TAŞALTIN İSTİFA ETTİ!..
Kim bu; "Taşaltın..!"
Tabi ki, Harran Üniversitesi Rektörü…
Son günlerin; hedef adamı!…
Sallıyan sallıyana..
Prof. Dr. Ramazan Taşaltın…
Dün itibariyle..
Rektörlük görevinden "istifa" etti..
Peki, istifa nedeni..
Ya da, istifaya götüren süreç, neyin hikmeti idi!?…
Şöyle ki..
Taşaltın..
Katıldığı bir canlı yayın programında konuşmuş..
Demiş ki?…
Ki basına yansıyan "paragraf" şu..
"Erdoğan FETÖ ile mücadelede yalnızdı.
Şu anda başkanlık sistemine gittiğimiz dönemde çok daha yetkili durumda Cumhurbaşkanımız…
İslami olarak cumhurbaşkanına itaat etmek farzı ayın’dır.
Karşı gelmek de harpten kaçmak manasına gelir haramdır.
Biz itaat ediyoruz cumhurbaşkanımızdır...”
***
Vay sen misin diyen?!…
Solcular..
Sosyalistler..
Kemalistler..
Sekülerciler…
Öylesine bir; "saldırı" koduna geçtiler ki; maazallah..
Afaroz misali..
AK Parti'den de, "mevzuya" dalanlar oldu..
Ki ilk dalan Grup Başkanı Naci Bostancı idi…
Twitter attı…
Dedi ki..
"Rektörün cumhurbaşkanımızla ilgili sözlerinin, Cumhuriyetimizle, İslam’la, Cumhurbaşkanımızın siyasal anlayışıyla, Rektörlük makamında aranan akademik müktesebatla hiçbir ilgisi yoktur..
Vay maşallah!..
***
Ve Rektör Taşaltın istifa etti.
Ederken de iki satırlık konuştu..
Tabi bilahare; "konuşacağım" notunu düşürdü..
Dediği şu..
"Lakin gelinen noktada özel bir televizyon programında yaptığım şahsi konuşmalarım maalesef çarpıtılarak, kamuoyunda Sayın Cumhurbaşkanımızı yıpratmak üzere kullanılmaya kalkışılmıştır.
Bu nedenle üniversitemi ve Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratmamak için rektörlük görevimden ayrılıyorum.
Detaylı açıklamayı daha sonra yapacağım."
***
Tabi, bu beyanından iki gün önce şöyle demişti..
Programı kimse izlememiş..
Tümü izlense, görecekler.
Ana fikir nedir, ne demek istemişim bir çıkarsınlar. Bakalım kaç kişi bu manayı çıkartacak. Burada kasıt var, algı yönetimi var."
Ne gariptir ki!..
Taşaltın'ın bu istifasından sonra YÖK'ten bir açıklama…
Deniliyor ki…
Akademi camiamızdaki bütün değerli hocalarımızın ve bilhassa karar alma mevkilerinde bulunan sayın idarecilerimizin söz ve fiillerinin ölçülü, makul, ilmi çerçevede ve toplumun hassasiyetlerini gözetir şekilde olmasına azami dikkat göstermelerinin ehemmiyeti bir kez daha ortaya çıkmıştır."
***
Vay ki vay!..
Eee, boşuna söylenmiyor "… üşüşen çok olur diye.."
Doğrusu..
Taşaltın'ı tanımam, etmem..
Ki konuşmuşluğum da yok..
Vakıa sonrası, irdeledim…
Ve şu kanıya vardım…
Peki,,,
Nerde, Demokrasi..
Nerde, Özgürlük..
Nerde fikir ve düşünce hürriyeti..
Nerde, kişi bağımsızlığı..
Demek ki, hak getire…
***
Ekranlarda..
Köşelerde..
Konferanslarda..
Seminerlerde..
Erdoğan'a "verip-veriştiren" akademisyenler..
Proflar..
Doçentler…
Ki, Erdoğan'a karşı "harp başlatılmalı" diyen var iken!…
Ve hiçbir "kimse…" Yukarıda saydığım, "fikir" akımındakiler..
Zerre-i miskal; "söz söylemezken!.."
YÖK bir beyanda bulunmazken!..
Hükümet aleyhine bildiriye "imza atanlar" için, yeri-göğü inletenlere alkışlar, tutulurken!…
Ne oluyor da, Taşaltın'a "hurra hücum" ediliyor…
***
Eee…
İslami bir tabir kullandı ya…
Karşı mahalleden!...
Rektör ya..
İktidara yakın biri ya!..
Vur da vur, "iktidar" ne kadar yara alabilir..
