DİYARBAKIR'DA KİMİN ZAFERİ?…
Okurlarım soruyor..
Ki ısrarla..
Diyarbakır'ın "sonuçlarını" ne zaman yorumlayacaksın?
Niye yorumlamıyorsun?
İyi de; neyini yazayım..
Neresine el atayım, işte "mesaj" budur diyeyim..
Her şey tersten gidiyor..
Okuma halim de yok..
Öyle inanıyorum ki, "sizin de" yok..
Soranlar da; "müzminliklerinden" dolayıdır..
Neyse!
Hasbıhalin, giriş modu böyle olsun dedik..
Lakin takıldığım bir nokta var..
O da; "sokak naraları" atılma hali…
HDP'lilerin..
Ve tabi ki, AK Partililerin, Diyarbakır'ın özeline ilişkin meydanlara inip; "zafer turları" atmaları..
Davul-zurna çalmaları..
Hatta magandalıkla; "silah" şovlarında bulunmaları..
Hayırdır...
Anlamış değilim..
Siz bir şeyler çakabildiniz mi vaziyetin ayıplı haline?
Bilemiyorum..
Şimdi; AK Parti…
Oy dağılımı noktasında…
Ki, 1 Kasım ve 24 Haziran..
Lider..
Parti..
İki eksende, farklı bir durum söz konusu..
O da şu AK Parti "bir oy artırımına" gitmiş midir?
Hayır..
Sakın bir "vekil" artırdı, demeyin..
Önceki seçimde, sayı 11 idi..
Vekil sayısı artmamıştı..
Unutmadan!
Hendek-barikat terörü vardı..
Şiddet..
FETÖ..
Patlayan bombalar.
Yol kesmeler..
Yani, olağandışı bir hal yaşanıyordu…
Korku.. Endişe..
Yarına dair; kaygılar..
Tehditler..
PKK'nın silahlı grupları, köy ve ilçe turları…
Mahalle komiteleri..
Özetlersek…
AK Parti açısından; "sıkıntılı" bir seçim dönemiyle; 7 Haziran ve 1 Kasım...
7 Haziran'ın kaotik hali de, artı idi..
Tüm bu girift durumdan..
Aldığı oy oranı; 163 bin..
Seçmen sayısı, 950 bin civarındaydı.. Oy kullanan seçmen sayısı; 800'ün üzeri idi..
Ki 24 Haziran'daki gibi; seçmen sayısı artmış değildi..
HDP.. PKK..
Ve diğer argümanların baskılarına rağmen..
AK Parti, "yüzde 24..!"
Nitekim, Erdoğan’ın partiye göre oy oranı daha bir yüksekti..
Hal bu iken..
Bugün; alınan sonuca bakıyorum..
Dünden beter..
Seçmen sayısı arttı..
Hendek-barikat yok..
O.Hal durumu var..
Ki AK Parti lehine..
Ayrıca belediyeler; kendi elinde..
Kayyumlar var..
Vali ha keza..
Ve hizmet yapılması yönünde, hükümetin oluk gibi akıttığı para var..
Devlet, parti açısından "dört bir yandan" artılar yüksek iken..
Tek değirmene su taşırken; alınan oy oranı, kabul edilebilinir mi?
Ne mümkün?
Baksanıza, kan kaybı yüzde 3'lerde…
Şimdi..
Ak parti açısından, "bir zafer" sarhoşluğu olabilir mi?
Halaylar..
Davullar..
Keyfiyet arzıyla; "kutlamalara" ayıp denilmez mi?
Ki dik alası..
Şunu net ifade edeyim..
Tüm bu artılar bir sonuç doğurmuyorsa..
Pek tabi aksi minvalde; Parti lideri hepsini alt edip daha fazla oy alıyorsa..
Demek ki; "yerelde" vahimin ötesinde bir arıza-i durum var..
Yani; "iticilik" söz konusu..
Nitekim hep derim..
