RESMİ BÜYÜK GÖRELİM!
Farklı mülahazalar olsa dahi.
Gelinen aşama itibariyle.
Ki özellikle; "Türkiye'ye özgü olarak…
Terör…
Artık "diplomatik" bir kimlikle hareket ediyor…
Mesajını da…
Dizaynı da.
Bu minvalde; veriyor, sorgulatıyor…
***
Beşiktaş'taki saldırı.
Kayseri'deki, hainlik.
Ve son olarak;
Rusya Büyükelçisi'ne yönelik suikast girişimi!
Hepsi.
Ki evveliyatı da var.
O da; 2016'daki tüm "şiddet ve terör" vakaları.
***
Tek eksende.
Tek akılla.
Türkiye'yi "içten ve dıştan" boğarak…
"Büyük Ortadoğu Projesini" ikmale getirmektir.
Irak'taki kaotik durum…
Suriye'deki "vahşi" iç çatışmalar…
***
Emperyalizmin.
AB'nin.
ABD'nin.
Ve tabi ki, İsrail’in nam-ı hesabına icra edilmektedir…
Ne Esed'in.
Ne de Bağdadi'nin "hal-i vaziyeti" kimsenin umurunda değil.
***
Umurlarında olan tek şey var.
Türkiye'yi içten vurmak…
Böl, parçala yut moduna getirmek…
Ardından.
Yüz yıl önce yapılamayan “Sykes Picot”u hayata geçirmek.
Ardından da "Büyük Ortadoğu'yu" ikmal etmek…
***
O'nun için.
Yaşananları "büyük" resimde görmek lazım…
Tekile inilirse.
Detayları göz ardı edersek…
Örgütleri "sınıflandırırsak."
Eylemlerin "halkalarını" zincirleyemezsek…
"Terör" her daim vurmaya devam eder…
Çünkü adımlar hesaplı atılıyor…
***
Ne diyoruz.
Milli bir ruh…
Milli bir mücadele…
Milli bir seferberlik…
Yani "bin yıllık" kardeşliğin, kültürüyle dayanışma.
Omuz omuza vermek…
***
Kimse.
PKK'yı, PYD’ yi, TAK'ı…
Ya da, DHKP-C'yi, TİKKO'yu.
DAEŞ'i.
Türk solunu.
Ya da Seküler, jakoben, ulusalcı anlayışı.
Pek tabi ki…
Üst akılları, komuta merkezleri; "Siyonizm’in baş aktörlerini?"
***
Birbirinden ayırt etmek…
Farklı görmek.
Birbirleriyle "ilişkilendirmemek…"
Tarihsel bir yangı olduğu gibi…
Gaflet ve delaletin de; "dik alası"dır.
Ki yıllar yılı; "terörü" alt edemeyişimizin.
Üstesinden gelmeyişimiz.
***
Aynı çizgi de.
Sosyal.
Siyasal.
Ekonomik.
Ve Kültürel bazda "sebep-sonuç" ilişkisine odaklanmayışımız.
Buna dair irade koymayışımız.
Sürekli ötele.
Sürekli inkâr ve asimilasyona "dayandırmamız."
***
Tamamen.
Siyasi basiretsizlikten kaynaklanmaktadır.
Kendi yaramıza.
Kendi dertlerimize; "kendimiz" değil, başkalarından, "medet" aramamızdır.
Ki onlar da; "ata düşmanı, baba hasmı" olanlardır.
***
Osmanlı'yı neyle yıktılar.
"Arap" ırkçılığıyla.
24 Devlet bir anda, "dağıldı."
Osmanlı hilafeti, tarumar edildi.
Bir bakın.
O günden bu yana; Osmanlı'dan ayrılan ülkeler "kimin sömürgesi" altına girdiler.
***
Her ne kadar; "adları" var ise de…
Bağımsız "ülkeler" diye, ifade ediliyorsa da…
İktidarlar da…
Yönetim kadrosundakiler de "hepsi", haçlı emperyalist sömürgecilerin; birer piyonu!
Yeraltı zenginlikleri.
