ZERYA'DAKİ SIR İLİŞKİLER!…
Konuşuluyor, tartışılıyor, fısıltı yapılıyor!.. Sosyal medyadaki "kafa" karışıklığı.. Ki İsimler, rakamlar, makam ve mevkilerden; söz ediliyor.. Ortaya öylesine, karmaşık ve kışkırtıcı bir durum çıkıyor ki; "Arap saçı" misali!...
***
Ne var ki, kimse de "somut" bir şey, ortaya koymuyor.. Var olan; "kar payı" odaklı altın ve para teslimiyle alakalı; "dolandırıcılık".. ve buna dair, tutuklanan işyerinin sahibi oldukları ifade edilen üç isim!…
***
Bir çok kişi gibi!.. Benim, kafamı kurcalayan, ama bir türlü cevap, bulamadığım bazı sorular var.. Bu soruların, "yanıtsız" kalışında, ilgili ve yetkili kurumların, özellikle "benzer vakalarda" ivedi şekilde yapılan "basın duyurularının" bu hadisede; "sessizliğe" gömülmesi oldu… Tek bir satır açıklama yok!..
***
Dahası, tüm bu konuşulanlara, iddialara, ortaya atılan parasal miktarlara ve üst düzey bürokratlar diye tabir edilen isimlerden.. İsmi deşifre olandan da olmayandan da; "çıt" diye ses yok.. Çıkmıyor mu, çıkma korkusu mu var!…
***
Ancak, denir ya "sükût" ikrardan gelir.. Herkes "kabullenmiş" bir tavır içerisinde; kendince ırak takılıyor!?….
Gelelim zihnimi kemiren ve cevap isteyen deli sorulara!…
***
BİR… Vali deniliyor, başsavcı deniliyor, hakim ve savcılar.. Emniyet.. İş adamı.. Esnaf.. Bunun hakikati var mı…? Gerçek mi, yalan mı?…
***
İKİ.. Eğer ki, bu isimler "Zerya'daki sır ilişkiler" ağı içerisinde bulunuyorlarsa, çok vahim!?.. Demek ki, "makam, mevki ve imza yetkilileri" rant çarkı üzerine işlemiş!…
***
ÜÇ… Ve yine demek ki, "devlet malı deniz" mantığı, herşeyin üstü görülmüştür.. Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, irtikap, ihale, alım-satım, imar "yüzde 10-20" arası, işlem görmüştür..
***
DÖRT… Pek tabi ki, "kayıt dışı" elde edilen milyonluk servetler, "altın, zihniyet eşyası, döviz" mahiyetiyle; burada "kar payı" odaklı bir aklanma "yolu" tercih edilmiş!….
***
BEŞ… Yok eğer, üst düzey" bürokratlar diye yukarıda sözü edilenlerin "bu işte" dahli bulunmuyorsa.. Zerre-i miskal, "yakından-uzaktan" alakaları yoksa neden "kafalarını" kuma gömmüşler!… Bir iki kelam edip; "bizim ilgimiz yok" demiyorlar...
***
ALTI… Diyebilirler ki, biz devlet memuruyuz!.. 657'ye tabiyiz.. "Beyanat veremeyiz.." Peki, işin tahkikatını yürüten, soruşturan, sorgulayan makam ve mevkiler, beri yanda kendi kurumlarından "kamuoyunda zikredilen isimlerin, Zerya kuyumculukla ilgileri yoktur" diye bir, açıklama gelmiyor….
***
YEDİ… "Sır ilişkiler" ağına sahip Zerya Kuyumculuğun, 2018'deki "açılışına" kent protokolünü "hazır" eden, güç "var mı yok mu" diye, 5 soru sıraladığım "üst düzey bürokratların" ilişkisinden mi, gelmekte?..
***
SEKİZ… Kimine göre 200 milyon, kimine göre 1 milyar lirayı bulan “kar payı" odaklı, kuyumcudaki "kayıt dışı" ticari ilişkiye, devletin kurumlarının "göz yumması", söz edilen kişilerin "çarkın" içinde yer almasından mı?
***
DOKUZ… "Efsane" haline gelen "sır ilişkiler" ağı içerisinde kuyumcuya ait "lüks konutlarında" kiracı olarak kaldıkları söylenen, hakimlerin, savcıların ve polis müdürlerinin varlık derecesi nedir..? Bir zan altında bırakma mı, yoksa gerçek mi?..
