BAŞHEKİMİN AÇIKLAMASI…
Dün..
D.Ü. Hastaneler Başhekimi Ali Kemal Kadiroğlu…
Basın açıklaması yaptı…
Yazılı açıklama bana da ulaştırıldı..
Okudum..
Hastanın yatış ve müdahale seyri anlatılıyor..
Ki hiç bir arıza-i durum yok diyerek…
Açıklamanın son bölümü dikkat çekici…
Şöyle diyor;
"Bu vakada tıbbi ve etik kurallara aykırı bir şekilde defansif davranan…
Hastayı kabul etmeyen…
2 gün boyunca klinik ve poliklinik işleyişini durduran…
Sağlık hizmetini vermeyen klinikteki bazı hekimler…
İlgili hastane yönetimi tarafından gerekli tutanakları tutulmuş…
Tıp Fakültesi Dekanlığı…
Rektörlük bilgilendirilmiştir...
Soruşturma başlatılmıştır…"
***
İş fena kokuyor…
Ama çok yönlü bir "pislenme" kokusu…
Doğrusu bu vaka…
Öyle idari bir soruşturmayla; "sonuçlanacak…"
Ya da köklü çözüme kavuşacak gibi; görünmüyor…
İdari işlemin yanı sıra…
Adli bir tahkikatın da; yapılması gerekir…
Özellikle; "hasta mağduriyeti" açısından…
Sanırım o zaman…
"Kim kirli, kim pak ortaya çıkar…"
***
YÖNETİM KENDİNE BAKSIN…
İşte..
Tam da bu noktada bir telefon aldım..
Hekim konuşuyor…
Diyor ki..
Kimse karnından konuşmasın..
Kimse, "birilerini" günah keçisi durumuna sokmasın…
Yaşananlar ne bir komplo, ne bir sabotaj..
Yaşananlar; "tamamen" yönetim zafiyeti…
Sorumsuzluk…
Ve keyfiyet…
Bakınız…
Soruşturma açıldı deniliyor…
Biz istiyoruz; "soruşturma" açılsın…
Dört koldan açılsın…
Başhekim üç isimden söz ediyor…
Görevini yapmamışlar diye…
Sorun…
"Sözlü ve yazılı bir uyarıları var mı?
Hasta kabul etmedikleri için; "işlem" yapılan var mı?
Ya da alınmış bir şikâyet?
Yok…
Bize yönelik yapılanlar;
İftiradır…
Yalandır…
Günahtır…
İnsanları suçlamak kolay…
HIV'li bir hastaya müdahalenin; "alt yapısı" hazır olmalı..
Böylesi bir vakaya müdahale etmek için; "malzemelerinizin" olması gerekir..
Ama yok…
Zorla mı, bile bile ölümcül bir bulaşıcı hastalığa korumasız ve malzemesiz müdahale edeceksiniz?
Var mı böyle bir müdahale?
Soruşturma açılmış…
Göreceksiniz ki, soruşturmada çok farklı şeyler ortaya çıkacak..
Herkes savunmasını yapacak..
Suç neyse herkes buna razı olacak?
Kimse Üniversite yönetimini sabote etmiyor?
Malzeme almayan…
Tedarik etmeyen…
Hekimi kendine bırakan; aslında "komplo ve sabotajda" bulunuyor?
***
KUMPAS'IN STRATEJİSİ!
Çünkü…
Kumpas demek…
Komplo demek deyip işin içinden çıkış; ucuz bir siyaset…
Yani…
Enva-i rezilliğin…
Kepazeliğin…
İğrençliğin…
Beceriksizliğin…
Bilgisizliğin…
Sorumsuzluğun aksiyonu yaşanacak…
***
Keyfiyetin…
İşgüzarlığın…
Ehliyetsizliğin…
Liyakatsizliğin…
İhmaller zincirine sebebiyet verilecek…
Skandallar yaşanacak…
Yerel…
Ulusal…
Ki dünya efkar-ı umumiye olup bitene vakıf olacak?
“Sağır sultan” bile duyacak…
***
Velhasıl!
"Kep düştü kel göründü" misali…
Tüm maskeler düşecek…
Sonra…
Sanki olup biteni "başkaları" yapmış…
Saflarındakilerden kimse yapmamış, etmemiş gibi…
Sütten çıkmış ak kaşık misali…
Taraflar…
Topyekûn vaziyette; olup biten "Kumpas ve komplo imiş?" diyecek…
Yok ya…
***
Birileri bunu yapmış…
Birileri bizi çekemiyor…
Bize muhaliflerin bir oyunudur" denilecek…
Ve masumiyet karinesine bürünecekler?
Yok daha neler?
Peki, kim inanır sizin bu hal-i vaziyetinize?
Ben inansam, ahali inanır mı?
Eee…
Onu da saf tutanlar düşünsün…
Tabi buna da; "komplo var" demez ise!?
***
AK PARTİ ÜZERİNDEN!
Görünen o ki…
Erdoğan'ı "alt etme" adına bu kez "içten" operasyon planlanıyor…
Yani, "Parti" üzerinden…
Ki, emareler önceden görüldüyse de…
Son iki haftadır; "karşılıklı" restleşmeler, işi afişe etti…
Yani; artık alenice yürüyor…
Şöyle ki…
Erdoğan karşıtı cephe; "çatı" arayışında…
Çabalar yüksek…
Nitekim 16 Nisan'la bu ikmal oldu…
Beceremediler...
Şimdi, 2019'a odaklı; "bir organizasyon" hesabı yapılıyor.
Karşıt cephe, Abdullah Gül'e odaklı…
***
Erdoğan bunun farkında…
Ve rahatsız…
15 Temmuz'a dair, Gül'ün attığı çifte Twitter'a verdiği cevap bunun göstergesi…
Aslında KHK odaklı tartışma; "aysbergin" görünen yüzü…
Kaynayan kazan çoktandır…
Gül etrafındaki hareketlilik de bugüne özgü değil…
6-7 aydır var…
Erdoğan bunu hissetti ve gördü…
Ki "bazı arkadaşlar" diyerek söze girişleri de bu yüzdendir…
Son, KHK…
"Bizi üzdüler.."
Biz işimizi "istişare" ile yaparız…
Bunu biliyorlar…
Mahir Ünal'ın, Gül'e dair ifadesi "bizi üzdü" sözü de mesajdı…
***
İşte, 2018…
Bu minvalde hayli stratejik geçecek…
Özellikle, Erdoğan…
AK Parti üzerinden ekilmek istenen "operasyonu" bozmak…
Boşa çıkarmak istiyor…
Pek tabi ki, "İngiliz" planlı, "tabanda boğdurmak!"
Çünkü…
Tabanda oluşabilecek bir makas açılımı…
2019 için…
Hele ki, Cumhurbaşkanlığı seçimi için…
Ak Parti…
Ve Erdoğan açısından, "telafisi" mümkün olman sonuçlar doğurur…
Hesap; yüzde 49 cephesine "gerekli yüzde" 2'yi taşıyabilmek…
Göreceğiz!