PARİS VE ESEDSİZ BİR SURİYE!…

 


Tarihi bir söz; "ne ekersen, onu biçersin"

Bir de şu ifade edilir.

Denir ki, ektiğini de; "Biçerken, isteğin şekle sokabilirsin.."

Paris'teki katliam.

128 İnsanın katledilmesi, yüzlerce kişini yaralanması!

Bir "terör" saldırısı… Ve tarihsel bir projenin de; ürünüdür.

***

IŞİD mi?

Yoksa Ortadoğu'daki başka örgütler mi?

Kim olursa olsun; fark etmez!

Benim; "terör" örgütüm.

Senin "terör" örgütün, tartışmasına da girmeden!

Küresel güçler..

Emperyal, faşist, seküler, sömürgeci Batı "kendi ektiğini, kendi biçiyor ve şekillendiriyor?"

***

Asırlardır…

Hele ki son bir asır içerisindeki Ortadoğu’daki estirdikleri "Bizans oyunları"…

Birçok ülkeyi.

Bir çok devleti ve milletti "birbirine" düşman ettiği gibi kan ve gözyaşı üzerinde; "piyon" iktidarlar yarattı..

Bunu yaparken de içteki "muhalefeti" silahlı yapıya dönüştürdü..

Ki terör olsun…

Ki şiddet, çatışma, iç savaş yaratılsın ki; "kendileri için" bu ülkeler kolay lokma olsun…

***

Bir taraftan iktidarları ele geçirmek…

Diğer taraftan yer altı zenginliklerine kavuşmak…

Aynı minvalde kendi ekonomisindeki yükselişi temin etmek!…

Sattığı silahla, bombalarla, tankla, uçakla!

Yani askeri muhimmatla!

***

IŞİD…

İlk anda yüzünü gösterirken..

Ne deniliyordu?

Irak ve Suriye'deki; "Şia" yapı.

Özellikle, Saddam'ın gidişinden sonra; "Sunilere" karşı, acımasız bir yaptırım uygulamaya başladı.

Bağdat, hiçbirini abı-hayat vermedi.…

Ne devlet kademesinde, ne de toplum ekseninde!

Yani inkâr ve asimilasyonun sonucu IŞİD doğdu denildi.

***

Algı buydu..

Ama ne zaman ki…

Baş kesme, tecavüz, toplu katliamlar yaptı.…

Saldırması, yönelmesi gereken hedeflerin "tam aksine" saldırılara başlayınca maske düştü!

Ne hazindir ki, Ortadoğu'yu ve Batı'nın "sinsi hayatını" okuyamayanlar yapının; "gafletine" yakalandılar…

Türkiye dâhil birçok coğrafyadaki ülke!

***

Ama bilen biliyordu ki Ortadoğu'yu yöneten "üst akıl" asırlardır "ehli sünnet" kesimine hasım!..

Yani Müslümanlara karşı; "düşmanlık" beslemektir..

Yıllardır şu politikayı icra etti.

Böl, parçala, küçült ve yönet!

Yetmedi mi, "yut" gitsin… Osmanlı'nın yıkılışı ve gelinen; an itibariyle!

Hafızaları, tazeleyerek…

Ortadoğu'da kaç ülke, kaç iktidar, hangi örgütlerin ihdasıyla; "bölündü, parçalandı.."

Nice iktidarlar kanlı çatışmalarla al aşağı edildi..

Bir de demokrasi adına, insan hakları adına, özgürlük adına "kaç ülkeye", küresel güçlerin müdahalesi oldu..

Afganistan.. Pakistan.. Tunus.. Mısır..

Irak.. Libya.. Ürdün.. Filistin.. Ve nice kaç İslami ülke!

***

İşte bu "üst akıl" bunları sistematik bir şekilde hayata geçirirken, asıl hedefine; "ulaşamamanın", nedenini fark etti..

İslam düşmanlığı..

Kendisi "İslam'a" düşman, Ama dünya değil..

Dünya halkları değil…

Ne yapılmalı?

Öyle bir "terör örgütü" oluşturulmalı ki; "her eylemi, her saldırısı, döktüğü her kan…" İslamiyet’e, Müslümanlara yönelik "nefret, öfke ve düşmanlık" beslesin..

***

IŞİD denilen melanette bu!

Çünkü; son din İslam..

Son Peygamber de, Hz. Muhammed (S.A.V) olduğuna göre..

Yeni bir din, yeni bir peygamberin gelmeyeceğine göre!…

Dünyanın..

Özellikle Ortadoğu'daki tüm insanlığın sığınacağı "tek inanç" İslam olduğunu, bilen bu "üst akıl" denilen, emperyal faşist batı; IŞİD projesini devreye soktu..

Ki, İslami her hareket terör ile anılsın..

IŞİD.

Taliban.

El Kaide!

 

***

 

Aslında!

Her şey ulu orta yerde cereyan ediyor.

Maalesef "Doların ve Euro"nun körelttiği bir çok göz var..

Görmüyor…

İslam dünyası ne zaman "başarılı" bir profil içerisine girerse.