Yer üstü zenginlikleri; bunların sömürgesinde.
Ve yine.
Bu ülkelerin yüzde 80'ni.
Yıllar yılıdır; "terör, kan ve gözyaşı" batağında.
***
O'nun için.
Çok ama çok uyanık olmalıyız.
Birliğimizi.
Dirliğimizi.
Milli ruhumuzu; "ümmet ve kardeşlik" duygusuyla pekiştirmeliyiz
Çünkü başka çaremiz yok…
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "milli seferberlik" çağrısı…
Saldırılara.
Terörü karşı; beyanları mana itibariyle nettir.
Dün Osmanlı'ya yönelikti.
Bugün ise, Türkiye'ye yönelik; "aynı karanlık senaryolar" uygulanıyor.
***
Haçlılar emir veriyor.
Lojistik destek sağlıyor.
Silah, mühimmat temin ediyor.
Ve emir komuta zinciriyle…
İçimizdekiler; "talimatlar" doğrultusunda kan döküyor…
***
İşte, FETÖ terör örgütü…
Tıpkı, PKK gibi…
Tıpkı DAEŞ gibi…
PKK Kürtleri kullanarak, alan hâkimiyeti kazandı.
DAEŞ, "Şii-Sünni" çatışmasıyla, büyüdü.
FETÖ'de…
Himmet, hizmet, din "diyerek" palazlandı.
Ama hepsinin beyni; "Emperyalizm"
***
Rus Büyükelçisi Andrey Karlov suikastı!
Çok derin; "mesajlar" ihtiva etmektedir…
Ki "Diplomatik dizayn."
15 Temmuz!
Ve ardındaki gelişmeler; "aslında" her şeyi net okutuyor…
***
Düşünün!
Daha kısa bir süre öncesine kadar.
Rusya ile "savaş" konumuna gelmedik mi?
Uçak düşürülme olayı.
Her ne kadar dönemin Başbakanı…
Kerameti kendinden menkul bir ifadeyle; "benim emrimle" oldu dediyse de.
Bilahare ortaya çıktı; FETÖ "kumpası" olduğu.
***
Salt bu uçak düşürülme olayı bile.
Türkiye'ye.
Ekonomik ve siyasi bazda; "ağır faturalara" neden oldu?
Ticari hayat durdu.
Ama sonra; "işler" rayına oturdu.
Ki bu yol seyrinde, Karlov'un bir hayli emeği olduğu söyleniyor.
Çünkü 2013'ten beri, Türkiye'de.
Ve ülkemizi de, "çok yakından bilen, tanıyan, analiz" edebilen biri.
***
Yani Türkiye dostu biri…
Ki birçok büyükelçinin aksine…
Kendisi, Türkiye'nin "güvenilir" bir ülke olduğunu ifade etme babında…
"Korumasız gezerdi"
Nitekim 15 Temmuz'u 'öncü istihbaratını" veren Rusya idi…
***
Yani ilişkiler bu kadar dostane gelişirken…
Ticari anlamda; "işbirliği" pik yapmışken…
Doları çökertme anlamında; "ittifak" yapılırken.
Suriye'ye dair politikada!
Rusya, İran ekseninde; "birlikte" hareket edilirken…
Son olarak.
Halep'te "insanı koridorda" mutabakat sağlanırken…
***
Daha da ötesi!
Dışişleri Bakanlar zirvesinden 24 saat kala.
Türkiye için gurur verici olan.
Avrasya tünelinin açısından bir gün önce…
Bu suikastın, Ankara'nın göbeğinde gerçekleştirilmesi!
Sıradan; bir vaka değil…
***
15 Temmuz'daki depremin aslında; "artçı" şoklarıdır.
Suikastçının; polis çıkması…
Oraya polis kimliğiyle; girmesi…
FETÖ soruşturmasında, listede yer alması.
Aile fertlerinin; "bağlantılarının" ortaya çıkması…
Diyarbakır'da görev yaparken…
15 Temmuz'dan bir gün önce; "iki günlük rapor" alıp, izne çıkması.
***
Yine!
