REİSİ ANLAYABİLMEK!

Zor değil…

Hekim.. Hakim.. Filozof.. Ya da Psikolog… Bilimci olmaya gerek yok…

Yeter ki; "salih" bir kalp olsun..

Çıplak bir göz.. Temiz bir zihin.. İdeolojik olmayan bir felsefeye kamil olabilmek; yeter!..

İşte bu noktadan baktığınızda; her şey net görülür..

Ama bakılmazsa; tersi gözükür..

Erdoğan'ı kim sevmez?…

Ya da kim hasım?..

Objektifi geniş tutarak bakalım..

Sevmeyen/ler kim?

Emperyalistler… Siyonistler.. Haçlı..

Ve İslam düşmanları..

Küçük adamlar.. Muhterisler… Tenyalar..

Çift kimlikli, müzmin; sol seküler..

Putperestler… Tapınak sahipleri…

***                               

Kendini mehdi sananlar..

Onların vaftiz ettikleri; uşaklar..

Beyinleri.. Fikirleri.. Karakterleri; "para ve ranta" kurgulanmışlar..

Makam.. Mevki.. İhtirasına kapılıp; "istediğini" alamayan, sürüngenler!..

Şiddeti.. Terörü... Silahı..

Yakıp, yıkmayı "bir hak" sayan..

İllegal oluşumu.. Legal oluşumun üstünde görüp, peşinde koşanlar…

Türkiye'yi "muz" cumhuriyeti..

Cumhuriyeti de, "despot" gören, zihniyetler…

Demokrasiyi.. İnsan haklarını..

Hak.. Hukuk.. Ve adaleti; "kendi libasına" göre, dikişleyen…

Ülkeyi.. Milleti… Devleti; "ırkçılık" kisvesinde tutup, kutsallık kazandıranlar!..

Ucuz aklın.. Uçuk fikrin.. Hislerin..

Hırsların.. Zihin bunalımına sürüklenen; üfürükçüler..

Kerameti kendinde bulan… İhaleleri.. Rüşveti..

Hırsızlığı.. Soygunu kendine "helal" gören, sülükler!…

***

İşte bunlar…

Hem de ağababaları.. Ki alt basamaktakiler de; Erdoğan'ı sevmezler!…

Sevmek ne?..  Nefret ederler..

Hasım görürler.. Onu alaşağı etmek, yok etmek..

Hatta vahşice öldürmek için dahi; "ellerinden geleni" ardlarına bırakmazlar..

Gözler.. Yürekler.. Kalpler öylesine; "kararmış ki?"..

O sevgisiz..

Nefret ruhları, "Ülke mi yandı, devlet mi işgal edildi" önem arz etmez..

Yeter ki; "Erdoğan" gitsin!.. Gerisi "tufan" olsa da, razıyız diyenlerdir!…

Salt "körelen" benlikleriyle değil; hasım halleri…

Onların geçtiği; rahle-i tedrisleridir.. İç ve dış yapılardır..

***

Peki!..  Biz niye seviyoruz?...

Bunlar sevmiyor diye değil…

Aksine…

Biz onu; "İslam" kimliğine sahip çıktığı için..

Dinine… İnancına.. Kur'an-ı Kerimine.. Peygamberine..

Ve milletine.. Ülkesinin birlik ve bütünlüğüne inanarak; "ümmet" olabilmeyi dava edinmiş olduğu için!..

Dik durduğu.. Eğilmediği.. Hakikatlere "gözü" kapatmadığı için..

16 yıllık iktidarındaki samimiyet!…

Dün ne idiyse.. Bugün aynı fikriyatın davetkarı olması için!..

Yürekli.. Cesur.. Tavizsiz.. Azimli.. Dik duruşlu..

Riyakarsız bir karaktere sahip olduğu için.. Mazlumun yanında şefkatli…

Zalimin yanında azametli olduğu için…

Türkiye'yi.. Yekun vaziyette, izzetle, şerefle, gıpta ile..

Maddi.. Manevi.. Ve siyasi değerlerin üstünlüğüyle; Dünya'ya tanıttığı için!…

Arakan'a.. Afganistan'a.. Irak'a.. Suriye'ye.. Afrika'ya..

Somali'ye, İslam ve Müslüman olmanın şefaatiyle elini uzattığı için!…

***

Etnik kimliklerin.. Irkların.. Renklerin..

Bir üstünlük, sınıfsallık noktasında görmeyen!..

