KÜRTLERİN BEKASI!...
İsterseniz!.. İlk önce, Cumartesi gününe gidelim..
Hava nasıldı.. Şehirde, hava bereketin habercisiyle güneşli..
Bahardan bir gün… "İnsanı" her yönüyle ısıtan bir hava var..
"Kışın, yağmurun, soğuğun" travmasıyla; insan kendini "yeşilliklere" atmak istiyor..
Bayıra, çayıra.. Yani piknik alanlarına gitmek!…
Oh be diyerek.. Tabi bunu yapan yok değildi, vardı..
Ama, kentte çoğunluk, İstasyon meydanını seçmişti!…
Liderini.. Asrın "serok'unu" karşılamaya gitmişti..
Başkan Recep Tayyip Erdoğan..
***
İstasyon meydanındaki miting!…
AK Parti'nin, Erdoğan'ın önceki mitinglerinden, farklıydı..
Kalabalıktı.. Tabi ki, derli-toplu idi.. Organizasyon arıza-i durum içermiyordu.. Kentteki trafik tıkanıklığı dışında..
Öyle ya!.. Bir önceki gün, 8 Mart Kadınlar Günü mitingi vardı..
48 saat, trafik "çıkmaz" sokak misali!..
3 dakikalık yol; 2 saatte zor kat edilebilindi..
Miting alanına giden yollar.. Başkan Erdoğan'ın geçiş güzergahları.. Ara yollar…
Hele ki, Seyrantepe semtindeki Kapalı Spor salonundaki etkinlik nedeniyle; "yolların" ani kapatılması!..
Kısacası mevcut olan "trafik" keşmekeşliğine katlama oldu..
Yani, trafikteki "tıkanıklık" dışında, rahatsızlık oluşmadı..
Sanırım o da, kaçınılmaz!…
Çünkü, kent trafiği "çözüme kavuşturulmayan" sorunların başında geliyor..
Eee!.. O'nu da yerel yönetimler.. Ve seçimde aday olanlar düşünsün.. Niye bu çözümsüzlük?!..
***
Gelirsek meydana!.. Mitinge katılan sayısı konusuna gelince rakamlar; çok telaffuz edildi…
80 bin diyen de.. 60 bin diyen de.. 40 bin diyen de.. 25 bin diyen de…
Tabi afaki rakamlar.. Ki herkes; "meşrebine" göre. Miting sonrasında, bu konuda çok kişi görüş de sordu..
Size göre kaç.. 12 ila 14 bin arası… Mevcudiyet, tatmin edici mi; hayır?
2 milyon nüfuslu kente..
Yerel yönetimlerin tamamen "kayyumda..!" Valiliğin.. Belediyelerin.. Kamu kuruluşlarının..
Milletvekili.. 17 İlçe Teşkilatı..
Pek tabi ki, Diyarbakır dışındaki "komşu kentlerden" gelenlerin varlığını da hesaba kattığımızda!…
Ak Parti açısından; "çok düşünülmesi" gerekir… Niye bu kadar?..
Biliyorum.. Diyeceksiniz ki, gelen de Erdoğan'ın "yüzü suyu hürmetinedir?"…
Yoksa diğerlerinin zerre-i miskal karşılığı yok?
Ne yazık ki!..
***
Diğer bir husus ise!.. Alanda, bir adım önde olanlar.. 17 yıllık, AK Parti hayat ikmalinde; "rol" almışlar..
Eskilerden…
Duayen siyasetçilerden..
Günübirlik fikriyatın arkasında koşanlar.. Önde şirin, arkada "enva-i ahlak" yoksunu olanlar…
Selficiler de çoktu.. Özellikle bu işi "kazanç" sektörü, geçim kapısına, dönüştürenler..
Bürokratlar üzerinde; "nüfuz" edicilik, postu giyenler..
Sahte vekiller.. Sahte bürokratlar.. Sahte etkili ve yetkili olarak; "kendisini" ifade eden kaçakçılar da!…
Bazı iş adamları..
Dün hasım, bugün "şirin" olanlar…
Harman, çok karışıktı!…
Yarışta vardı.. Bir taraftan canlı yayın kameralarına..
Bir taraftan reise "potansiyelim" yüksek deme gayretinde olanlar da!..
Komutla "hareket" eden, mitingdeki gruplar…
***
Miting saati 16.00 diye duyurulmuştu..
Ama, Erdoğan saat 17.10'da "platforma" çıktı..
O ana kadar çok kişi konuştu..
Doğru; kim ne dedi, kim ne demedi, "mitinge" katılanların pek de, ilgisini çekmedi..
Bakanların da.. Milletvekillerinin de.. Nitekim; "alkış temposu" bunu, alenice ifade ediyordu..
***
ERDOĞAN 'IN MESAJLARI NEYDİ?
