MAŞALLAHLARI VAR?..
Hemi de nasıl…
Her sezon aynı "terane..!"
Ne ideal..
Ne başarı gayreti..
Ne de bir adım sonrasını hesaplama hali..
Yok..
Hep bir başka bahara, "der" durur..
Evet..
İki "profesyonel" takımımızdan söz ediyorum..
Amedspor..
Diyarbekirspor..
Bu sezondaki "beklentiler de" bir başka sezona kaldı..
Çünkü..
Play-Off'a kalma şansı "deveye hendek" atlatma misali..
Zor..
Diyarbakır jargonuyla; "ortalıkta geziniyoruz..!”
***
Eee…
Ben bilirim..
Ben yaparım..
Para bende; "ben ne dersem o olur?"
Yani; "çok bilmişliğin" neticesi…
Kılavuzun da "karga "oluşu da ayrı bir garabet!..
Tabi ki, taşıma suyla "değirmenin" döngüsü..
Bilumum; böylesi bir netice ikmale getirir…
Yıllardır böyle..
Futbolcuları..
Hocaları..
Teknik yönetimi "bu minvalde" sorumlu tutmuyorum?..
Nedenine gelince!?…
Hamurun "malzemelerini" hazırlayan; onlar değil yönetim..
Çok biliyorlar ya!?..
Kaç oyuncu alındı?
Kaç hoca değiştirildi?
Kime ne verildi; sadece bunlar "alt alta konulsa..!"
İşin vahameti, kendini gösterir..
Değişmeyen; zihniyet!!!…
O bir değişse..
Futbol adına "Diyarbakır'da neler değişmez ki?"…
***
SAKARYA MAÇI..
Hafta sonu.. Cumartesi günü..
Amedspor'un maçı var.. Sakaryaspor'la..
Yeni stadyumda..
Yani Diyarbakır'a "konuklar..!"..
Deplasmanda neler yaşandı..
Nasıl bir muameleyle, Amedspor muhatap kaldı..
Spor adına..
Futbol adına..
İnsani duyguların..
Hele ki centilmenlik adına; "hayli" çirkefliklerin yaşandığından söz etmek istemiyorum..
Derler ya!..
"Yaptıklarıyla kalsınlar..!"
Biz misafirperverliğimizi..
Dostluğumuzu..
Centilmenliğimizi..
Futbola..
Diyarbekir'e yakışan bir ruhla, "ev sahipliğimizi" yapalım..
Ki o birileri "utansınlar..!
Yoksa aynı muamele.
Aynı anlayışın hükmüyle "o birileriyle" ne fark kalır..
Sağduyu..
İtidal bir duruşla; "provokasyonlara" gelmeyelim..
Kritik bir zaman!..
***
MECLİS ÜYELERİNİN MAAŞI NE KADAR?
Okur soruyor..
Belediye Meclis Üyelerinin "maaşı" var mı?
Varsa ne kadar "maaş" alırlar?
Yani; "ödenen" ücret var mı?..
Elbette ki var..
Alınan ücret "huzur hakkı" adıyla, alınıyor..
Maaş değil..
Belediye "Meclis üyeleri" her toplantı "başı" ücret alırlar..
Peki "huzur hakkı" miktarı ne kadar?
Değişkendir..
İlgili Belediyenin "nüfusuna" göre farklılık gösterir..
***
Mesela!…
2019'daki "ödenen" huzur hakkı ücreti şöyle..
Örnek verirsek…
Nüfusu 10 ila 50 bin arasında olanlar…
107.82 lira alır..
Her "toplantı" için…
50 ila 100 bin arasında olanlar; 134.03 lira..
100 ila 250 bin arasında olanlar; 153.69 lira.
250 ila 500 bin arasında olanlar; 179.90 lira
500 ila 1 Milyon arasında olanlar 206.11 lira
1 Milyon ila 2 milyon arasında olanlar, 251.97
2 Milyon ve üzerinde olanlar ise; 304.39 lira..
"Huzur hakkı" alırlar..
***
İlçe Belediyeleri. Haftanın üç günü toplanırlar..
Pazartesi..
Çarşamba ve Cuma!..
Büyükşehirlerde ekseriyetiyle; "ayın" ikinci haftasında üç gün toplanırlar..
Ama, bazen ay içerisinde 20 toplantı da olabiliyor..
Ki toplantı, Belediye Başkanı'nın çağrısıyla yapılır..
Gündemi de Başkan belirler..
***
Netice itibariyle!…
Belediye Meclis üyeliği "toplantı" sayısıyla, ölçülür..
Bu alanda iki dönem görev yapmış dostun ifadesiyle..
Ortalama her ay; 2 ila 3 bin lira arasında Encümenlerin eline geçer..
Tabi Büyükşehir Belediyesi meclis üyeleri..
Ki İl'ler açısından; Genel meclis Üyeleri..
Onlar için; durum farklı..
Mevcudiyeti bazen iki üç katı bir rakam çıkıyor..
***
Tabi!..
Dostun ifadesiyle; "iş" huzur hakkını almak..
Ya da bir maaş olarak görmek değil..
Tıpkı Milletvekilliği gibi!..
İşini bilirse!…
Yoksa bu kadar rağbet olur mu?..
