SİZCE SEÇİMİN PROFİLİ NE OLUR?
Sohbete,
Bir soruyla başlamak gerekirse!
O zaman şöyle diyelim;
12 Haziran seçimlerinde Diyarbakır'ın profili ne olur?
Sandığın,
Galipleri ve sürprizleri kim olacak?
Bilmem,
Katılır mısınız - katılmaz mısınız?
Ben, bu seçimlerin "hayli" sürprize açık olduğunu söyleyebilirim.
Özellikle de,
"Oy potansiyeli" ve adayların, "aradan" sıyrılma halleri.
Tabi aynı zamanda,
Ciddi manada "dengelerin" de değişime uğrayabileceğini de görmek lazım.
* * *
İsterseniz,
Peşin hüküm "mülahazasına" sokulmadan, geçmişe bir göz atalım.
Yani, 4 yıl öncesine gidelim.
2007'de yapılan seçimlerin, o gün için icra ettiği görüntü nedir?
Bakalım.
Seçmen sayısı,
Partilere göre dağılımı, sandalye sayısı, kim kaç milletvekili aldı, soruların cevabını görme açısından.
Çünkü,
2007 ila 2011 yılı arasında "seçmen ve sandalye" sayısı, farkı kadar.
Partilerin,
Bağımsızların ve Milletvekili adayların "seçiciliği" de, aynı minvalde çok değişik.
Artıları-eksileri-polemikleri çok!
* * *
Bakınız;
2007'deki Diyarbakır'ın seçmen sayısı 675 bin 192.
O gün,
Sandığa gidenlerin sayısı 479 bin 617.
Geçerli oy ise; 467 bin 496.
Bu rakamlara göre,
Seçime katılım oranı 2002'ye göre daha yüksek bir profille yüzde 71.03.
BDP,
O gün DTP olarak 4 Bağımsız ismi aday göstererek desteklemişti.
Oyların,
Yüzde 47.01'ini aldı.
219 bin 779 oy'la, 4 Milletvekili sandalyesine sahip oldu.
AK Parti ise;
Oyların yüzde 40,9’unu alarak, 6 Milletvekili çıkardı.
O gün aldığı oy ise; 191 bin 214.
Bugün;
Birinci sıra Bağımsız Milletvekili Adayı Mehmet Salim Ensarioğlu da Demokrat Parti'deydi.
Onun partisi; Demokrat Parti de o gün oyların yüzde 5.22'sini, yani 24 bin 381 oy almıştı.
CHP ise,
Yüzde 2.45'le 11 bin 431 oy almıştı.
* * *
İsterseniz;
2009 yılındaki Yerel seçimlerin sonuçlarını da göz önüne alalım.
Özellikle;
İl Genel Meclis seçim sonuçları noktasında.
Yol haritası açısından bu veriler daha sağlıklı bir yol aldırır.
Bakın, o tarihte;
AK Parti 194 bin 670 oy almış.
DTP, 377 bin 637 bin oy, Demokrat Parti de, 22 bin 146 oy almıştı.
İl Genel Meclis üyeliği sandalyesi sayısı da;
'AK Parti 18, DTP 48 DP ise 1' diye dağılmıştı.
Şimdi gelelim;
12 Haziran'ın bu veriler ışığında ortaya koyacağı sonuç!
Malum,
BDP'nin desteklediği Bağımsızların sayısı bu seçimde, 4'ten 6'ya çıktı.
Yani,
2007'ye göre iki sandalye sayısını, yükseltti.
Bunu da,
2009'daki "oy potansiyeli" doğrultusunda, karar aldığı biliniyor.
* * *
İsimler,
Ve eksenlerindeki "siyasi misyonları" açısından, BDP'nin Bağımsızları Diyarbakır için önemli.
Tabiri caizse;
"Ağır toplar" diye, ifade edilen isimlerden müteşekkil.
Oyların,
Alımı ve milletvekili sayısının bir fazla olması, BDP için 6 kesin olarak görülüyor.
Ancak,
BDP'nin "yumuşak" karnı, Leyla Zana ve Hatip Dicle'nin özellikle "oy patlaması" yapma durumları.
Evdeki,
Bulgurdan olma misali, fire verme durumu hâsıl olabilir.
Risk oluşturur.
Çünkü
Şerafettin Elçi ve Altan Tan'ın konumları, "birebir" gölgeleme teşkil ettiği için, "kritik" bir hal.
Sonuç itibariyle;
BDP 12 Haziran'da, 350 bin üzerinde "oy" alması gerekir.
Aslında,
Bu rakamı telaffuz etmemdeki neden, Sayın Elçi'nin rakamı ifade etmesidir.
