REKTÖR'ÜN VERYANSINI!

Evet…

D.Ü'de; "hayli sert" rüzgârlar estiğini biliyoruz…

FETÖ operasyonları…

Gözaltı…

Tutuklamalar…

İhraçlar…

Yeni örgütlenmeler…

Akademik "kamplaşmalar"…

Eskiden kalma enkazlar…

Yolsuzluk…

Usulsüzlük…

Farklı bir çarkın işleyişi noktası…

Yani, pek atmosferi hal-i hazırda "sağlıklı" görünmüyor…

Çünkü "enkaz" ağır devredildi.

***

Dün, bunlara dair "istişare…"

Açıklık…

Gelinen aşamanın "seyrine" dair; "cevaplar" beklerken…

Tam aksi bir durum hâsıl oldu…

Yeni fırtınaların "estirildiğine" dair; "tepkiler" silsilesi geldi…

Tabiri caizse; "bir dokun bin ah işit" misali…

Rektör Prof. Dr. Talip Gül…

Kameraların karşısına geçti…

"Açtı ağzını yumdu gözünü!"

Neler demedi ki?

***

Özetini aktarayım…

"Sanki üniversitelerin misyonu, eğitim bilimsel çalışmalar değil de iş, istihdam, ihale gibi işlerle meşgul olan bir kurum gibi görünüyor.

Bizden misyonumuz dışında, gayemiz dışında, görevimiz dışında çok şey isteniyor.

Siyasilerden tutun da tabi herkesi kastetmiyorum, iş adamlarından, kurumlardan çok şey isteniyor.

İstedikleri şeylerin çoğu da bilimle ilgili olmayan şeyler, üniversitelerin eğitimi ile ilgili olmayan şeyler.

İş istiyorlar, istihdam istiyorlar, ihale istiyorlar."

***

Gül…

İstekleri yerine getirmeyince..

Bu kez "algı" operasyonu yaratılıyor iddiasında bulundu…

Buna dair, ifadeleri de şöyle...

"Bunları yerine getirmeyince de bizim aleyhimize bir algı oluşturmaya çalışıyorlar.

İşlerden biz sorumlu değiliz.

Bizlerden eleman istihdam etmemizi istiyorlar, bizim böyle bir görevimiz yok, yerimiz de yok zaten.

İhale istiyorlar, biz bütün ihaleleri şeffaf bir şekilde yaptırıyoruz.

Birisi gelip bir ihalenin herhangi birine peşkeş çekildiğini ispat ederse ben bu görevi bırakırım."

***

Gül bunları dile getirirken…

Sormadım değil…

Ciddi bir itham…

Ciddi bir tepkisel ifadeler var…

Kim, kimler?

Herkes "zan altında, herkese bir suçlama var?"

Cevabı…

Her ne kadar "sonradan", genelleme değil de "bir kaç kendini" bilmeze indirgediyse de…

Görünen o ki…

D.Ü'de bu minvalde "gerilim" hayli yüksek bir modda…

***

Bakalım!

Siyasiler… Özellikle de; "iktidar" kanadı..

Öyle ya…

İş isteyen…

İhale isteyen…

Kadro isteyen var ise…

Ki Rektör'ün ifadesine göre varmış ki söylüyor…

Burada en bariz zan altındaki parti hiç kuşkusuz ki; AK Parti…

***

AK Parti…

Rektörün bu minvaldeki çıkışına ne diyecek?

Özellikle Milletvekilleri…

İl Teşkilatı…

Tepkiler nasıl karşılık bulacak merak ediyorum…

Ki göreceğiz…

Tabi İş dünyasından da bir serzeniş gelir mi?

Ve kamunun bazı kurumlarından…

Anlayacağınız!

İşler birazdan öteye çok kızışacak gibi!

***

Lakin diyeceğim o'dur…

Ki her kim olursa olsun…

Hangi makam olursa olsun…

İster atanmış…

İster seçilmiş olsun…

Fark gözetmeksiniz…

Varsa bir arıza-i durum…

"Net ve açık olarak" ifade edilsin…

Kimse; ne "karnından" konuşsun…

Ve ne de; "dolaylı, imalarla" dolu birlerine mesaj vermesin…

***

Bizi de..

Ahaliyi de…

Kafa karışıklığı içerisinde; "boğdurmasın.."

Peşin hükmün…

Ön yargının, "kulvarına" sokmasın…

Vesselam…

 

 

***

KARARSIZLAR VE HÜDA-PAR…

Dünkü yazımda!

Siyasilere; "pür dikkat" çekmiştim…

Özellikle..

