SİYASETİN ÖZÜ ÖLÜNCE!

Hep derim..

Dün de dedim.. Bugün de tekrar ediyorum..

Öyle görünüyor ki; yarın da "demek" zorunda kalacağım…

Dediğim şu…

Siyaset "özünü" kaybetmiştir…

Ki vaziyet "bunda" muktedir..

Hal-i pür melalimiz de harap halde oluşumuzda buna delalettir…

***

Eğer ki, "Sivil iradeye" darbe girişimi yapılıyorsa.

Eğer ki, "Yasama" kumpasvari, faaliyetin ağında yüzüyorsa.

Eğer ki, "Yargı" bağımsızlığını, yitirmiş, kontrol dışı işliyorsa…

Eğer ki, "Yürütme" raydan çıkmış, "abilerce" yönetilip, ikide bir istoplanıyorsa…

Eğer ki, "Devletin" çivisi çıktığını herkes, bağırarak ifade ediyorsa…

Demek ki; "Siyasetin" özü mevta olmuştur.

***

 

Eğer ki; "Milli meseleleri" kısır döngü içerisinde tutuyorsak…

Eğer ki, "İnkârı asimilasyonu" çözüm mekanizması olarak görüyorsak…

Eğer ki, "Toplumsal birliktelik ve barıştan" korkuyorsak…

Eğer ki, "Varlığımızı" kamplara, ötekileştirmelerde, görüyorsak…

Eğer ki, "Birbirimize" hasım olma noktasına gelmişsek…

Demek ki; "Siyasetin" özü mevta olmuştur.

***

Eğer ki, "Halkla-teröristi" bir birinden ayırt edemiyorsak…

Eğer ki, "40 yıldır" teröre karşı, "başarı" ortaya koyamıyorsak…

Eğer ki, "Örgütler" ülkenin her sathında, üreme ve taban buluyorsa..

Eğer ki, "Allah’ın günü" oluk oluk kan akıtabiliyorsa…

Eğer ki, "Etnik kimlik ve İnanç" üzerine terör örgütleri varlık gösteriyorsa..

Demek ki; "Siyasetin" özü mevta olmuştur.

***

Eğer ki; "Senin teröristin, benim teröristim" ayırımındaysak..

Eğer ki; "Ölü sevici, rakam yarıştırıcı" noktaya gelmişsek..

Eğer ki; "Terör örgütleri" siyasi yapıların "arka bahçesi" olarak kullanılıyorsa.

Eğer ki; "Toplum" bu siyasi akımların peşinde, gidebiliyorsa…

Eğer ki; "Millet" toplu katliamları, kanıksar duruma gelmişse…

Demek ki; "Siyasetin" özü mevta olmuştur.

***

Eğer ki; "İç savaşı" körükler fikri, üretiyorsak..

Eğer ki; "Kaosu" sınıfsal noktada alkışlayıp bunu "özgür düşünce" diye yutturuyorsak..

Eğer ki,"Demokrasiyi" kişiye ve gruba endeksli görüp işliyorsak…

Eğer ki, "Cumhuriyeti" cumhur'un "baş düşmanı" olarak, kurguluyorsak…

Eğer ki; "Laiklik ve Kemalizm’i" vesayetle ikmale getiriyorsak…

Demek ki; "Siyasetin" özü mevta olmuştur.

***

Eğer ki; "Zulmün" başına Adalet külahını giydirmişsek..

Eğer ki, "Hâkimi ve savcıyı", "vicdan ve cüzdan" arasına sıkıştırmışsak…

Eğer ki; "İdarecilikle" liyakati değil "dayıları" referans alıyorsak…

Eğer ki; "Rüşveti ve kayırmayı" hayatın olağan akışı diye görürsek…

Eğer ki; "Kamuyu" birilerinin "akçeli bahçesi" olarak yönetiyorsak…

Demek ki; "Siyasetin" özü mevta olmuştur.

***

Eğer ki; "Yaşamın her alanında" mafya türemişse.

Eğer ki; "Hırsızlık, yolsuzluk" alabildiğine artmışsa.

Eğer ki; "Uyuşturucu, ahlaksızlık" tavan yapmışsa.

Eğer ki, "Sapkınlık, tecavüz" sıradan vakalar haline gelmişse.

Eğer ki; "Aile" mevhumu diye bir kavram kalmamışsa.

Demek ki; "Siyasetin" özü mevta olmuştur.

***

Eğer ki; Fakru zaruret toplumu kasıp kavuruyorsa.

Eğer ki; Menfaat üzerine kurgulu yaşam revaçta ise..

Eğer ki; "Saygı ve sevgi" çıkara kurgulanmış duruma gelmişse..

Eğer ki; "Örf, adet, gelenek görenek" çağın ayıbı görülüyorsa.

Eğer ki; "Din, inanç ve değerler" gericilik olarak, dayatılıyorsa.

Demek ki; "Siyasetin" özü mevta olmuştur.

***

 

Eğer ki, Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi hazretlerinin ifade ettiği gibi..

Ki bir asır öncesi kaleme almış bir ifade..

Der ki..

Zulüm, "başına" adalet külahını geçirmiş.

Hıyanet, hamiyet libasını giymiş.

Cihada, bağy ismi takılmış.

Esarete hürriyet namı verilmiş.

Ecdat, suretlerini mübadele etmişler…

***

Çünkü der…

Menfaat üzerine dönen siyaset; "canavardır.."

Aç canavara karşı tahabbüb, merhametini değil, iştihasını açar..

Öyle ki..

Döner…

"Hem de diş ve tırnağının kirasını da ister"

Zaman gösterdi ki; "cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil"

***

Üstad  "vaziyeti" şöyle noktalıyor..

Diyor ki..

Bütün ihtilâlât ve fesadın asıl madeni ve bütün ahlâk-ı rezilenin muharrik ve menbaı, tek iki kelimedir.

Birinci kelime:

"Ben tok olsam, başkası açlıktan ölse bana ne."

İkinci kelime:

"İstirahatım için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim."

***

Velhasıl gelinen nokta itibariyle..

Yaşadığımız hal..

İçerisinde bulunduğumuz "ahval" ki vaki bir durum..

Peki sebeb-i mucibesi..

Yani durumun sabası nedir; nedendir?

Elbette ki; "siyasal" ikmaldir..

Ve "siyaseti" ayakta, tutan ahalidir..

***

Çünkü mevcudiyet, "ikilinin" elinde, şekl-i şemale geliyor..

Bu da demektir ki..

İkisi de; "özünü" yitirmiş, ölmüştür..

Yani "Siyaset" özünü kaybetmiş, bir mevta haline gelmiştir..

Ahali de, aynı minvalde erozyona uğramıştır.

Yoksa ülkenin ve milletin hal-i pür melali "vay ki vay" dedirtir miydi?

Ne mümkün?

Sizce; vaziyet neye delalettir?