PİS KOKULAR GELİYOR!
Biliyorum.
Bu başlığı ilk okuduğunuzda, söylenmişsinizdir…
Özellikle, Diyarbakır'daki okurlarım.
Yine; Diyarbakır'daki "Sağlıktaki, sağlıksız" durumu anlatacaksınız…
Aynen de öyle.
Ne yazık ki, "yaz yaz" bitmiyor.
Derler ya.
Neresine bakarsan bak; "pis kokular" geliyor.
Hangisine el atarsan; "elinde" kalır misali.
***
Tıbbi malzeme mi?
Medikal mi?
Ameliyathanelerdeki "sterilize mi?"
Temizlik mi?
Yemek mi?
Güvenlik mi?
Otomasyon mu?
Röntgen mi?
Tomografi mi, MR mı?
Kantin mi?
Kafeler mi?
Velhasıl!
Bilumum, "hizmet alımında" söylenmeyen yok.
Ki bir çoğu da.
Ya, KİK'te.
Ya da Yargı'da…
Ama ne hikmetse; "çark yine bildiği" gibi devam ediyor.
***
Son günlerde çok konuşuluyor.
Çocuk Hastanesi.
Kadın-Doğum…
Neler oluyor diye; "başlayan" sorular?
Tabi.
Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği.
Vaziyet aynı.
Gelen-gideni aratır misali…
Dedi ki hastaneleri "takibe" almışım…
İhaleleri inceliyorum..
Alımları sorguluyorum diye…
Ama ortaya bir şey yok..
Dicle Üniversitesi'ndeki "hastanelerin de" geri kalır yanı yok..
Ha bire idareci değişiyor..
Dikiş tutturulmuyor..
Ki bir çok "ihale" anlaşmazlıkta.
Neyse!
Sağlık, maalesef Diyarbakır'da hep sağlıksız işliyor.
Şimdilik bu kadar diyelim..
***
YENİKAPI RUHU…
Hiç kuşkusuz…
15 Temmuz "hainliğinden" sonra, bu "ifade" lügatimizde yer aldı…
7 Ağustos tarihi itibariyle…
"Yenikapı" ruhu…
Milli bir bütünlük, tek vücut olabilmek.
Cumartesi günü, "bir kez daha" kendini ifade etti.
"O ruh" ölmedi diye…
***
Siyasiler...
Farklı söylem geliştirseler de…
CHP’nin kaçışı…
"Hayır" cephesinde, "üst akıl" komutası…
İçten ve Dışarıdan "hala da sivil" iradeye tahammülsüzlük!
"Alaşağı" vesayetini, yaratma hissiyatı vaki ise de…
***
Şunu herkes net gördü…
Halklar…
Yekvücut, "milli iradeyi" sahiplenme de olduğu gibi.
İstikrarı da.
Güveni de…
Güçlü Türkiye'nin "var olmasını" satın almıştır…
Tek patron; "Millet" diyor…
Kimse artık değiştiremez...
***
Yani!
Kimse seçmeni…
"Etnik" kimlik gözetilmeksizin…
"Tokadı vururum, ekmeğini elinden alırım."
Ya da; "çantada keklik" misali.
Yok artık.
Göremez. Arkasında "koyun gibi" gelen de olmaz.
Halklar…
Her şeyin "farkında…"
Olup-biteni görüyor ve iyi okuyor…
***
İstanbul…
Hiç tartışmasız; 81 il'in "harmanlı" metropolüdür.
Buradaki resim "herkesi" barındırıyor…
Kısacası, Türkiye'nin "genel" çerçevesini içeriyor.
Bence…
Referandum'u…
Ve Yönetim sistemindeki değişikliğine; "millet" kararını vermiş.
"Bu düzen değişecek."
***
VESAYET SİSTEMİ…
Yıkılmalı…
Çünkü "en vahşi" demokratik sistem…
Ey iyi "vesayet" sisteminden, iyidir.
Bir değil, bin değil.
Milyarlarca "kez", fersah fersah iyidir…
Lakin arıza-i durum vaki olsa bile "demokratik yöntemlerle" giderilir.
Yani "seçimle" iş çözüme kavuşur.
Ama vesayetçi sistemlerde.
Ne sandık var.
Ne demokratik hak var.
Ne de milli irade "temsiliyetti" var.
Ve ne de; "seçme ve seçilme" hakkı var…
Ke-en lem yekun…
Ne diyoruz…
Tek reçete.
Tek çözüm.
Demokrasinin membası; "sandıktır ve seçmenin iradesidir."
Ötesi; "vesayettir."
Ki vesayeti ülke ve millet olarak "en acımasız" halini yaşadığımız ortada iken…
GÜR'E GÖRE KÜRT SEÇMEN…
Adil Gür.
Son düzlükte, "Kürt seçmeni" tercih noktasında analiz etmiş.
Önceki gün, kaleme alarak geniş bir değerlendirme yapmış…
Gür'e göre.
"Kürtler" çoğunlukla "Evet" diye oy kullanacak…
***
Tabi, Kürt seçmeni…
Doğu ve Güneydoğu "üzerinden" değil…
Batı'da bulunan.
Yani, İstanbul, İzmir, Ankara.
Mersin. Bursa gibi…
İllerde yaşayan "Muhafazakâr Kürtler" için bu analizi yapıyor.
Onlar "evet" diyecek…
Ama genel fikriyat; "ideolojik" olacak…
***
ŞAKA. ŞAKA… YA ŞAKA…
Sanmıyorum…
Kemal Bey bunu demiş mi?
Denilen o…
Katıldığı canlı yayında; "Koalisyonlu hükümetleri" savunmuş.
Hatta iddialı bir laf bile etmiş…
Demiş ki;
"Koalisyon istikrar demektir…"
***
Kemal Sunal'ın repliğini hatırlattı bu ifade…
"Ağam eğlenir benimle."
Aynen de öyle…
Kemal Beyler de…
Seçmenle, "eğlenir"…
Yani şaka yapi…
***
Geriye dönüp baksa…
Görecek.
Koalisyonlu hükümetlerin "istikrarlı" halini.
6 ayda bir hükümet!
94 yılda, 65 hükümet…
16 Ay'a bir iktidar ve seçim.
Şaka değil gerçek bu Kemal Bey…
"Bizimle eğlenmeyi…" bırak artık…