TRT'DE NELER OLUYOR?
Doğrusu!
Bu soru ikmali mevzuya girmeyecektim…
Niyetim de yoktu…
Amma velâkin…
Son günlerde gelişen; "ayyuka" çıkan vaka açısından…
Tabi ki bir çok okurunda ısrarı üzerine bir iki kelam etmek hasıl oldu…
***
Öncelikle…
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz…
Bu bir hakikattir…
Lakin yıllar önce "çıkan" dumanın bugün görünmesi…
Ve ilgililerin; "işin zıvanadan" çıkar noktaya gelmesini beklemesi…
Biraz arıza-i durum…
Yerel medyada…
Sosyal medya da…
Konunun açıkça "mevzubahis" edilmesinden sonra, "operasyona" geçilmesi…
Benim cephemde; garip bir hal…
***
Öyle düşünüyorum ki!
Birçok kişi de…
Medya'da yer alan mesai arkadaşlar da aynı sorgulamayı yapıyor…
Niye şimdi?
Yazılmasaydı…
Konuşulmasaydı…
Şu bu ismine, meselenin muhtevasına da girmeden "kısmi bir" görevden alınma olmazdı…
Ve bugüne kadar yapılan tüm şikâyetler…
Diğer birçok şikâyet gibi; "hâsır" altı edilmeye devam edilecek miydi?
Kim kimi koruyor?
Niye iki yıl önce değil de, bugün!
***
Salt…
TRT'nin Diyarbakır İl Müdürlüğü değil…
Birçok İl'de aynı mevzular var…
Genel Müdürlük dâhil…
Kimler geldi…
Kimler gitti…
Gördük…
15 Temmuz gecesi…
FETÖ terör örgütünün "darbe" girişimindeki; "ihanetlikler" zincirinde; "kimlerin" halka olduğunu…
***
Daha önce bir çok kez yazdım…
Özellikle TRT için…
Bu kurum "birilerinin" arka bahçesine döndü…
Birilerinin "rant" çeteleşmesine girdi…
Milyon dolarlık "hayali" projelerin organize edildi…
Programlardan…
Belgesel çekimlerine kadar…
Hatta "hizmet alımı" personel ihalelerine-alımlarına kadar…
***
Özü itibariyle…
TRT…
Tepeden tırnağa; "kendini" çek etmeli…
Sayın Karaca…
Bu noktada…
TRT'nin "büyük günahlardan" arınması gerekir…
Tövbekâr olması için halk deyimiyle tez elden; "40 tas su" döktürmesi gerekir…
Ki ancak o kirlilikten temizlenir…
Yoksa bildik kirli çarkın en baba hali, büyüyerek devam eder…
***
ÖZÜNE DÖNMELİ…
Ak Parti için ne diyoruz?
Özüne dönmeli…
2002 ruhuna, kavuşmalı…
Sınıfsallaşmamalı…
Toplumcu olmalı…
Yani kitle "partisi" nüfuzunu taşımalı…
Her rengi…
Her fikri…
Her düşünceyi…
Her akımı, "içinde" tutup, yaşatmalı!
Dört eğilime kucak açmalı…
***
Şu sınıf…
Bu sınıf…
Diyerek; "kendini" birilerine arka bahçe yapmamalı…
7 Haziran bir ders-i ibretti…
1 Kasım "uyarıydı"…
16 Nisan, "onarma" fırsatıydı…
Yoksa…
Hal-i hazırdaki "debelenme" hali "siyasi çukura" döner…
***
Umarız!
21 Mayıs "bu minvaldeki" endişeleri giderir…
Herkesimin "temsiliyet" aldığı bir orta vücut ikmale gelir…
Aksi taktirde...
2019 hiç de "hayra alamet" sonuçlar doğurmaz…
Çünkü 2019 referandum değil…
Yeni yönetim sisteminde; "iktidar" olmak yarışıdır…
***
Ki, Türk siyasi tarihine baktığımızda…
AK Parti gibi…
Nice nice siyasi partiler; "aynı yolda" mevta oldu…
Bugün esamileri bile okunmuyor…
Niye!
Kitle partisinden, "arka bahçe" partisine evrimleştikleri için…
Aman ha!
