RAMAZAN-I ŞERİF'E ÖZEL!

..Ve geldi..

Hoş geldi.. Sefalar getirdi..

Ey Şehr-i Ramazan..

11 Ay'ın Sultanı..

Rahmetin..

Bareketin..

Ve mağfiretin kutsiyetine sahip; mübarek ay!

Yarın; niyet ediyoruz..

Diğer gün; "oruçluyuz!.."

Şimdiden..

Siz okurlarımın, "Ramazan-ı Şerifleri" mübarek olsun..

Hayırlara..

Huzura..

Mutluluğa..

Sağlığa…

Kardeşliğe..

Hoşgörüye vesile olması dileğiyle!..

***

Diyarbakır Söz olarak..

Bu yıl da Ramazan-ı Şerif için; "özel bir sayfa" hazırladık..

Ramazan boyunca..

Tam sayfa..

Dopdolu bilgilerin yer alacağı bir hazine gibi..

İslami tüm bilgiler; yer alacak..

Ayetler.

Hadisler..

Fıkıh..

Yorumlar..

Haber ve görsellikleriyle; doyumsuz keyif verecek..

***

Bu arada..

Sizlerden de destek bekliyoruz..

Sorularınızla..

Görüşlerinizle..

Yayınlamasını istediklerinizle!

Özetle...

Hep birlikte; bir "Ramazan-ı Şerif" geçirmenin gayretinde bulunacağız...

***

AF MI, KİM DEDİ?

Bahçeli...

"Kısmi af" çağrısında bulundu..

Ne diyor?

PKK..

FETÖ..

Cinsel tacizci-tecavüzcü "hariç", diğerleri..

Ki onlara da "kader" mahkûmu diyor...

Af'ları; "değerlendirilemez mi?"

Doğrusu!

Bahçeli'nin bu çıkışı; "yine bir pas" diyecektim ki!

Seçim "rüşveti" diye.

Ama laf çifte atışla "ağzıma" tıkandı..

Çünkü niyet halis değil…

Şöyle ki…

Kamuoyunda, bir tartışma var...

Konuşuluyor..

Ki, muhalif "Cumhurbaşkanı" adaylarınca da dile getiriliyor..

İşte, İnce..

İşte Temel..

İşte Meral..

Ne diyor; Demirtaş cezaevinde iken; "seçim adil" olamaz!

"Serbest" bırakılmalı..

Sosyal medya..

HDP cephesi..

Ki İzmir'de "tutuklu ailelerinin" çağrısını içeren "af" istiyoruz toplantısı!

Yani ciddi bir "af" beklentisi hasıl idi...

İşte, Bahçeli bu çıkışla…

Kim ne der bilmem?

Ama gaye; Demirtaş'ın olası durumuyla ilgili bir hamleyi "ekarte" etmek!

Eğer ki..

Böyle bir durum hasıl olacaksa; "af genel" olsun..

Peki, şart mı; genel af..

Evet..

AK Parti'nin 16 yıllık iktidarı döneminde; "bu yapılmadı?"

Gelirsek, hükümet cephesine..

İlk çıkış Başbakan'dan geldi..

Yıldırım; "gündemimizde af yok" dedi.

Sonra!

Gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çevrildi..

Reis "duruma ne diyor?" diye!

Ve önceki gece geç saatlerde, "cevap" geldi..

Ki, Erdoğan "Danıştay'ın kuruluş" yıl dönümü yemeğinden sonra beyan etti..

Yani "Yargının" tepe isimleriyle buluşmadan sonra..

Dedi ki..

"Talep.. Bahçelinin kendisine ait bir talep..

Şu anda..

Hükümetimizle böyle bir düşüncemiz kesinlikle yok.."

Sonuç derseniz!

Seçim öncesi; "bir af yok.?!"

Ama!

Seçim sonrası; "mevzuu" çok ama çok "derinden derine" tartışma konusu olacak…

Çünkü; "zorunlu" bir hal!

***

OSB'DE SEÇİM!

Öyle ya!

Diyarbakır'a özgü olarak konuşursak!

Uzun bir zaman dilimidir; "gözler" OSB'ye odaklıydı..

Organize Sanayi Bölgesi!

Nedeni..

Burada da "yönetime dair bir seçim" çalışması vardı..

Ticaret Borsası..

Ticaret ve Sanayi Odası..

Esnaf ve Sanatlarlar Odaları Bİrliği..

