BORSA GÜVEN TAZELEDİ…
Engin Yeşil..
Mavi liste..
Mevcut Ticaret Borsası Başkanı..
Fahrettin Akyıl..
Beyaz liste..
Bir dönem önceki, Borsa Başkanı..
Hafta sonu "kozlarını" paylaştılar..
Tabi demokratik bir ortamda..
Çekişmeli..
Gergin..
Bir o kadar da; "feodalite" ağırlıklı görsellik vaki idiyse de..
Sağduyu hakimdi..
Seçime katılım yüksekti.
Tek bir üye "katılım göstermemişti."
Herkes hazır..
293 oy kullanıldı..
290'ı geçerli sayıldı..
Üç fire…
130'unu eski Başkan Akyıl aldı..
Geriye kalan;
160 oyu Engin Yeşil aldı..
Bu sonuçla, Yeşil "seçildi.."
Yani güven tazeledi..
Ama aradaki oy farkı; önemli..
Özellikle, bundan sonra..
Ciddi bir "muhalif" kanat oluştu..
Doğrusu..
Bu denge, Ticaret Borsası için de..
Diyarbakır için de..
Oda üyeleri için de..
Ekonomik ve sosyal bazda; "kazanım" getirecek..
Ne diyoruz?
Güçlü muhalefet, "iktidarı" işlevli kılar..
Umarım bu oluşur..
Tabi..
Ana beklenti de; "birlikten" kuvvet doğar ilkesiyle, hareket edilmesi..
Samimi.. Güven verici..
İstikrarlı..
Ve çözüm üretici bir "rol" üstlenilmesi için..
En önemlisi de..
Verilen vaatlerin "yerine" getirilmesi..
Borsa'ya "yeni ufukların" açılması..
Velhasıl kelam!
Yeşil'e…
Yeni yönetim kuruluna; "tebrikler" diyorum!
Kolay gelsin..
***
TERSO BİR DURUM…
Baksanıza…
Tarım Bakanlığı ifşa ediyor..
Diyor ki...
282 ürün, sakıncalı..
Bunlarda, taklit ve tağşiş var…
Yani, 173 firma "hilebaz!"
Ürünlerinde…
Et…
Eşek…
Domuz "eti" kullanmışlar…
Dikkat edin…
Buralardan alış-veriş yapmayın…
Tüketmeyin…
Sağlık…
Ve manevi yönde; "uzak" durun…
Ama gel gör ki…
İfşa edilmelerine göre…
Bu işletmeler…
Bu ürünler "hala da" faaliyette…
Rağbet deseniz o biçim…
İşyerleri "tıklım tıklım…"
Sizce…
Bir terslik yok mu?
Var…
Hem de, fena bir terslik…
Anlamak zor…
Tıbbi bir "durum" diyebilirim…
Yoksa…
Et etine…
Eşşek etine…
Domuz etine…
Katkılı ürünlerine bu kadar "bağımlı" olmazdık?
Bir bağımlılık mı var?
***
İTARIZIMIZ NEYEDİR?
Hiç kuşkusuz ki…
Hiç bir fert…
Beşer…
Toplum…
Millet…
Cemaat şu hakikate "gözleri" kapatmak..
İnkâr etmez…
Ben yokum diyemez…
Adalet…
Hürriyet…
Eşitlik…
Özgürlük…
Kim bu değerlere itiraz edebilir?
Ne mümkün?
Ama birileri diyor ki…
Adaletin…
Hürriyetin…
Eşitliğin…
Özgürlüğün…
Kanunlar önünde olabilmesi için; "kuvvetler ayrılığı" ilkesine tabi olunmalı…
Yani, kuvvetler ayrılığı olmalı…
Sahi…
Cumhuriyet ve sonrası…
Ki bugün dahil…
Yasama…
Yürütme…
Yargı…
Kuvvetler ayrılığı olarak; "ifade edildi?"
Yani vardılar…
Peki…
Ahali mennun muydu?
Değil..
En ağır "adaletsizliği…"
En ağır "hürriyetsizliği…"
En ağır "sömürücülüğü…"
En ağır "inkar ve asimilasyonu" yaşamadı mı?
Demek ki…
Vaziyet; "kuvvetlerin" varlağında değil…
Vaziyet "işleyişinden" kaynaklı…
Sistem ve zihniyet değişmeli?
Geçmişe takılmakla değil…
***
CHP'NİN NİYETİ YOK?
Aynen de öyle…
Hakikatın beyanı…
CHP…
Cumhurbaşkanlığına alabilmek…
Hükümet olabilmek…
Ya da iktidara gelebilme gibi; "iddiası ve beklentisi" yok…
Açık beyanla; "hiçbirine talip değiliz?" diyor…
Yoksa…
Kılıçdaroğlu "ben adayım" derdi…
Saha çıkardı…
Erdoğan'ı "ben alt edebilirim" narasını atardı…
Ama maalesef…
***
Ha bir de çatı aday deniliyor..
Kimsenin itiraz edmeyeceği…
Kimsenin karşı çıkmayacağı…
Herkesin benimseyeceği; biri olacak mış?
İyi de…
CHP'lilerin itiraz edmeyeceği tek isim var..
O da "Partisinin" Genel Başkanı…
Onun ötesinde; "kim olursa" tartışılır olur?
Anlayacağınız!
CHP…
Şimdiden "seçimlere" havlu atmıştır…
***
BİR KARAR VERİN…
İyi partililer..
Tamam..
Meral Akşener yeniden "başkan seçildi?"
Size..
"Hayırlı uğurlu" olsun..
Amma velâkin…
Şu kurultaya katılım; rekamlarıyla alakalı bir karar verin…
Katılanlar…
Parti yönetiminin, twitter'lerine göre sıralıyorum…
50 bin mi?
100 bin mi?
250 bin mi?
2.5 milyon kişi mi?
Hangisi?
Neyse..
Doğru rakam Ankara Valiliğinin..
Katılım; 5 bin…
Yeter mi?
Fazla diyenleriniz çok gibi…
***
GÖZ KIRPMIŞ..
CHP'li Sera Kadıgil…
Hani..
Ezan'a karşı olan köyü tıynetli..
İşte o…
Birilerine göz kırpmış…
Yanlış anlamaymış..
Birileri derken; Saadet Partisi'ne..
"İttifak" olabilir..
Hatta "koltuğumu vermeye hazırım" demiş..
Ne yaman bir durum..
Seda'yı anladık..
Dine..
Ezan'a..
İslam’a..
Karşı bir alerjik durumunun olduğunu..
İyi de..
Saadet Partisi..
Nasıl oluyor da bu alerjik duruma; "matlanıp" aynı kulvarda gidiyor?
Misyonuyla…
Vasfıyla…
Seçmen kitlesiyle; "bir tezat" durum yok mu?
Neyse!
Bu cephenin ortamı karanlık; kim kiminle meçhul?