"Asrın Reisi" diye pankartlar ve tezahüratlar eşliğinde, Erdoğan konuşmasına başladı..
Şair Sezai Karakoç'tan… Ahmet Arif'ten şiir okudu..
"Sürgün ülkeden başkentler başkentine" diye, isimli şiirden bölümler aktardı..
Ahmed-i Hani.. Fekiye Teyran'dan…
İslam diyarı, Diyarbekir.. 14 Asırdır; "ayakta..!" Diyarbakır..
"Kudüs'ün, Şam'ın, Bağdat'ın, Buhara'nın, Semerkand'ın, Urfa'nın, Bursa'nın ve Üsküp'ün kardeşi.." dedi
Son bir yılda 4'üncü kez, Diyarbakır'a geldiğini hatırlatan Erdoğan, Diyarbakır'a yapılan yatırımları aktararak, söze başladı..
Aldığım notlar var..
Satırları çizili notlarda Erdoğan'ın bizat kendisinin konuşması olacak..
Bakalım ne demiş?
***
"Diyarbakır Türkiyedir, Türkiye de Diyarbakır'dır.
Diyarbakır'ın üstüne terör örgütü belası kara bulut gibi çökmüştü.
Terör örgütünün zulmünden kurtardıkça şehrimizin çehresinin nasıl değişmeye başladığını en iyi sizler biliyorsunuz.
***
"İRADELERİNİ TERÖR ÖRGÜTÜNE TESLİM ETTİLER"
"Bu terör örgütü kalıntılarıyla bugünlere gelmedik.
Bunlara kayyum kardeşlerimizle geldik.
Onlar devletin kendilerine gönderdikleri parayı sizlere harcadılar.
Ama birileri halkın mesajını yanlış anladı.
Halkın kendilerine verdiği 80 vekille, şehirlerimize hizmet edecek yerde; gidip siyasi söylemlerini marjinallere, iradelerini de terör örgütlerine teslim ettiler.
***
"KİMSENİN HIRSLARI İÇİN BİR ŞEHRİN GELECEĞİYLE OYNAMAYA HAKKI YOKTUR"
Esnafımıza hayatı zehir ettiler.
Biz ne yaptık?
Teröristleri kazdıkları çukura gömdük.
Bu ülkede tek bir devlet olduğunu gösterdik.
İradelerini terör örgütüne teslim edenleri görevden aldık.
Elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin.
Diyarbakır terör örgütü militanları döneminde mi hizmet gördü, kayyum döneminde mi hizmet gördü?
Kimsenin kendi hevesleri, hırsları için koskoca bir şehrin geleceğiyle oynamaya hakkı yoktur.
***
"BODRUM KATLARINDA TOKATLANAN DEĞİL..."
31 Mart'ta size adam gibi belediye başkanları vaadediyoruz.
Bodrum katlarında teröristlerce sorguya çekilen, tokatlanan değil, emanetinize sahip çıkacak, karakterli belediye başkanları vaadediyoruz.
Diyarbakır artık Kandil yerine, kendi şehrine hizmet edecek namuslu belediye başkanlarıyla yönetilmeyi hak ediyor.
Bunların eline para geldiği zaman Kandil'e gönderirler.
Biz ise milletin bu parasını Diyarbakır'a emniyete, adalete, yola, ulaşıma, tarıma...
Diyarbakır'a 17 yılda 41 katrilyon lira yatırım yaptık.
Diyarbakır'da iki şehir hastanesi birden yapıyoruz.
***
"BUNLARIN DERDİ ÇUKUR, ÇAMUR, ÇÖP"
Mardin'de konuşmamı yaptım.
Akşam da baktım HDP'nin bir eş başkanı var...
Konuşmasında diyor ki; Erdoğan diyor Mardin'e hızlı tren getirecekmiş diyor. Yahu Mardin'de hızlı trene ne gerek var diyor.
Ben de zannettim ki havalimanıyla ilgili bir şey söyleyecek.
Yani 'Mardin'in havalimanıyla ne işi var' diyecekler.
Bunların CHP zihniyetiyle farkı yok.
Ne demişti? "Birinci köprüye ne ihtiyaç var, ikinci köprüye ne ihtiyaç var, üçüncü köprüye ne ihtiyaç var'
Bunlar yapmak için değil yıkmak için var. Eğer Diyarbakır ile ilgili hızlı trenle ilgili böyle bir şey derlerse şaşmayın.
Bunlar, benim Diyarbakırlı kardeşlerimin istifade etmelerini istemezler. İsteseler de istemeseler de biz yaparız.
***
MÜJDEYİ VERDİ: TEMELİNİ BUGÜNLERDE ATIYORUZ
Diyarbakır'ın çılgın projesi olarak da bilinen Dicle Nehri'nin üzerindeki Silvan Barajı bunlardan biridir...
