NEYİN MÜTTEFİKİSİN?
Diyeceğim o ki;
Hal-i vaziyet karşısında…
Gelişen, oluşan ve işleyen süreç açısından…
Ülke olarak…
Millet olarak; "biz mi" aptalız?…
Ya da akıl yoksunuyuz!…
Ağır bir şuursuzluk içerisinde miyiz?
Yoksa…
Evet, yoksa karşımızdaki; "çok akıllı!"
Kendisi hain değil…
Kalleşlik yapmıyor…
Şuursuzluk içerisinde bulunmuyor…
Halis-muhlis…
Vaziyete bir bakar mısınız?
Enva-i hasımlık yapanlara…
Düşman kesilenlere…
Ülkeye ve millete silah doğrultana…
Kan dökene…
Çoluk, çocuk demeden katliamlar yapana…
Terörün en haşinini yaşatana…
Silah verecek…
Bomba, mayın takviye edecek.
Donatacak…
Lojistik destek sağlayacak…
Güçlendirecek…
Eğitim verecek..
***
Kendi emellerine göre; dizayn edecek..
Sonra, "kullanacak!"
Kardeşi kardeşe; "kırdıracak?"
Fitne üretecek…
Ata düşmanlığını körükleyerek; "böl, parçala yut" moduna getirecek…
Binlerce kilometre ötede; "bu organizasyonu" yapacak…
Ve buna;
Terör örgütleriyle mücadele "libasini" giydirip savunma yapacak…
Sıkıştığında…
Ekleyecek…
Demokrasi…
İnsan Hakları…
Özgürlük…
Eşitlik…
Hak ve hukuk, adalet tesisi diye "yaldızlı" kavramlar inşa ederek yapıyoruz diyecek…
***
Tüm bunları sana karşı ikmal edecek…
Her şey ulu orta vuku bulacak…
Ve sen; "bir dur" demeyeceksin..
Dediğinde…
Yani, olmaz…
Kabul edilemez…
Artık yeter…
Canım yanıyor, kanım dökülüyor...
"Bekam elden" gidiyor…
Milletim huzursuzluk içerisinde..
Ülkem bölünme noktasına getirilmek isteniliyor diyerek, karşı çıktığında…
Müdahaleye yöneldiğinde "bıçak kemiğe dayandı" dediğinde…
***
Pervasızca..
Akla ziyan bir zihniyetle dil dökmeye başlayacak…
Bıyık altından gülerek diyecek ki...
"Hele bir sakin olun…
Siz bizim müttefikimsiniz…
Yıllardır dostuz(!)…"
***
İyi de; dostluğunu hiç görmedik ki!!!
Ne bugün…
Ne önceki gün…
Ne de asırlar boyu öncesinde de…
Hep dost kalleşliğini gördük…
Maruz kaldık…
***
Eee be!
Müttefik dostu giymiş; baş düşman!
Sen değil miydin ki; "15 Temmuz'a üst akıl olan?"
Sen değil miydin ki; "Darbecilere ev sahipliği yapan?"
Sen değil miydin ki; "Ülkemdeki darbeleri, 10 yılda bir ikmale getiren?"
Sen değil miydin ki; "Ortadoğu'da maşalı örgütler türetip besleyen?"
Sen değil miydin ki; "Ülkelere karşı terörle vekâlet savaşını yürüten?"
Sen değil miydin ki; "Ülkelere ve terör örgütlerine silah satan?”
Sen değil miydin ki; "Sanığı tanık yapıp, mahkûmiyet verdiren?"
***
De bakalım…
Senin dostluğun…
Senin müttefikliğin…
Senin "barış ve demokrasiden" dem vurma halin bumudur?
Bu mudur "senin dostluğun?"
Bu ise; "lanet olsun!”
Bu ise müttefikliğin; "o müttefikliğin yere batsın!"
İstediğin barış…
İstediğin kardeşlik yerin dibine batsın…
Eyyy; hain müttefik!
Kep düştü, kel göründü misali; masken düştü!
