SİYASETİN ÇIKMAZLARI…!

Aslında iki kelimelik bir özete sahip… O da şu..

BİR…. "Vefasızlık…!" İKİ… "Nankörlük…!"

İki kavrama da, hayatın her alanında, vakıfız…  Mutaliyiz!..

Ancak siyasetin yaşam kulvarında; çok şey söyletiyor..

Çok şey öğretiyor.. Pek tabi ki, çok şeye de, "yol göstericidir..!"

Tabi ki kavrayabilen için!… Etmeyen için de, söylenecek söz yok!..

Derler ya; kendi düşen ağlamaz!...

 

***

 

İki kelimenin temelindeki "hayat" gerçekte şudur..

Düşüş.. Kayıp… Keyfiyet.. Zafiyet…

Kişilik bozukluğu..  Karakter erozyonu da, diyebiliriz…

Dahası, saygının, sevginin, muhabbetin, kaybıdır!..

İnkarıdır..

Yiğitliğin, dürüstlüğün, mertliğin yok edilişidir..

Yekunuyla; "insan" vasfından çıkarılmasıdır…

Daha açık ifadeyle "insani" duygudan arındırılmasıdır…

Vahşileşmektir!...

 

***

 

Kişi için.. Kişiler için; "ama-kör" bir durumdur!…

Makam.. Mevki.. Koltuk..

Para… Pul.. Şöhret!.. Zenginlik...

Bütünleşen bir ihtirasa evrimleşmenin girdabıdır!…

Ve; "hep ben" diktası işler…

Söz sahibi olur.. Gözler çıkardan, menfaatten başka "görmez!!"

Katı bir vicdan, yetki alır..

Duygusuz bir ruh, ikmale gelir ki; "kimseyi tanımaz!"…

 

***

 

Doğrusu!.. Bu iki kavram, "iki kötü" kardeş gibidir..

Bulundukları yer..

Tahakküm ettikleri kulvarı "tar-u mar" ederler!..

Özellikle siyasi mecra vücut bulursa; "vahim bir yıkıcı" unsura dönüşür..

Et yiyen virüs gibi; "sürekli" çürütür..

Ve sonra o çürümüş eti yer, bitirir..

Ancak, iki kavramın tersi, durumu vaki olursa..

Bu kez ortaya "iki uyumlu" kardeş çıkar..

Ki kitaplarında; ne vefasızlık, ne nankörlük yazmaz!..

Zerre-i miskal, "hayat felsefelerinde" yer bulmaz…

 

***

 

Nitekim!…

Almadıkları için.. Görmedikleri için..

Tenezzül etmedikleri için..

Her daim; "başarı ve bütünleyici" olmuşlardır…

-"Ben demez, biz der.."

-Hep ben, hep benim olsun demez…

-Hep biz, hep birlikte olalım der…

-Yeni kazanımlar, yeni "yol arkadaşları" ister!…

 

***

 

REİS UYARMASINA RAĞMEN!…

Dikkat edilirse.. Cumhurbaşkanı Erdoğan da hep aynı, "hakikate" vurgu yapmakta..

Bu seyirde, bir felsefe gütmektedir...

İnanıyor..

Ve temel ilkelerini "bu kırmızı" çizgiler üzerine kurguluyor..

Onun içindir ki; "hep başarı" grafiğine sahiptir…

Ki siyasi yenilgiyi de hep kendisine "zühul" kabul eder…

Ancak ne var ki..

Kendisinden bir alt kattaki, "işleyiş…"

Yol arkadaşı diye, benimsediği...

Ya da yetkilendirdikleri kişiler..

İşte dava adamı, diye zihninde zuhur ettiği zevat..

Maalesef; "hiç de" böylesi bir fikriyatı icra etmiyorlar..

 

***

 

Ne vefa var.. Ne de, inanmışlık var…

Var olan, tersi durumdaki; vefasızlık ve nankörlük!..

İşte, AK Parti'nin Güneydoğu'da bir türlü "tabusunu" yıkamadığı "çıkmaz" bu..

Güneydoğu'daki "siyaseti" bu minvalde; çıkmazda bulunuyor…

Tekelleşmiş gibi!…

Vefasızlık da var..

Nankörlüğün de dibi var..

Çünkü, "hep ben bilirim, hep ben olmalıyım" gibi bir travmatik düşünce, zuhur etmektedir…

Ki artık isimlerini açıkça ifade ediyoruz..

Bölgenin "troykaları" diyoruz...

