TABULARI YIKMAK İÇİN?

Gültan Kışanak…

Diyor ki;

"Dicle Vadi" kararını iptal ettik.

Doğru!

Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi, hükmü verdi.

"Yapı Rezerv alanı" olarak kullanılamaz.

***

Dün yazmıştım; "İyi ki; yargı var" diye…

İyi ki, "hak tecelli" etti.

İyi ki, Belediye "dik" duruş sergiledi.

Yazıya…

Hayli tepkiler aldım.

Özellikle olumlu noktada…

***

Kırklar Dağı’ndaki "ihanet" hançeriyle inşa edilen binalar.

Ve Fiskaya Şelalesinin "gözüne diken" olarak yapılan, ucube yapı…

Bunlara da "neşter" vurulsun.

Kollektif bir işbirliğiyle; "yargıya" taşınarak, tabu yıkılışına ilişkin çağrıma da ses verildi…

Birçok kişi…

Ve kurum aradı…

Yargı yönünde; "aktif" rol alacaklarını haber verdiler.

Eee.

Biz de yanlarındayız.

 

 

***

 

Gelirsek!

Başkan Kışanak'ın, yazıya girişteki ifadesine.

"Dicle Vadi" kararını iptal ettik.

Suriçi esnafı…

Semt sakinleri…

Ve Sur belediye Meclis üyelerinin katılım gösterdiği toplantıda bunu diyor…

Öncelikle, tebrik ediyorum…

***

Ama şu sözünü de hatırlatmak istiyorum.

Kırklar Dağındaki yapıyla alakalı…

Demişti ki;

DTK’dan bir komisyon…

Orda olup-biteni soruşturup, "yol haritasını belirleyeceğiz”

Üzerinden günler geçti…

Aylar dâhil…

Ancak hala "atılmış bir adımın" olmadığını duyuyoruz.

Ki olsaydı…

Orda "inşaat" devam etmezdi…

Peki, alakasızlık niye?

***

Pek tabi ki,

Surlar…

Hevsel Bahçeleri'nin; "UNESCO" süreci devam ediyor…

Kışanak bu serüven için temennide bulunuyor…

Diyor ki…

UNESCO Bilim Kurulu Haziran'da toplanıyor…

İnşallah…

Temmuz ve Ağustos'ta "müjdeli" haberi alırız.

Diyarbakır…

Dünya Miras Listesine alınmış olur"

***

İnşallah…

Temennimiz de, umudumuz da bu yönde…

Ancak!

Turizm Bakanlığı'nın aylar önce verdiği bir rapor vardı.

Surların "restorasyonundaki" rezalet…

Çünkü tarihi dokuyu tahrip edip, hatta "varlığını" dahi kaybetmişlerdi.

Yeni bir rapor…

Yeni bir strateji var mı, onu bilemiyorum…

***

Lakin!

Kırklar Dağı…

Dicle Nehri kıyısındaki, işgal…

Fiskaya'yı gölgeleyen kafe…

Dünya Miras Listesi "gayretindeki" yol sürecinde diken olarak karşımıza her an için çıkabilir…

Onun için de; yerel dinamikler olarak; "tahribatları" telafi noktasında, işbirliğine ihtiyaç var.

Tıpkı, Dicle Vadisi'nin rezerv alanın iptaline gayret edilen işbirliği gibi…

Sizce…

***

ALA İSTİFA EDECEK Mİ?

Niye demeyin?

Yasa gereği…

Kendisi İçişleri Bakanı…

Ki dışarıdan, Kabineye atandı.

Yani, Milletvekili değil.

Seçilmişliği yok.

Başbakanlık Müsteşarlığı görevinden; "İçişleri Bakanlığı'na" getirildi.

***

Şimdi!

Seçim arifesine girdik.

Partiler "aday belirleme" modunda.

Kamudaki "istifalar" başladı…

Aday adalığı noktasında; "Ben de vekil olmak istiyorum" diyenler, renklerini gösteriyor…

İşte bu evrede; Efkan Ala'nın konumu ne olacak?

***

Seçime üç ay kala; "istifa" edecek mi?

Etmesi gerekli mi, değil mi?

Adalet ve Ulaştırma Bakanları…

Bilindiği gibi; "seçim arifesinde" istifa ederler…

Ala ne olacak?

***

Bu soru…

Uzun süreden beri beynimi kemiriyordu?

Bu nedenle de;

Efkan Ala'ya ulaşıp, "nasıl bir strateji" ortaya koyacağını sormak üzere aradım.

