URFALI DOSTLAR…
Dün Urfalı dostlardan..
Okurlardan…
Bir hayli arayanlar oldu…
Şu "afiş krizine" dair…
Yazıma dair "olumlu" tepki gösterdiler…
İşin "şeffaf" ve doğru algılanması adına…
Ama "sosyal medya" üzerinde geliştirilen
"eleştirilere" tepkiliydiler…
Özellikle; "iki kentin" arasını açma
noktasındaki "hasımlık" yaratma, dili kabul edilemez dediler?
***
Dedikleri şu!
Ki Belediye yetkililerinin de ifadesi aynen…
Biz "Kent milliyetçisiyiz!"
Şu siyasi görüşle…
Bu ideoloji hesabıyla; hareket etmiyoruz…
Biz "Şanlıurfa" için çalışıyoruz…
Kentimizin "reklamını" yapıyoruz…
Bu salt Diyarbakır değil…
Türkiye'nin "dört bir yanında" yapılıyor…
***
Şöyle de sordular…
Diyarbakır tanıtım yaptı da…
Şanlıurfa'da "afiş" astı da…
Bilboardlarda, kentlerinin duyurusunu yaptı da…
Biz mi; "engel olduk, karşı çıktık, tepki
koyduk?"
Ne mümkün…
Buyursunlar…
Gelsinler; "Diyarbakır'ın tanıtımını"
yapsınlar…
***
Velhasıl!
Dün de ifade etmiştim…
Ki bir kez daha, aktarmak istiyorum, aynı cümleleri…
Kabahat bizde…
Başkasına saldırmakla; kendimizi kandırmayalım…
***
Her karış toprağı…
Her ilçesi…
Her mahallesi…
Her sokağı; "buram buram" tarih kokandır…
Acım hava müzesi…
Ki medeniyetlerin "başkenti" olmuş bir şehirdir
Diyarbakır…
Hiçbir dönemde…
İşgal edilemeyen,
Sömürü altına düşmeyen, kadim şehir…
Surlarıyla…
Hevsel bahçeleriyle…
Şehrin ortasından geçen Dicle Nehriyle…
Turizm kenti Diyarbakır…
***
Eğer ki; Diyarbakır bugün, "hiçbiriyle"
anılmıyorsa…
Cazip görülmüyorsa…
Özellikle de, "Peygamberler" şehri diye,
tanınmıyorsa…
Böylesi bir patente sahip değilse...
Yerli ve yabancı; "turisti" ağırlayamıyorsa…
Fakr-u zaruret içerisinde bulunuyorsa...
İstikrarın…
Huzurun…
Güvenin…
Ve yaşamın kaynağına "erişemiyorsa…"
Yaşamıyorsa... Yaşatılamıyorsa…
***
Demek ki…
Burada vücuda gelen arıza-i durum bizden kaynaklıdır…
Şehir…
Terörle…
Şiddetle…
Kan ve gözyaşıyla.
İnkâr ve asimilasyonla…
İnsan hakları ihlalleriyle…
Köy ve mahalle işgalleriyle; "sürekli" gündem
oluyorsa!
Azıcık, biraz değil, çok ama çok derin düşünmek gerekir…
***
SİGARA BİLE İÇMİYORUM!
Ben değil…
Ben zaten "sigara" içmiyorum…
Ki, 17 yıl oldu ağzıma almıyorum…
İçmiyorum dedim, bir daha da içmedim…
Herkese de tavsiyem!…
O illeti brakın...
***
Neyse…
Mevzu ben değilim…
Ki olamam da…
Mevzu, "Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi!"
Eski hakim..
O demiş…
Yargılandığı duruşmada söylemiş bunu…
22 yıl hapsi isteniyor…
Demiş ki…
"Sigara bile içmiyorum…
Esrar ve uyuşturucuya karşıyım…"
Ne; mübarek adam!!…
***
Ama gel gör ki...
Hâkimin kullandığı araçta 90 kilo esrar yakalatmış…
Çantasında da, 2.5 gram metamfetamin kristal toz ele
geçirilmiş...
Yani "uyuşturucu sevkiyatı" yaparken, faka
basmış…
Ne de Salih biriymiş bizim hakim!…
Mübarek "sigara bile içmiyormuş."
Ne diyeyim…
Sigara içmez ama esrar sevkiyatı yapar…
***
RABİA SİMGESİ!
Kemal Bey…
CHP lideri…
Vallahi de…
Billahi de…
Seni anlamak zor…
Bir âlem adamsın sen ya…
Hele ki, "çözmek" ne mümkün?