İki gün önce,
Sabah kahvaltısında bu konuyu bizzat kendisiyle konuştum.
Bu seçimde, kaç bin oy toplam bekliyorsunuz diye?
O da,
"350 bin bekliyorum, 400 bin ise zafer olarak görüyorum" dedi.
* * *
Gelelim,
AK Parti'ye. Ki, en büyük hesap ve incelikler burada kendini gösteriyor.
Şöyle ki;
AK Parti bu seçimde 2007 ila 2009'daki "oy potansiyelini" koruyabilecek mi?
Şuan,
AK Partinin kendisi ve tabi ki "onların" alacağı oylarla, akıbetlerine sirayet edecek olan iki isim var.
Birincisi;
Bu kez Demokrat Parti'den değil, Bağımsız olarak seçime giren M. Salim Ensarioğlu.
İkincisi de,
CHP'den Salih Sümer.
Doğrusu,
CHP için şans tanımak benim için "hayalperestlikten" öteye gitmez.
Kendi içinde "kaynayan kazan" misali.
Ama,
Salim Ensarioğlu için "şans" yüksek!
Kendi ifadesiyle;
"AK Parti 2009'daki oy oranını bulamaz ise.
150 ve aşağı oranda oy alırsa; "don" sistemine göre, şansım yüksek.
30 bin üzeri alınacak bir oy oranıyla, Meclis'e gitme şansım var" diyor.
* * *
AK Parti'ye ve onların hedeflerine gelirsek.
Malum,
İktidar partisi olmak ve iki dönem iktidarda bulunmak, "yıpranma" noktasında, elbette ki durum vaki.
Ancak,
Onlara göre bu yıpranma, "icraatsızlık" ve halkın sorunlarına eğilmeme, isteklerinin yerine getirilmemesi halinde, söz konusu.
AK Parti ise,
Cumhuriyet tarihinden bugüne yapılmayanı 8,5 yılda yaptığını söylüyor.
Ve nitekim
Seçim aktivitelerinde "hayaldi gerçek oldu" sloganı öne çıkıyor ise de.
İktidar olmanın,
İmkanları kullanılıyorsa da..
Ama yine de,
AK Parti'nin 2007 ila 2009'daki performansı "yakalaması ve göstermesi" zor gözüküyor.
Hele,
Kürt sorunu açısından atılan "demokratik açılım" adımları.
Ve sonrasında,
Bu adımların "erozyona" uğratılması yönündeki, siyasi söylemler.
Tabi bu zor hal;
Farklı bir düşünce ortaya koyacağını beklemediğimi ifade ederek.
Başbakan Erdoğan'ın,
1 Haziran’da Diyarbakır’da yapacağı mitingdeki "açıklamaları", değişim olasılıklarını, getirebilir mi?
Bilmem.
Hani derler ya siyaset bu.
* * *
Çünkü,
Baksanıza düne kadar "Kürt" kelimesini dahi söylemekten imtina eden, Kılıçdaroğlu Van ve Hakkâri’de döktürdü.
Tabiri caizse;
"Aslan" kesilerek, BDP'yi de aşarak "Kürt sorununu ben çözerim" deme cesaretini gösterdi.
24 saat sonra,
Söylediklerini unutursa bilmem, Diyarbakır'da benzer çıkışı ne kadar "alaka" görür, onu merak ediyorum.
AK Parti,
BDP'nin bağımsızlarına karşı, geriye kalan 5 sandalyeyi "top yekün" olmak istiyorsa.
Özellikle de,
Üzerleri çizilenlerin ki "halkın" oh be dediği, isimlerin "bak gördünüz mü" dememeleri için..
Ciddi bir,
Atılım ve güven kazanımı performansı göstermesi gerekir.
İmkansız değil, ama biraz zor..
* * *
Buarada,
MHP'nin Diyarbakır Mitingi kesinlik kazandı gibi.
Dün,
İl Başkanı İl Valiliğine dilekçe vererek, 6 Haziran için İstasyon Meydanında miting yapılması yönünde "izin" istedi.
Sonuç itibariyle;
Diyarbakır'ın 12 Haziran profili "aşağı yukarı" az önceki söylediklerimin ötesine gitmeyecek.
Ama,
Önümüzdeki hafta Diyarbakır'ın siyasi anlamda hayli "hareketli ve gerilimli" olacağı muhakkak.
Bakalım,
800 binin üzerindeki seçmen sayısı.
Ve 11'e çıkan, milletvekili sayısıyla, kim ve hangi parti "ipi" göğüsleyecek.
Rüzgâr nasıl bir esinti verecek.
Onu da, 12 Haziran akşamı hep birlikte göreceğiz.