AMEDSPOR'UN AKIBETİ!

Hiç kuşkusuz ki…

Diyarbakırspor'un "akıbetine" doğru hızla ilerliyor..

Ne gariptir ki..

Diyarbakırspor'un "tepetakla" serüvenindeki "isimler de."

Başrol oynayanlar da…

Aynı kişiler..

Ve yine "nedenler silsilesi de" aynı; nedenler?

Demek ki; "ders-i ibret" alınmış değil..

***

Toz-pembe tablo çizmekle..

Ben verdim.

Ben harcadım..

Ben.. Ben.. Ben deyip durmak; "çözüm" değil, çözümsüzlüktür..

Girdaptır..

Yalnızlaşmaktır..

Çünkü, "ben" kelimesi, başlı başına "iticiliktir?"

Tekçiliktir..

***

Futbolcular idmana çıkmadı..

Kulüp personeli protesto etti.

Neden..

"Ödenmesi" gereken alacakları ödenmediği için...

Maddi sıkıntı…

Yani pervasızlık, alabildiğine..

Baksanıza artık; kulüp'te "yemek pişmiyor?"

Ne yemek var..

Ne yiyecek ve içecek..

Ne de yapacak kişi?

7 aydır maaş almayan işçiler var?

 

***

Nitekim!

Aynı "iş bilmezlik", Diyarbekirspor'da da vaki..

İşte, hoca ayrıldı..

İşte, sportif direktör ayrıldı..

5 yılda; 12 Teknik Direktör değişikliği, görülmüş mü?

6 ayda bir hoca değiştilir mi?

Guinnes rekorlar kitabına girilecek..

***

Diyeceğim şu…

At binicisine göre "kişner"…

Binici ehil değilse; sırtından atar...

Ehilse; "dört nala" koşar…

Seyirgahta olanların da alkışını alır...

Peş peşe destek yağmuru; gelir...

Bizim Diyarbakır'ımızda "futbol yönetimi ve kulüpleri de" aynı minvalde..

Tıpkı, "yerel siyasetteki" hal-i vaziyet gibi!

"Ben", başka da yok!

Velhasıl!

Nokta koyduk "çakmalara.."

***

ŞİMDİ OLDU MU?

Ey, TÜYAP yetkilileri!

Ey, bileşenler!

Ey, Diyarbakır'da 4 yıl sonra "kitap fuarı" organize edenler!

Kamuoyu oluşsun..

Ahali haberdar olsun..

Diyarbakır adına..

Güneydoğu adına; "imaj ve vizyon" açısından, deyip "takdir" ettik..

İlgi göstersin..

Ve meth-u senanızı yaptık..

Ki, yerel gazeteler..

Televizyonlar..

Yani yazılı ve görsel basına "hiçbir katkınız" olmadı.

Reklam dahi vermediniz..

Her şeye rağmen; "kadim şehrin" hatırı deyip; "kucak" açtık!

Ama gel gör ki; sizin yaptığınız!

Derler ya; "Şüyuu vukuundan beter" misali..

Ne yerel yazarlar birliğine..

Ne yerel yazarlara..

Ne de, yerel bazda misyon sahibi isimlere; "ne yer vermişliğiniz" var?

Ne de "sahiplenme?"

Oldu mu şimdi?

Ne diyelim?

Diyarbakır"ın bahtsızlığı bu..

İlla ki; "birileri pişmiş aşa" su katacak ki?

Ne oldu; "bu kadar" emek ve organizasyon gölgelenip gitti.

***

BERBEROĞLU VE GÖZDEN KAÇAN!

BİR…

Enis Berberoğlu tahliye edildi…

Çünkü; "yeniden seçildiği" için dokunulmazlık kazanmıştı..

Yasama görevi yürütmesi gerekiyor…

***

İKİ…

Ama hakkındaki 5 yıl 4 aylık ceza, Yargıtay tarafından onandı..

Yani "hüküm" kesinleşti.

***

ÜÇ…

Lâkin şu unutulmamalı..

Milletvekilli "dokunulmazlığı" 5 yıldan daha ağır onanmış cezalarda; "düşer?"

Berberoğlu için de bu hüküm geçerli…

***

DÖRT…

Nitekim, Yargıtay'ın onaylanan ceza hükmü gerekçesi, Meclis'e gönderildi…

Şimdi, gözler Meclis'te..