AK Parti bölgede; "lider" mirasını yiyor…
Bakanlar da..
Vekiller de..
Teşkilatlar da…
"Ye kürküm, ye" misali..
Yerelin mirası..
Omuzlaması..
Partiye katkısı..
Lidere lokomotifliği yok; "sürekli vagon ve yük oluşu vardır..
Erdoğan sırtından geçinme..
Şu noktayı da aktarmasam olmaz..
Seçim öncesi..
Küskünler..
Pusuda bekleyenler..
Troller..
Parti nemalanmasıyla- timsahlaşanlar..
Siyasi ve bürokratik şahsiyetler, "hanice" avuç ovmaları vaki idi..
"Ben yoksam" parti bitti, diyenleri unutmadan..
Kendini nimetten sayanlar..
Hepsinin; "emelleri de" gırtlaklarında kaldı diye bağırmak istiyorum..
Çünkü seçmen hepsini bir kenara itip; Erdoğan'ı seçti.
Liderini benimsedi...
AK Parti'ye de; "kendine çeki düzen ver" mesajını verdi…
Erdoğan'ın "balkon konuşmasında" şu vurgu vardı..
Halkımızın mesajını aldık..
İlk işimiz; "bu aksaklıkları" gidermek..
Doğrusu..
Ben durumda; "Ak parti" sülüklerinden, kurtulmalı…
Ki, kan emici vampirler; "kan kaybı" oluşturmasın..
Sülük gibi emmesin..
AK Parti; yerelde bir "ombudsman" şuraya ihtiyacı var..
Acil ve ivedi oluşturmalı..
Çünkü "yerel seçimlere" 10 ay var..
Bu yol seyriyle; "bayrak" kaptırabilinir..
Lakin "yerel" genelin inisiyatifi ve ilgisiyle kurtarılması mümkün değil…
Yerel, kendi dinamikleriyle; zafer elde edebilir…
Gelelim; HDP'ye.. Ve HDP'ye o veren seçmene…
Önce; halk deyimiyle…
"Hele bir şapkanızı önünüze koyun..
Düşünün!
Nerde hata yaptınız?
Siz söylemezsiniz..
Ya da "özeleştiriye" gelmezsiniz..
Gelseydiniz…
Ayıplı hal-i durum karşısında "zafer sarhoşluğu" narasında olmazdınız..
Oturup; sorgulama yapardınız?
Ama nerdeee?
Var mı böyle bir şey?
Yok!
Bilesiniz ki "Kürtler.."
Bölge insanı bu kez size açık bir şekilde; "sarı kart" gösterdi..
Aslında kırmızı kart idi..
Ama son dakika fikri değişikliği oldu..
Tabi CHP'lilerin "kurtarıcı" oyları, rengi değiştirmede etkili oldu…
Bakınız, Doğu ve Güneydoğu illerine..
"Oylar niye" düştü?
Ki bunu parti düzeyinde söylüyorum..
Vaziyet, HDP'nin kan kaybıdır..
12 İl'de birinci parti iken; kaptırıldı…
Şırnak'ta..
Hakkari’de milletvekili çıkarıldı…
Diyarbakır'daki oy oranının yüzdelik bazında 6 puan kayıp var..
Bir önceki seçimde; yüzde 71,5.
Bu seçimde, yüzde 65…
Niye!
Kürtler artık; "şiddetten, kandan, gözyaşından" yorulduğu için.
Bıktı diyor.
Yeter artık diyor.
Bin yıllık kardeşliğimiz var..
İnancımızın birlikteliği var.
Bütünlüğün; "bir ayrıştırmaya" gidemeyeceğini söylüyor…
İstenilenin; "felaket" olduğu mesajını veriyor..
Suriye..
Irak..
Mısır..
Filistin..
Yemenin hal-i durumunu..
Afganistan..
Ki Pakistan dâhil, onların başına gelenlerin "başına gelebileceğinin" idrakine vardığı için...
Ki ilk uyarıyı, 1 Kasım'da verdi..
