmüş oldu.
Dün demiştik ki.
CHP.
Eğer ki iktidarı istiyorsa.
Değişimi ve dönüşümü başlatmalı.
İlk hamlesi de; "lideri" olmalı.
Ama bu pek görünmüyor.
Ki şimdiden ifade edeyim; "Kılıçdaroğlu kesin seçilecek?" diye.
Ki öyle oldu.
Ne diyelim…
"Toprak başınıza!"
İşte AK Partililerin duası…
Allah…
Kemal Bey'i CHP'nin başında eksik etmesin!
Öyle ya…
Sayesinde hep iktidar…
***
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE!
Kediciklerin tellalı…
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'a laf yetiştirmiş.
Ama fena bir laf…
"Ben öyleyim de.
Sen nasılsın…" minvalinde.
"Genelevden" alınan vergiyle maaşın ödeniyor.
Buna ne diyorsun?
İçkiye.
Kumara.
Devlet eliyle izin verilip, vergi alındığına?
Eeee…
Bu minvalde "tellal" haksız da değil.
Neyse!
Diyanet-Sen Teşkilatları "harekete" geçti.
81 il'de "suç duyurusunda" bulunacak.
Kedicik Tellalı'nın "söylediklerine" dair.
Eee…
Onlar da haksız değiller yani.
Bu kadar lafın altında kalınır mı?
Yok mu; "tellala" had bildiren?
***
Neyse.
"Al birini vur ötekine.."
Zaten iki tarafın "arıza-i icraatları" yüzünden değilmidir ki?
Dinde..
İmanda..
İnançta da..
Ahlakta da..
Vicdanda da; "maneviyatı" bıraktı..
Maddiyatın "peşine" düştü…
Kim müsebbip!
Ehli cahil mi?
Ehli mürekkep mi?
Söyleyin bakalım?
***
SOL ELLE YEMEK YEMEYİN!
Diyanet fetva vermiş…
Diyor ki...
Sol elle şeytan "yemek" yermiş.
Sağ eli kullanmazmış?
Onun için.
Müslümanlar "sol elle yemek yememeli!"
Mekruhtur…
İyi de…
Neden?
Yolsuzlukla,
Usulsüzlükle
Rüşvetle,
Ahlaksızlıkla,
Adam kayırmayla.
Yani "haram yemeyin" denilmiyor?
Der mi?
Hac..
Umre..
Ziyaret, sıra, kayıt..
Ve "akçeli" cebellezi var iken!
***
O PANKART TAŞINDI…
Öyle ya..
Günlerdir herkesin kafasındaki soru ve beklenti idi…
Amedspor..
"Taraftar ambargosuna" karşı Sivas'taki "protesto" tutumunu sürdürecek mi?
Ki en çok konuşulan da..
Protesto'nun "ambargo" değil de…
Afrin operasyonuna dair; "Mehmetçiğe destek" pankartının taşınmaması idi..
Amacın bu olduğu iddiası.
Dün, sorular da yanıt buldu.
Pankart iddialarına dair, "söylentiler de" havada kaldı.
Takım kendi evinde sahaya çıktı.
"Kalbimizle Duamızla Mehmetçiğin Yanındayız" pankartını da taşıdı.
Yani.
Demek ki, "serzeniş ve protesto!" siyasi değil.
Mesele; "siyasi kararlara" tepki göstermekti.
Velhasıl!
Bir türlü "ön yargılarımızı" kıramadık!
Bir kırabilsek…