MUHALEFET ŞAŞIRTMIYOR, YONTUYOR!

Şu muhalefetteki "blok" var ya!

Ah ki ah!

Kimleri harcamadı ki.

Kimleri bozuk para misali, "pozlamadı ki!"

Sadece; "reislik" serüveni için…

İşte sırasıyla…

Abdullah Gül deyip durdular..

Çatı adayı..

Bloğun adayı..

Saadet..

İyi Parti..

CHP..

Hatta HDP bile "dâhil" olup işte bizim "reisimiz" denilecekti?

Tek adayımız..

Hepimiz "yekûn" arkasındayız…

Nara üzerine naralar atıldı..

Ama; "balón.."

Sokak jargonuyla; fos…

Olmadı…

Tabi ki bir anda Gül'ün tüm siyasi "kariyeri de yerle yeksan" oldu…

Ve çekilmek zorunda kaldı…

Çıktı dedi ki; "Geniş mutabakat sağlanmadı!.?"

Sanki bekliyordu..

Yok…

Sonuç…

Gül'ün AK Parti ile olan tüm ipleri koptu…

Siyasi "hayattan da…"

Çünkü "itibarsız" biri haline geldi…

Ne bu; "ikilemlik" denildi?…

Yani; harcandı da harcandı…

"Yüzü yok ki" sokağa çıksın artık.

Baksanıza, Cumadan Cumaya!

***

Evet…

Muhalefet, Gül'ü bıraktı…

Bu kez, İlhan Kesici'yi "yontan" makinesine attı…

Koşturdular…

"Kesici" aday… Çatı adayı o olacak…

Oldu, olacak denildi?

Birleştirecek…

Bütünleştirecek…

CHP ve Sağ'ı buluşturacak isim; diye zikredip duruldu…

İlhan abi.. İlhan Abi…

Ne gariptir ki!

O da; "siyasi çöpe" atılan kurbanlar kervanına katıldı…

Nedendir bilinmez…

Sonra, rota değişikliğine gidildi…

Bu kez Abdüllatif Şener'e yöneldiler…

Ki Şener çok heveslendi…

Varım…

Geliyorum…

Öyle ya; "mal çok ucuz!"

Şener'den de..

Mutabakattan da..

Çatı adayı serüveninden de; "bir cacık" çıkmadı..

Derken!

Muhalefet cephesi; "eve" kapandı..

Herkes, şimdilik "ben" moduna girdi..

Sonrasına; "biz" deriz diye pusu kuruldu..

"Tek yürek" olunmadı!

Ki olması da mümkün değil…

Çünkü beş benzemez misali!

Eee…

"Siyasi kumpas" var ya!

"Ruhlarına" işlemiş…

İşlemez mi?

"Kasetli" koltuk, nasıl oldu?

Aynı akıl; devreye girdi!

Ve dedi ki…

"Sizden bir şey olmaz…

Önce bir CHP'yi dizayn edelim!

Çatlak ses çok…

Muharrem İnce…

Liderini, partiyi fena sıkıştıran, saldıran biri..

Ekarte edilmeli..

Ama incitmeden tabanı da küstürmeden!

O zaman; "reisleyelim."

Ve, CHP'nin "gel buraya" adamı olarak "Cumhurbaşkanı adayı" diye sahaya sürüldü…

Muharrem İnce!

Demiştim…

Ki haftalar önce!

CHP'nin kesin kez adayı; "İnce" diye..

Diğer naralara bakmayın..

Havanda su dövmedir..

Ve fatura İnce'ye kesildi..

Hem de, inceden inceye!

Önceki gün,"asansör" rezaletini görünce "ince de" siyasi çöplüğe gidici!…

Dedim ki!

İnce'den de "bir cacık" olmaz!

Lâkin "parti barışık" değil.

Asansör serüvenini izlediniz…

Ağzından çıkan sözcükleri de…

Bu fikirle; "iktidar" olunamaz…

Hatta denildi ki; Lideri Kemal bey kendisini "fırçalamış?.. Nasıl böyle konuşursun?"

Yok ya..

Evet…

Görünen manzara dedirtiyor ki!

İnce'de…

"Buruşuk" kâğıt misali; "atıllaştırılıyor?"

Öyle ya…

Ne vekillik…

Ne Parti Genel Başkanlığı; kalmadı…

"Serüven" bitti…

24 Haziran'da; "sivil mesaiye" dâhil olacak…

Tıpkı…

Gül gibi…

Şener gibi..

Kesici gibi..

Yaş haddini bekleyen "emekliler" gibi; parklarda gezinecek!

Ha bu arada!..

Unuttum, Perinçek de onlarla birlikte…

Saf aynı…

Ne diyor Erdoğan?

Alayınız gelsin..

Topunuz gelsin..

Neyse!

Ne alay, ne topları; hiçbir şey kalmadı..

Ki kalamaz da..

Çünkü, öz değiller ki, özüm olabilsinler..

Karışıklar…

Biliyorum!

Bazı okuyucularım, şöyle diyorlardır…

Şu an ki "ninna"…

Sen asıl ninnayı; "seçimler" yaklaştıkça göreceksiniz!

