TEMAYÜL YOKLAMASI!
AK Parti…
Cumartesi günü; "aday adayları" için temayül yoklaması yaptı…
İlk sınav.. İlk raund.. Öyle ya; "teşkilat" kimi istiyor?
Salondaki hava…
Aday adaylarının kurduğu stand..
Çaylar, ikramlar...
Kulisler..
Ve tabi ki; "gövde gösterisi!"
Taraftar görüntüsü!
Dışarısı; panayır..
Ama salon; "birbirini kollama-koruma!" aksiyonuna sahipti!
Heyecan yüksek..
Tansiyon yüksek..
Sandık ve oyları "sahiplenme" bir o kadar; güvencesi yüksek!
214 aday adayı..
Bin 854 delege..
Kim ne kadar oy aldı?
Sıralama nasıl oldu?
"Tercihler" noktasında; bir beyan yok..
Veride yok..
"Temayül'ün" kutusunu Genel merkez açacak..
Yani, il düzeyinde; "gizli!"
Bugün itibariyle; "sandıklar" merkezde!
Ki aday başvuru dosyaları da…
İş, artık Ankara sürecinde işleyecek..
Yani ikinci raund başlıyor…
Ki bu rauntta oluşturulan alt komisyonlar; "eleme" yapacak..
Kriterler..
Aday'ın "tanıtım" dosyası..
GBT'si..
Sahadaki "verileri!"
Ve temayüldeki "tercihsel" oyu!
Resmi..
Gayriresmi; "raporlar!"
Mülakat...
Hiç kuşkusuz ki, "komisyona" yansıyacak kulisler..
Kapalı kapılar!…
Üçüncü raund…
Tüm bunların; "eleğinden" sonra nihai karar için; "üst komisyon!"
Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Başbakan…
Ve A takımındaki; "beyin" ekibi!
"Karar verici" mekanizma devreye girecek..
İrdeleyecek..
Soruşturacak..
Görüşecek…
Gerekirse; "yüz yüze" gelinecek!
Netice itibariyle!
Ülke geneli için; 600..
Diyarbakır için; 12 Milletvekili adayı belirlenecek..
Yani; kesin liste!
Ki, 21 Mayıs günü, son!
Neticeye iki hafta var…
Tabi…
Temayül sonrası; "Aday adayları Ankara'da..
Ekseriyeti..
Önceki gün itibariyle "uçtu!?"
Yani başkent "aday adayı turizmi" mevsimine girdi..
Her yer hareketli..
Esnaf da..
Otelci de..
Lokantacı da..
Konfeksiyoncu da..
Kafeler..
Kulüpler..
Eee; seçimin "bereketidir!"
Neyse!
Dönersek Cumartesi günkü "temayüle!
Özellikle; yaşanan "nahoş" vakıalar…
Silah çekmeler..
İtişmeler..
Kavga; gerilim..
Başkanın adına oy kullanma..
Blok oy tercihi..
Kadın kolları, Gençlik kolları "polemiği?!"
Dicle "ilçe" teşkilatı oy kullanımına itiraz!
Yakışmadı..
Ki, "olumlu" havaya gölge düşürdü..
Her şey; güzel giderken..
Yoksa!
İlk kez sakin, huzurlu ve "güven" tesis edici bir "temayül" yaşanacaktı…
Gençlik…
"Dayı-yeğen" hesabı yaptı...
Şu elden ele dolaşan "numaralı" liste!
En çirkini!
Bir önceki yazımda; ifade etmiştim..
"Temayül'e" önem veririm..
Ama; "kafa-kol" ilişkileri; olmaz ise!
Ne yazık ki...
Siyasetin "hileli" ruhu ve karekteri; bırakmıyor!
İlla ki "çürümüşlük!"
Yoksa...
Aday borsası kurulduğu söylenmezdi..
İlk sıralar için; "raiş" verilmezdi..
Ver parayı, al sırayı...
Al sırayı ver parayı...
Velhasıl!
Kulisler her türlü; "mevzuya" açık!..
21 Mayıs'a kadar; çok konuşacağız..
Ama bizim istediğimiz..
Kadim kent Diyarbakır'ın beklentisi…
Çantacı..
Tepeden inmeci..
Adamın adamı…
"Raiş" bedelli "adaylar" olmasın!
Eski tas, eski hamam edilmesin..
Şehri bilen..
Okuyan..
Tozunu-dumanını solumuş..
Sokağını..
Çarşısını..
Esnafını…
Bilen, hasbıhal eden; derdiyle dertlenen..
Sevincine..
Taziyesine..
Tasasına..
Yaşadığı atmosferi "birlikte" yaşayan!
Tabi ki;
Konuşan..
Düşünen..
Düşündüren..
Üreten..
Üretebilmeyi öğreten..
Sorgulayan..
Soruşturan, takip fikrine ehemmiyet veren!
Bu şehirden götüren değil...
Bu şehre bir şeyler verebilen olsun!
Bu tercih..
Bu beklenti kriteri..
Salt Ak Parti için değil…
Diğer partiler için de geçerli..
Özellikle de; HDP için!
Çünkü gün; sloganistlerin günü değil…
Düşünüp, üreterlerin günüdür…
Yeni; yönetim sistemi…
Yeni; yasama içtihadı...