Bu şahsın, Ankara'daki ikametgâh adresinin.
FETÖ'cü bir gazetecinin evi olması.
Özetle!
Üst aklın komutasıyla; FETÖ patentli bir suikast yaşandı.
Gaye; Türkiye'yi "her yönüyle" yalnızlaştırmak…
Ardından, "despotik" bir yönetim anlayışına dair algı yaratmak…
Ve ardından; Emperyalizmin çizmeleri altına, Türkiye'yi mahkûm etmek!
***
Sonuç itibariyle!
Ülke ve millet olarak karşı karşıya olduğumuz; "terör" sarmalı, komplikedir.
Uluslararası "akla" sahiptir.
İnce hesaplanmıştır.
Tarihsel geçmişe dayanmaktadır.
Plan ve program, yüz yıl öncesine dair "kurguyla" hedefine doğru ilerlemektedir.
***
Hiç kuşkusuz ki!
Karanlığı yenen; aydınlıktır.
Kaosu bertaraf eden; sağduyu hâkimiyetidir.
İhaneti alt eden ise; milli birliktir…
Yeter ki birlik olalım.
Yeter ki yürüklerimiz, bir atsın.
Çünkü aydınlığı yenebilecek hiç bir karanlık, yoktur!
***
Ama şu notu da düşmek istiyorum.
Tıpkı, Kayseri'deki saldırı gibi…
Büyükelçi Karlov'a yönelik suikasttı.
İstihbarı "zafiyetler" halkasını bir hayli; içinde barındırıyor.
Bunun sorgulanması; özeleştirisi gerekli.
Ki her olayda bunu söylüyoruz.
Ama kimse bugüne kadar; "gerçeği" itiraf etmiş değil.
Bedel de vermiş değil.
***
EEE BEE BURHAN KUZU!
Bilmem…
Sana ne demeli.
Kendi beyanınla; "alçak mı?" denilmeli.
Yoksa "zihin fakiri mi" denilmeli.
Yorum sizin.
Ama şunu ifade edebilirim mi?
Ki hep vurgulularım; AK Parti'nin başındaki en büyük musibet içindeki "AKP'lilerdir?"
Sanırım sizde onlardansınız…
***
Yoksa!
Erdoğan'ın her ifadesinin satırında değindiği…
Kendisine "şiar" edindiği…
Ve İslam-i kimliğiyle "gururlandığını" beyan ederken.
Siz kalkıp.
Cumhuriyet sonrasında.
İslam'a,
Medreselere,
Ulema kesimine ab-ı hayat tanımayan.
***
İdam eden.
Sürgünlere maruz bırakılan…
Zindanlarda, hayat çürüten…
Laikçi, jakoben anlayışa karşı; "kıyama" kalkan Şeyh Saidi…
Getirip, keferetül fecerelerle eş tutman.
İğrençliğinde, "alçak" deme gibi gaflet içerisinde bulunman.
Hele ki, PKK'nın safında, gösterme gibi; "çukur" zihniyeti kusman.
Doğrusu!
Bulunduğun camia açısından; "akla ziyan"
***
Düzeltme.
Kıvırma mahiyetli, beyanların da.
Şüyuu vukuundan bezer.
Lakin.
Benim anlayamadığım; "seninle" aynı kulvarda yer alan.
Bölge siyasilerimizin; "sana karşı" ketum kalışları.
Çirkinliği "içlerine" sindirmeleri…
***
Nerde;
AK Parti Diyarbakır milletvekilleri.
Nerde,
Bingöl milletvekilleri.
Nerde,
Bitlis, Van, Batman, Erzurum Milletvekilleri…
Profesör olmuş ama cehalet kulvarında yüzen, Kuzu abinize bir anlatın.
Şeyh Said.
Ve Arkadaşları "neyin" mücadelesini verdi…
Adaletine inandığı(!), hukuk onlar için nasıl bir hüküm verdi?
***
İngilizlerin nam-ı hesabına mı?
Yoksa İngilizlerin nam-ı hesabına da; katledildiler.
Biri öğretsin.
Yazıklar olsun…