SEÇİMİN KODLARI…

BİR… 24 Haziran seçiminin galibi; Erdoğan'dır…

Ve onu yüzde 52.6'ya çıkaran "cumhur ittifakıdır…"

7 Haziran..

1 Kasım..

Ve 16 Nisan'daki "referandum" sonuçlarıyla; "sorgulama" başlatmıştır..

"Lider" varlığı…

"Lider varsa" parti vardır..

Lider yoksa "parti de" yoktur..

Ama "lideri" doğuran da "parti" gerçeğidir..

Yani Erdoğan "liderlik" vasfını bir kez daha "perçinlemiştir!"

 

İKİ… AK Parti.. 1 Kasım'a göre "kan kaybı" yüzde 7…

Ki 1 Kasım'da yüzde 49,5 civarında bir oy oranı almıştı…

Bu seçimde; yüzde 42.5…

Düşüş kriterleri; "farklı mülahazalar" üretilebilir..

Nedenler açısından..

Ancak ana koşul; "Lidersiz" olunamıyor…

Ve Bakanların, Milletvekillerinin, Teşkilatların menfaat odaklı" siyasete odaklanmaları…

Son seçimdeki "aday" belirlemeleri…

 

ÜÇ.. Erdoğan kadar bu seçimin diğer bir kazanan ve galibi; "MHP'dir, Bahçelidir."

Tahminleri.

Beklentileri.

Hele ki, "kül bırakmaz" anketlerin hilafına rağmen "duruşunu" korudu…

Ki 1 Kasım seçimlerindeki "oy potansiyelini" elde tuttu.

Ne deniliyordu; "MHP" baraj altı.

Görüldü ki; "hiçte öyle" değil.

Yüzde 0,4’lük bir kayıp vaki ise de; "kazanan" tek taraftır.

DÖRT… Seçimin bir başka kazananı da; Meral Akşener'dir…

İyi parti'dir…

Her ne kadar; "algı üreten", pohpohlanan, bir halet-i ruhiyat yaratıldıysa da.

Yüzde 17'ler gibi bir "sonuç" ifade edildiyse de.

Barajı aşan parti olması…

Yüzde 10,3 oranında aldığı oy; "büyük bir başarıdır…"

Evet, Türk Siyaset arenasına; yeni bir" parti kazandırılmıştır…

Her ne kadar "kadrolar" eski ise de…

BEŞ… İyi Parti'nin "kazanımı" doğal olarak, şu beklentiyi ikmale getirirdi…

Kaybeden; MHP olurdu…

Ama görünen o ki; "hiç de" öyle olmadı…

Bilakis, MHP'den İyi Parti'ye bir kayma; yok…

CHP'den ve AK Parti'den, "geçiş" olduğu gözleniyor…

Şöyle de diyebiliriz…

FETÖ…

ÇETÖ…

Gibi örgütlerin Erdoğan'a karşı "husumetlerinin" merkez noktası; "İyi Parti" görüldü…

Oylar buraya kaydı…

ALTI… Bu seçimin diğer bir kazananı var; o da Muharrem İnce…

Kaybeden ise, CHP'dir…

Tabi ki Kemal Kılıçdaroğlu'dur…

İnce belki ilk etapta "çatı aday" diye, görülebilir..

Ki ikinci tur'daki hesap buydu..

Ama aldığı yüzde 30'ün üzerindeki oy..

Partisinin uğradığı kan kaybı, aradaki farkın yüzde 8'lerde olması…

O'nu CHP'nin "olmazsa olmaz" lideri pozisyonuna taşıdı..

Seçim sonrası, CHP'de en çok konuşulacak konu; "Kongre" olacağı gibi..

Kılıçdaroğlu açısından da; "siyasetin" bitiş noktası..

Yeter artık; "yenilmekten" yorulmadın mı?

Daha kaç, "seçim" kaybedeceksin…

Şu tez çürüdü; "yenile yenile kazanabilirsin!"

YEDİ… Saadet Partisi…

"Proje" mayası, tutmadı.. Ne "milli görüş" kimliğine bürünme hali..

Ne de "muhafazakâr" kesimden "oy devşirme!"

Hele ki, AK Parti'den "oy" kaydırma stratejisi; "tutmadı!"

Emir-komuta, cihangir "hattında" kaldı…

Kendisini hadım eden; 28 Şubat'çılara sarıldı..

Özünü unuttu, güne evirilince "yaya kaldı!"..

Artık Türk siyasetinde, "saadet" yok…

Hani bir söz var, "eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı.."

