YOLUMUZ ESKİDEN BETER OLDU?

Hafta sonu!

Bir grup köy ahalisi ziyarete geldi…

Tanıdık köylüler…

Çay, kahve faslından sonra!

Köyün ileri gelenlerinden biri söze girdi…

"Köy yollarıyla" ilgili…

Aktardıklarını aynen aktaracağım!

***

Köylünün dediği şu!

Önce köylerini tarif ediyor…

Diyor ki..

"Sur ilçesine bağlıyız…

30 kilometre uzaklıktayız…

Halk arasında "kaniya kezibanı…"

Silvan yolu üzerinde..

Yani "Kezibanın Çeşmesi" denilen noktada, ana yoldan ayrılıyor…

Sağa doğru…

Ana yoldan, 15 kilometre içeri!

Köy yolumuz; grup yol…

7-8 köy güzergâh üzerinde bulunuyor…

100'ün üzerinde de; "mezra" var…

Nüfusun yoğun olduğu bir bölge…

Hatta bu yolu "Bismil'e gitmek" için kullanan da var…

***

Gelelim!

Kaş yapalım derken, göz çıkarma mevzuuna!

Aktarıyor…

Yolumuz hayli bozuktu…

Yıllardır "şikâyet" etti…

Önceki yönetimler; "yama" yapıyordu!

Ama her kış; "aynı durum" çamur içerisinde…

Yol köstebekten beter; çukurlarla dolu…

Araçların geçmesi mümkün değil…

Kışın, çamur, çukur, yazın toz!

***

Köy muhtarları…

Encümenler…

Azalar, köy halkı, "belediyelere müracaat" etti!

Yolumuz yapılsın diye…

Nihayetinde, "şikâyetimiz" ses getirdi…

Kayyum geldikten sonra; "yolumuzun yapılmasına" başlandı…

***

Sevindik…

Dualar ettik…

Nihayet "hizmet" alacağız dedik…

Hatta gelen; "ekipleri" yemeklerle, çaylarla ağırladık..

Evimizin kapısını açtık…

Soframıza oturttuk…

Sahiplendik…

Yeter ki, "yolumuzu yapsınlar, yetersiz hizmet üretsinler" diye..

***

İşe başlandı…

Beklentimiz şuydu…

Yolumuza kepçe vurulacak…

Yol genişletilecek…

Var olan çukurlar doldurulacak…

Çukur olan bölgelere, borular döşenecek…

Yağmura, kara, yağışa karşı; menfezler yapılacak?

Sonra…

"Sıcak" asfalt dökülerek" sağlıklı bir yol yapılacak diye bekliyorduk…

***

Ne yazık ki, hiç de beklediğimiz gibi olmadı..

1 kepçe…

Bir iki çakıl-kum taşıyan kamyon…

Ve bir silindir…

Yapılan, mevcut yolun üzerine kepçe vuruldu.

Çakıl döküldü…

Üzerine de asfalt zifti döküldü…

Sonra silindirle sıkıştırma yapıldı…

3-5 ayda bu işi, yapıp gittiler…

***

Ne kadar; "itiraz" ettikse!

Karşı çıktıksa.

İlgili ve yetkilileri uyardıksa…

Maalesef, kimse ilgilenmedi…

Hatta denetime gelip; bakan bile olmadı!

Şimdi…

Bu hizmetin, "eziyetini" çekiyoruz!

***

Yolumuz!

Öncekiden daha beter; "daraldı"…

Bazı noktalar var ki "trafik kilitleniyor?"…

Karşıdan gelen aracın geçmesi için, diğer aracın beklemesi lazım…

Hatta "bekleyip, şarampole" kendini çekmesi gerekiyor…

Ki kaç gündür yağmur yağıyor…

Yol şimdiden; "bozuldu", sökülmeler, dağılmalar başladı…

Bakım onarım yapan da yok!

***

Evet, köylülerin serzenişleri böyle…

Umarım…

Büyükşehir Belediye Başkanvekilimiz…

Sur Belediye Başkanvekilimiz…

Vaziyetin ikmaline; "hassasiyet" gösterir!

"Kaş yapalım derken, çıkarılan gözü" tedavi eder…

Yolun halini görme adına; "inceleme" yapar.

Denetim mekanizmasını işletir.

Ortaya çıkan "eziyeti" giderir.

Özetle…

Bizden buradan, "sesin" duyurulması…

Gerisi ilgili ve yetkili zevattın inisiyatifinde…

***

 

CİBİLİYETSİZLER CİRİT ATIYOR?

Şimdi…

Hırsızın, arlısı!

Arsızların arlısı!

Üçkâğıtçının ahlaklısı!

Soyguncunun dürüstü!

Rüşvetçinin adamlığı!

İffetsizlerin iffeti!

Şerefsizlerin şerefi!

Fahişelerin fazileti…

Olur mu?

Ya da bekleme gibi bir durum hâsıl mı?

***

Yani…

Katilin…

Caninin…

Vatan haininin…

Teröristin…

Eli kanlı sapığın "masumu" olur mu?

Ne mümkün!

***

Eee…

Vaziyet bu iken…

Darbecilerden…

Cuntacılardan…

Ülkesine ve milletine "aşağılık" komplo organize edenden!

Vatan evlatlığı…

Ya da, "dürüstlük, namus, haysiyet, şeref" beklenir mi?

Hele ki, "doğruluk!"

Vaki midir?

Yok…

***

Şimdi...

14 Temmuz'a dair gelişmelere...

FETÖ davalarındaki "sanık" beyanlarına…

Duruşmadaki hallerine…

Ve tabi ki ortaya çıkan görüntülerin muhtevasına!

Tapeler…

Deliller..

Suçüstü eden mevkuteler…

Şahitler…

Genel itibariyle; "yukarıda" saydıklarımın tanımıyla…

Diyebilir miyiz ki?

Soysuz "soylu!"

Cibiliyetsiz "cibiliyetli.."

Utanmaz "ar sahibi?"

Hain "vatan-millet" evladı?

Yahut 250 kişiyi "katleden" aşağılık girişim; "masum" diye?

Mümkün mü?

***

Ne yazık ki!

Ana muhalefet…

Yavru muhalefet…

Arka bahçe bileşenleri!

İç ve dıştaki işbirlikçileri.

Yekvücut halde; "ağızlarından bal(!)" akıtarak!

Vatan…

Millet…

Sakarya deyip; "libas" giydiriyorlar…

Bu nasıl bir "zihin!"…

Doğrusu anlamak zor!

***

Ama diyeceksiniz ki; "namusuzluk" prim yapıyor..

Öyle ya..

Namus "parayla alınıp, parayla satılmıyor…!"

Çünkü "kişiliktedir!"

Adamlıktadır…

Bir yaşam kültürü ve karakteridir?

Lakin…

Namussuzluk..

İffetsizlik..

Fahişelik…

Ve bilumum diğer; "aşağılık" karakter öyle değil!

Hepsi…

Hem parayla alınıyor.

Hem de parayla satılıyor!

***

Özetle!

Vaziyetin ikmaline nokta koysak…

Zaman…

Düzen…

Yürüyen sistem; "iki yüzlülük" üzerine kurulu!

Onun içindir ki…

"Soysuzlar ve cibiliyetsizler" cirit atıyor…

Prim üstüne prim yapıyor..