Yüzün de…
Niyetinde…
Karakterin de; "bana karşı hasım" olduğunu gösteriyor…
Yani artık yanımda; senin bir kıymet-i harbiyen yok…
Bilesin ki…
Sana artık, zerre-i miskal; "güvenmiyorum!"
***
Gelirsek içeriye!
Siyasi muhalefet…
Ki bilen biliyor; kimin, kimin nam-ı hesabına çalıştığını…
Teröre…
Terörizme…
Ve emperyalist ABD'nin emellerini döndüren değirmene; su taşıyanlar!
Gerilim yaratacaksın..
Sokakları gerdireceksin..
Halkı isyana teşvik edeceksin…
Ülkenin bekasını savunurken; "işgalci" muamelesinde bulunacaksın…
Devletini de…
Milletini de…
Meşru kabul etmeyip; "ötekileştirme" algısını körükleyeceksin…
***
Silahı…
Şiddeti…
Ölümü ve öldürmeyi; "özgürlük mücadelesi" diye sunacaksın…
Ardından; "hiçbir şey" olmamış gibi…
Barıştan…
Kardeşlikten…
Demokrasiden…
İnsan haklarından "söz edip" kendine masumiyet libas giydireceksin…
İyi de kim inanır ki!
İnanmış olsaydı; "eskisi gibi peşinden" gelirdi…
Gelmiyorsa; demek ki "gözler" açıldı, hakikat görüldü…
***
Çünkü silah dediğin, ABD'nin…
Çünkü “Özgürlük Mücadelesi” dediğin; ABD'nin Büyük Ortadoğu hayali…
İşte Irak…
İşte Mısır…
İşte Afganistan…
İşte Lübnan…
İşte Ürdün…
İşte Afrika ülkeleri…
ABD özgürlük ve halkların kazanımıyla; buralarda hep "yıkımlar inşa etti."
Hakikat bu!….
***
KÜRTLER'İ İYİ TANIYIN!
Ebe gafiller…
Şunu iyi bilin ki…
Üzerinde "debelenmeye" çalıştığınız; Kürtleri iyi tanıyın...
Kürtler…
Ne teröristtir…
Ne ABD'nin maşasıdır…
Ne AB'nin oyuncağıdır…
Ne de "kardeşi, kardeşe" kırdıran bir düşmandır…
Ne de "alçak ve hainlik" karakterine sahip değildir…
***
Bilin ki…
Kürtler…
Müslüman’dır…
Ümmettir…
Kardeşi kardeş bilir…
Dostu dost bilir…
Merttir…
Dürüsttür…
Cesurdur…
Her daim, mazlumun yanındadır…
Sofrası açıktır…
Paylaşandır, birlikte yaşamın yüceliğine inanandır…
Dini için…
Değerleri için…
Hakları için; "taviz vermezdir!.."
Mücadelesi destanidir...
***
Bu coğrafyanın…
Bu toprakların "asli unsuru" olduğu gibi!
Uğruna; yüz binlerce "şehit" vermiştir…
Siyonizm’e…
Emperyalizm’e…
Haçlı ordulara karşı;
Türk…
Kürt…
Arap…
Gibi sınıfsal bir ayırıma girmeden; "omuz omuza" çatışmıştır, savaş vermiştir!
***
Osmanlının…
Türkiye'nin…
Tarihindeki "Kürt" kimliğine bakın…
Kürtler neyin mücadelesini vermiştir?
Nelerle anılmıştır…
Nelerin savunucusu olmuştur…
İşte bu perspektifte…
Diyorum ki, şunu iyi bilin…
Hal-i hazırda; "Kürtlerin temsilcisi" olarak kendini gösterenler; Kürtleri temsil etmiyor…
Ne yazık ki; "Sistemin sayesinde" zemin buluyor…
Nitekim!
Bu sistem yüzündendir; "yıllardır" Kürtler hep sırtından vurulmuştur…
İşte bu sırtından vurulma var ya…
Yara bu…
***
Velhasıl kelam!
Savaş siyaseti…
Terör siyaseti…
Vur öldür, parçala siyaseti.
Gerilim ve şiddet politikası; "kaybetmeye" MAHKÛMDUR.