Okunacak mı, okunmayacak mı?

Eğer ki okunursa, Berberoğlu'nun 24 Haziran'da "yeniden seçilerek" kazandığı; dokunulmazlık elinden alınır...

Ki dokunulmazlığı düşer…

***

BEŞ…

Şayet, "dokunulmazlık" kalkar ise; Berberoğlu yeniden tutuklanarak, cezaevine gönderilecek..

Cezaevinde kaldığı süre de gözönüne alınacak..

Kalan süreye göre hüküm yiyecek..

***

ALTI…

Zaten, Berberoğlu'nun avukatları, bunu bildiklerinden "onanan cezanın bozulması" için; itiraz ediyorlar.

Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu'nun toplanmasını istiyorlar.

Tabi; "kurul" itirazı reddederse, yukarıdaki işlem hayat bulur..

Değil ise; "yargılama" yenilenir…

***

YEDİ…

Yani özetle; Berberoğlu "o belge, o kaset" sızdırması.

Can Dündar'a servis etmesi..

Vatan hainliği noktasındaki "girişimi"; oldu bitti değil...

"Suç" sabittir…

Hükmü de verilmiştir…

***

SEKİZ…

Gelirsek, MHP'nin af tekliğinde; "bu durumun" nasıl ilişkilenebilirliğine?

1 Ekim'de; "ilişkilenme" hali netleşecek..

Ki şimdiden diyebilirim ki bu mevzuu "pazarlık" konusu olacak..

Çünkü, CHP'siz bir "af" zor..

***

DOKUZ…

CHP, Berberoğlu üzerinden, HDP'li "bazı vekilleri de" pazarlık konusu edip; "kapsamı" genişletebilir..

Çünkü, tutuklu HDP'li vekil var..

Yerel seçimlere dair; "dirsek teması" samimiyeti için "koz" olur..

***

ON…

CHP'den gelecek böyesi pazarlık, AK Parti'nin, özellikle "içine" sindiremediği cezaevindeki bazı gazeteciler için de "dahil olsunlar" deme şansı doğar..

Yaşı, 70'in üzerinde olanlar var…

Taban tepkili bu duruma!

***

Sonuç itibariyle!

Berberoğlu tahliyesi; "birçok mevzuunun" pazarlık konusu olabileceği gibi..

Keskin bıçaklara da gebe..

Bakalım, 1 Ekim sonrası "ne gelişecek?"

Malum...

29 Mart'taki yerel seçimler "bu pazarlığın" ana etkeni..

Kim kamu vicdanına ne kadar; "pozitif" işlerse!

***

 

LİSTEYE BAK..

5 kilo çamaşur suyu…

5 kilo sıvı sabun..

5 kilo yüzey temizleyici..

24'lü tuvalet kağıdı paketi…

24'lü katlanır peçete paketi..

Sanayi tipi uzun mop..

80/100 boyutlu kuru mop…

3'lü bulaşık süngeri..

3'li temizlik bezi sarı…

3'lü temizlik bezi mikrofiber…

5 adet Endüstriyel Jumbo boy çöp poşeti..

10 adet tahta kalem..

5 adet tahta kalem silgisi..

3 top A4 kağıdı…

Ve uzayan bir liste..

Bir saniye; "hanımın" verdiği bir liste değil..

İşyerinin..

Ofisteki temizlikçi teyzenin de değil..

Bu liste…

Okul idaresinde hazırlanmış liste..

Ana sınıfı..

1. sınıf..

5. sınıf..

Ve nakil öğrenciler için; geçerli…

Düşülen bir not var..

Eğer ki;

Malzemeleri taşımakta zorlananlar olursa..

Okul aile birliğine "başvurabilir.."

Onlar taşımayı yapar..

Hadi bakalım; kim ne diyecek?

Kıyafet zorunlu değil..

Kayıt parası zorunlu değil..

Okula bağış zorunlu değil..

Okul'a malzeme alımı zorunlu değil..

İyi de..

Zorunlu değil deniliyor..

Amma velakin; "fiili durumda" hepsi zorunlu..

Ya denileni yapacaksın!

Ya da; tahtaya çıkarılıp; "o biçim" olacaksın..

Ahmet Kaya'nın şarkısında ifade ettiği gibi..

Nerden bakarsanız; tutarsızlık!