Sonra, 16 Nisan'da..
Ya 10 Ağustos'ta..
Peş peşe; "kartlar" gösterildi.
Ama kim dikkate aldı?
Lakin "Türk solu proje komutasında olduğundan her şey "üstü örtülü" seyretti…
"Kürtlerin" temsiliyetini alanlar; ırak kaldı..
Tasfiyeler de bundan değil miydi?
Ama yok..
Deve kuşu misali kafalar hala kuma gömülü..
Ama nereye kadar...
Aksi bir durum olmuş olsa idi..
İnanın ki…
Ciddi bir duygu seli oluşurdu.
Düşünün, 102 belediyeden, 90'nına kayyum atanmış..
Çok sayıda milletvekili cezaevinde..
Partili ha keza..
Ki, Cumhurbaşkanı Adayları Selahattin Demirtaş..
Parti Eş Genel Başkanları mapusta..
Yurtdışına kaçanların sayısı bilinmiyor..
Beri, yanda AK Parti ve MHP'nin "ittifakı!"
Ki "Milliyetçi" söylemler..
Bunlara ilaveten; "sınır ötesi" operasyonlar..
İçteki operasyonlar..
Yani; terörle mücadele..
Ki sırtını Kandile ve YPG'ye dayan zihniyete yönelik mücadele..
Hepsi; "bölge açısından!"
HDP'nin tabanına dair; "duygu" körüklemesi, hiç tartışmasız yaratırken..
Diyarbakır mitingi..
Batman mitingi..
Mardin ve Van..
Hakkari mitingleri; "göz önüne" alındığında..
Sandığı yansıması gerekenle..
Sandıktan çıkan oy; "birbiriyle" örtüşmüyor?
İşte görülüyor mu, ya da "akıl sorgulamasına" alınıyor mu?
Sanmıyorum…
HDP hiç bir şekilde..
Ne 1 Kasım oylarını..
Ne de 16 Nisan referandum oylarını; "korumuş" değil..
HDP'ye "hendek" atlatan..
Yani barajı geçmesini sağlayan; CHP'nin "her evden HDP'ye bir oy" kampanyasının oylarıdır…
Kimse "kendi zaferini" oluşturmasın..
Yoksa; HDP Demirtaş'ın aldığı "baraj altı" oy olurdu..
Hep demişimdir..
HDP'nin "kemikleşmiş, marjinal oyu" var..
Bu dün de vardı; yarın da olacaktır..
Çünkü, parti "ideolojik" bina üzerine inşa edilmiştir..
Gelinen aşama..
Hele ki; "yeni yönetim sistemi ve parlamento vasfı!"
Şu ilkeyi; "artık" koşul olarak, öne sürüyor..
Ya merkezde olacaksın..
Bu sol olabilir..
Bu sağ olabilir..
Ancak ideolojik ve marjinal bir "kimlik" politikasında olamazsın..
Özeti; Türkiyelileşmelisin..
Öyle ya, o beyan 7 Haziran öncesi "prim gördü?"
Ki, 80 Milletvekili alındı..
Yüzde 14'e ulaşan oy oranı..
Ama harcandı, boşa bırakıldı...
Sonuç itibariyle..
HDP'nin de..
AK Partinin de..
Diyarbakır özeline ilişkin..
Ki HDP için; Güneydoğu diyorum..
Türkiye diyorum...
Şapkasını; önüne koyup düşünmeli..
Ama diyeceksiniz ki; “kime dersin?”
Biz yine de diyelim!
DİYARBAKIR SANDIĞININ ÖZEL MESAJI..
O da şudur…
Feodaliteye..
Nüfuzlu aile naralarına..
Şeyhlere..
Seyitlere..
Tabi ki, "para babalarına…"
Artık, Diyarbakır halkının vereceği pirime dair, "enayiliği" yok…
O eskide kaldı…
Onun için de; bu zihniyetin aktör ve figüranları artık; "mazinin" sayfalarındalar…
EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALAMAYAN..
