SAĞLIKÇILAR;" SAĞLIK ÇOK SAĞLIKSIZ!…"
Ne iş ya!...
Sağlık-Sen "istişare" zirvesi yapıyor…
AK Parti Milletvekilleri orda..
Galip Ensarioğlu..
Ebubekir Bal var..
İl Başkanı Serdar Budak var..
Sağlık-Sen Başkanı..
Diyarbakır..
Çevre il ve ilçelerdeki sağlık temsilcileri..
Yani; "kimi derseniz", tüm sağlıkçılar orda...
Hekimi..
Hemşiresi..
Hasta bakıcısı..
Temizlikçi..
Ama bir tek kişi yok..
O da; Diyarbakır İl Sağlık Müdürü Dr. Sait Avar..
Der demez!
İnsan sorguluyor; "Ne iş ya?" diye...
Aynen de öyle…
***
Dikkat ediyorum!
Kürsüye gelenlere bakıyor ve ağzlarından çıkan ilk sözcükler….
Kim konuştuysa..
Kim söz aldıysa..
Kim, "bir konuyu" mevzuuu ettiyse!
Bilaistisna…
Herkes benim klişeleşmiş ifademle; "konuşmasını" noktalıyor..
Diyarbakır'da Sağlık; "Sağlıksız işliyor!"
Ne yazık ki...
***
Şimdi..
İl Sağlık Müdürü Avar..
Bu kadar önemli..
Bu kadar kapsamlı..
Bu kadar protokolü yüksek..
Ki AK Parti koordinasyonunda; "gerçekleşen" toplantıya "neden arz-ı endam" etmemiş!
"Sağlık istişare" toplantısına neden katılmamış?
Vaziyetin ikmali; bilinçli..
Ama şu soru vücuda geliyor...
Kim kimi sayıyor?
Kim kimi takmıyor?
"Kim kimi; etkili ve yetkili görmüyor?" sorusu yanıt arıyor…
***
Sahi..
Avar için ne diyorlardı..
"FETÖ'cü.."
Hatta polise ifade vermiş..
Tabi; dava açılıp-açılmadığı meçhul..
Bir çalışanın ifadesi üzerine; sorgulanmış..
Tabi; 10 suç dosyası var..
Darp..
Hırsızlık..
Görevi kötüye kullanma…!
Ne gariptir ki..
Bu kadar; "kabarık dosya" var iken; nasıl atamasına izin verildi..
Uygunluk veren kim?
***
Yine..
Ne gariptir ki!
Suç dosyaları..
Kabarık sicil hali…
Yani mevcut durum "İl Sağlık Müdürü" olduğu dönemde gündeme geldi..
Öncesi bilinmiyordu?
Yoksa biliniyordu da; "birilerinin işine mi" geliyordu?
Ne diyelim?
Burası, Türkiye!
Ensesi ve siyasi gücü vaki ise; kim tutar seni?
Sabıkalı olsan bile...
En baba FETÖ'cü kesilsen bile; "kim takar?"
***
Sonuç itibariyle..
Sağlık, Diyarbakır'da çok ama çok "sağlıksız" işliyor…
Hele ki son dönemde...
Kutuplaşma...
Kamplaşma...
Siyasi "çekişme", vahim derecede "Sağlık camiasını" kesiyor..
Durum; neşterlik!…
Velhasıl kelam…
Sağlık "tez elden" tepeden, tıranağa revize edilmeli..
Yoksa, oluşacak çöküş; "bir daha inşa edilemez!"
Baksanıza; "herkes birbirini" fena kesiyor…
***
Neyse!
İstişarede çıkan bir sevindirici haber var..
O da…
Milletvekili Ensaroğlu'nun beyanından geldi…
Diyarbakır'a "Şehir hastanesi" yapılacak..
İhale aşamasına geldi..
Proje tamam..
Yani; birilerinin engellemesine rağmen..
Akla ziyan; "İhtiyaç yok" raporu düzenlenmesine rağmen; "inşa" edilecek?
***
MAĞDUR OLAN KİM?
İş-Kur ve Eğitim-Bir Sen çekişmeli..
Malum...
İş-Kur müfettişleri rapor hazırlamış..
İlçe Millieğitim Müdürlüklerine ilişkin..
Nedeni..
İlçe Müdürlükleri projeye uymamış..
İşçileri çalıştırmamış.
"Salla başını al maaşını" yapmışlar..
Gözardı edilmiş..
Bankamatik personeli olmaya idare müsamaha göstermiş…
***
İşte bu raporlar üzerine..
Diyarbakır merkez..
Ve taşra ilçelerinin bir bölümüne; "proje kapsamında" ceza kesilmiş..
İş-Kur "verdiği" elemanların işine son vermiş..
Yerine de; "kimseyi" vermemiş..
Bazı İlçe Müdürlüklerine de projeden, iki yıl süreyle "yasak" getirmiş..
Vaziyetin ikmaliyle!
Şimdi..
İş-Kur buralara "TÇP" kapsamındaki personellerini geri çekti..
Yani..
Hademe yok..
Temizlik elemanı yok..
Güvenlik-bekçi elemanı yok..
Hal böyle olunca..
Bu ilçelerdeki okullarda; "temizlik, güvenlik, hademesizlik" büyük sıktıntıya neden oldu?
Okul idareleri..
Tabiri caizse; "ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar?"
***
Ne bütçe var..
Ne de, öğrenci ailelerinden "para alabilecek" güç-yetki?
Ne de, alternatif bir durum…
Bu noktada; bir tepki var..
"Yaşla kuru birlikte mi yakılıyor" diye?
İşte; İş-Kur ile Eğitim Bir Sen temsilcileri arasındaki "polemiğin, söz düelosunun" nedeni bu?
Ama birileri..
Ne yazık ki işi; "FETÖ taktiğiyle, belden aşağı" vurmaya taşıdı..
Yazık.
Neyse!
İl Milli Eğitim Müdürü..
İl Vali Yardımcısı..
İl Valisi..
Ve Milli Eğitim Bakanlığı..
Tabi ki, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; "meseleye" çözüm getirmeli..
Kamu aksaklığını gidermeli..
Çünkü, vaziyet her halükarda "öğrencilerimizi" olumsuz etkiliyor..
Cezalandırılan; "idare" ise de..
Cezayı çeken..
Mahkûmiyet alan tek kesim var; o da "öğrencilerimizdir!"
***
KEMAL BEY SAHNEDE YOK?
Pardon!
Şu an için; "sahnede yok" demiyorum..
Seçimlerde yok..
Yani, Erdoğan'a rakip değil..
Cumhurbaşkanlığı için aday "değil!
Kesin kes söylüyorum...
Niye derseniz...
Baksanıza Özgür Özel "eşkal" vererek ne diyor?
Bizim adayımız…
Hiçbir CHP'linin "itiraz etmeyeceği" biri!
Özel bunu diyor..
Eşkal, Kemal Kılıçdaroğlu'na uymuyor..
Şöyle ki..
Daha geçen ay; delegelerin yüzde 30'undan "veto" yedi..
Yani, "partide" itirazlı!
Eee..
Kemal Bey'in "Erdoğan" alternatifi olma rakipliğinde; "cesaret" mahrumiyeti vaki...
Yani; "CHP" çatı adayıyla kendini idame edecek...
Diyeceğim o ki…
Bundan sonra kimse; "Başkan Kemal" demesin!