TONAJ İSYANI…

 

Söz'ün dünkü sürmanşetiydi…

İnşaat sektörü…

Kum nakliyecileri…

Ve kamyon şoförleri…

Şantiye sahiplerinin "feryadına" dair bir haber…

İsyan mevzusu da kamyonlara yüklenen "yükün" tonaj fazlalığı..

***

Ne diyorlar..

Terör var.. Şiddet var..

İşsizlik var. Millet bir lokma ekmeğin derdine düşmüş..

Evini, barkını terk etmiş..

Kaotik bir ortam yaşanıyor..

Biz de, nakliye için bir lira kazanalım diye uğraş verirken..

Ki Diyarbakır'ın "istihdam" alanı inşaat sektörüdür…

Biz buralara kum taşıyoruz…

***

Ama gel gör ki.

Jandarma..

Polis..

İşini gücünü bırakmış..

Karayollarının "tonaj" farkı mevzuatına odaklanıp, "önüne gelene" ceza kesiyor.

Hiç bir ilde…

Hiç bir bölgede "pek uygulanmayan"

İmtina edilen…

Bir mevzuatın, Diyarbakır'da "kumpas"vari kullanması, "iyi niyete" dair değil diyorlar..

***

Kamyonun taşıyacağı tonaj..

ve belirtilen tonaj arasında, "dağlar" kadar fark var..

Eğer "soruna" çözüm isteniliyorsa..

O zaman, kamyonları üreten firmalarda "tonaj" sınırı getirilmeli..

Taşınan yükle değil…

Kimse sesimizi duymuyor…

***

Kamyoncular...

Buradan, İl Valisi Hüseyin Aksoy'a…

Emniyet Müdürü Adnan Taşdan'a sesleniyoruz…

Sesimizi duyun…

7 ila 10 bin lira arasında, ceza kesiliyor…

Trafik puan cezası da ayrı…

Bu ceza "bizim için", üç ay bedava çalış anlamına geliyor..

***

Kontak kapatsak..

Çalışmasak…

Evimize ekmek götüremeyeceğiz.

Kamyonumuz elimizden alınır, çünkü hala kredi taksidini ödüyoruz.

Kimse düşünmüyor bunu.

Kum ocağında, "kantar yok ki" kamyonu tartalım, "kaç ton kum" alınmış diye bilelim.

Geliyoruz.

Yolda pusu kurmuş sivil ekipler, durduruyor.

Şikâyet var…

Kantara götürüyor "yük fazlalığı" var deyip, bastırıyor cezayı!

***

İnanın…

Bugün kontak kapatırsak..

İnşaat sektörü "kilitlenir"

Yüzlerce, hatta binlerce insan işsiz kalır..

Diyarbakır'ın ekonomisine ikinci bir darbe olur…

Zaten iş yok, fabrika yok, nakliye yok…

Bir de bize uygulanan cezanın iki mislisi "firmalara" kesiliyor..

Çifte standart…

***

Yetkililer… Büyükler bir baksınlar…

Türkiye'nin diğer illerinde…

Hangisinde bu kadar, "tonaj" uygulaması sıkı tutuluyor..

Hangisinde, Diyarbakır'dan fazla ceza kesiliyor.

Bize yazık…

***

Evet.

Diyarbakır'daki kamyoncuların..

İnşaat firmalarının..

Şantiyelerin..

Ve Kum ocağı işletenlerin "ortak" feryadı bu şekilde…

Hal-i vaziyet..

Bu kadar harap halde iken, "katı kuralcılık da" neyin nesi?

Niyet keyfiyet mi?

Yoksa farklı bir "amaç mı" güdülüyor bilemem..

Ama beklentim, "biraz esneklik!".

Zaten onların da istediği o; "az birazcık, müsamaha gösterilmesi"

***

DOKUNULMAZLIK KIVIRMASI!

Şu siyasilerimiz var ya!

Allah "müstahaklarını" versin.

Ne de; "kıvıranlardır"…

Bir mevzuda "on takla" atarlar.

Ama bir kere; "düzgün" atmazlar.

Mutlaka, arıza-i durum yaratılar.

