TÜRKİYE LİNÇLER ÜLKESİ…

Başlık…

Size ağır gelebilir…

Yok, daha neler diyebilirsiniz?…

Ama…

Kimse gözlerini yummasın…

Ülkenin hakikati bu…

Çünkü "çifte standart" fikriyata dair linç kültürü, her kulvarda almış başını gidiyor…

Bendensen; "yaşarsın"…

Değilsen tabiri caizse "katlin" vaciptir…

***

İşte son örnek!

"Derin Tarih" programında olanlar…

Öncelikle, ifade edeyim.

Oradaki beyanlara, "katılmadığım" gibi, makul de görülemez.

Ki koruma kanunu var...

Ancak, "bilimsel" eleştiriye ve verilerin aktarımına da açık olunmalı..

Ama…

Önem arz edici; "üzerindeki" kurgu…

İş "çok ama çok" vahim, bir sorgulama ağına sokuldu...

Günlerdir konuşuluyor…

Hakaretler.

Küfürler.

Asalım, keselim, tutuklayalım, hapse atalım, bini bir para…

***

Kampanya!

Ki nihayetinde, "soruşturma" açıldı.

Gözaltı kararı verildi.

Ve dün ilk tutuklama yapıldı…

Devamı gelecek…

Hukuki boyutuna, diyeceğim yok…

Yasa ne derse o…

Elbette ki bir suç unsuru var ise; "ceza-i müeyyidesi de" olmalı…

Ki olmaması düşünülemez…

***

Lakin..

Kampanyanın genel muhtevasına baktığımızda!…

İş "rejim" sorgulamaya dayandırıldı…

Muhafazakâr kesim…

İslami kesim..

İnançlı her kim ise; "hedef" tahtasında…

Toplu bir linç...

Yok şöyle..

Yok böyle denilerek; "önüne" gelen libas giydiriyor.

Ve bakıyorum kampanyanın ana akımı; koca koca adamlar.

Politikacısı…

Siyasetçisi.

Akademisyeni.

Gazetecisi…

Hararetli bir ruh haliyle "işin "arenasında, mevzu edici olmaktadırlar!

***

Tabi bir kesim var!…

Ki Atatürk'ü kendine "kalkan" yapanlar…

Bunlar zerre-i miskal, "Atatürk'ün "yolundan gitmezler..

Ama "bu yoldan" nemalanırlar..

Dün olduğu gibi bugünde...

Nitekim sol, sosyalist kesim de…

Mal bulmuş mağribi gibi; "debelenip" duruyorlar…

***

Demokratik tepkiye…

Eleştiriye…

Yoruma…

Fikri beyana…

Elbette ki kimsenin diyeceği yok…

Ama…

İş linç kültürünün batağına sokulmuş vaziyette…

İşte orada dur demek lazım…

Bilemiyorum…

Enva-i hakaretleri, küfürleri, sinkafa varan sözleri "icra edenlere" karşı, nasıl bir "hukuk" işleniyor?

***

Sormak istiyorum…

Aynı tepki, kampanya kendilerine yapılmış olunsaydı…

Nasıl bir "cıyaklama" içerisinde olurlardı..

Hatırlayalım...

Cumhuriyet Gazetesi…

Peygamber Efendimize hakaret etmedi mi?

Etti…

Charlie Hepdo Dergisinin o iğrenç karikatürünü yayınladı mı?

Yayınladı…

Aynı gazete…

Her Allahın günü, "İslam'a" hakaret ediyor mu?

Ediyor…

Cumhurbaşkanına…

Başbakana…

Aile fertlerine "en çirkin" şekilde küfürler saydırıyor mu?

Saydırıyor…

***

Peki ya…

Halk Tv'deki programların muhtevası…

Oradaki konuşmacıların ağzından dökülenler…

Belden aşağı yakıştırmalar…

Ki daha neler diyebileceğim; "kin, nefret kokan" söylemler…

Terör örgütlerine kucak açan…

Terörist demeyip, "kahraman" diye ilan eden…

Ülkeyi…

Milleti…

Devleti "uluslararası" güçlere peşkeş edip, gammazlayanlara kimse “bir şey” diyebiliyor mu?

Yok…

***

Niye…

Diyen "bin pişman" ediliyor…

Sahi...

Neden kimse "sesini" yükseltmiyor…

Ya da, kampanyalar yapılmıyor…

Biliyorum…

Eğer yapılmış olunsaydı…

Ki hatırlıyorum...

En basit acılan bir davayı; "kubbe" yapanlar narayı hemen atarlardı...

Düşünce hürriyetidir…

Fikir özgürlüğüdür…

Basındır…

Yazardır, çizerdir, yorumcudur cıyaklaması içerisine girerlerdi…

***

Velhasıl…

Linç kültürü…

Türkiye'nin "linçler" ülkesine dönüşme hali…

İşte böylesi; "bir handikabın" dengesizliği içerisindedir…

Çünkü bilimsel bir eleştiriyi de bu kültürün kötü ruhuna "kurban" ediyoruz…

Tehlike de burada…

Şimdi…

Özel kanunla korunan kişilere "hakaret" edilemez…

Hatta eleştiri getirilemez…

İyi güzel de…

Ya "özel kanunla" korunmayanlar…

Onlara küfür etmek…

Hakaret saydırmak…

Belden aşağı "hödüklenmek…."

Envai cümleler kurarak "linç" etmek, hukuki mi?

Cevap veren var mı?

***

TRT ALABORA….

Ne demiştik…

TRT..

Çok yönlü bir şekilde "tövbeden" geçirilmeli…

40 tas su dökmeli…

Tepe'den tırnağa, "Gusül" abdesti almalı…

Revizyon edilmeli…

Çünkü "enva-i" pisliğin, cenderesinde…

İş gırtlağa kadar dayanmış…

***

..Ve dün sıcak bir haber geldi…

TRT Diyarbakır İl Müdüründen sonra…

Genel Müdür Şenol Göka da…

"Görülen lüzum" üzerine, görevden alındı…

Tesadüf mü?

Göka'nın yerine Erkan Durdu vekâlet edecek…

***

Tabi…

Yeni atama olacak mı?

Yoksa Durdu mu devam edecek, o'nu zaman gösterecek…

Ama!

Hep ifade ettiğim gibi…

TRT "içine" düştüğü kirli bataktan tez elden kurtarılmalı…

İçine sızan; "kirli" taassuplardan arınmalı…

Her geçen zaman; "işler" daha bir alabora oluyor…

***

Programlar…

Belgeseller…

Hizmet alımları…

İhaleler…

Yani enva-i kafa-kol ilişkilerin ağında "vurgulan" yapılıyor…

Kişiye özel; "çekiş, program ve milyon liralık" kazançlar…

Ali Babanın çiftliği gibi…

***

Ülkenin…

Milletin…

Devletin "resmi" sesi ne yazık ki "birilerinin" sesi olarak çıkmaktadır…

Yetimin…

Yoksulun…

Hakkı, hukuku ve ahaliden kesilen "paralar" heba ediliyor…

İşte buna dur denilmeli…

Ha gayret diyelim…

***

KAFAMIZA PİSLİYORLAR…

Politik fıkraları İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı.

Birinci ihtiyar:

- Şu güvercinlere ne zaman yem atsam siyasetçileri hatırlıyorum.

-Neden?

-Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar, havalanınca kafamıza pisliyorlar.