Zemin kaygan…
Sabunlu su döken çok…
İş tepetaklak olmada "an" meselesi…
Pür dikkat…
***
KİM KİME MÜTTEFİK…
Kim demiş; "daimi" müttefiklerimiz var…
Yok…
O eskidendi…
Şimdi…
Şimdi "zamana ve ana" göredir "işbirliği veya hasımlık!"
Müttefiklik de öyle…
Düşmanlık da öyle…
Hele ki, "dostluk" o mu güne özgüdür…
Yani, "daimi" bir durum yok…
Unutun, geçmişi bugüne bakın…
***
Eee…
Dünya menfaate "odaklı" değil mi?
Zaman da, "kazı kazan" kimliğini almış değilmidir ki?
Demek ki…
Müttefiklik de, düşmanlıkta "menfaat" eksenlidir…
Çıkar varsa; müttefiksin…
Çıkar yoksa düşmansın…
Hal böyle olur…
***
Neyse…
Biz yine; "müttefiklerimize, dostlarımıza, düşmanlarımıza" iyi görünelim…
Bilemiyorum…
Şu veya bu "safta" kendimiz adına durursak…
İki tarafa da yaranamayız…
Tekin biri çıkar…
Hah der…
Biz söylüyorduk; "onlar bizim" müttefikimiz…
Yine tekin biri çıkar…
Hah der…
Biz söylüyorduk "onlar bizim düşmanımız" diye…
***
Neme lazım…
Uzak duralım…
Biz kapı komşumuza bakalım…
Onlar evet onlar; "ne âlemde"…
Kendilerinde bir "saf" tutma hali var mı?
Yoksa…
Kendileri de mi "değişime" biat ettiler…
Velhasıl; müttefiklik ve düşmanlık "sakal-bıyık" misali…
***
AH BAYKAL AH!
Yine…
Makarayı sardın ha…
Bu nasıl, zıvanalık hal…
Diyorsun ki…
FETÖ soruşturmalarına…
Gözaltı ve ihraçlarına; "maskaralık..."
Yapma be…
Bari böylesi "akla ziyan" ruha sahip sen olma…
Belden aşağı halin…
Aşk, meşk durumun…
Ulu orta yayılan "kaçamak kasetin" ortada iken…
CHP'nin koltuğunu bu yüzden kaybeden biri olduğu açıkken...
Yapanların bunlar olduğunu bildiğin halde…
Koltuğu "bu kasetle" kaptırmışken…
Şimdi…
Hipnoz edilmiş bir ruhla olup-bitene "maskaralık" diyorsun…
Ebe yuh demeyeceğim…
Kuşkuluyum…
Acaba diyorum…
Yeni kasetler…
Yeni belden aşağı vaziyetlerin kaseti kurgulanmış ki…
Baykal…
U dönüşüne geçti…
FETÖ'ye bel çıkıp "maskaralık" yapıyor…
Ne garip ama…
***
İDAM ANKETİ!
BETIMAR araştırma ve danışmanlık şirketi…
"İdam…"
Ve son siyasi nabzı almak adına araştırma yapmış…
5-8 Mayıs tarihleri arasındaki bir araştırma…
2100 vatandaşla 12 ilde telefon yöntemiyle yapılan çalışma…
Vatandaşa, 'idam geri gelmeli mi?'
'Türkiye, Avrupa Birliği müzakerelerine devam etmeli mi?'
Bu iki soruya aldığı yanıt…
Yüzde 59,86'sı idam cezasının geri gelsin…
Yüzde 49,54 "Avrupa Birliği ile müzakereler yürütülmemeli"
***
Bir başka soru da…
Yeni bir partiye ihtiyaç var mı?
Yüzde 64,88'ı yeni bir partiye ihtiyaç olmadığını söylüyor…
Bugün seçim olsa kime oy verirdiniz?
Bu soruya gelen yanıt…
Sonuç açısından çarpıcı…
Ak Parti, yüzde 50,40…
CHP yüzde 25,91 i
MHP yüzde 10,20…
HDP ise baraj aldı…
***
NOT…
Dünkü yazımda, Play-Off final maçını Diyarbekirspor-Sakaryaspor'la, Ankara 19 Mayıs stadyumunda oynanacağını ifade etmiştim…
TTF karar verdi.
Ki Diyarbekirspor'un büyük uğraşları nedeniyle…
Karşılaşma…
Pazar günü, İstanbul'da oynanacak…
İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı…
Maç 15.00'te oynanacak…