KİM BİLGİLENDİRECEK?
EMITT fuarı sona erdi..
Dün itibariyle…
Dönüşler..
Toparlanmalar tamamlandı..
Yiyen yedi..
İçen içti..
Zevk-u sefasını katmerleştiren, katmerleştirdi...
Önceki yazımda; "tepki" vermiştim..
Vaziyetin ikmali..
"Kendin pişir kendin ye.."
Yani, biz bize hayran, biz bize kurban diyerek..
Geri dönüş yüksek oldu…
***
Haklısınız..
Uygulama yanlış…
Daha katılımcı hassasiyeti öne çıkaran olunmalıydı..
Vasat değil..
Aktif bir politikayla; Diyarbakır yüksek perdeden tanıtılmalıydı?
Bir dizi ifade..
Tabi ki geri dönüşün olması önemli..
Tekerrürün hasıl olmaması adına..
***
Şimdi diyorum ki…
Yediğiniz içtiğiniz size olsun…
Söyleyin bakalım…
Fuar'ın "geri dönüşü" ne oldu?
Kaç organizasyon..
Kaç tur..
Kaç ticari bağlantı..
Sektörel bazda kim hangi "anlaşmalara" imza attı?
Karı ne oldu, zararı ne oldu?
Tabi harcama faturanızı da görmek istiyoruz..
Bakalım; kim bilgilendirecek?
Yoksa...
Bakınız; "biz yazdık" on binlerce okur duruma vakıf oldu..
Diyarbakır "EMITT'e" gitmiş..
Yani haberdar..
Yazmasa mıydık?
***
TEPKİ HAKLI, ZAMAN VE UYGULAMA YANLIŞ
Yazıyı kaleme alırken; haber düştü..
Amedspor "sahaya çıkmama" kararı aldı..
Yani, Sivas Belediyespor ile deplasmanda yapacağı; maçtan çekilmiş..
Sahaya çıkmadan; "Sivas'tan" ayrılıp, Diyarbakır'a dönecekmiş..
Gerekçe; konulan "seyirci yasağına" tepki…
Doğrusu…
Süreklilik arz eden..
Ki özellikle Amedspor'a odaklı "seyirci yasağı!"
Hiçbir şekliyle..
Hiçbir gerekçeyle..
Hele ki; "güvenlik" adı altında; "uygulanabilirliği" makul ve kabul görülemez..
Keyfiliktir…
İl yönetimlerinin insiyatifle, ideolojik bir "ötekileştirmeye" dair evrimleştirmesidir..
Futbol..
Ki sporun bir dalı..
Ne diyoruz..
Spor;
Barış, kardeşlik, birliktelik, keyif, eğlence ve sağlıktır..
Seyrandır...
Sevgidir, muhabettir...
Ama ne yazık ki; "bunu bile" siyasi batağın içerisine "tüm bileşenler" olarak soktuk..
Yazıklar olsun!
Beyler!
Ayıptır!
Günahtır!
Yazıktır!
Sayısını tam bilmemekle beraber 40 maçtır; "bu yasak" uygulanıyor..
Eşi, benzeri yok..
Onlarca dava..
Yüzlerce yazışma, şikayet!
Maalesef..
Tabi bu zulme dönen uygulamaya; "tepkisiz" kalınmaz..
Bu minvalde; "protesto!" haklılık arz etmektedir..
***
Amma velâkin; dedirten noktalar da yok değil..
Var…
Ve yüksek bir düzeyde..
Amaç ve gayenin "halisliğiyle" alakalı..
Çünkü..
Konuya dair dün yaptığım görüşmeler..
Mülahazalar…
Ve sporun önemli isimlerinden; gelen intiba "durumu tartışılır" kıldı?
Hiç kuşkusuz ki..
Protestonun..
Tepkinin..
Hukuk mücadelesinin; "zarar getirici" değil, yarar sağlayıcı olması gerekir..
Derler ya..
"Kaş yapayım derken, göz çıkarma!" misali..
Bu protesto..
Ve girişilen eylem şekli!
Ne yazık ki; "bu vecizeyi" haklı kılar gibi..
Şöyle ki..
Amedspor "sahaya çıkmamakla" kendini vurdu..
Ki, 6 puan kaybetti..
Bir hükmen yenilgi..
Bir de, üç puan silinme..
Tabi ki ekonomik ceza ve TFF'nin diğer yaptırımları da ayrı..
Yani "küme düşme" riski oluştu..
***
Gelelim; "siyasi" duruma…
Ki vakıanın en çok "hamuru su alacak" bu yönüdür..
Yukarıda aktardım..
TFF'nin..
Ve illerdeki idarelerin; "seyirci yasağı" zulmü dönmüştür..
Kabul edilemez…
İş "ideolojik" bir kamplaşmaya gidiyor diye…
Diyeceksiniz ki..
Peki, Amedspor'u yönetenlerin hiç kabahati yok mu?
Masum mu?
Ne yazık ki; "yok" denilemiyor..
Derler ya; hal-i âlem ortada..
Nitekim, "dünkü eylem" için bakın ne söyleniyor?
Denilen şu...
"Afrin harekatını destekleme adına..
Mehmetçikliğin yanında olunduğu adına hazırlanan "Kalbimizle, duamızla mehmetçiğin yanındayız" pankartı taşımamak için sahaya çıkmamış!"
Bu aktarırlırken, niyet sorgulaması da yapılıyor..
Şimdi bunun izahı ne diyeceksiniz?!
Zihin mi kafa mı karışık bilmem?
Ama, diyeceğim odur ki..
Siyasi ve ideolojik kamplaşma "en büyük melanettir!"
Çünkü; kim haklı, kim haksız meçhuliyet "kimliğine" bürünüyor…
Herkes ben haklıyım diyor..
Ama bilinen şudur ki; "herkes" suçlu!
***
***
SAVAŞ DEĞİL, OPERASYON!
Birileri…
Yine sapla samanı birbirine karıştırdı..
Afrin Operasyonuna..
Zeytindalı harekâtına…
"Savaş" tanımlaması getiriyor.
Asker "savaşa" girdi..
Türkiye "savaşa" girdi diyerek; "sapı samana" karıştırıyorlar..
İyi de karşınızda bir ülke yok ki?
Karşınızda düzenli bir ordu yok ki?
Karşınızda bir millet yok ki?
Karşınızda bir örgüt var...
İşte o örgüte yapılan da "operasyondur, savaş değil!"
Onun içindir ki; "harekât" deniliyor…
Bakınız askeri terimdeki açılımı..
"Belli bir amaç gözetilerek bir askeri birliğe yaptırılan manevra, çarpışma, çevirme, kovalama vb. işler."
Demek ki; yapılan "Savaş" değil…