Yani, "mutabakatsızlık" cenderesinde siyasi üreme yaparlar.

***

Bakınız.

"Dokunulmazlıkların" kaldırılması hadisesi…

Yıllar yılıdır; duyarız…

Özelliklen de iktidara karşı "muhalefettekiler" dil uzatır.

Söylem geliştirir.

Politika üretiyormuş gibi, dayatmada bulunur.

"Dokunulmazlıklar" kaldırılsın…

***

Hodri meydan..

Bizim için fark etmez..

Biz hazırız..

Yeter ki, "herkesin dokunulmazlığı" kalksın..

Bu söylem..

Bu mangalda kül bırakmayan "külhanbeyliği" ama beş kuruş etmez bu siyasi çıkışlarbbb

Bir yerde söylenir..

Sonra, üzerine uyulur, unutulur..

Ki dönem dönem siyasi konjonktüre göre mevzuu edilir..

***

Nitekim!

Son günlerde de, hep konuşuldu..

Özellikle, HDP'li Milletvekilleri için..

"Çizmeyi" aşan, söylem ve hareketleri..

Alenice, "terör propagandası" yapmak..

Hatta, "sırtımızı dayıyoruz.?"

"Şehitlerin yolundayız, rehberlerimiz"..

Taziye ziyaretleri..

Gibi tartışma ve gerilim yaratıcı, hareketler nedeniyle, "dokunulmazlıkları kaldırılsın" denildi..

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan'da..

"Cezasız" kalmamalı..

Parlamento "hesap" sormalı dedi..

Tabi, Başbakan'da, aynı minvalde tavır koydu..

CHP'de..

Hatta MHP, HDP'ye yönelik operasyona "dünden" razıyım, çıkışı yaptı…

HDP'de, "bizim için dokunulmazlık önemli değil, kaldırılacaksa, herkesin kaldırılsın" dendi.

***

Yani, "topyekun" dokunulmazlık kalksın..

"Kürsü" dışında..

Tam da bu evrede…

Yine CHP ve MHP'den, "benzer" çıkış geldi..

Hükümete dair..

"…Yetiyorsa, tüm dokunulmazlıkları kaldır" denildi..

***

Ki bu çıkışlar…

Şunu körüklüyordu, "tek hedef, HDP'li vekiller" imiş…

Nitekim, HDP tüm pozisyonunu buna göre almıştı..

Gerek siyasi söylemleri.

Gerek sahadaki, "algı" üretme, operasyonu…

"Hadi, gelin bakalım" diye.

***

Ama, bu resti hükümetin görmeyeceği..

Sırt döneceği..

Korkacağını, pısırıkça "mevzuyu" uyumaya bırakacağı, düşünülüyordu..

Ama öyle olmadı!

Önceki gün, "restte rest" çekildi…

Hükümet nezdinde…

Başbakan Davutoğlu "beyinleri de, dengeleri de" alt üst etti.

Beklenmeyen bir teklif sundu…

Adeta çok konuşuyorsunuz, "hodri meydan".

***

Mecliste bekletilen ne kadar fezleke varsa,

Yani; "Hal-i hazırda mecliste bulunan, 509 adet dokunulmazlık dosyasının tümü, görüşülüp kaldırılsın..

Hodri meydan…

Akşama kadar cevabınızı bekliyorum" dedi..

***

 

Birçok kesim gibi…

Muhalefetteki partiler de..

Yazar çizer de..

Konuşan.. Kanaat ortaya koyan, herkes…

Evet bu kez…

İş ciddi, hakikatten "dokunulmazlıklar" kalkacak dendi..

Çünkü muhalefettin dediği bu kez karşılık görmüştü..

***

Lakin, güç oyunu bozdu..

Hükümetin reste resti, muhalefeti "telaşa ve korkuya" bağladı..

"Evdeki hesap çarşıya uymadı" misali..

Post elden gidiyor vaziyeti olunca, şimdi bakıyoruz ki, muhalefet peş peşe çark ediyor..

Evet, dokunulmazlıkları kaldıralım "ama dosyaları" tartışalım..

