YARIN RAMAZAN BAYRAMI

Sohbete,
Bir alıntıyla dâhil olursak!
Yani,
Ramazan-ı Şerif'in "bizden" hatır isteyip, gittiği gün.
Ve tabi ki,
Gidişiyle bize bahşettiği Ramazan Bayramı'nın "feyzini" kavrayabilmek gayesiyle.

* * *

Evet,
Bir kitapta okumuştum.
Zamanın birinde bir Bektaşi, Ramazan'dan bir gün önce Hoca'ya gider.
Sorar,
Hoca'ya "Hocam Ramazan ne zaman?" diye?
O da,
Bektaşi'ye derki "Ramazan yarın."
Cevaba karşılık Bektaşi der ki;
"Hocam. Ben çok unutkan biriyim. Siz şu kâğıda "Yarın Ramazan" diye bir yazıverin...
Hoca olur der.
Kâğıda yazar "Yarın Ramazan." diye.
Bektaşi de her gün kâğıda bakar.
"Yarın Ramazan. yarın Ramazan.., yarın Ramazan.."..
Derken;
Bi bakar ki "Ramazan"ın sonuna geldi.
Ve der kendine;
"Vay canına, Ramazan geldi-geçti, bayram çattı da farkına varamadık."
Aynen de öyle!

* * *

Baksanıza,
Bir soluk gibi "geldi, geçti" ve bugün "hatır isteyip" gidiyor.
Kısmetse, deyip bir daha ki "seneye" buluşmak, dileğiyle yolculuyoruz.
Elbette ki bir nefsin,
Bir insani "duygunun" ve aynı zamanda "inanç ve imanın da", muhasebesidir, Ramazan ayı!
Oruç
Ve içeriğinde yer alan "ibadetler" silsilesi.
Yeter ki,
Bu sınavda ve yolculukta "nefsin ve duygunun" gaflet çuvalını, başımıza geçirmemiş olalım.
Yoksa,
Gafletin "dehlizinde" iki cihanda da, "boğulmaya" mahkûm oluruz.
Üstad ne güzel ifade eder.
Gafletimizden değil midir ki, ömrümüz hiç bitmeyecekmiş gibi "hayatı" tar-u mar ediyoruz.
Oysa ömür çaydan daha süratli bir şekilde mazi mezaristanına akıyor.
Çocukluk, gençlik, orta yaş halleri derken ihtiyarlık kapıya dayanır.
Bir soluk nefes gibi; "aha" mevtalar hanındasın.

* * *

Boşuna denilmemiş;
Hayat zannettiğin haller, yalnız bulunduğun dakikadır!
Ders-i ibret,
Akıl üstünlüğüdür "nefsin" muhasebesinde "zengin" olmak!
İlahi rahmetin,
Af ve mağfiretin, açlık ile tokluğun, zengin ile fakirin.
Velhasıl,
"İnsan" ruhuyla beşer olmuş Allah'û Teala’nın "kulları" olarak, feyzine nail olduk Ramazan-ı Şerif'in.
Sevabıyla,
Günahıyla "bugün" yolcu ediyoruz!
Yazılmıştır, her kişinin "hayır ve günah" defterindeki, sınav başarısı.
Ama her şeye rağmen;
Bayramdan sonra Ramazan'daki hayatımızı ömrümüzün her noktasına serebilmenin, ulvi ruhaniyetini yaşatabilirsek, ne mutlu bize?
Tabi;
En büyük yanlış bayramın temel esprisini atlamak olacaktır.
Her dini gün gibi bayramın da birinci amacı, bize, varlığımızı kendisine borçlu olduğumuz Yüce Allah’ı hatırlatmaktır. 
Güle güle,
Ya Şehr-i Ramazan.

* * *

Evet,
Bugün Arife günü yarın da Bayram!
Sohbeti,
Uzatmak ve sizleri fazla da meşgul etmek istemiyorum.
Bir iki kelam da,
Bayram'dan bahsederek, noktalayalım.
Hiç kuşkusuz ki,
Ramazan ayı gibi, Bayramı da "sünnet" ölçüsünden geçirmek, sevap ve ibadettir.
Güzel koku sürünmek, güzel giyinmek, hediyeleşmek.
Hal, hatır sormak, eş-dost, akraba yaşlı, genç, kadın "ziyaret" edip onların gönlünü almak.
Büyüklerin ellerinden öpmek.
Küçüklerin de gözlerinden.
Bir de,
Çocuklara "bayram harçlığı" verebilmek, onları sevindirmek.
Hele,
Vefat edenlerin "kabristanını" ziyaret edip, bir "fatiha" okuyup, o hatırlama duygusunun sevabını kazanabilmek.

* * *

Bayram,
"Özü itibariyle", sevinmek ve sevindirmektir.
Siz ne kadar,
Kişiyi "sevindirirseniz" Bayram da o kadar "yüreklerde" sevgi yeşertir.
Bir de şuna anlam veremiyorum.
Ramazan Bayramı'nın "Şeker bayramı" adıyla anılma gafletinde ısrar edilmesi.
Siz gelin,
29 gün süreyle "oruç" tutun ve o ayın adı da Ramazan-ı Şerif olsun.
Sonra gelin,
Ramazan-ı Şerif'in "bahşettiği" bayram'a "şeker bayramı" adı verin.
Ne kadar yakışıksız hal.
Binlerce yıl,
Ramazan bayramı diye idrak edilirken, son yarım yüzyıldır "bu adın" empoze edilmesi.
Hiç kuşkusuz ki "gafletten" öteye bir ısrar ve dayatma!

* * *

Bakınız,
Bir bayram günü Hz. Aişe annemiz, genç kızlara tef eşliğinde millî şarkılar söyletiyor ve dinliyordu.
Bu esnada Efendisi de (s.a.v.) onun dizine başını koymuş istirahat ediyordu.
Babası Ebû Bekir geldi ve Peygamber evinde müzik icrâsını uygun bulmayarak engellemek istedi, Peygamberimiz "Bırak çalsınlar, bu bizim bayram günümüz" dedi.
Evet,
Yarın "Bayram günümüz..." 
Onun için,
Tüm derin duygu ve sevgi muhabbetiyle, hepinizin Ramazan Bayramı'nı tebrik ediyor.
Ve duam,
Bayram'ın, barışa, kardeşliğe, birlik ve bütünlüğe, huzur ve mutlu yarınlara vesile olması.
Bu arada,
Sevgili okurlar.
Ramazan Bayramı dolaysıyla, gazeteniz Diyarbakır Söz "üç gün süreyle" yayınlanmayacak.
Cuma günü,
Buluşmak umuduyla, şimdilik hoşça kalın.