En önemlisi de!..
Meclis üyeliği adaylığı için; 200-300 bin lira "harcanır mı?"…
Evet, sevgili okurum!..
Sorunuza yanıt, aldınız mı?..
Maaş yok; "huzur hakkı" var?..
Neyse; eee huzurlu isen yetmez mi?..
ÇOK ŞEY Mİ?
Siyasetten..
Liderlerden..
Partilerden..
Hele ki seçim sath-ı mailinde…
Millet olarak..
Devlet olarak..
Yani Türkiye'deki 81 milyon insan olarak..
Azıcık hoşgörü..
Azıcık insani duygu..
Azıcık "centilmenlik" beklemek.
Görmek..
Yaşamak..
Ve hissiyatını, ahaliye yansıtmak için "Kaf" dağını aşmak mı gerekir?
İstenilen..
Haksızlık varsa; "haksızlık" denilsin
Haklılık varsa; "haklısınız" denilsin!..
Yoksa, çok şey mi istenilmiş olunuyor?..
Sizce..
***
YENİ PARTİ!…
Bilmeceye döndü..
Kuruyorlar mı?
Kuracaklar mı?
Kurmuyorlar mı?
Şıklar hayli; çoğalıyor..
Şimdi kuracaklar..
Seçim sonrası mı kuracaklar?
Ki kim kuracak..
Gül mü?..
Davutoğlu mu?..
Babacan mı?…
Hangisi başı çekecek..
Yoksa; üçü birden mi?…
Gariptir..
Binlerce haber bu minvalde yapıldı..
Yazan..
Çizen kalmadı..
Eleştiriler..
Tepkiler..
Pozitif ve negatif görüş ortaya koyanlar oldu..
Ama ne hikmetse!..
"Parti kuracakları" söylenenlerden tık yok..
Ne konuşan..
Ne söylenen var..
Ne de; "tekzip" eden veya "doğrulayan?.."
Neyse!..
Bir meşkale; malzemesi!…
Altaylı ne diyor, dünkü yazısında..
Parti "kuruluş" başvurusu yapılmış…
Amblemi hazırlanmış.
Hatta ismi de "Umut Partisi" olacakmış?
Figür de; "dört yapraklı yonca..."
Türk patenti..
Marka kurumu, "prosedürü de" yerine getirilmiş..
Yani; "trolleme..!"
KUZU POSTLU KURT…
Avrupa bu!…
Vahşi.
Cani..
Sömürgeci…
Eee..
Siyonizm’in "karakteridir"
Demokrasi der..
Özgürlük der..
Eşitlik der..
İnsan Hakları der..
Yani der de derler..
Herşeyin havarisi kesilir..
Ama iş; "somuta" gelince "kıç" atar..
Zerre-i miskal başkasına uygulamaz..
Ki imkan da vermez..
Vaki olan; "kan aksın…"
Onlar da iştahlı iştahlı vampir gibi "akan kanı" emsinler!..
Palazlansınlar..
Ve tek hedefleri var o da; İslam dünyasını yok etmek!..
Ortadoğu'yu sömürge altında tutmak..
İslam ülkelerini; "piyon liderler" aracılığıyla, egemenliklerine alabilmektir…
Çatıştırmak..
Böldürmek..
Sürekli, kan ve gözyaşı batağında tutup; "medet" umulan olmak!..
Bakınız!..
Gaddar, cani, darbeci Sisi'ye nasıl bel çıkıyorlar!..
Mısır'ın cuntası…
Bırakın siyaseten kendisine muhalif olanı..
En sıradan ülke insanına..
Eleştirisine..
Tepkisine dahi; "izin" vermeden, "can" alıyor..
İşte son bir hafta içerisinde!…
15 Mısırlı genç..
Engizisyon mahkemeleri gibi; mahkemelerce yargılandılar....
Peş peşe verilen idam kararları..
"Tek suçları", demokrasiyi istemek!…
Avrupa ne yapıyor…
Darbeci Sisi'ye konuk oluyor..
Sözde, AB ile Arap Birliği zirvesi!…
İdamlarını..
Despotluğunu..
Halkına karşı giriştiği "soykırımı" adeta meşrulaştırıyorlar…
Tabiri caizse; "al tekke, ver külah" misali!..
Arkandayız..
Ki Sisi'nin ayağına kadar gidebilecek kadar; bukalemunlar!…
İşte Avrupa bu!..
Medeniyet diyorlar..
Ama tek dişi kalmış canavar!…
FETÖ'yü sahipleneceksin..
Kucak açacaksın..
15 Temmuz'un darbecilerine "buyur" edeceksin..
Türkiye'nin tüm hasımlarına; "bel" çıkacaksın..
Her türlü örgütü meşru göreceksin..
Meşru hükümeti "devirmeyi" dahi suç saymayacaksın..
Darbecilere..
Terör örgütlerine..
Canilere "idam" gelsin diye mülahaza edilince "olmaz" diyeceksin..
Karşı duracaksınız...
Yaparsanız, şunu ederiz bunu ederiz tehdidinde bulunacaksın..
Ama, işine gelen her türlü "vahşiliğe" rıza göstereceksin..
Bu iki yüzlülük değil de nedir?…
Sömürge karakteridir!..