BAŞKAN VE İSTİKRAR!
Diyarbakır…
Bugün; "Başkan Erdoğan'ı" ağırlayacak!..
Geliş sebebi!..
Hem ziyaret, hem ticaret; misali!…
Çifte hayır olmalı!...
Bir taraftan 31 Mart seçimleri..
Diğer tarafta, kente yapılan hizmetler…
Kim ne derse desin..
Kim neye dair, fikri beyanda bulunursa bulunsun..
Ya da söyleyecek sözü var ise de!!!…
Gelişi; "heyecan" yaratıcı!…
Ki, beklentileri "ikmale" getirdiği gibi "merak da" söz konusu!
Ne konuşacak..
Nelere vurgu yapacak..
Bölgeyle ilgili..
Kürtlerle ilgili..
2013 dönemindeki süreçle alakalı; söyleyecekleri olacak mı?..
Cezaevlerindeki devam eden açlık grevleri..
Yani; "yeni bir söylem" geliştirecek mi?..
"Siyasi dilde.."
"Parti politikasında.."
Sınır ötesindeki "yürütülen" stratejiyle alakalı, "altı çizili" konuşacak mı?!..
Partinin "bölgedeki" arıza-i durumu!..
Teşkilat küskünlükleri..
Milletvekilleri..
İl Başkanları..
Dava adamlığı noktasında "zayıf" bir seyir olduğu fikriyatına değinecek mi?
Dinleyecek mi?
Anlayacağınız!..
Ekseriyetiyle "bir realite" bölge siyaseti üzerinde; "barışçıl" ortamın yaratılması adına; "bir hamle" geliştirebilecek mi?..
Aşırı; "milliyetçi" dil ve üslup, "minimize" edilecek mi?
Dahası!..
Ekonomi alanında..
İşsizlik alanında..
İstihdam üreten, temel etkenler adına; "pozitif" bir söylemi olacak mı?…
Doğrusu!..
Bir bütünlük içerisinde "elif bir muhabbet" atmosferi yaratılacak mı?!…
Hepsine, bugün mütali olacağız..
Olumlu mu?
Olumsuz mu?
Ümitvarım ki, "olumlu" bir hava esecektir.. Ki esmelidir de!..
"Elif'e" ihtiyacımız var...
***
Hazırlanan raporlar var..
Odaların..
STK'ların..
Kamu kurumlarının da; "kendi" ölçeklerinde söyleyeceklerine dair!!…
Başkan Erdoğan.
Her ne kadar, Diyarbakır konuşması, günler önceden hazırlanmışsa da!…
Kent adına alacağı "brifinglerin" notlarını, satır arasında deklare edecek..
Konuşacak..
Belki de, "cümleleri genişletecek?"…
Netice itibariyle!…
Hesaplar 31 Mart odaklıysa da…
"Özü" seçim hesabı olmamalı!...
Ama her şeye rağmen!…
Diyarbakır'ın,
Türkiye'nin,
Ortadoğu'nun aydınlık yarınları; "millet bütünlüğünde" vakidir..
***
Vakit, safların sıklaştırılmasıdır..
Bir olacağız,
İri olacağız,
Diri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız!…
Bu vecizeli slogandaki sözcük..
Aslında herşeyi anlatmaya yetiyor..
Söyleyen için de..
Dinleyen için de..
Yaşamını buna göre kurgulayan için de…
Karşı safta duran için de…
Şahıslar.. Kişiler.. İsimler…
Kim olursa olsun..
O ki, canlı ise "fanidir.."..
Yani bugün var, yarın yok!
Devlet kademesindeki varlıkları da böyle..
Bugün var, yarın yok.. Şahıslar gelip-geçicidir!..
Ama devlette..
Ama devlet-i idarede; "süreklilik" vardır!..
İşte o süreklilik; "zaafa ve hezimete" uğramamalı...
İçteki, dıştaki..
Siyonizmin..
Emperyalizmin..
En önemlisi de; "İslam" düşmanlığı besleyen şer yapıların; "eline" geçmesin!…
Geçerse!..
40'ları da..
50'leri de..
60'ları da..
80'leri.. 28 şubatları.. Gezi'yi.. 15 Temmuz'u..
Bölgemiz için de; "çukur ve barikat" gibi kahredici çok serüvenleri, yaşarız!..
Ki o zaman da; "biz, biz olmayız!.."
Sen sen olursun..
Ben ben olurum..
Hep birlikte; "ötekileştiren" ateşin birer odunları haline geliriz!..
***
O'nun için; "mümin" olmalıyız..
Çünkü, mümin, müminin kardeşidir..
Hasmı değil!..
Bu yazı, birilerini iğneleyeceği gibi!..
Sonuç çıkartan bir kesim için de; "derstir..!"
Kim ne söylerse söylesin..
Diyeceğim şudur..
Türkiye'nin geleceği için..
81 milyon insanımız için..
Evlatlarımızın..
Torunlarımızın..
Bizi biz yapan değerlerimizin geleceği için; "istikrara" sahip çıkmalıyız!..
Şu an ülkenin salih-i selameti için de!..
İstikrarın, "lokomotif" makinisti de; Başkan Erdoğan'dır!…
Halkın oyuyla seçilen bir başkandır..
Türkiye'yi geliştirecek sistem de; "başkanlıktır..!"..
Özü itibariyle!..
Diyarbakır'a hoş geldiniz Başkan..
Amed'e "Hûn bi xêr hatin Serok...?"
***
BABAMIN KARDEŞİ YOK!…
Kimin!.. İmam Taşçıer'in..
