AKLİ DENGESİ BOZULMUŞ..
Ne diyelim?
Biz ki…
Bizim gibi kimler söylemedi ki?
Bizler, kimler yazmadı ki?
Ekranlara taşıdık…
Ve dedik ki; "Kediciklerin tellalına dur" diyen yok mu?
Din adına…
İslam adına…
Kur'an-ı Kerim adına…
Bu paspal; "Siyonizm’i" aşılıyor…
Yarı çıplak kızları…
Genç erkekleri ekranda pervasızlaştırıyor…
"Erotik şovlar" yapıyor…
Kimse de bir şey demiyor…
***
Ne RTÜK…
Ne Yargı…
Ne Hükümet…
Ne de herhangi bir dini kurum…
Herkes seyirci…
Korunuyor…
Kollanıyor…
O da azgınlaştıkça azgınlaşıyor…
Şovlarını, pornografikleştiriyor…
Ve genç kızları…
Genç erkekleri…
Ağına alarak; "köleleştiriyor!.."
Ki aileleri de; parçalıyor…
***
Nitekim, geçtiğimiz ay bir baba "isyan etti!?"
Kızını ekranda görünce dava açtı…
Mahkeme karar verdi…
O tellal, "uzaklaştırma!" aldı.
Ama rezaletler; kesintisiz!
Nihayet!
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş önceki gün konuştu…
"Bıçak kemiğe" dayandı misali…
Yoksa, gelen tepkilerin yüksek dozajı karşısında; yeter dedi..
Bakınız…
"Kedicik tellalıyla" ilgili neler söyledi?
***
"TÜYLERİ DİKEN DİKEN EDEN YAYIN!"
"Bizim de gördüğümüz zaman tüylerimizi diken diken eden, zaten bakmak da doğru değil öyle bir kanala.
Bu kişi vaktiyle Yahudilik, Masonluk kitabını hazırlayan bir grubun başındaydı.
Şimdi kendisi Mason olduğunu söylüyor.
Tamamen akli dengesi herhalde bozulmuş.
O konuda ceza aldı.
Yahudilere ve Masonlara hakaretten ceza aldı.
Şimdi öyle.
"AKLİ DENGESİ BOZULMUŞ"
Cezaevinde yatış sebeplerinden birisi de Atatürk’e hakarettir.
90’lı ya da 80’li yıllarda ben çok iyi biliyorum Atatürk’e hakaretten cezaevinde kaldı ama şimdi en büyük Atatürkçü olarak kendisini söylüyor.
Dengesi bozulmuş bir insan.
Biz bunun doğru olmadığını söylüyoruz.
"BU KANALIN KAPATILMASI LAZIM"
Ama o televizyonu kapatma yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığında değil ki, yetki kimdeyse onun kapatması lazım.
İnşallahlar, maşallahlar havada uçuşuyor, dini bir takım referanslar ve orada dansöz oynatıyorsun böyle bir şey olabilir mi?”
***
Evet… Erbaş'ın serzenişi böyle…
Ki tepki vermeyen kimse de yok…
Lakin müdahale eden yok…
Bakalım…
Bu çıkışa karşı; ilgili ve yetkili kurum ile zevat nasıl bir tepki verecek?
Ne yapacak?
Nasıl bir muameleye odaklanacak?
Tabi, devletin diğer kurumları da!
Öyle ya…
Kedicik tellalının geliri; "nerden?!"
Sermaye kimden?
Kediciklerden gelenle yetiniliyor demeyin…
MASAK dâhil olmalı…
Bu arada;
Emperyalistlerin…
Siyonistlerin..
Yani İsrail bağlantılı bir; "kol var" deniliyor..
Velhasıl!
Vaziyetin ikmaline karşı; kim ne diyecek?
Üç maymunu oynamaya devam mı edilecek?
Yoksa "namus meselesi mi" edinilecek?
Bekleyip göreceğiz…
***
MAŞALLAH…
Ülke, nüfusu artıyor…
TÜİK açıkladı…
31 Aralık 2017 tarihi itibarıyla..
Nüfus, "80 milyon 810 bin 525 kişiye ulaştı…
Genç bir nüfusa sahibiz…
Şöyle ki;
Çalışma çağındaki nüfus oranı yüzde 67,9…
0-14 yaş grubu; yüzde 23,6
65 yaş ve yukarısı ise yüzde 8,5…
Diyarbakır'ın nüfusu…
Bir önceki yıla göre; 26 bin 782 kişi artmış…
An itibariyle nüfus; 1 milyon, 699 bin 901..
Maşallah…
Nazar değmesin; nüfus hep bereketli olsun!
***
DEVLET ELİYLE KUMAR!!!
Yok mu?
Kim diyor; "Devlet eliyle kumar" oynatılmıyor…
Diyen halt etmiştir…
Oynatıyor…
Bal gibi bu işi yaptığı gibi; "teşvik de" ettiriyor…
Bugün değil; yarım asra dahi geçmekte!
Ki hali hazırda…
Yeni sektörlerin…
Yeni kumar faaliyetlerine de; "imza" veriyor…
Hatta maddi destek sağlıyor…
Kredi gibi…
"Al kumar oynat" diye…
***
Milli piyango…
Loto-toto…
İddia…
Kazı kazan…
Ganyan/At yarışları…
Ve daha niceleri; "devlet eliyle" işliyor…
Ki yasadışı; "bahis" kumarı da ayrı…
Kumar; "sektörleştirildi" devlet eliyle…
Milyarlık değil…
Katrilyonluk bir; "bütçeye" sahip…
Kumar; "işportada!
Hiç kuşkusuz ki; "uyuşturucu" gibidir…
Bağımlılık yaratır…
Hastalıktır…
Ve yakıcıdır…
***
Enva-i şekliyle;
İmanı da…
İzanı da…
İnsanı da…
Yekûnuyla "ahlaksızlığın" en dibine sürükler…
Toplumsal; tahribatı oluşturur.
Helali değil…
Sürekli haramı teşvik eder…
Çünkü "kumardan" gelen para helal değil; haram!
Bu arada; "kumar'a götüren her oyun kumardır…
Oyun şekli…
İnsanlar arasına "kin ve düşmanlık sokuyorsa…
O oyunun adı ne olursa olsun; kumardır.
***
Sonuç itibariyle…
Kumar "yok edici" bir mikroptur…
Bir toplumu kurt gibi "kumar mikrobu" yer bitirir.
İşte bu mikrobu "toplumuna" Devlet enjekte etmemeli..
Bilakis; yasaklamalı..
Devlet, insan onurunu zedeleyen, gayr-i meşru kazancı halkın umudu haline getirmemelidir..
Teşvik etmemelidir…
Haksız kazancı meşru göstermemelidir…
Yerine..
Onuruyla,
Şerefiyle,
Alın teriyle helalinden "para kazanmaya" teşvik etmelidir…
Yoksa akıbeti meçhul olur.
Ki hali âlem orta yerde…
Hayırlı cumalar.