***
ON… Yine üst düzey bir yargı mensubunun, "oğlunun" iki yıl süreyle "kuyumcuda" çalışıyormuş gibi gösterilip, SSK'nın yatırıldığı "doğru mu" yoksa; "üstlendiği" makama yönelik, "çamur atma mı?"… Ayrıca, iz bırakmada, döviz bürosu açılmasından da söz ediliyor?…
***
ONBİR… "İflas" ettik deyip sırra kadem basan iki kardeş ve bir ortağın, "derdest" edildikleri, şehrin Adana olması, adreslerin aynı olması "tesadüfi mi" yoksa, ilişkiler ağının bir parçası mı?…
***
ONİKİ.. Bir iddia da; Kuyumcu'nun "iflas ettik" deyip kepenk indirmeden önce, Üç resmi Banka'dan "yüklü miktarda" alınan krediler, üst düzey bir bürokrata, "çanta dolusu para olarak" teslim edildi?.. Vaki mi, değil mi?..
***
Bir düzine soru!.. Ki, daha bir çok "düzine" sayısı kadar, kafamda oluşan deli sorular yok değil; var!… Tabi bu sorular ve muhtevaları, hadiseye dair kent gündemini meşgul edenlerin "elek üstünde" kalanları..
***
Şunu da ifade edeyim!… Bu mevzuya; odaklanmamın temel nedeni, pek tabi ki "mesleki..".. Ama en çok; "kadım şehir Diyarbakır'ın" ve tabi ki, zikredilen isimlerin temsil ettiği "makam, mevki ve kurumların" itibarının, "kirli bir çark, rant odaklı ilişkilerle" bu kadar yüksek derece "tahrip" edilmesi?.. Ve bunu; "birilerinin" menfaat temin etme adına; kullanılmasıdır..
***
Sonuç itibariyle!.. Kafaları kurcalayan soruların ivedi şekilde; yanıt bulmasıdır.. Ki yanıtı verecek olan da; ilgili ve yetkili isim ve kurumlardır?.. Bekliyoruz..
***
GÜL'ÜN TELEFONU!..
Kesin olmamakla birlikte alınan bir duyuma göre!.. Abdullah Gül.. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı telefonla aramış.. Görüşmüş.. Ve onu; "Ayasofya'yı cami" olarak ibadete açmasından dolayı "tebrik" etmiş!…
***
Şimdi diyeceksiniz ki, "ne olmuş yani, telefon açamaz mı, tebrik edemez mi?.." Doğru.. Açabilir… Ki açmaması, abesle iştigal olurdu.. Çünkü Gül de, Ayasofya'nın "cami olarak ibadete" açılmasını isteyen, siyasi figürlerden biri..
***
Ki benim "tebrik" telefonunu yadırgamam, eleştiri konusu etme gibi bir düşüncem yok!.. Lakin, Gül'ü "çatı adayı" düşünen Millet İttifakı… Ve Erdoğan'ın "en büyük" hasmı düşünen bazı AK Partililerin; "vaziyete" sevinen ve dudak bükenlerin söz konusu oluşu!!…
***
Hal böyle olunca!.. Der demez, ikmale gelen iki soru var?..
BİR… Gül'ün Erdoğan'a karşı "Millet ittifakının" çatı adayı olma hali, bu telefonla "kolaylaştı mı, zorlaştı mı?"…
***
İKİ… Gül'ün bu telefonu, Erdoğan'a ve AK Parti'ye "yeni bir sempati, eve dönüş" yolunu açar mı?..
***
Benim iki sorum var.. Soruları çoğaltmak isteyen varsa.. Buyrun, bundan sonrası, söz onun!..
***
FETÖ'YÜ KİM AKLIYOR..?
Siyaseti "kulvarda" bu yönde, "halk nabzı" yoklanırsa.. Yani, anket yapılsa.. Ve şu soru yöneltilse.. "Size göre, FETÖ'yü hangi siyasi, beyanlarıyla aklıyor?".. Bu minvalde; gelebilecek bir soruya, çıkabilecek yanıt, ne olur… Siyasiler de, şıklar halinde sıralansa...
***
Sizce, Kemal Kılıçdaroğlu mu?
Sizce, Meral Akşener mi?
Sizce, Pervin Buldan mı?
Sizce, Temel Karamollaoğlu mu?
Sizce, Ahmet Davutoğlu mu?
Sizce Ali Babacan mı?
Sizce, Devlet Bahçeli mi?
***
Son şık!… Sizce; Recep Tayyip Erdoğan mı?… Doğrusu, elimde "bir anket" verisi yok… Ama; öyle inanıyorum ki, "ilk beşe" çok evet diyen olur…
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Demokrasi tarihimiz, darbelerin de tarihini içeriyor...
***
Hayırlı Cumalar…