O da;
AK parti Diyarbakır 4. Sıra Milletvekili Adayıdır..
Prof. Dr. Mehmet Emin Yılmaz…
Seçim evresindeki "faaliyetlerinin" semeresini almayan tek isimdir..
Gece gündüze katkı..
Sıcak demedi..
Ramazan-ı Şerif demedi..
Bir taraftan; ilçe ve kırsal kesim, köyler dedi..
Hele ki "Karacadağ" bölgesi..
Çermik..
Çüngüş..
Ergani..
Merkezi ilçelerde Kayapınar..
Koşturdu...
Seçim bürosu en çok "ziyaret" edilen…
Trafiği yüksek, tek isim idi…
Sanmıyorum ki; bu durumu hiç bir AK Partili muhaliflik göstersin..
Muhalefetteki birçok ismin de zikrettiği gibi "Seçimin tek koşturanı" Emin Hoca idi…
Ama "seçilemedi!"
Evet, 24 Haziran'ın "karşılığını almayan" tek isim O…
Başka da yok..
Ne diyelim; siyasetin cilvesi de bu..
Birileri çalışır..
Birileri o çalışanın sırtından "siyasetini" üretir, kazanır!
İşte, Erdoğan...
Bu minvalde diyeceğim odur ki..
Emin Hoca; 'Diyarbakır'ın" gönlünde ve kalbinde bir milletvekili..
Hatta bakandır..
KAYYUM'UN SANDIĞI…
Cumali Atilla..
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili…
Kayyum..
Yerel bazda; merak konusuydu..
Oy kullandığı sandıkta; "çıkan sonuç" nedir diye.
Söz'ün dünkü, 1 sayfasında haberi vardı…
Kayyum'un sandığından; "HDP birinci" çıktı…
2118 nolu sandık…
Merkez Bağlar ilçesi..
Emniyet Müdürlüğü ve Polis Evi'in yakınındaki okul..
Seçmenlerin ekseriyeti; emniyet mensubu..
316 oy kullanılmış..
10'ü geçersiz sayılmış…
Demirtaş 165 oy..
Erdoğan, 110 oy..
İnce 25.
Akşener 5..
Saadet 1..
Tabi bu; "Başkan" seçme adına olan oy dağılımı?
Peki, Parlamento için..
Yani Milletvekili "oy dağılımına" bakıldığında…
Burada da; "oy farkı" yüksek..
HDP 176 oy..
Ak parti 85…
MHP 11..
CHP 9..
İyi Parti 8..
Saadet 2 oy almış..
ZAFER KİMİN?
Seçimin kazananı çok..
Ama "zafer" elde eden tek isim var..
O da; Başkan Erdoğan'dır…
Yani lider zaferi..
PİŞKİNLİĞİN BU KADARI…
Kemal bey…
Konuştu..
Ama ne konuşma..
'Kerameti kendinden" menkul..
Sanki Partisi yüzde 3-4 oranında oy kaybetmemiş..
Sanki Onun aday gösterdiği kişi partisinden oy almamış..
Sanki Onun üzerinde "seçimi" kaybeden kendisi değilmiş?
Sanki Yüzde 52,4 oranındaki Erdoğan'ın aldığı oyu o almış?
Yani anlayacağınız; 24 Haziran'da "zaferi" o elde etmiş gibi..
Pişkin pişkin huzura çıkıp, "ahkâm" kesiyor…
Bakın ne diyor?
"Ben yenilmedim!
Niye istifa edeyim ki, istifa etmiyorum…"
Kendisi dışında; "herkes" başarısız…
Erdoğan'ı başarısız görüyor…
Ak partiyi başarısız görüyor…
Daha da ilerisi; İnce'ye "aba altında soba gösteriyor?"
Partisinden daha fazla oy almasına rağmen; "o başarısız?" diyor…
Muhaliflere de; "parti hainleri" diyor…
Yani diyor da diyor?