Nerdeeee?

 

SEKİZ…HDP'nin konumu..

Genel kanı şuydu; "şiddeti" benimseyen..

Hendek-barikat terörü..

Kandil'e.. YPG'ye "sırt" verme gibi haller…

Sandıkta; "baraj" altı fatura olarak, kesileceği beklentisi var idi…

Ama boşa çıktı..

Tabi Doğu ve Güneydoğu'daki "oy potansiyelleri", düşüş gösterse de!

HDP'yi "baraj" üstüne çıkaran; CHP'nin "aile içi" hesap yapan, kesimi oldu..

Elit CHP'liler..

Ne diyorlardı.. Her evden HDP'ye bir oy..!'

Nitekim CHP'deki oy düşüşü, HDP'ye giden "oyların" göstergesidir…

DOKUZ… HDP'ye CHP'den gelen "omuz verme halinin" dışında, bir kesim daha var..

O da; "Başkanlık" sisteminde…

Yeni Parlamento'da…

HDP'nin "kendi özgür iradesine" kavuşması..

PKK/YPG'ye "boyun" eğici konumdan çıkıp, "siyasi faaliyetine" dönmesidir..

Özü itibariyle; HDP'ye "Kürtler" özellikle "sarı kart" göstermiştir..

İşte, 1 Kasım ve 24 Haziran…

Güneydoğu'daki 12 İlde kayıp var..

Diyarbakır dâhil…

Yüzde; 72.8 iken bugün, yüzde 66.71'e düştü..

Yoksa, Demirtaş'ın aldığı yüzdelikle, kalırdı..

Vaziyet yeni bir kredi açılımıdır…

ON…Kürtler.. Doğu ve Güneydoğu'daki seçmen..

Ki büyükşehirlerdekiler dahil olmak üzere..

Bu seçimde; 2002'den buyana olduğu gibi…

Yine; Erdoğan'ı sahiplendi…

Birileri, "terörle mücadeleden" dolayı..

Birileri, "milliyetçilik" körüklemesi…

Birileri Erdoğan "Kürtlere" sırtını döndü…

Gibi argümanları kullanarak, Erdoğan'a "tarihi bir hezimet" yaşatacağına dair fikriyatlar..

Tahminler…

Vaziyeti algı üzerine "körükleme" aktiviteleri, fos çıktı..

Boşa, düştü..

Diyarbakır dâhil olmak üzere, Kürtler AK Parti'den daha çok Erdoğan'ı sahiplendi…

Küsmedi; bilakis 16 Nisan'daki gibi "Kürtlerden bir kez daha Erdoğan'a kredi" VERİLDİ…

İşte açık çek..

Karşılığı artık olmalı..

 

 

ONBİR… Şunu da, göz ardı etmememiz gerekir..

Eğer ki, AK Parti'de "küskünler" oluşmasaydı..

Teşkilatlar..

Adaylar..

Yani bir uyum, içerisinde "stratejik" konseptle, sahada olunsaydı…

Kayyum ve bürokratların; "hizmet" ve halkla diyalogta bir entegre oluşturabilseydi…

Malum, bölge halkına "dünyaları" verseniz, "ama hal hatırını" sormaz iseniz; nezdinde "hiçbir kiymet-i harbiyeniz" yoktur..

İşte bu noktada; "arıza-i durum" yüksek idi..

Bunun da ivedilikte sorgulanması gerekir..

 

ONİKİ.. Sonuç itibariyle.. Millet tıpkı, 1 Kasım gibi.. 24 Haziran'ı şu tez üzerinde; kabul etti.

"Güven ve istikrar istiyoruz..

Onu da sağlayacak; lider Erdoğan'dır.."

Yani, "lider" tercihli..

Ki "inşa edeni istiyoruz, yıkanı değil!"

Evet, seçmen bilinçlenmiştir..

Artık, koyun sürüsü misali; "sorgusuz-sualsiz" peşin sıra gitmiyor..

Düşünüyor..

Ders-i ibret noktasında; "tartarak" derecelendirme yapıyor..

OKUYAN ANIRACAK MI?

Ne demişti, Yaşar Okuyan…

MHP barajı geçerse Tandoğan meydanında "anırırım!"

Bu açıklaması olay olmuştu..

Seçim yapıldı..

Gözler..

Hele ki sosyal medya, ona odaklanmıştı…

Açıklama yaptı..

"MHP ve Bahçeli'den özür" diledi…

Ama "anırma" bahsi hala askıda…

Anıracak mı?

Öyle ya; "takipçileri" bekliyor?