Üç mektup ve içeren beklentiler!

Öyle ya;

Meselede “kritik aşamaya” geldik!

Çözüm sürecine;

Yol haritası olabilecek mektuplar kuryeye verildi.

Ki dün itibariyle;

Tabiri caizse “adrese teslim” mektuplar ulaştırıldı.

***

Üç mektup var!

Biri;

PKK’nın Avrupa “kanadı ve kamuoyuna”.

İkincisi;

Kandil’e ve Örgütün “silahlı” elemanlarına.

Üçüncüsü ise;

BDP’ye ve pek tabi ki Kürt kamuoyuna!

***

BDP’ye,

Yönelik Öcalan’ın kaleme aldığı mektup, Demirtaş’ta!

Öcalan’ın,

El yazısıyla kaleme aldığı diğer iki mektup!

Öyle görünüyor ki;

Kandil ve Avrupa’ya ulaştırmada BDP “kurye” olacak.

***

Denilene göre;

Mektuplar hafta sonu elden teslim edilecek!

Hatta bu teslim de;

Kandil’in Öcalan “jesti” olarak, 5 tutsağı serbest bırakacağı.

Malum, şuan örgütün elinde 16 kamu görevlisi var.

İHD.

Ve diğer STK’lar, görev almaya hazırız diyorlar.

***

Mektupların,

Muhtevasına gelirsek, detaylar ortaya çıktı!

Hepsi; 20 sayfadan oluşuyor.

İçerik henüz kamuoyuyla paylaşılmış değil.

Açıklayan da yok.

Ancak sızan ön bilgiler ve söylenenler var.

Denilene göre;

Mektuplardaki ifadeler ağırlıklı olarak süreci ele alıyor.

***

Özellikle;

Gelinen nokta!

Ve bundan sonra yürütülecek çabaların “yol haritasına” ilişkin beklentiler.

Mesela; kimlik tanımı.

Mektupta,

Yeni Anayasa’daki “kimlik ve vatandaşlık” vurgusu önem arz edici!

Beklenti;

Etnik ve dini referanslara vurgu yapmayan.

Genel bir vatandaşlık tanımı isteniyor!

Kısa ve özü itibariyle; “Türkiyeli” vatandaşlık kimliğini öne çıkaran bir tanım!

***

Aslında,

Mektupların muhtevasına baktığımızda!

Ekseriyeti;

Kürt tarafına yönelik “beklentiler” söz konusu.

Siyasal iktidar.

Ya da devlet mekanizması.

Muhalefet.

Veya Parlamentonun tümü için; “pek hitap” yok

***

Bu da;

Doğrusu Başbakan Erdoğan’ın şu sözüne anlam kıldırıyor.

Silahlar susacak.

PKK silahlı yapısıyla, “sınır ötesine” çekilecek.

İşte o zaman;

Çözüme yönelik “müzakereler” sonuca ulaşacak!

Yani, bu adımlardan sonra süreç işleme başlayacak.

***

Onun için olsa gerek!

Beklentiler;

Mektuplara er ya da geç Mart ayının sonuna kadar yanıt verilmesi isteniyor!

Ki bunun için;

Takvim olarak, 21 Mart’ın gösterilmesi de, anlamlı!

Malum,

21 Mart Nevruz Bayramı.

Biz Kürtler için de, “hassasiyeti” olan bir Bayram!

Özgürlüğün,

Demokrasinin ve hürriyetin “sembolüdür” Nevruz!

***

Bu tarihin;

Özellikle bölgemiz açısından sakin geçmesi.

Sürecin olumlu ilerlemesi noktasında önemli “bir eşik” olacağı gibi.

O gün;

Tarihi sürecin samimiyet meşalesi de yakılmış olacak.

Eğer;

Mektuplarda sunulan beklentilere “taraflar” uygunluk sağlarsa.

Kandil. Avrupa ve BDP!

Toplu bir deklarasyonla; “sürecin” seyrine yön verici ortak deklarasyon yayınlayacaklar.

***

Bu arada,

Mektuplarda, üç aşamalı bir plandan da söz ediliyor.

Denildiğine göre.

BİRİNCİ AŞAMA; Çekilme.

Yani,

PKK tüm silahlı güçlerini, Kuzey Irak’a çekecek.

Ve yazın başında;

Ateşkes ilan ederek, “eylemsizlik” sürecine girecek...

Ve kuruluş tarihi olan;

15 Ağustos’ta ise tamamen “silah” bırakacak!

***

İKİNCİ AŞAMA; Çözüm altyapısını oluşturma!

Sürecin,

Tüm taraflar için “sağlıklı” bir zeminde yürümeyesi gayesinde, alt yapı temini.

Ki ilk hamle de Meclisten gelecek.

Komisyon kurulacak.

Komisyon süreçle bağlantılı olarak yapılması gerekenleri, yasa ve mevzuattaki değişiklikler gibi konuları ele alacak.

***

Tabi.

Bu süre içerisinde, İmralı’ya heyetler gidecek!

BDP.

Ve “sivil” farklı düşünce sahibi örgütler!

Ki bunun içerisinde;

Fırat’ın batısından,

Fırat’ın doğusundan, “akil adamlar” olacak!

***

Sivil,

Oluşumlar kendi ölçeklerinde misyon üstlenecek!

Hem Batı illerinde,

Hem Doğu ve Güneydoğu illerinde, “toplantı-konferanslar” verilecek!

Toplumun değişik kesimleriyle görüşecek!

Çekinceleri ve kaygıları değerlendirerek.

Tıpkı,

Anayasa Değişikliğiyle alakayı yürütülen çalışmalar gibi “elde edilecek görüşler” meclis komisyonuna sunulacak.

***

ÜÇÜNCÜ AŞAMA; Normalleşme dönemi!

Özellikle;

Mahmur kampının yeniden düzenlenmesi.

Kuzey Irak'taki PKK unsurlarından suça karışmayanların ailelerinin yanına dönmelerinin sağlanması.

Topluma uyumlarının sağlanması.

Ve tabi ki;

Örgüt liderlerinin “kendi inisiyatifleriyle” gidebilecekleri ülke ve bölgeler! 

***

Velhasıl;

Öcalan mektupları kaleme almış.

Ankara,

Gözetimi ve ön incelemesinden sonra, “adreslere” mektuplar ulaştı.

Mektuplardaki,

Meram aşağı-yukarı netleşti. Bundan sonrası; tarafların!

Zaten,

Öcalan’ın ifade ettiği de şu.

***

Mektupları.

Dikkatle inceleyin.

Kendi aranızda tartışın.

Aklınızın yattığı yatmadığı noktaları belirtin.

Sonra topyekûn değerlendirmelerinizle birlikte, buraya gelin.

Zaten, Demirtaş’ın da bir iki hafta içerisinde, İmralı’ya yeni bir heyet gideceği beyanı da, bu durumu teyit ediyor.

***

Öcalan diyor ki;

“Federasyon, özerklik, talebimiz yok.

Üniter yapı korunmalıdır.

Tam demokratik Türkiye Kürtlerin de sorunlarını çözecektir.

Bu sürecin Türkiye kamuoyunda da kabul göreceğinden umutluyum.”

***

 

Sonuç itibariyle;

Türkiye dün itibariyle, “sürecin en kritik eşiğine” gelmiş durumda.

Barış mı olur,

Felaket mi olur, onu hep birlikte göreceğimiz gibi, “mesuliyeti de” bilin ki birlikte omuzlayacağız.

Çünkü bu süreçte; “herkese” sorumluluk payı var.