Ki bu üç büyük "Sivil örgütlü kurumdan" sonra bir de OSB'nin seçimi…

Tabi; burada da bir farklılık söz konusu..

O da!

Abdulkadir Karavil..

Mevcut, Mütteşebis Heyetinin Başkanvekili!

Çifte seçim; geçirdi...

Bir süre önce, Ticaret ve Sanayi Odası seçimine girmişti..

Ancak bu seçimi; kaybetmişti..

Ki 16 meslek grubundan bir tekini dahi kazanamadan..

Rakip; 16-0'ya sıfır  kazanmıştı..

Bu sonuç; "tarihi" bir hezimet olarak kabul edilmişti…

Salt kendisine dair değil...

Çünkü, dört liste vardı..

İşte bu vaziyetin ikmaliyle; OSB'de ne olabilir" sorusu hakimdi..

Karavil kazanır mı?

Kaybeder mi?

225 üyenin OSB'deki seçimi; önceki gün yapıldı..

Sonuç..

Karavil bu seçimi de; "kaybetti!"

Rakip, Aziz Odabaşı..

Kazanan o oldu..

Oy oranına bakıyorum!

Odabaşı 110...

Karavil, 98...

Oy farkı pek yok..

Yakın...

Siyasal düşünceyle duruma bakıldığında!

Odalarda; "sol düşünce" hakim!

Tabi "sol'u" hangi tarafa çekerseniz; o sizin fikriyatınız..

Sağ'ın solu mu?

Solun, solu mu?

Şunu derim..

İktidar Diyarbakır'daki oda seçimlerinde "fena" şekilde kayıpları oynuyor..

Ders çıkarılır mı?

İşte onu bilemem..

Eğer ki vaki olsaydı; "durum böyle" zincirleme olmazdı?

***

 

Ne diyorlardı?

HDP ve Hüda-Par ittifak kursun...

Geçmişe "sünger" çekilsin...

Acılar..

Kan hasımlığı "son" bulsun...

Yeter artık...

Ede bese…

Barışa...

Kardeşliğe...

Birlikte "yaşayabilme", salihliğine varılsın..

Biji Aşiti!

Peki, oldu mu?

Yok..

Niye, çünkü HDP tavanla-taban bir değil..

Ne diyor; Altan Tan!

Tavan; "Türk soluna" endeksli!

Eee..

Türk solu "ister mi" Kürtlerin barış halini...

Hele ki, "Marksist-Leninist" yapı…

Ne mümkün!

Hüda-Par ne diyor?

Biz istiyorduk..

Ama; Türk solu engel oldu..

İşte, Genel Başkan yardımcısı Hüseyin Yılmaz!

"Türk sol'u karşı çıktı?"

Ne yazık ki!

Kürtler..

Özellikle, "Batı illerindeki" Kürtler..

Bir kez daha; "aldatılma" moduna girdi diyebilirim!

Neymiş?

İnce..

İnce'den, inceye "bizden" yanaymış..

Demirtaş'ı ziyaret etmiş..

Hakkari'de konuşmuş..

Diyor ki; "biri cezaevinde, biri seçim mitinglerinde olmaz" demiş!

İyi hoş da...

Yeni mi "Kürtler" hatırlandı?

Yeni mi "Kürtler" Sol'un derdi oldu?

Maalesef!

Şöyle Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne..

Ki tarihe düşen notlara bir bakın…

Kürtler…

Hangi iktidarlar döneminde; "inkar ve asimilasyona" uğradı?

Şiddeti..

Terörü..

Kan ve gözyaşını; "kimler" reva gördü?

17 bin faili meçhul...

Binlerce köyün boşaltılması..

Evinden-barkından edilenler..

Azıcık geçmişi idrak etmek şart!

MUHALEFET ALTERNATİF Mİ?

Mevcut hal!

Hiç değil..

Olsa idi "aha ben iktidar alternatifiyim" derdi..

Vaatlerde bulunurdu..

Bir dizi proje..

Bir dizi yapılması gerekenler..

Bir dizi, sosyal, siyasal, ekonomik..

Bir dizi insani noktada; "bizim gayemiz" bu denilirdi..

Ama yok!

Ne plan..

Ne proje..

Velhasıl kelam; "alternatiflik yok"…

Ne var?

Erdoğan "karşıtlığı" söylem var..

Ötesi yok..

Eee..

Ahali buna kanar mı?

9 seçimdir; kandığı yok..

Şimdi mi; kanacak!