Bunlar yüzünden, her seçim döneminde, her siyasi koşuda "küskünler" ordusu oluşturulmaktadır…

Mantık; "küçük olsun benim olsun!…"

En vahimi ve "kalleşlik" duygusu da şudur ki..

"Ben yoksam… Benim dediğim değilse… O zaman hiç kimse olmasın..!"

 

***

 

Bu tahakküm!…

Parti kulvarında "yol yürümek" isteyenleri gerilemektedir..

Yeni isimler.. Yeni jenerasyon..

Yeni yüzlerin "katılım" serüveninde ne yazık ki bu "şahsiyetler" Berlin duvarı gibi, durmaktadırlar..

Oluşan algı, benimsenen kanı şu..

Biz ne yapsak, ne etsek boşuna..

Bu parti için can verdik.. Bedel ödedik.. Gecemizi-gündüzümüze kattık..  Dava adamıyız dedik..

Lakin bir tek "sözümüzü" dinletemedik.. Yenilenemedik!..

Hep bu troyka.. Hep bu hacı abi.. Hep bu troller "söz sahibi" kesildi..

Onların dediği oldu..

 

***

 

İşte son tablo!… Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır'da "çığlık" attı..

İsyan etti… 24 Haziran'daki seçimleri kast ederek şöyle dedi…

Tabi ki, geçmiş seçimleri de hatırlatarak..

İktidarımız döneminde, Diyarbakır'a 36.5 katrilyon yatırım yaptık..

Ama bunun karşılığını; "siyasi ve oy olarak" alamıyoruz..

Ben yüzde 27 alıyorum.. Parti yüzde 24 oy alıyor… Bu nasıl oluyor?..

Demek ki burada "bir maneviyat" eksikliği var..

Yeterince; "gönüllere dokunamıyoruz..!"

 

***

 

SAHADAKİ UYGULAMA TERSİ!…

Bu ifadeleri, bir çok kez burada analiz edip, aktardım..

Hatırlattık..

Ne hazindir ki, Diyarbakır'da söylenen, Ankara'da..

Hele ki, "sahadaki" uygulamada, zerresi işlemiyor..

Havanda su dövme misali!…

Erdoğan'ın değil.. Parti felsefesinin değil..

Tabanın sesini, seçmenin haykırışını dinleyen yok!..

Daha ötesi, yapılan anketler ve temayüllerin sonuçlarının aksine bir işleyiş var…

Ki zerre-i miskal kayda değer görülmeyerek!..

Hep bu "zümrenin", dedikleri hayat buluyor.. 

Yani ne yapılırsa yapılsın, Erdoğan bile Diyarbakır'a gelip "ben adayım" dese de, bunlar ne yapıp-edip "tersi" bir durum icra ederler…

İşte Güneydoğu'nun AK Parti cephesindeki "siyasi çıkmazı" bu!…

Vefasızlık ve nankörlük!...

 

***

 

Dile kolay..

Birlikte yürümeye kalkacaksın.. Fedakarlık göstereceksin..

Dava diyeceksin.. Terörün.. Şiddetin…

Mahalle baskılarının enva-i türlüsüne maruz kalacaksın…

Diyeceksin ki, "bu davaya "inanmışım!..

Bir şeyler paylaşacaksın…

Uzun bir zaman diliminde, tabiri caizse ömür tüketeceksin!…

Ama hep; "son dakika" manevralarıyla "öteleneceksin.."

Hor görüleceksin..  Üvey evlat muamelesi göreceksin…

"Siz de adamsınız.. Sizden cacık olmaz" deyip, tepeden inme politika icra edeceksin…

 

***

 

Tepki verene hop bir saniye diyene de; "sen bizim çocuğumuzsun.." diyeceksin..

Ve sineye çekmesini isteyeceksin..

Bir olur, iki olur, üç olur..

Sonra; patlak verir!?..

İşte; "patlamayı" yaşamamak için.. 27  Haziran ile 1 Kasım'ı hatırlatarak…

Hep birilerinin "değirmenine" su taşınmaması için!…

Diyorum ki..

Azıcık da olsa; "Vefa ve değer bilmeye" önem verin… Kadir-kıymet bilin…

Çok hassas bir süreçten gidiyoruz…

Büyükşehir'de yaşananları, "alt belediyelerin" belirlenmesinde bari yaşanmasın…

Belediye meclisi belirlemede yaşanmasın..

Neyse, bilmem daha kaç yazı oldu..

Daha ne diyelim?...