Güneydoğu seçmenine dair…

"Seçmen kararsız"…

HDP'nin "siyaset" üretememesi…

"Şiddet'te" meyil vermesi…

Çukur siyaseti…

Hendek ve barikat terörü…

Parti'de tarihsel bir kırılma yarattığını…

Ve taban "kayması" olduğunu söylemişti…

***

İktidar da… Muhalefet de…

Evet'i,

Hayır'ı "artırabilmek" için..

Bu kararsızları "sandığa" taşımalı…

"Tercihsel" karara, adapte etmelidir…

Aksi takdirde…

Kararsızlar sayısı "bölgede patlama" yaratacak…

Sandığa "gitme" ise hayli düşük olacak?

***

Yazıma…

Birçok kesimden farklı yaklaşımlar oldu…

Pozitif ve negatif anlamda…

Ama!

Resmi görme noktasında; "aynı görüş" çok ama çok fazla idi…

Nitekim!

MAK Danışmanlık Şirketi de; "aynı" görüşü dün paylaşmıştı…

***

Seçmenin kafası karışık…

Kararsız yüksek…

Mehmet Ali Kulat, soruya yanıtı şöyle…

Öncelikle HDP tabanı ifadesiyle 7 Hazirandaki yüzde 13' ü mü?

1 Kasımdaki yüzde 11'i mi?

Hangisini baz alacağız?

Bunu iyi incelemek lazım…

Şu an bölgede yapılan hemen bütün kamuoyu yoklamalarında HDP yüzde 7’lere inmiş görülüyor.

Bu yüzde 7’lik blok büyük ölçüde “Hayır” diyecektir.

Aradaki 4-6 puanlık fark için şu an itibarıyla başta AK Parti olmak üzere başka bir partiye gittiğini de söylemek için erken…

***

Ancak bu yüzde 4-6 puanı bulan; son iki seçimde HDP ye oy verip şimdilerde HDP’den kopmuş seçmen…

Ki bu seçmen geçmişte en az bir seçimde Ak Parti'ye oy vermiş…

Bu durum nokta-i nazara alındığında; bölgede yapılacak iyi bir çalışmayla "Evet" adına ciddi bir potansiyel oluşturulabilinir…

***

Ki bunları da ifade etmiştim…

Bir önceki yazımda da "eğer ki" diyerek belirtmiştim…

Eğer ki Ak Parti…

Oluşan kırılmayı, "kendi hanesine" çekmek istiyorsa…

Evetleri çoğaltmak istiyorsa…

Sahaya süreceği "siyasi aktörleri" iyi seçmeli…

Güven verici olunmalı…

Ve tabi ki…

Kürtler adına yarınlara dair…

Halklar ve haklar yönünde; "samimi vaatler" ortaya koymalıdır…

***

Ve mevcut vaki olan…

Sorunlara…

Özellikle, "çukur siyasetinin" yarattığı yıkıma dair…

Ötelemeyen… Geçiştirmeyen…

İvedi…

Çok ama çok hızlı; "sosyal devlet" olabilme ilkesini, "sahaya" sürmelidir…

Bunlar vücut bulursa…

İnanıyorum ki;

Evet'ler "bölgede tarihsel" bir patlama yapar…

***

Ama!

Önceki seçimlere benzer bir politika ortaya konulursa…

Değişen bir şey olmaz…

Var olan da; "elden" gider…

Çünkü oluşacak kanı…

Tıpkı, 7 Haziran ve 1 Kasım sonrası…

HDP için ortaya konulan tavır neyse…

Daha fazlası, AK Parti'ye gösterilir…

Ki bu durum…

Çok ama çok vahim; hadiselere de ikmal sağlar…

***

HÜDA-PAR EVET DİYECEK?

Gelirsek!

Bölgede en çok konuşan kesim…

Hüda-Par ne diyecek?

Evet mi, Hayır mı?

Bunla alakalı da; "önceki yazılarımda" sinyali çakmıştım…

Özellikle de, Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu ile görüşmelerim…

Basına yansıyan "satır arası" ifadelerinin paralelinde, belirtmiştim…

Hüda-Par "Evet" diyecek diye…

***

Nitekim…

Bugün Parti bu minvalde "rengini" açıklayacak…

Basın toplantısı yapılacak…

Yapıcıoğlu; "evet" diyecek…

Tabi bu tercih birçok "etken" içeriyor…

Ama en barizi…

Ki net olanı da budur…

Hüda-Par, HDP ve PKK'yla "aynı kulvarda" görünmek, işlev yapmak istemez…

***

Tabi!

Tercihsel karara dair; "şu önerme" dikkat çekici olur…

Özellikle; "evet" diyoruz…

Ama taban serbest…

Malum, Hüda-Par'ı "oyları" kemik, sabit oylar…

Bölgenin 3. parti olması münasebetiyle; "Referandum'a Evet'i"…

Getiri babında; "kazancı" yüksek olacak…