PİS KOKULAR GELİYOR..
Peşin ifade edeyim..
Beyler…
Bilesiniz ki..
"Pis kokular, pis işlerin" icraatından gelir."
Maalesef…
Son günlerde "pis kokular" Diyarbakır'daki kamu kuruluşlarında yüksek gelmekte..
Özellikle..
Sağlık sektöründe..
İhaleler..
Nitekim yazdım; "Üniversite hastanesindeki yemek ihalesi.."
Ki son, taşeron işçilerin kadroya geçiş; "sınavlarından" gelmeye başladı..
Duyduklarım..
Ki söylenenlar; "akla ziyan" bir vicdansızlık...
***
Bakınız...
Devlet-i Âliye…
Taşeron "sömürüsünü" sonlandırdı..
İşçileri sevindirdi..
Ümit verdi..
Maaşlarda iyileşme..
İş garantisi gibi imkan tanınarak, kadroya geçiş verdi..
Bir şans, bir imkan oluştu..
Ki 1 milyon işçiyi kapsayan "tarihi" bir hamleydi..
***
İnsani..
Vicdani..
Sosyal..
Ekonomik..
Ve tabi ki siyasi; kenetlenmeyi sağladı..
Ama gel gör ki..
Birileri..
Bu sevinci..
Bu şansı..
Bu umudu, "sabote" ederek, hüsrana dönüştürüyor..
***
Mülakatlardaki sorular..
Komik..
Trajik..
Bir o kadar da; rezilce!
Adam kayırma hayli yüksek yaşanıyor..
Akla ziyan…
Soruları kim, hangi mantıkla hazırlamış bilemiyorum..
Ama, "insanların aklıyla" alay ediliyor..
Kayırma..
Adamcılık..
Ey Belediyeler..
Ey Hastaneler..
İcratlarınız; "kıyımdan" beterdir..
Ayıptır..
Günahtır..
Vicdansızlıktır..
AK Parti'ye yönelikte bir suikasttır..
500'e yakın işçinin de "güvenliğe" takıldığı söyleniyor..
O da ayrı bir garabet!
***
ÇATLAYIN, PATLAYIN!
Vay be!
Birileri ne de; gocunmuş!
Neymiş?
"Çatlayın, patlayın bak yıktık" lafına..
Neden, Erdoğan, AKM'nin yıkım "muhaliflerine" böyle seslenmiş?
Niye etmesin…
Sizler, "burası" için neler söylemediniz?
Hatırlayın...
Yıkacaklar; otopark yapacaklar..
Yıkacaklar; "rant" oluşturacaklar..
Yıkacaklar, "çevre katliamı" yaşatacaklar..
Ki, Gezi benzeri bir "provakatif" eylemler yapıldı…
Yazan..
Çizen..
Laf eden; kimler olmadı ki?…
***
Hakikat neydi?
AKM..
Atatürk Kültür Merkezi…
Yıkılacaktı..
Yerine İstanbul'a yakışan; "Bir Opera Binası" yapılacaktı…
Şimdi..
Hayıflanmanız..
Mahcubiyet içerisinde olmanız gerekirken..
Yüzler kızarmalıyken..
Vay sen misin "Çatlayın, patlayın" diyen?
Ötekisi ne diyor?
"Bu beyan kutuplaşmadır?"
***
İyi de…
Algı üretmek..
İdeolojileşmek..
Sen, ben demek..
Ne anlama geliyor; der misiniz?
Neyse!
Çatlayan çatlar..
Patlayan patlar..
Söyleyen söyler..
***
"BAKİRELİK" UCUZ MU?
Troller..
İnfazcılar…
Kelle avcıları..
Hedef troykaları…
Yine sahnede..
Kurban bu kez; Zerrin Özer!
Neymiş?
Özer demiş ki...
"Kız çocukları evlenirken bakire olmalı..."
Üç gündür "Vay sen misin?" denilerek; "tefe" konulmuş..
Sosyal medya..
Köşe işgalcileri..
Aşağılık bir dille; saldırıyorlar..
Sanırım en çok onlara batan sözcükde şudur!
"Türkiye'de kendimi son dörece özgür hissediyorum"…
Bu laf batmış..
Ama fena batmış olacak ki..
"Tehditler" savuruyorlar..
***
Ey Zerrin..
"Tehlikeli sularda yüzüyorsun."
"Ahlaksızlığın en çukur hali.."
Dibin dibi…
Zibidinin teki sorgulayarak, ne diyor?
Diyor ki..
"Zerrin.. 29 yaşında evlendin..
O ana kadar bekire miydin?
Hiç ilişkin olmadı mı?"
Ebe yuh yani!
Eee..
Türkiye'nin en derin yarası da; işte bu "ahlaksızlık" çukuru değil mi?
Maalesef...
Her kulvarda vakıa!
Eee…
"Bakirelik" bu kadar ucuz mu?
***
TOSUNCUĞUN BABASI!
İnek diyoruz..
Tosuncuk diyoruz..
Süt diyoruz..
Çiftlik diyoruz..
Saadet zinciriyle; "banka" kuruyoruz!
Bir de "kimlik" kazandırıyoruz..
İşte; İslami..
İşte dini..
İşte suni deyip; taraf toplanıyor..
Vurgun da..
Milyonlar da..
Cuk "uçup" gidiyor..
İşte son günlerdeki patlak veren vakıa!
Üçüncü halka..
Tosuncuk..
Birlik..
Ve Sütçü..
***
Diyorum ki..
Peki nerde bunların "Öküz" babaları?
İşte, vaziyetin zıt dediği nokta burası!
Ama biz; kuyruğa" takılmışız...
Kimse; "baş öküzü" sormuyor...
İlk halka önemli…
2010'lara gidilmeli…
Diyarbakır'da; "kim, kimler" bu işin tohumunu attı..
Et Balık..
Müdür..
Avanesi..
Siyasiler..
Ve tilkilerin çakallarla "dansı" misali!
Diyorum ki; "öküzü bulun, öküzü!"
***
PARAMIZ OLSAYDI!
Evet..
"Paramız olsaydı, şampiyon olurduk."
Sözün sahibi..
Ekrem Senvar..
Erganispor Kulübü Başkanı…
4 yıldır; "parasızlıktan" şampiyonluğu kıl payı kaçırıyoruz..
Eğer ki…
"Para olsaydı, iki-üç transferle şampiyon olurduk..
Ama maalesef, imkanımız yok."
Senvar'ın şu sözü!
Aslında; futbolun..
Sporun..
Kent açısından..
Ahalisi yönünde; "bir tanım ve anlatım" noktasında ne kadar önemli olduğunu gösteriyor..
***
Diyor ki..
"Futbol kulübü şehrin temsilcisidir..
Futbol bir şehri,
Şehir bir külübü anlatır.."
Ergani..
Ki, il olmaya aday ilçemiz..
Nüfus bakımından..
Yerleşik düzen açısından..
İşte bu şirin ilçenin,
Zevatı...
Atanmışı...
Seçilmişi...
Görevlendirilmişi…
Ki kentin tüm ahalisi; ""futbol bir şehri, şehir bir külübü anlatır" sözünü, iyi okumalı...
Ona göre hamle yapmalı…
Diyeceksiniz ki!…
Diyarbakır'ın hal-i vaziyeti; bunan daha mı iyi?
Ne yazık ki?