Toplumsal mutabakat!

Kısa adı, ORC.

Tanınan, bir araştırma şirketi.

Açılımı;

Objective Research Center.

Dün süreci ikmale getiren bir araştırma sonucu yayınlandı.

Kapsamlı.

Ajanstan, sonuçları aldım.

32 il’de, “tesadüfî” yöntemle seçilmiş 4 bin 230 kişi ile görüşülmüş.

***

Ana hedef;

Çözüm sürecine “halkın” bakışını ortaya koymak.

Yargıya olan güven-güvensizlik ölçütü.

Ve pek tabi ki, yaklaşan yerel seçimde “partilerin” oy gücü nedir?

Teferruatında ayrıca,

İşsizlik,

Kılık-kıyafet ve partilerin “iç çekişmesi” yok değil, var.

***

Anketin,

Analiz ve ortaya koyduğu veriler mevzuların önemine binaen şöyle.

İşsizlik.

Yoksulluk ve ekonomik koşulların zayıflığı, “yine” birinci!

Yüzde;

16,9’la başı çekerken,

1.5 puan düşükle,

Şiddet ve terör, yüzde 15,3’le ikinci sırada.

3’üncü sırada,

Yine ekonomik sıkıntıların temel etken olduğu, “sosyal” mevzuular!

***

Yani,

Tüm anketlerin bir ölçüde, “değişmeyen” sıralaması!

Tabi ki veriler farklı.

İşsizlik.

Terör.

Ve Ekonomiye bağlı sosyal sorunlar.

Vatandaşın, ana gündem maddeleri bunlar.

Değişmez de!

***

Gel gelelim,

İmralı-BDP görüşmesiyle,

Yeni bir ivme kazanın, “müzakere” sürecinin, toplumsal desteği nedir sorusuna?

Ankette,

Bu soru şu “cümle” kurgusuyla sorulmuş.

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çeşitli şekillerde PKK yöneticileriyle sorunun çözümü için görüşmesini destekliyor musunuz?”

Soruya cevap, yüksek!

Yüzde 59,5’i “Örgüt yöneticileriyle” görüşmeye evet diyor.

“Hayır” diyenlerin oranı düşük, yüzde 22,7.

***

Doğrusu bu veri.

Önceki,

Anketlerin verilerini kıyaslandığında bir ölçüde birbirlerini teyit edici!

Tabi ki şu tespiti de analiz ettiriyor.

Abdullah Öcalan üzerinden,

BDP’ye siyasi sorumluluk kazandırılması,

Kandil’e aracılık,

Ve öncelikle “silahları” ortadan kaldırmayı hedefleyen “çözüm” sürecine yönelik yol haritası.

Hepsi şunu ifade ediyor; süreç, toplumsal mutabakat ekseninde ilerliyor.

***

Hatırlarsak.

Oslo görüşmeleri evresinde,

Toplumsal destek, “yüzde 22’lerdeydi”.

Düşüktü.

Sonra; İmralı-MİT

Ve ardından, Ahmet Türk ile Ayla Akat’ın İmralı’ya giderek, Öcalan’la görüşmesi.

Yılın son ayındaki anketlerde;

Halkın sürece ve yol haritasına destek nabzı, “yüzde 40’lara” çıkmıştı!

Şimdi oran yüzde 59,5’te.

Şunu gösteriyor ki, destek büyüyor!

Ki “her ne şekilde olursa olsun, çözüm sağlansın” diyenlerin oranı var ki bu daha bir istek içermekte; “yüzde 77,9”.

***

Tabi bir de,

Tarafların süreç içerisindeki “siyasi aktivitelere”.

Yani sorumluluk, duygusu!

Burada liderler önemli kıstas!

Özellikle üslup “zafiyeti” söz konusu!

Mevzu,

“Siyaset” üstü görülmesi gerekirken, “siyasi kaygıya” dayalı polemik, mevzusu edilmesi.

Bu da, der demez halkta “tedirginlik” yaratmıyor değil.

Özellikle,

Güneydoğu’daki atmosfer, Ankara’daki havanın seyriyle “her daim” değişebiliyor.