Yani, HDP Diyarbakır Milletvekilinin..
O'nun yokmuş; "babasının" kardeşi!..
Dün kendi aradı ve söyledi..
Mevzuu!..
İl Milli Eğitim Müdürü Feysel Taşçıer'in ataması..
Soyadını taşıması.
Ve kendisinin "amcasının oğlu" olduğuna dair!..
Öyle ya!..
"Atama-görevlendirme" anı itibariyle..
Sosyal medya.. Eğitim camiası..
Siyasi kulisler yoğunlukta; "soyisme" odaklandı!
Bismil ilçesine.
Salat köyüne..
Pek tabi ki, "siyasi ilişkilere…"
Kişi "akrabalıklarına" çevrilerek, yorumlar yapıldı!..
Tarım Bakanı Mehdi Eker..
MEB Müdürü Taşçıer'in, "Bakanlık" personeli oluşu..
Çok konuşuldu..
***
Neyse!.. İmam Taşçıer'in söylediklerini aktarayım..
Özellerin dışında, anlattıkları!..
Yakından tanıdığım, bildiğim, sözüne de güvendiğim!..
Dost bildiğim biri!…
Malum!…
DDKD geleneğinden gelen biri; o serüvenini takip edenim!..
HDP'ye de "bileşenler" kulvarında, dahil oldu!…
Velhasıl..
Kamuoyunun..
Ahalinin; bilmesi açısından.."
Dedi ki..
***
BİRİNCİSİ… Soyadı, akrabalık derecesi üzerinden; "siyasi" hesaplaşma yapılması.. Yıpratılmaya çalışılması.. Algının üretilmesi doğru değil.. Hakikatlerin bilinmesi gerekir...
***
İKİNCİSİ… Taşçıer 15 yıldır, AKP kulvarında. AKP'li.. Bürokrat.. Görüşmüşlüğüm yok. Atamasında hiçbir dahlim yok.. Diyarbakır'ın bürokrasi ve iktidar siyasetinin, "kimin" ekseninde geliştiğini herkes biliyor..
***
ÜÇÜNÇÜSÜ.. Doğru köylüm.. Aynı soyadı taşıyoruz. Ama denildiği gibi; "öz amcamın çocuğu" değil.. Çünkü, babamın kardeşi yok… Kendisi; babamın, babasının "amcasının oğlu?.."
***
DÖRT.. Diyarbakır'a atanması. Yerli bir bürokratın, görev alması; beni ziyadesiyle, sevindirmiştir. Gurur duydum.. Gönül ister ki, kamuda sizin bildirdiğiniz gibi "güçlü bir Diyarbakırın bürokrat lobisi" olabilsin..
***
Taşçıer, özetle bunları aktardı…
Yorum sizin..
Ancak, parti merkezlerinde "tavanda" uzaklık konuşulur..
Lakin iş yerele geldi mi..
Yani tabanda; "her türlü diyalog" bölge açısından, kaçınılmazdır..
Hele ki; "feodalite..!"..
***
TAŞÇIER GÖREVE BAŞLADI..
Evet..
Önceki gün, Diyarbakır'a geldi.. Ayağının tozuyla; "görev devir-teslimi" yapıldı..
Hasan Aslan, "çiçekle" uğurlandı..
Taşçıer de, "çiçeklerle" makamına oturdu..
Haydi hayırlısı..
Umarız, eğitimdeki çıta, "beklenen" zirveyi, yakalar..
Çünkü, hal-i vaziyet hiç de iç açıcı değil..
Okullaşma..
Okula gitme yaşı noktasında; "Avrupa-i" sıralamadayız..
Ama velakin..
Eğitim ve öğretimde..
Üniversite başarısında..
Sınav kategorilerinde; "ne yazık ki" büyükşehirlerin gerisinde olduğumuz gibi!..
81 İl'in, son 20'inci sıralarındayız!..
Ha gayret!…
AH CANIIIM!…ÖYLE Mİ?
Kemal Sunal'ın bir repliği..
Merhumun adaşına, uyarlarsak..
Yani, Kemal Bey'e…
Ne demişti…
"YPG'liler bize mi saldıracaklar?.."
Dedi de..
Gerisini.. Cümlesini; "tamamlamadı?".. O mu yapamadı..
Yoksa, ağzına mı tıkatıldı..
Şişenin tıpası mı, "kovboy" filmlerindeki enstantane gibi!..
"Ağzına mı?" geldi..
Garip bir hal, oluştu..
Der demez insan "ah canııım" diyor…
Meramını aktaramadan gitti…
Sizce "cümlesini" nasıl, bağlardı?
Der miydi?..
Öyle mi… Bize saldıracaklar.. Saldırsınlar da görelim.. Boylarının ölçüsünü alırlar?"
Yoksa, böyle mi derdi?..
Saldırmazlar.. Onlar "arkadaşlardır?"..
Sırtlarını dayayanlarla; ittifak içerisindeyiz.
Yapmazlar, aynı yolun yolcusuyuz!..
Sizi bilmem!..
Ama bendeki, fikriyat şu!..
Kemal beylerin "geleneğindeki" ruhun karakteristik, geçmişiyle!..
Şıklar açısından, söylersek..
31 Mart'a kadar…
Birinci şık; "kesinlikle" söz konusu olamaz..
İkinci şık, çok "meyil" alır..
Ama, "seçim sonrası" herkes yoluna dendiği andan itibaren; "birinci şık" keskin kılıç misali!..
Netice itibariyle..
Bir bütünlükle yol ve makas "ah canııım..!"