Birliktelik, yekvücut olabilmenin evresine girdiğinde…

Batı ve Hıristiyan dünyasıyla "dünya materyalleri" perspektifinde baş edebilecek noktaya geldiğinde…

Yine İslam ülkeleri içerisinden; "marjinalleştirilmiş" yapıları harekete geçirerek "terörizmi" körüklüyor.

***

Yaratılan terörle!

Hem ülke,

Hem halkları,

Hem de kendi suni örgütüyle "O ülke" marjinal bir kimliğe dönüştüğü(!) hilesiyle, tarumar ediliyor.

Bir daha belini düzeltemez hale geliyor.

İşte son örnekler, Irak ve Mısır'ın hal-i vaziyeti!

ABD ve yandaş yapıları Saddam'ın "ipini" hangi gerekçeyle çektiler..

11 Eylül ABD saldırısı..

El kaide patenti..

Bu saldırı ABD'nin Irak'ı "işgaline" gerekçe oldu..

Ki, El Kaide'nin de, Taliban’ın da, tıpkı IŞİD gibi, ABD'nin "kendi" imalat örgütleri olduğu bilinmesine rağmen.

***

 

Kısacası!

Bu "üst akıl" yapısının aktörleri…

Kendi iktidarları…

Kazanımları…

Biat edilmelerinin devamı için gerektiğinde "kendi insanlarının" ölümüne aldırış etmezler.…

Bilakis bunu yaparken; "kendi amaçlarına ulaşmak" için de, malzeme olarak kullanabiliyorlar.

Besledikleri terörü…

Barındıkları ülkelere "terör" saldırılarını bahane ederek..

Bazen de kendi içinde; "kan döktürerek.."

Tüm bu gerekçelerin ölçeğinde "Terörü bitirmek adına" o ülkelere savaş açmaktadırlar..

Alışıla gelen bir plan…

 

***

İşte Paris’teki kanlı terör saldırı!

Bir kez daha..

Böylesi bir senaryonun, sahneye konulmasıdır…

Özelliklen de..

Dün başlayan ve bugün de devam eden; Antalya'daki G-20 zirvesinden 24 saat önce Paris saldırısının olması!..

Manidardır.

Çünkü bu zirvenin ana gündem maddesi; IŞİD ve Esed'in "geleceğinin" belirlenmesine dair; ortak akıl oluşturmaktı..

***

Saldırıyı; "zamanlama" açısından iyi okumak gerekir.

Bakınız!…

Biliyoruz ki;

ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, Fransa; "IŞİD'in" önemli destekçileri..

Yani 'terörü besleyen' küresel güçler..

Yine biliyoruz ki; "ikili" yüzlerinin diğer yüzü de "teröre karşı" olduklarını, iddia eden koalisyon güçleri..

Diğer yandan; Türkiye, Suudi Arabistan…

***

Peki..

Neden IŞİD'in hedefi; Fransa, Türkiye ve Suudi Arabistan da, diğer ülkeler değil?

Çünkü bu ülkeler Suriye'de "Esed'siz bir çözüm"den yana değil.

Ama saldırıya uğralayanlar; "Esedsiz" çözüm diyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande,

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan,

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz ne diyor; "Suriye'nin toprak bütünlüğü içerisinde, Esed’siz" çözüm!…

***

Ha bir de…

Gayri resmi rakamlara göre; IŞİD'in içerisinde 2 bine yakın Fransız var..

Yani Fransa ülke olarak, IŞİD yapısında güçlü!

Paris’teki katliam; "Hem intikam, hem de Suriye'ye topyekun" işgal hareketinin" başlangıcı..

***

Biliniyor ki..

Esed'in 4 yıldır ayakta olması..

İç savaşın uzun süredir devam etmesindeki ana etken; Rusya, Çin ve İran'ın "Esed'e" bel çıkması..

Ki, ABD'nin Suriye'ye Irak'taki gibi "girebilme" hemen müdahalesini engelleyen; çekindiren de bu destekti!

Yeni bir oyun, ABD'den.

"Terörizmi" gerekçe gösterip kendi "maestroluğunda", müdahaleye geçebilme, kozunu elde etmek!

***

G-20 zirvesinde; çıkacak sonuç..

Yani Suriye'ye dair "nihai" karar bu minvalde çok önemli…

Irak'ta yapılan gibi…

El Kaide ve IŞİD'i sözde terörü "bitirme" adına, Suriye işgal edilecek…

Petrol zenginliklerine el konulacak…

Uzun bir zaman dimili "demokrasi" adına, sömürge oluşturulacak.

Ve sonra; yeni devletçikler ihdasıyla "çekilecekler?"

Ama arkalarında; "piyonlar" bırakarak…

***

Özetle!

Paris'te 128 kurban verildi.

Ankara'da, 102, Suruç'ta 32..

Diyarbakır ve Şırnak'taki ölümler..

Bu kanlara ilaveten…

Suriye işgalinde daha kaç bin insanın "kanına" girilecek..

İç savaştan kaçan; milyonlarca muhacirin de "devletsiz ve vatansız" hali…

Velhasıl, dünyanın ektiğini biçiyoruz!