Ama maalesef..
İktidarın kulvarında giden bazı troller de; "aynı değirmene su" taşıyor..
***
Velhasıl kelam!…
Taşaltın istifa etti..
Ki en erdemli, en onurlu harekette budur diyorum!!!...
Sonra konuşacak..
Beklentim şu…
Absürt ifadeler, tanımlamalarda bulunanlar..
Akla ziyan, soru ikmal edenler…
Fikri çukurda, "debelenip" çamuru sıçratma gayretinde bulunanlara cevabını vermesi gerektiğidir!
***
Özellikle de..
Erdoğan'ı Suudi Kralı'na ve onun veliahtı'na benzetip..
Gazeteci Kaşıkcı'yı doğrayan rejime ve tepesindekilere "itaat etmek de" farz-ı ayın mıdır?
İtaat etmeyen Müslümanlar da "harpten kaçan mı?"..
Hele ki..
İşi Halife Hazreti Ömer'e kadar götürenler…
Örneklemeye bakın…
Diyor ki…
Halife Hazreti Ömer'e (r.a)..
"Yanlış yaparsan seni kılıçlarımızla düzeltiriz" diyen sahabeler, bir farza karşı gelip harama mı batmıştır?"
Neden…
Ey Ömer!..
Sana itaat farz-ı ayındır.. Tabi ki itaat ederiz" demişlerdir de kılıçlarıyla düzeltmekten söz etmişlerdi?"
***
Mevzuyla, ne alaka!?..
Gelde çık işin içinden..
Maalesef..
Ağzı olan konuşuyor..
Ama kim ve kimlerin nam-ı hesabına!..
İşte burası; "gaflet ve delalet dolu.."
Neyse!..
Taşaltın, bu lafların altında kalmaz..!
Ayıp olan; "hükümet" kanadındakilerin tersoluklarıdır!…
Nitekim bir kurban daha; "Aydınlık ve Perinçek'in" fikriyatına verildi..
Bakalım daha kaç kurban verilecek..
Galiba sarı inek verildi, gitti…
Akıbet meçhul!…
***
SİYASETİN ABSÜRTÜ!..
Yine, resepsiyon!…
İyi de, bitti..
Bayram kutlandı.
Söylenenler söylendi..
İçen içti, içmeyen, sodaya vurdu…
Ha Ankara..
Ha İstanbul…
Katılan katıldı..
Katılmayan; keyiften geri kaldı..
Davet edilen, davet edilmeyen, davet edilipte, gelmeyen!…
Yani, say da say!..
Peki sonuç; "balonu şişir de şişir.."
Ne zaman patlarsa!..
Be kardeşim..
İlk gün ifade ettim…
Ey muhalefet.
Ey yavru muhalefet..
Yeter; "salon cumhuriyetçiliğiniz?"
Çıkın, oradan..
Cumhurlu, cumhuriyetçi olun..
Biraz da Mazruf'a bakın…
İstanbul'da, İstanbul havalimanı açıldı..
Eee, Bayram gününe de denk getirildi..
Çifte bayram..
Taçlandırılmış bir Cumhuriyet bayramı oldu..
Günah mı?
Gına getirdiniz..
Benden öneri, Cumhuriyet'in sene-i devriyesinde bu kez kutlama adresi; "Diyarbakır" olsun?"..
Gelseniz; fena mı olur?…
İyi olur..
Hem de; çok ama çok iyi olur ki; "sulha" vesile teşkil eder!…
***
GÜRSEL TEKİN!…
Ben İstanbul'a adayım diyor..
CHP'li..
Ama CHP'de; başka isimler konuşuluyor..
Peki..
Vaziyet bu iken, Gürsel CHP'de "hangi evlat" oluyor...
Öz mü?...
Üvey mi?…
Ben diyeceğim ama!..
Neyse!…
Bay Kemal ve Bay Gürsel söylerse; "daha gerçekçi ve doğrucu" olmaz mı?
***
YOKUM…
Bedrettin Dalan..
Bağırıyor..
Hem de avazı çıktığı kadar bağırıyor..
Mesaj atıyor..
Açıklamalar yapıyor..
Ekranlara bağlanıyor..
Diyor ki; "ben siyasi kulvara girmiyorum, aday değilim.."
Ama hala!..
Birileri, "yok sen adaysın, yok sen belediye başkan adayısın, yok sen İstanbul'dan adaysın?"..
İyi de..
Beyim; "Dalan dalanlığını bilmeyecekse, siz mi bileceksiniz?"..
Adama rağmen..
Ruh ikizi misiniz!…
Hayırlı cumalar...