DÜN SORMUŞTUM…

Tarım ve Hayvancılık fuarına dair…

Bakanlar..

Milletvekilleri..

Tepe seçilmiş ve atanmışlar nerde?

Eskiden geliyordunuz..

Her şey; şen şakrak idi..

Şimdi ne oldu..

Araya kara kediler mi girdi..

Yoksa troykalar "geçit mi" vermiyor?

Neyin nesi?

Birçok okur..

Ki siyasetçi dostlar aradı; "eline sağlık" diye…

Söylenen ortak ifade şuydu..

Birileri..

Diyarbakır'ı ciddi bir şekilde; "boğmak" istiyor..

O da şu..

"İlla ki biz olacağız..

Biz yoksak..

Kimse gelmez, kimse olmaz!"

Biliyorum..

Diyeceksiniz ki; "vardınız da" ne yaptınız?

Var olanı götürdünüz…

Yoksa..

Niye kızgın?

Niye küskün?

Niye sahipsizlik olurdu?

Demek ki…

Arıza ahalide..

Kentte değil..

Arıza, arızayı yaratan zihniyetin kendisinde!

Neyse!

Yine okur ifadesiyle..

Onlar fuara gelmedi..

Ama halk geldi..

Zaten bizim de; istediğimiz "halkın, çiftçinin" gelmesi..

Aynen de öyle..

***

KARACADAĞ PİRİNCİ...

Diyarbakır Karpuzu…

Burmalı kadayıf…

Örgülü peynir…

Şimdi de..

Karacadağ Pirinci'nin "Coğrafik tescili" alındı…

Maşallah..

Be nazer be diyelim..

Tabi ki, darısı diğer lezzetlerimize olsun..!

***

SANATÇILAR KEMAL'E NE DERSE…

Hep diyorum ya!

Kemal beyler…

Travmatik bir vakıa..

Hem siyasetin..

Hem muhalefetin..

Hem de parti lideri olma; vasfındaki halet-i ruhiyatı!

Akla ziyan..

Ve yine diyorum ki…

Bu ülke için..

Bu millet için..

Bu devlet için bir bela..

Yıkım tahribatı…

Pimi çekilmiş bir bomba misali; "korku" üretici!…

Ve ne hazindir ki..

Aynı minvalde..

AK Parti için..

İktidar için..

Cumhurbaşkanı Erdoğan için de; "bulunmaz bir nimet..!"

Bir şans…

Niye mi?

Her tavrı..

Her söylemi..

Her muhalif çıkışı, "AK Parti" hanesine artı getirtiyor…

Dile kolay…

Bir partiye 12 seçim kaybettirmek..

Rakibe de, "kazandırabilmek!"

Her kişinin işi değil..

Tabi ki, Kemal bey dışında…

***

Bakınız!

Yine kendine yakışan bir çıkış yaptı..

Ama ne çıkış…

Küfürler..

Hakaretler..

Belaltı sözcükler…

Alayını "cümlelerine" kurgulayarak sunmuş!

İsimleri..

Unvanları..

Şöhretleri..

Hassasiyetleri..

Siyasal ve sosyal duruşları; bir kenara bırakarak!

***

Ülkenin sevilen..

Sayılan..

İlgi ve alaka görülen.

İzlenen..

Alkışlanan..

Gönüllere nüfuz etmiş, sanatçılara verip veriştirmiş..

Neymiş…

Cumhurbaşkanı Erdoğan'la..

Genelkurmay Başkanı Akar'la, sınır karakoluna gitmişler..

Klarnet çalınmış..

Şarkı ve Türkü söylenmiş..

Resimler çekilmiş..

Kamuflaj yapılmış..

***

İşte o sanatçılara..

Ve tabi ki Reisi Cumhur'a..

Bay Kemal şöyle diyor..

"Bir grup güruh…

Bu rezil adamlar..

Oraya götüren adam... (Cumhurbaşkanını kast ediyor)…"

Hakaretamiz açıklamasına kılıf da "Afrin'deki 52 Şehit'i" gösteriyor….

***

Sanatçılar..

Önceki gün beyanat verdiler…

Kemal Bey'i "kınıyoruz" diye…

Kınama metnine baktım; tek bir "ağır, tepki üretici söz yok..!"

Sade bir dille; "kınıyoruz..!"

Sesli düşünerek..

Diyorum ki, sanatçılar da çıkıp şöyle deseydi…

"Bir güruh parti lideri..

"Bir rezil adam…

Yüreğin yetiyorsa gel karşımızda söyle.."

Sanmıyorum desinler..

***

Hassasiyet..

Sevgi..

Saygı..

Duyarlılık nokta-i nazarında, "çukura" düşmezler..

Çünkü toplumun aynasıdır onlar…

Özün sözü..

Söylenecek tek söz var..

O da..

Kemal Bey..

Yüreğin yetiyorsa..

Kendine güveniyorsan.

Bu ülkenin idaresine talip isen…

Samimiysen..

Ve Suriye'de bir "beka" mücadelesi verildiğine inanıyorsan!

Herhangi bir sınır karakoluna git..

Askerleri ziyaret et..

Hal hatır sor..

Birlikte karavanaya kaşık salla..

Orada aileleriyle telefonla temas kurup, görüşme yap..

Hoş bir gönül ortamı yarat…

Bilahare..

Sınırdaki mülteci kamplarına git..

Oradaki Suriyelilerle..

Araplarla..

Türkmenlerle..

Kürtlerle..

Bir araya gel, hal hatırlarını sor, görüşmelerde bulun…

Yaşadıkları ortamı gör..

Suriye savaşı 7 yıldır sürüyor..

Ve 7 yıldır bunlar da, bu coğrafyada..

Ki sayıları, 3 milyonun üzerinde…

Ama kime dersin?

Yok ki o yürek…

O siyasi iletişim vasfının üstünlüğü…

Bizdeki ifadeyle; "ka akıl…"

Diyeceksiniz ki…

Olsaydı…

CHP'nin hal-i pür melali böyle mi olurdu?

Ne yazık!

***

ERKEN SEÇİM Mİ?

Yok.. Yok be kardeşim...

Yok… Yok dedik, diyoruz ya!…

Çıkar aklından..

Dök çöpe..

İnan…

Seçimler 2019 takvimine göre olacak…

Ne bir ileri, ne bir geri...

Yıllara vasıf bindirirsek..

Görün..

2017 yılı, AK Parti'nin "değişim ve dönüşüm" yılı oldu..

Metal yorgunluğu..

FETÖ tasfiyesi..

İl, ilçe, teşkilat yenilemesi..

Ki geçti bitti..

Geldik, 2018'e…

Ne diyor Cumhurbaşkanı, "icraat ve ekonomik gelişme" yılı..

Yani içinde bulunduğu zaman dilimi..

"İktisadi" yıl olacak..

Sonra mı?

Eee, 2019 geliyor.. Ki o da; seçim yolu olacak..

Yerel..

Genel..

Ve Cumhurbaşkanlığı seçimi..

Özetlersek..

Bu takvimsel sunumda "sizi ikna" etmiyorsa..

Neyse..

Kemal Bey'in peşinden ayrılmayın..

Erken seçim..

Baskın seçim..

Şu, bu şekilde seçim deyip; 2019'a "toslatacak!?"

Nokta..

Hayırlı Cumalar...