Çözen…
Anlayan…
Var ise beri gelsin…
De; "bizde" vakıf olalım!
Bilemiyorum...
***
Çünkü…
Siyasetiniz de…
Politikanız da…
Ortaya koyduğunuz hedef de; "muamma!"
Kime?
Kimin nam-ı hesabına varsınız?
İcra ettiğiniz; "muhalefeti" kim için
yapıyorsunuz?
Doğrusu kestirmek güç…
Eee…
9 seçim kaybetmek bu olsa gerek…
Büyük başarı…
***
Hani diyorum ya!
Ki hep diyorum…
CHP…
Tabi ki Parti lideri Kemal Bey…
İnanın ki…
AK Parti için…
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan için iktidar olabilme
adına bulunmaz bir "nimet…"
Sürekli seçim kazanmak...
En büyük şans…
Ve "seçim kazanma" destekçisi!
BU minvalde, Kemay bey'e bravo...
***
Ama ülke için derseniz…
Tam aksi durum…
Ahali için…
Ülke için…
Yarınlar adına Ana muhalefet nokta-i nazarında tam bir
bela…
Bin musibet…
En büyük talihsizlik…
Çünkü her faaliyeti; "iktidarın" değirmenine su
taşıyor…
Alternatif olamıyor..
***
Konuşması…
Hareketi…
Oturuşu…
Ziyaretleri dâhil olmak üzere…
En önemlisi de Parti grup toplantıları; "tam bir
memba!"
Baksanıza!
Son tangosuna…
Gaf demeyeceğim…
Tango diyeceğim…
Son tangosu…
Rabia "işaretine" karşı sergilediği alerji…
Akla ziyan…
***
Diyor ki…
Rabia işareti "terör örgütünün" işareti…
Ak Parti "terörü" destekliyor…
Onları sahipleniyor…
Eebe yuh yani…
O işaret…
Yani Rabia işareti…
Hangi teröristin, terör örgütünün "işareti"…
El insaf ya…
***
Rabia işareti…
Herkes bilir ki...
Mısır'daki "darbeye" itirazın simgesi…
Sisi darbesine karşı "halk" kullandı…
Mısır halkı "Rabia meydanında" toplansın diye
"dört parmak" işaretiyle, çağrı olarak kullanıldı…
Şimdi Mısır halkı..
Darbeye karşı çıkanlar; "terörist mi" oldu?
***
Bırakalım, Mısır'ı…
Darbeyi…
Terörist Sisi'nin, iktidarlığını…
Sizin de; "darbe" sevicilik halinizi
biliyoruz...
İşte 15 Temmuz!
Kanlı darbe girişiminin; tüm akımlarıyla
"dirsek-temas" içerisindesiniz…
***
Yani...
Türkiye'ye kim düşman?
Erdoğan'a kim hasım?
Ak Parti hükümetine kim diş biliyorsa…
Siz…
Sorgusuz sualsiz; "duygusal" ilişkidesiniz…
Felsefenizde; her yol mubah yani...
***
Şimdi…
Gel gelelim Rabia işaretini biz nasıl kullanıyoruz?
Yani Ak Parti…
Cumhurbaşkanı Erdoğan "nasıl bir anlam"
yükleyerek, kullanıyor…
İşte buraya dikkat Kemal Bey…
Terörist ve teröre destek nerde?
Dört parmak işareti yapılırken…
Deniliyor ki…
Tek Devlet…
Tek Millet…
Tek Vatan…
Tek Bayrak…
***
Vaziyet bu!..
Deyin hangisinde "terör ve terör" destekçiliği
var...
Siz hala ısrarcı olacak mısınız?
Haddinizi…
Maksadınızı aştığınızın farkına varacak mısınız?
Rabia işaretine karşı; "alerji" halinize devam
edecek misiniz?
Unutmadan…
O işareti siz de yapmıştınız…
Çünkü Rabia simgesinin Türkiye açısından değeri büyük!..
Yanlıştan dönün..
Ve özür beyanında bulunun...
***
Neyse…
Sizin, "Katar'la " ilişkileriniz ne alemde?
Var mı?
Haber vereyim…
Türkiye…
Erdoğan…
Şu an "Katar'la" samimi…
Haberiniz olsun…
Asker gönderme kararı da meclisten geçti…
Siz de, "Katarla ilişkilerinizi" kesenler
kervanına katılacak mısınız?
Neme lazım?…
Katar iktidar yanlısı ya!…