ZAMAN, TEHLİKELİ İŞLİYOR?
Hendek ve Barikat siyaseti!
Öz Yönetim… Operasyonlar…
Ve Güneydoğu'yu "terörize" eden hal-i vaziyet…
Ölüm… Yıkım… Ve Göç…
Vahim bir "sosyal" travma!
***
Dün Kırsal'daydı..
Bugün "şehir" merkezleri "yaşanılmaz" halde...
Pek tabi ki, 7 Haziran ve 1 Kasım'la "Pik"
yapan, "Emperyal" akla himayeli; "şiddet ve terör.."
Kanlı katliamlar..
Diyarbakır.. Suruç.. Ankara.. Yine Ankara. İstanbul.
Hatay..
Ve, Ortadoğu'daki "ateşin" yarattığı alevin,
Türkiye'deki yakıcı durumu…
***
İşte tüm bu olup-biten girift…
Bir o kadar da, "iç içe" girmiş mevzulara,
"ışık" tutan bir araştırmaya mutali oldum.…
Araştırma, Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden
Mehmet Yanmış'a ait.
Ciddi ve kapsamlı bir araştırma..
Okudum.. Uzun uzadıya, "bir dizi kaynak" ve
saha araştırmasıyla harmanlanmış; "yaşanılanları.?" anlatıyor..
Genel bir ideolojik yorum yok.
Sahada, konuşulanın "yüzdeliği.."
***
PKK'nın "Hendek ve barikatı"yla gelişen;
"gerilimin" gençlerde oluşturduğu "şiddet" karakteri…
Güvenlik politikasına endeksli "operasyonların"
toplumda geliştireceğine ihtimal verdiği; "duygu kopuşu"
İnceden inceye, "değerlendirmiş"
araştırmasında…
Ki araştırma bu iki konu başlığını önemle öne çıkarıyor…
Doğrusu araştırmayı bir bütün olarak size aktarmak
isterdim…
Ama çok uzun… Bu nedenle; konu başlıklarının
"özetine" sınırlı kalarak size aktaracağım…
***
Tabi… Bu araştırmayı…
Özellikle meselenin kulvarındaki aktörlerin okuması
gerekir…
Eğer ki, Kürtlere "adaklı" barışçıl bir niyete
sahibi iseler…
Yaşanan çatışmalı "ortamın" sonlandırmasında,
samimi iseler..
Demokrasiden.. İnsan Haklarından..
Eşitlik ve özgür yaşamdan dürüst iseler…
Dem vurmuyorlar ise..
***
Yarınların.
Bu gidişatla "nasıl fırtınalar"
yaratabileceğini görerek…
Kullanılacak "Dil"…
Siyasi üslup…
Ve yapılması gerekenler açısından "bu
araştırma" bir fikir üretebilir…
Yoksa radikalleşen ve "şiddeti" çözüm olarak
gören "bir gençlik"
Yani, "kavgacı" bir nesil oluşuyor…
Ki buda Kürt ve Türkler üzerinde "yüzyıldır"
yapılamayan "halktan" kopuşu körükler…
Vahim olan da bu…
***
Evet…
Hendek Siyaseti…
Sokağa çıkma Yasakları…
Ve 7 Haziran sonrası şiddet olaylarının Kürt kamuoyu
üzerindeki etkileri…
Kürtler süreci nasıl değerlendiriyor…
Başlığıyla, Yanmış'ın kaleme aldığı raporun "Sonuç
ve öneri" bölümünde neler yer alıyor…
Araştırma, Yanmış'ın "kendi emeği ve
gayretiyle" hazırlanmış…
Kimseden maddi destek almamış…
Rapordan, spot başlıklar…
***
ÇÖZÜM SÜRECİNİN BİTİŞİYLE İLGİLİ BULGULAR
Barış sürecini ne/kim bitirdi? Sorusu yöneltilmiştir.
Yedi alt başlık öne çıkıyor.
1- Devletin ve Hükümetin yanlış tutumları.
2- Tarafların barışı “başaramaması” ve
samimiyetsizlikleri.
3- PKK’nın çözüme ve siyasete güvenmemesi.
4- PKK ve HDP’nin 7 Haziran seçim sürecini iyi
yönetememesi.
5- Kobani savunması ve “Kobani düştü düşüyor” sözünün
yarattığı etki.
6- Dış politikadaki gelişmeler ve “dış güçler" ..
***
HENDEK SİYASETİ VE ÖZYÖNETİM BİRİMLERİ
Araştırmanın odağını oluşturan konulardan biri olan
PKK'ya bağlı faaliyet gösteren YDG-H'lerin Güneydoğu’da bazı şehirlerde
oluşturdukları hendekler ve özyönetim ilanları…
Sahadaki ana fikir;
1 Hendek ve Barikat stratejisi yanlıştır.. Yüzde 67,2
2 Bu şekilde özyönetim kurulamaz .. Yüzde 59,5
3 Hendekler, siyasetin çözümsüzlüğünün sonucu halkın öz
savunma birimlerini kurmasıdır. Yüzde 23,5
4 PKK’nın planlı bir taktiğidir. Yüzde 11,0
***
DEVLETİN KARŞI REFLEKSİ
Sıklıkla sorulmaya başlanan sorulardan birisi kuşkusuz bu
hendekler ve barikatlar ne zaman yapıldı, bu silahlar buraya nasıl geldi?