Maliyeti 1,5 katrilyon olan Silvan Barajı ile 2 milyon 350 bin dekar alan arazi sulanacak. İnşallah önümüzdeki yıl burada su tutmaya başlıyoruz.
Şimdi size bir müjde veriyorum.
Silvan Barajı'ndan alınan suyu, Silvan'ın eteğinden oluşan suyu alıp, Mardin'e kadar aktaracak Silvan Tüneli'nin temelini inşallah bugünlerde atıyoruz. Böylece barajda su tutma işi bittiğinde, tünellerimiz de hazır olacak.
***
"KÜRTLERE EN ÇOK ZULMEDEN ÖRGÜT PKK OLMUŞTUR"
Kürt kardeşlerimizin veya bölgemizdeki herhangi bir kesimin hakkını, hukukunu savunmak gibi bir derdi asla olmamıştır.
Bu örgüt sadece kendi sapkın, ideolojik amaçları için Kürt kardeşlerimizi kullanmıştır.
***
"BUNUN HESABINI SORMAYACAK MIYIZ"
13-14-15 yaşındaki kızlarımızı, çocuklarımızı dağlara kaçıranlar bunlar değil mi?
Benim Diyarbakır'da kardeşlerim aylarca Diyarbakır Belediyesi'nin önünde oturma eylemi yapmadılar mı?
Peki o annelerin ahı ne olacak?
Bunun hesabını sormayacak mıyız?
Öyleyse 31 Mart bir fırsat.
Bunun hesabını sormamız lazım.
Hep beraber biz Kürt kardeşlerimizin, ne Irak'ta ne Suriye'de emperyalistlerin planlarına alet olmamaları için mücadele ediyoruz.
Onlar, Kürt kardeşlerimizi pazarlık aracı olarak kullanıyor.
***
"BU SEÇİM EN ÇOK DA KÜRT KARDEŞLERİMİZ İÇİN BİR BEKA MESELESİDİR"
Peki Kürt kardeşlerimizin eskiden beri birçok sıkıntıları yok muydu?
Ama Türkiye'de her etnik unsurun kendine göre sorunu vardı.
Hepsini aştık aşıyoruz. Daha güzel olacak, daha iyi günler var önümüzde.
***
Hak ve özgürlük diyorlar değil mi?
AK Parti iktidarında kazanılan hak ve özgürlükler hiçbir dönemde oldu mu? Bu ülkede Kürt kardeşlerim, hakkını, hukukunu, onurunu korumak için devrim niteliğinde işler yapan, risk alan varsa biz olduk.
Biz hep ne dedik?
Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü dedik.
Biz böyle yürüdük, bugün de böyle yürüyoruz, yürüyeceğiz.
Aynı topraklarda yaşadığımız, aynı sıkıntıları çektiğimiz herkes bu ülkenin eşit haklarına sahip vatandaşıdır.
Kobani'den gelenler nereye geldi?
Türkiye'ye, şu anda 200 bin Kürt kardeşimiz nerede?
Türkiye'de.
Biz buyuz.
Mazlum ve mağdurların yegane sığınağı her zaman burasıdır, bu topraklardır.
Niçin biliyor musunuz? Aslında bu bölgenin tek gerçek devleti Türkiye'dir de ondan..."
***
Özetle böyle!…Aslında, Erdoğan bir saati aşkın konuştu..
Çok da detaya girmedim, notları aktarırken..
Ancak şu dikkatimi çekti..
Özellikle Erdoğan'ın konuşmasına dair; alandakilerin tepkisi!..
Sert değildi..
Elif bir söylem hakimdi görüşünü ifade ettiler…
Bölgeye.. Kürt meselesine.. Yürütülen operasyonlarla alakalı, "siyasi malzeme" ediliş şekline muhalifti..
Daha bir kucaklayıcı olabilirdi?…
Eğer ki diyerek, başlayan cümleler çok….
Ama, 31 Mart sonrası "daha güzel şeyler" olacak ifadesi de ayrı bir anlam yüklüydü!!..
Alandakilerin ekseriyeti!..
Neden; “Bu seçim Kürtler için bir beka meselesidir” dedi?
"Beka" sorununa dair verilen mesajları "zihninde" sorgularken!..
Hayata dair; "pahalılığa" dikkat çekmeyi ihmal etmedi..
İş.. Aş.. İstihdam dedi.. Ama "her şeye rağmen reis!…" Bakalım, her şeye rağmen 31 Mart'ta "sandık" ne diyecek?…
***
O POSTER!
Meydanın en anlamlı posteri…
Üzerinde Erdoğan fotoğrafları..
Yanında da şu yazı…
"Şiddete, teröre, kurşunlara karşı tevazu, samimiyet ve gayretle huzurlu bir Diyarbakır için Ak Parti…"
Bu ifade; "tüm yürekleri" okşadığı gibi; "elif" olmanın da gerekliliğini ortaya koymaya yetiyor.