GELMEZSEN GELME!
İyi de…
Kim kime, ne için; "gelmezsen gelme" demiş ki?
Biri demiş…
Ama kim olduğunu pek "kesinleştiremedik!"
Muğlak…
Vakıa gerçek…
Lakin, "hadisenin" kahramanları, fulü..
Ne demiştik, dün?
Bakan Murat Kurum'un ziyaretinde; "siyasiler" yoktu?
İşte bu noktada; "gelmezsen gelme" resti çekilmiş…
Bakan mı Vekile?
Vekil mi Bakan'a..
Yoksa ev sahibi noktasında, "vekile mi, gelmezsen gelme" denilmiş!
İş ciddi…
Bakalım "hamur daha ne kadar su alacak?"
Kim el?
Kim bey?
Göreceğiz…
***
BAŞİMAM, OLACAK MI BAŞKAN?
Olmayacak…
Dün bu minvalde mesajlar aldım..
Telefonlar geldi..
Birebir muhataplar dahil..
Olmayacak...
Ki olmaması gerekiyor da…
Sakıncalı…
Baksanıza, Manşetten köşesinde neler yazılıyor?
Dün, Söz Gazetesinde yayınlandı..
"Başimam, olacak mı başkan?" diye...
Ulu Cami'nin Başimamı!
Maharetleri..
İcraatları..
Ve becerikli olduğu, alanların neler olduğuna dair?
Neler anlatılmıyor ki?
Tutak uçuklatıyor..
Parmak ısırtıyor..
Bu kadar mı; "çirkeflik", dedirtiyor..
***
Adama bak..
Başimamlık vasfının dışında!
İslam'a..
Kur'an'a..
Peygamberin hayatına..
İmam'a..
İmamın misyonuna..
Giydiği cübbeye..
Çıktığı minbere..
Okumadığı hutbeye..
Ki Diyanet İşleri Başkanlığına..
Hiç de yakışmayan..
Hiç de ahlaki olmayan..
Enva-i iğrençliğin; icrasında bulunmuş biri imiş?
***
Müfettişlerce…
Şikâyetçilerce…
İfade verenle…
Cemaatle.
Sur ahalisinin yüzde 90'nın beyanıyla!…
"Bu adam, adam değil", denilmiş..
"İstenilmeyen adam" ilan edilmiş..
Ama ne hikmetse…
Birileri siyasi nüfuzla..
Birileri kafa-ol ilişkisiyle..
Birileri rant temini adına; "himmet" edip sahipleniyor..
Ve şimdi de; "gel seni başkan yardımcısı" yapalım? diyorlar..
Ne yaman çelişki…
***
Neyse ki; "kep düştü, kel göründü?"..
"Manşetten" yazısı, deşifre etti..
Dün itibariyle, rezalete dur denildi?
Mesajı geldi…
Ne diyelim?
Olması gereken de bu!
Yoksa Sur Belediyesi de "virüs" kapardı..
Haramzadeler" mekânı olurdu?
En hayırlısı oldu…
***
ALTIN ELMA ÖDÜLÜ…
Biz mi almıştık?
Pardon..
Turizm adına, Diyarbakır'a verilmişti..
Öyle ya; Turizmciler için "Oscar" ödülü..
İyi de..
Yazar dostumuzun dediği gibi?
Aldık da ne oldu?
Tozlansın diye "rafa" kaldırdık…
Var mı başka bir durum?
Yok..
Reklamını mı yapık?
Etkinlikler mi düzenledik..
Kentin yeni envanteri mi çıkarıldı?
Yerele…
Ulusala…
Mevzu mu ettirdik, sohbet konusu mu ettik?
Ağırlama…
Yeme içme, mi yaptık?
Sur'u…
Hevsel'i…
Dicle Vadisini…
Kırklar Dağını…
İçkale'yi mi özgürleştirdik?
Melik Ahmet’i…
Dağkapı'yı?
Fiskaya şelalesini mi akıttık?
Fuarlara..
Tanıtım organizasyonlarına mı dahil olduk..
Yok..
Eee…
Altın elma aldık da ne oldu?
Portakalı..
Limonu..
Mandalinasını..
Armudunu alsak ne olur?
İşi; ehliyle icra edemedikten sonra?
Lafta değil..
Gönüllere nüfuz etmedikten sonra?
Zihinlere..
İnsanların ruhlarına; enjekte etmedikçe?
Halk deyimiyle; "Ne yazar ki?"
***
BEDELLİ'NİN GÜN MEVZUSU…
Bir iş..
Bir mevzuu..
Bir düzenleme..
Bir halk beklentisine cevap verme..
Çözüm üreticilik..
Bu kadar mı, sulandırılır.
Bu kadar mı acziyet içerisine sokulur?
Anlamak zor..
Şimdi..
Deniliyor ki, 28 gün olmasın, 21 gün olsun..
İyi de..
Ha 28 gün..
Ha 21 gün..
Aradaki fark 7 gün..
21'i yapan, 28'i hay hay yapar..
Ne demiştik?
Ya askerlik anıları olmayacak..
Ya askerlik anıları olacak?
Yani…
Ya bir süre "temel askeri eğitim" alınacak..
Ya hiçbir şekilde "temel askeri eğitim" alınmayacak..
Vakıa bu…
Ama hala; havanda su dövülüyor!
Yazıyı yazarken, Meclis "yasayı" görüşüyordu?
***
OKTAR'IN SİYASİ AYAĞI…
Günaydın…
Bu ülkede….
Bu coğrafyada..
Vaki midir; "illegal" oluşumun arkasında..
Yanında..
Ya da önünde..
Veyahut "bahçesinin" terasında; "siyasi abinin" olmayışı?
Ne mümkün?
Ama na hikmetse…
Hiçbir şekilde; "o abiye" ulaşılamaz…
İşte FETÖ…
Şimdi Adnan Oktar…
Ne deniliyor..
Oktar'ı şu siyasi, isim kolluyormuş..
Peki, 2000'de..
Oktar'dan özür dilenmesini isteyen kim?
Hangi siyasi?
Sağcısı da..
Solcusu da..
Liberali da..
Milliyetçisi de…
Velhasıl, ayağa düşen tüm siyasi akımlar!
Hep varlar..
Ama hep yok sayılırlar..
***
İYİ PARTİ KURULTAYA GİDİYOR?
Öyle mi?
Lider mi değişiyor?
Zihniyet mi değişiyor?
Yoksa parti ismi mi değişiyor?
Galiba..
Topyekûn bir değişiklik, isteniliyor…
Eee…
Kuruluşunda ne demiştik?
Proje partisi…
CHP'nin desteği…
Emanet vekil vermesi…
Milli ittifaka dahil edilmesi..
Meral'in "başaktörlüğe" oturtulması…
Hepsi..
Bilaistisna, "tek hedef" odaklı bir projenin ikmali değil miydi ki?
Erdoğan gitsin..
Ak Parti düşsün..
Güçlü, istikrarlı bir "yönetim" Türkiye'ye dahil olmasın..
Şimdi…
Beceremediler..
Başaramadılar..
Üstesinden gelemediler..
Üst akıl; "yeni projeler" için, yeni bir kurgu gerekli!…
O kurgu da; "partide değişim istiyoruz" sloganı..
Yoksa Afyon'daki "Çalıştay’da" bu minvalde, fırtına koparılma senaryosu hayata sokulur muydu?