Eşit.. Ve hepsinin tek çatısı; "ümmet" olabilmenin…

Herşeyi; "zenginliklerle" inşa edeceğine inandığı için…

İşte bu perspektifte.. Bu düşünceyle; Erdoğan'ı seviyoruz..

Sahipleniyoruz.. Bir ilke, liyakat ve ehillik nokta-i nazarında; "birlikteyiz" diyoruz!..

Karşımızdaki zat!.. Cumhurbaşkanımız Erdoğan..

Pek tabi ki… "Babamızın oğlu değil.. Akraba da değiliz..

Dünyevi hiçbir ilişkimiz de yok..

Ne benim.. Ne de kuruluşumuzun!… Olamaz da!..

Hadsiz de değiliz… "Hatasız kul olmaz" diyebilecek de değiliz..

Ki ne mümkün?…

***

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) dışında!..

Hiç bir kul.. Nefes alan hiçbir varlık "hatasız" değil..

Ki hatasız kul yoktur..  Masum da değil…

Erdoğan'ın hataları yok değil var…

Eksiklikleri.. Yanlışlıkları.. Dünyevi beklentileri; elbetteki olandır…

Ama bizdeki sevgi.. Sahiplenme.. Ana strateji; "hatalar" değil, davadaki "maksattır..!"

***

Türkiye gibi bir ülkeyi idare etmek!…

Dünyanın göz diktiği... Yedi düvelin diş bilediği…

Kendi içindeki devşirmelerin, haşhaşilerin 'devlet idaresini' ele geçirmeye çalıştığı bir dönemde..

Muhtıraların.. Darbe organizasyonlarının.. Ki 15 Temmuz gibi bir darbenin yaşandığı..

Afrin'de.. Rakka'da yürütülen operasyonlar vaki iken!..

İçteki operasyonlar.. Yürütülen soruşturma ve açılan davaların, yoğunluğu noktasında!..

Elbette ki; "idarede" hata etmemesi..

Edilmemesi.. Yapılıyor denilmemesi akla mugayir olur..

Ne diyoruz önemli olan hatalardaki; maksat!..

Eğer ki..

Hatalı olduğu anlaşılan fiillerin kasıt ve ihanet içerip, içermemesidir..

Velhasıl..

İnsan fanidir.. Sizler de.. Bizler de.. Ki Erdogan da bir fanidir..

Üstadın bir ifadesi var.. Der ki; faniden utanmıyorsanız bari Baki olanı düşünün!…

***

Velhasılı kelam!… Olağanüstü bir dönemde..

Süreçte.. Yaşanılan havanın solunduğu bir evrede..

Reis'i… Kadim şehir olarak, bugün ağırlıyoruz..

Ziyaret.. Ve bu ziyarette ortaya çıkacak görüntü; önemli!..

Kongrenin yapılacağı salon..

Çevresi.. Geçiş güzergahları… Diyorum ki, insan seli oluşmalı..

Sahiplenme adına.. Bugün sadece bir parti kongresi için..

Ya da il başkanlığı seçimi için; gelin biri olarak görmeyelim..!

***

Bugünü; "Din bahsi" günü olarak görelim..

Birliğin.. Dirliğin.. Beraberliğin.. Bütünlüğün; "yekvücut" olabilmenin bir buluşması olarak..

Meseleye siyasi bakmayalım.. Seçim günü herkes istediği partiye oy verebilir..

O onun, kişisel tercihidir..

Ama..  Bugün Erdoğan'ın Diyarbakır'a yapacağı miting..

Oluşacak mahşeri kalabalık..

Buradan verilecek görüntü ve çıkacak mesaj..

Ülkemizi.. Devletimizi.. Milletimizi… Sevmeyen, saymayan; ABD'ye, AB'ye..

İllegal oluşumlara.. Haşhaşilere.. Tarihi bir "cevap" olacaktır..

***

İşte bu duygu seli içerisinde!…

Terörün.. Şiddetin.. En acı ve vahimliğini yaşayan kentin bireyi olarak!…

Samimiyetle;

Cumhur'a, Kadim kente,

Diyarbekir'e,

Diyarbakır'a,

Amed'e hoş geldiniz diyorum; Reis..

Dileğimiz.. Temennimiz.. Beklentimiz; "susamış olan kardeşliğimizi" pekiştiren..

Umut veren..

Yeniden; barışın elçisi olma adına; "Zeytin dalı'na" kucak açıp, el uzatmanız!...

Evet…

Şehrimize hoş geldiniz Sayın Cumhurbaşkanımız..