Ne numaralar…

Ne kumpaslar…

Ne kazıklamalar göreceksiniz!

Aynen de öyle…

Kafa takıldı…

Tam da kazıklamanınlar için…

Düşünüyorum…

24 Haziran'da "kime oy" verecekler?

Kazıklayan tarafa mı?

Yoksa!

Şu yoksa var ya;" hiç de tekin" bir kelime değil…

Size diyeyim!

Sakın yabana atmayın…

Hele ki; "eğer ki" ile karıştırmayın…

O yoksadır..

***

100 BİN İMZA!

Ne diyordu Akşener?

Abidik gubidik işlere gelmeyiz!

Ama gördük ki!

100 bin imza "aynen de" dediği gibi oldu…

Abidik, gubidik…

Ki Temel için de…

Aştı dediler; ama nasıl?

Demiştim; "ıslak imza" istiyoruz…

Dursun Çiçek ne diyordu…

İlla ki "ıslak" imza…

Ben de diyorum; mükerrer imzalar var!

İsimler…

Nüfuslar var…

İhtimale, YSK ne der?

Neyse!

Yazıyı kaleme alırken, Perinçek durakta bekliyordu.

Bugün belki; "binmiştir!"

100 imza vizesini alarak…

***

TERÖRSÜZ SİYASET!

Kürtler…

Ki siyasi kulvar noktasında!

Fazla söze gerek yok…

Açık ve net bir beyanla…

Şiddetsiz…

Terörsüz…

Ve birlikte Türkiye olmayı "istiyor?!"

Ki bunu…

1 Kasım'da en bariz gören; bizler oluk…

Yani Kürtler…

Hal-i hazırdaki durum; "herkes" için bir ders-i ibret!

Okuma becerisi olan için…

Duygusallıkla bakan…

Peşin hükümle karar verenler için değil.

***

Eğer ki!

HDP…

Ne Cumhur'un…

Ne Milletin "ittifakına" alınmıyorsa…

Cüzamlı "muamele" görüyorsa…

Derler ya!

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır misali.

HDP bunu iyi sorgulamalı…

Tabi ki etki-tepki de yok değil…

***

İşte son günlerdeki "Kürt" ittifakı arayışı…

Yine; handikap bir durum!

Mesela…

PSK…

KDP…

Bu iki partiye; "HDP" sıcak bakıp, ilişki sürdürüyor..

Ki henüz, kesinlik kazanmamasına rağmen..

Ama!

Hak Par yok..

Ki açıkladılar; "biz parti olarak" seçime gireceğiz.

Hüda Par!

Ki, Kürdistan İttifak Heyeti'nin hedefiydi..

İki partiyi; "HDP ve Hüda-Par'ı bir çatıda" buluşturmak..

Ama yok…

HDP olmaz diyor…

Ki Hüda-Par'ın isteği var idi…

Şimdi; iki kutuplaşma!

Dağınıklık!

***

Netice itibariyle!

Hep derim..

Ki hakikatin de beyanıdır…

Partiler için…

"Vesayet" vaki ise; özgür irade yoktur!

Bağımlı irade vardır…

Ne yazık ki; Kürt siyaseti de yıllardır; "vesayet" altında…

Aşılmalı…

İşte o zaman; "marjinallikten" çıkılır…

Evrensellik kazanır…

Ki Türkiyelileşme olur…

Üstadın ifadesiyle…

Yanlışını görmeyen; başkalarının yanlışıyla "var" olamaz!

***

ET KUYRUĞU!…

Okur resim paylaşmış..

Yine müzminlik!

Diyor ki…

40 yılda ne değişti?

Aha da; "et kuyruğu!"

Doğru…

Erzurum'da kuyruk varmış…

Ucuz et için…

Olmaz mı?

Kilosu, 70'e dayanınca!

40'a kim "kuyruk" yapmaz ki!

Peki…

"Ne değişti" sorusu…

Çok şey değişti…

Lakin sistem değişmedi…

Çünkü "gelen sisteme" uydu?

Yani…

Sistemin acil ve ivedi değişmesi lazım…

Ki, kuyrukların "şekli-şemalı" değişsin.

Sizce?

***

Diyorlar ki!

Faizler neden indirilmiyor?

İndirilmez…

Çünkü "faizin" karar kılıcısı!

Sokağı..

Esnafı..

Ahaliyi bilmiyor ki; "faiz" nedir bilsin…

Villasında…

Özel uçağında…

Keyfiyet hâsılıyla; "bol sıfırlarla" meşgul…

Tekele düştü mü?

Hayır…

O zaman!

Ne bu afralar, tafralar hali!

Otur oturduğun yerde.

**

Velhasıl kelam!

Bu takıldık ironi.. Kurtardık günü!

Ya yarın…

Seçim havası…

Muhakkak bir yerden çıkar "iaşenin" menüsü..

Baksanıza; "cirit atan atana!"

Biraz Ankara…

Aday adayları ne yapıyor; "otel kulislerinde!"

Pardon; "müteahhit" bürolarında…

Tefeciler işbaşında…