İçişleri Bakanlığını…

Ki sekretaryaya da; "görüşme" babında istekte bulundum…

***

Not aldılar…

Telefonumu da kaydettiler.

İletiriz…

Size döneriz, geleneğiyle…

Ama!

Üç gün geçti, "aranmış" değiliz…

Neyse…

Aranırsak, sorumuzu yöneltiriz.

Alacağımız cevap…

Ve icra edeceğimiz hasb-i hali de, sizle paylaşırız.

***

İşte dün bu soruyu…

Yavuz Donat da kendi köşesinde kaleme alarak; "sormuş!"

Ala'nın, durumu ne olacak?

Duruma!

Yüksek Seçim Kurulu mu?

Yargı'nın herhangi bir kurumu mu nokta koyacak?

Bilemiyorum…

***

Doğrusu!

Kim "yol haritası" ölçeğinde, soruya yanıt verecek meçhul gibi?

Hakikatten!

Mevzu ciddi bir tartışma, "evresi" geliştirecek gibi görünüyor.

Bakalım!

Hamur nasıl bir su alma, hevesinde olacak?

 

***

TARAFSIZ DEĞİLİZ?

 

Der misiniz?

Kim demiş; "ben tarafsızım?"

Ya da…

Taraf olma gibi; "bir zorunluluğum" yok diye…

Diyen varsa…

Şimdiden diyorum ki; "halt" etmiş.

***

İster birey…

İster aile…

İster cemaat…

İster sivil ya da resmi oluşum.

Veyahut da;

Siyasi bir partinin, cenahında olsun…

***

Bila istisna!

Yasama,

Yürütme,

Ve Yargı erklerimiz de, dâhil olmak üzere.

Nizamları…

Onları işleten; "idari" oluşumlar…

Kanunlar, yönetmenlikler…

Hepsi…

***

Yani, toplumun 7'den 70'i de…

Hal-i hazırda yer küresinde "düşünen ve konuşan" her kim ise!

Kimse; "ben tarafsızım" diyemez…

Çünkü…

Herkes kendi aksiyonu içerisinde; "taraftır"…

Aile içerisinde bile…

Anne,

Baba,

Çocuk dahi; "kendi yörüngesinde" taraf…

***

Buyurun…

Biz gazetecilerden söz edelim.

Biz…

Yazan, çizen, konuşan…

Ve tabi ki siz okuyucular…

Kendimize "tarafsızım" diyebilir miyiz?

Taraf değilim diyen.

Ne mümkün?

Muhakkak ki, bir eğilimimiz vardır…

***

Sağa mı?

Sola mı?

Yana mı?

Geriye mi, illaki "bir uçta" vaki oluruz!

Sosyal,

Siyasal,

Ekonomik ve Kültürel…

Onun için kimse ama kimse; "tarafsızım" diyemez!

***

Alın size;

Üniversitelerdeki "akademisyenler"

Alın size;

Kamuoyu yaklaması yapan şirketler…

Alın size,

Sonuçları yorumlayan, analistler…

 

***

Alın size, Parti liderleri,

Alın size, İktidar, muhalefet.

Birinin dediği diğerinin dediğine uyuyor mu?

Ya da; "örtüşüyorlar mı?"

Yok…

Yasama, Yürütme ve Yargı erkleri bile…

***

Toplumun, diğer katmanları…

Diyeceksiniz ki!

İyi de; "tek tip düşünce ve insan olur mu?"

Olmaz…

Hah…

İşte, bu cevabı bekliyordum…

Olamayacağı için de; "herkes" kendi şeridinde "bir taraftır"?

***

İşte, Cumhurbaşkanı.

Reis.

En tepedeki, insan.

Ne diyor?

Diyor ki; "Ben tarafsız olamam, tarafım.

Taraf olduğu kesim için de; "halktır?" diyor.

Yani halktan tarafım.

***

Tabi, bu taraflı durumu!

Temsiliyet değil.

Seçim noktasında, tercih babında yüzde, 52'si için geçerli…

Her ne kadar; kendisi "77 milyon" dese de…

Yüzde 48'i onu taraf olarak görüyor…

Ben seni seçmedim diyor…

***

Velhasıl!

Şu söz "tarafsızım" ifadesini, çöpe atıyor…

"Bitaraf olan, bertaraf olur?"

Bu nedenle…

Ben artık, lügatimden "tarafsızım" ifadesini çıkardım.

Tarafım!

Kimin tarafındanım derseniz?

Diyeceğim ki; "Eee ona da siz karar verin!"

Hayırlı cumalar…