Sorularıdır.
Görüşme notları incelendiğinde üç noktanın öne çıktığı
görülür;
1 Devlet/hükümet hata yaptı.. Yüzde 50,7
2 Devlet, PKK’yı savaşa çekmek için buna göz yumdu. Yüzde
21,3
3 Devlet/hükümet çözüm sürecine zarar vermek istemedi.
Yüzde 8,8
***
SUÇSUZ HALKA ZARAR VERİYOR
Uzun süreli sokağa çıkma yasakları ve devam eden
operasyonlar konusunda katılımcıların çok büyük bir kısmı açıkça bunların
bitmesi ve diyalog yolunun açılması gerektiğini dile getirmektedir.
HENDEKLER VE ŞEHİRDEKİ PKK BİTENE KADAR SÜRMELİ
Görüşmecilerin bir bölümü, hendekler kapanana ve
PKK’lılar şehirden çıkana kadar operasyonların devam etmesi gerektiğini
belirtmiştir.
Bu kimseler genellikle terör-şiddet hadiselerinin masum
halka zarar verdiğini ancak bir devletin de bu tür oluşumlara müsaade etmemesi
gerektiğini söyleme gereğini hissetmiştir.
***
HAZİRAN 2015 SONRASI YDG-H’NİN EYLEMLERİYLE İLGİLİ
BULGULAR
Yaklaşık iki yıldır bölge halkı YDG-H (Yurtsever Devrimci
Gençlik-Hareketi) yapılanmasından haberdardı.
Kuruluş sürecinde PKK zaman zaman bu yapılanmayı överken
bazen de kendileriyle ilişkisinin olmadığını iddia etmiştir.
Ancak hem bölgede örgütten bağımsız böyle bir
yapılanmanın oluşumunun mümkün görülmemesi…
Hem de Haziran sonrası süreç bu yapılanmanın PKK’yle
yakın ilişkisini görünür kılmıştır.
“EN BÜYÜK ZARARLARI KÜRTLEREDİR”
YDG-H’nın eylemleri konusunda yapılan incelemede
katılımcıların bu eylemleri Kürt halkı açısından zararlı ve tehlikeli
gördükleri anlaşılmaktadır.
Görüşmeciler, bu yapılanmanın mahallelerin serseri, hapçı
ve kontrolsüz gençlerini içerisine alarak büyüdüğünü ve bunun da hem örgüt hem
halk açısından büyük bir tehlikeyi bünyesinde barındırdığını belirtmişlerdir.
Bu sebeple,
“YDG-H Kürt halkına zarar vermektedir..” ve “bu tür
yaklaşımlar Kürtleri HDP'den uzaklaştırmaktadır”
ENDİŞE VE BEKLENTİLER
Saha çalışmalarında katılımcıların, operasyonların
uzaması durumunda bölgede nelerin olabileceği konusunda bazı öngörüleri
olmuştur.
Bunlar;
1 Bölgede Radikalleşme artabilir… Yüzde 24,2
2 Türk-Kürt ayrışması derinleşir… Yüzde 19,1
3 Çözüme inanç azalır, bölge Suriye-Filistinleşir. Yüzde
13,9
4 PKK güç kazanır. Yüzde 5,8
***
90'LARA GERİ Mİ DÖNÜYORUZ ENDİŞESİ TAŞIYOR MUSUNUZ?
Bölgede yeniden başlayan çatışmalar terör-şiddet ve faili
meçhul ölümlerle toplumsal hafızada yer eden 90’lı yılları akla getirmeye
başlamıştır.
Kürtlerin hafızasında felaketin sembolü olan “90’lı
yıllar”a geri mi dönüyoruz? Sorusu son dönemde sıklıkla dile getirilen bir
endişedir.
Yanıtlar üç noktada toplanmıştır;
1- Henüz değil ama 90’lara doğru gidiyoruz. Yüzde 48,5
2- Zaten yaşıyoruz veya daha kötü bir süreç yaşıyoruz.
Yüzde 27,9
3- Şu anki durumun 90’lardan daha kötü olduğunu
düşünüyorum. Yüzde 17,6
***
BARIŞ SÜRECİNİN TEKRAR BAŞLAMASIYLA İLGİLİ BEKLENTİLER
Katılımcıların bu soruya yanıtı iki noktada toplanmıştır;
1- Süreç yeniden başlayabilir. Yüzde 61.0
2- Sürecin yeniden başlayacağını düşünmüyorum. Yüzde 36,7
Şeffaf ve yasal bir süreç olursa başlar. Yüzde 25,7
Öcalan ve PKK’sız çözüm olmaz. Yüzde 6,6
Beklentiler Bir an önce barışın sağlanması. Yüzde 38
Örgütün hendek stratejisini terk etmesi. Yüzde 34
Yetkililerin kışkırtıcı söylemlerden uzak durması.