***

İşte son günlerdeki “polemik.”

İmralı’ya, “kim” gidecek?

Krize döndü.

Başbakan Erdoğan dün akşam Türkiye’ye dönüşte konuştu.

“Hassas bir konu. Bakanlık karar verir”

Tabi bunu ifade ederken Şemdinli’deki PKK’lılarla “kuçaklaşmayı da” hatırlatarak; “kuçaklaşanlar” için şer koydu.

***

BDP’de tersi istikamette fikri beyanda bulundu.

Rest çekerek!

“Gidecek heyet eş başkanlardan oluşacak?”

Tabi bunu diyen, Buldan!

Buarada, Avrupa Parlamento temaslarında Demirbaş’ta konuştu.

O da diyor ki;

''Barış sürecini tıkayan ve geciktiren taraf biz olmayacağız''

Heyette kim yer alacak sorusuna ise, “onu parti karar verecek?”

Bir inatlaşma var.

Kötü bir hal!

Hayra alamet değil..

***

Onun için;

Barışın özlemi.

Sevginin doyumsuz birliği.

Saygının, yıkılmaz bütünlüğüne sarılmamız gerekir!

Şuan,

Tüm yüreklerden yükselen tek çığlık var o da; “Yetmedi mi beyler.”

***

Evet,

Bunca can,

Bunca evlat,

Bunca gözyaşı ve ağıt, “yürek” yakan cenazeler!

Bırakın, bizi bize!

Tepki, tuzu kuru olan siyasilere!

Çekilin.

Cenazelerimizin üzerinden,

Gözyaşı,

Ve ağıtlarımızın üzerinden “siyaset” yapma çığırtkanlığını!

***

Savaş baronlarına inat,

Bu ülkede yaşayan her ulustan, her etnik kimlikten insanlar.

Bırakın; barış içinde, bir arada yaşayabileceği iklimi oluştursun.

Bun oluşturmak çok zor değil?

Yeter ki samimiyet.

Hep derim;

Bunu kim yapar, nasıl yapar, ajandasında hangi hesapları var önemli değil.

Önemli olan niyet okumalarla bu süreci baltalamamak!

Gelin, el ele gönül gönüle yürekleri buluşturalım.

***

Çünkü;

Barış, nazlı bir sevgili gibidir.

İlgi ister, emek ister, sevgi ister.

Havada barış kokusu var… 

Hiç kimse,

Bencillik zafiyetiyle halkta oluşan bu müzakere mutabakatı havasını bozmasın!

***

Gelirsek;

Araştırmada önemli bir veriyi ortaya koyan, Yargı sonucu!

Malum,

Uzun tutukluluk süresiyle,

Anadilde savunma tavrıyla,

Son yıllarda,

Farklı ve çelişkiler ihtiva eden, kararlarla gündeme gelen Yargı’ya “güvenirlik” sorunu.

Ne yazık ki,

“Et kokarsa tuz var, ya tuz kokarsa” vecizesiyle; Yargıya güven, “hayli” zayıf.

Güvensizlik; yüzde 51,2.

Güvenen ise, yüzde 33.

Vahim bir sonuç!

***

Okul kıyafetlerine destek yüksek.

Oran yüzde 54,1’i gösterirken!

Özellikle Başörtü yasağına, halkın tepki oranı da yüksek!

Belediyelere yönelik operasyonlara gelince.

Ekseriyet “siyasi” söylüyor.

İster, CHP. İster, BDP olsun.

Önemli değil; hepsi “siyasi amaç” güden operasyonlar!

***

Gelirsek,

Partilerin oy oranlarına?

Araştırmanın, önemli bir sonucu da, “buna” ilişkin!

Yani bugün seçim olursa!

Tabi ki, “yerel seçim” düzeyinde bu soru iletilmiş.

AK Parti’de “kayıp” var.

Yüzde, 50’nin altında.

Yüzde 46,1.

CHP’de, yükseliş var; oran yüzde 30,5.

Yüzde 13,7 ile MHP,

Yüzde 5,8’le BDP.

Kararsızlar.

Ve oy kullanmayacağım diyenler; “verilerin dışında”.