Hele ki, MHP…

Benim dosyalarımla, HDP'nin terör dosyaları "nasıl olurda" aynı kefeye konulur…

Bahaneye bak...

***

Peki bu "inlik" ne alma geliyor..

Özellikle, yasal mevzuat..

Ve meclis'in işleyişi noktasında; "parlamentoyu" kilitlemeden öteye bir hamle değil..

Çünkü 509 dosya "tek tek" mecliste görüşülecek…

Yolsuzluk dosyasından,

Trafik cezasına,

Tacizden,

Terör propagandası ve suçunu işleyene kadar hepsi birebir konuşulacak…

***

Hal böyle olunca, uzun bir zaman tüketilecek..

Görünen şekliyle..

Yine "muhalefetin" hilebazlığı söz konusu..

Hükümetin istediği…

"Anayasa'ya geçici bir madde" konulması..

Bahse konu "dokunulmazlık" dosyalarının kaldırılmasına ilişkin, "bir günde" işi bitirelim…

Tabi böyle bir "düzenleme" için, 367 oy gerekli..

İktidar için bu sayı mümkün değil..

Ki referandum için de, 330 oya ulaşması gerekir..

Bu da zor…

***

Bunun için, muhalefetin de "ortak" olması lazım..

Ama, daha ilk günden MHP "su koyuvermeye" başladı..

Bahçeli kendine has, "dört" şart koydu…

Ne diyorlar?

"Bizi de aynı torbanın içerisine koyarsanız.. Terör suçunu sıradanlaştırırsınız"

Yani, "Evet’imiz" şarta bağlı..

Daha düne kadar, HDP'lileri boğazlamak..

Cezaevine tıkmak…

Dokunulmazlıklarını kaldırmak için "canhiraşane" uğraş verirken..

Şimdi; "kaçış" planında..

Yok daha neler?

***

Akla ziyan bir durum.

Şimdi; suç suç değil mi, var mı suçun "küçüğü büyüğü!"

Eee, olmadığına göre.

Kim ne halt etmişse, "dokunulmazlığı" kalksın.

Yargı suç nevisine göre, hükmünü versin, berat mı, ceza mı, kodese tıkamamı ne ise!

***

Belki, "terör" suçu işlediği iddia edilen vekil..

Yargılama sonucunda, "suçsuz" görünür.

Beraat eder.

Ama beri yanda…

Taciz… Sahte belge düzenleme…

Trafik suçu işleyen vekil…

Yargılama neticesinde "suçlu" görünüp, ceza alırsa…

Buna nasıl bir, gerekçe ve profil çizilir…

***

Velhasıl!

Yine oyun içinde, oyun sahneleniyor…

"Dokunulmazlık"

Ve partilerin siyasi konjonktürlerine göre..

"Attıkları" nara, bizim "Hiko"nun narası gibi..

Ulaaaan…

Ağabey ben bir şey demedim, misali..

Diyeceğim o ki…

Eyy sizi gidi mızıkçılar sizi!

***

NEDEN İMZA ATILMADI?

Okurlar sormuşlar..

Meclisin "Terör" deklarasyonuna HDP neden imza atmadı?

Ne diyorsunuz diye? HDP'nin bu tavrı ilk değil.

Bir önceki, "bildiriye de" sırtını dönmüş, imza atmamıştı.

Ki gerekçelerini, söyledi. Aslında, HDP'den imza "beklemekte" doğru değil.

***

Çünkü hal-i hazırdaki siyaseti. Hendek ve barikata dair, fikri beyanı…

Milletvekillerinin "taziye" ziyareti…

Önceki Batman'daki Çiyager'in cenaze törenindeki açıklamalar…

"Sizin yolunuzdayız" fikri…

HDP için açık bir beyan…

"Evet, PKK'yı ve yaptıklarını destekliyoruz" anlamını içermektir…

***

Ankara "katliamını" kınamışsa…

Ki kınadıklarını ayan beyan ettiler, "vahşi bir terör" diye…

Ama gel gör ki… İşin "resmiyeti" hasıl olunca, "durum" kerhine dönüyor..

Vaziyet bu…