Yüzde 23
***
SONUÇ VE ÖNERİLER
*Bu çalışma, Kürt toplumunda Suriye/Kobani hadiseleri ile
başlayan ve 7 Haziran seçimleriyle görünür olan yeni durumu genel hatlarıyla
ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Daha önce görülmeyen “hendek siyaseti”, şehir çatışmaları
ve sokağa çıkma yasakları konusunda bölgedeki genel algının yakalanması
hedeflenmiştir.
Terör ve devletin bununla başa çıkma stratejileri çok
sayıda teorinin konusu olmuş ve farklı perspektiflerden açıklanmaya
çalışılmıştır.
* Öncelikle Kürt halkının bir an önce yeni müzakere ve
barış sürecinin başlamasını beklediği belirtilmelidir.
Görüşmecilerin çok büyük bir kısmı örgütün hendek
stratejisini hatalı bulduğunu, bunun Kürt halkına büyük bir zarar verdiğini
diğer taraftan operasyonların ve sokağa çıkma yasaklarının da bitmesi
gerektiğini ifade etmiştir.
***
* Sokağa çıkma yasakları ve şiddetli çatışmalar halk
üzerinde büyük psiko-sosyal tahribatlar yapmaktadır.
Çatışmalar şehirlerin tarihi ve kültürel mirasını tahrip
etmekte, insanlarda onarılması zor travmalara neden olmaktadır.
Hususiyle de çocuklar üzerinde ciddi kalıcı etkiler
bırakma tehlikesi taşımaktadır.
Bölgede yaşanan çatışmalar, sokağa çıkma yasakları ve
örgütün boykot kararları eğitimi ve sosyal hayatı günden güne kötüye
götürmektedir.
***
*Bu değerlendirmelerden hareketle, halkın meseleye tek
taraflı baktığı anlamı çıkarılabilir.
Bunun iki nedeni vardır; öncelikle devlet, uzun süre
Kürtlerin kimliğini ve sosyo- kültürel yaşamını kendi ulus-devlet ideoloji için
tehlikeli görmüştür.
Bu sebeple Kürt toplumunun bir kısmı devlete karşı tabir
yerindeyse “ontolojik” bir güvensizlik yaşamaktadır.
Diğer taraftan halk, PKK’nın şehirlerden çekilmesini devletin yapacağı
siyasi hamlelerle mümkün görmektedir.
***
* Önerimiz, ağır ekonomik ve kültürel kayıpların da
yaşandığı şehir çatışmalarının bitirilmesidir.
PKK’nın, sivillerin yaşadığı bölgede başlattığı
çatışmanın sonuçsuz kalacağını, başvurduğu yöntemin Kürt halkı ve sivil
siyasete zarar vereceğini, bu durumdan en çok iki silah arasında kalan
sivillerin mağdur olacağını yeniden düşünmesi gerekmektedir.
Bölgede yaşanan sivil ölümler konusunda tarafların ikna
edici açıklamalar yapması gerekir.
*Görüşmelerde öne çıkan ikinci konu, operasyonların
uzaması ve sivil ölümlerin devam etmesi durumunda ülkede Türk-Kürt ayrışması
yaşanması-derinleşmesi tehlikesidir.
* Kanaatimize göre, Kürtler ve Türkler arasında ülke
geneline yayılabilecek bir çatışma durumunda Batılı ülkeler yeni bir göçmen
krizi yaşayabilir.
Zira 8 milyona yakın Kürt vatandaşın ülkenin Batı’sında,
Türklerin yoğun olduğu yerlerde yaşaması olası bir krizde Kürtlerin, yönünü
istikrarsız vatanlarına değil Batı’ya çevirmesi güçlü bir ihtimaldir.
***
* Saha çalışmalarında dikkat çekici bulunan bir husus da,
çatışma sürecinin uzaması ve örgütün silahlı unsurlarının şehirlerden
çıkarılamaması durumunda Kürt gençler arasında radikalleşmenin artma riskidir.
*Bölgede radikalleşmenin önlenmesi için Türk kamuoyuna,
bölgede bazı ilçelerde yaşanan durumun bir nevi “afet” olduğu anlatılmalıdır.
* Görüşme metinlerinden yola çıkarak, sadece
siyasetçilerin güdümünde yürüyecek bir barış sürecinin halka güven vermeyeceği
söylenebilir.
*Katılımcıların, “barışın başarılamaması” konusundaki
düşüncelerinden hareketle ülkede barış araştırmalarına önem verilmesi gerektiği
açıkça görülmektedir.
* Aksi halde çatışma sürecinin uzaması ise bölgede Kürt
gençlerin radikalleşmesine ve gelecekte sağlıklı çözümler üretilmesinin önünün
kesilmesine neden olabilir.
***
Yanmış'ın araştırmasına aşağıdaki linkten
ulaşabilirsiniz…
http://www.rethinkinstitute.org/resurgence-of-the-kurdish-conflict-in-turkey-how-kurds-view-it/