Bunu "olmazsa olmaz" olarak görüyor...
Yoksa!
Dün olduğu gibi…
Bugün de; kısır döngü içerisinde depelenip dururuz!
Ki, yarım asırdır yaşıyoruz.
Yeter artık; denilmeli!
***
AHİTLEŞME…
Evet..
Cumhurbaşkanı Erdoğan "seçim manifestosunu" açıkladı..
Adına; "ahitleşme!" dedi..
Ve, salondakilerin "ayağa" kalkmasını isterek..
"Yemin" misali açıkladı..
Ve dedi ki;
"Ey Milletim!
Önümüzde uzun bir yol var.
Yapılacak çok işimiz var.
Bizi yolumuzdan döndürmeye çalışanlar hiç bitmeyecek.
Ama bizim de birliğimiz, dirliğimiz Allah'ın izniyle hep sürecek.
Cumhur İttifakı;
Bu birlik ve beraberlik anlayışının siyasete yansımasıdır.
Yerli ve milli anlayışın Türkiye'nin bekası için seferber olmasının adıdır.
Türkiye'nin yeni hükümet sistemiyle şahlanışıdır.
Türkiye'nin aydınlık geleceği için tüm toplum kesimleriyle siyasi ahitleşmenin ta kendisidir.
Bu yolda yapmamız gereken birliğimizden ve dirliğimizden taviz vermemektir.
Biz işte bu ahdi rabiayla sembolleştirdik.
Tek millet…
Tek bayrak...
Tek vatan...
Tek devlet...
Bu dört ilkenin çevresinde, yerli ve milli herkesle birleşerek, el ele vererek, güçlü ve bağımsız Türkiye mücadelesine devam edeceğiz.
İşte Cumhur İttifakı bunun için kuruldu.
Cumhur İttifakı erdem, irade ve cesaretle Türkiye'nin şahlanışının adıdır.
Çanakkale Zaferi, birliğimizin senedidir.
Milli Mücadele, birliğimizin teminatıdır. Cumhuriyet, birliğimizin zeminidir.
Demokrasi, birliğimizin sigortasıdır.
15 Temmuz Direnişi ve Yenikapı ruhu, birliğimizin mührüdür.
Hedeflerimize ancak bu ruhla yürüyebiliriz.
Milletimize, bayrağımıza, vatanımıza, devletimize kast edenlere buradan bir kez daha haykırıyoruz:
Başaramayacaksınız.
Milletimizin birliği dirliği hep daim olacak.
Bayrağımız göklerde hep dalgalanacak.
Vatanımız ilelebet bu millete yurt olacak.
Devletimiz hep payidar kalacak.
Ezanlarımız hep bu kubbede yankılanacak.
Hep dimdik duracağız.
Bu ülkeye diz çöktüremeyecekler!
Bu halka boyunduruk vuramayacaklar.
Bin yıldır yürüdüğümüz bu yoldan bizi geri döndüremeyecekler.
Bizi hedeflerimizden vazgeçiremeyecekler.
İşte bütün bunlar için önümüzde yeni bir imtihan, yeni bir yarış var, o da 24 Haziran seçimleridir.
15 Temmuz'da olduğu gibi bağımsızlığımızı canımız pahasına hep koruyacağız.
Bin yıllık yolculuğumuz binlerce yıl akıp gidecek.
Tüm hedeflerimiz gerçekleşecek.
İşte bütün bunlar için; Tarihin önünde, ecdadımızın huzurunda, şehitlerimizin şahitliğinde Allah'a and olsun ki davamızı 2023'e, 2053'e, 2071'e taşıyacağız"
***
Erdoğan..
Bunları aktardıktan sonra; "yemin" ettirdi…
Ve salondakilerle; birlikte "seslendirdi!"
Dedi ki!
"Yemin olsun yolumuzdan dönmeyiz.
Yemin olsun hedeflerimizden vazgeçmeyiz.
Yemin olsun kardeşliğimize halel getirmeyiz.
Rabbim davamızı, birliğimizi, ahdimizi aziz; yolumuzu açık eylesin..."
***
ROZETİ ATTIN MI?
Kürsüde, Kılıçdaroğlu!
Sesleniyor..
Diskalifiye ettiği zevat'a..
Bir taşla; çok kuş vurmaya dayalı kurgulu planıyla..
Atıyor narayı..
"Gel bakalım buraya Muharrem İnce!"
İnce "koşarak" geliyor…
Arz-ı endam ediyor..
Sonra; CHP rozetini çıkarıyor..
Ve diyor ki..
"Artık ben, bağımsız ve tarafsız biriyim!"
Tiyatro...
Komedi şov…
***
Ey İnce!
Bir kere; "ne bağımsız ve ne tarafsız" değilsin...
Çünkü CHP'lisin..
Ki CHP'nin, Cumhurbaşkanı adayısın!
Nitekim!
"Seçim kampanyasında" kimle sahada olacaksınB
CHP flaması olmayacak mı?
CHP Genel Başkanı yanında olmayacak mı?
CHP'nin "otobüsü, minibüsü, traktörü" olmayacak mı?
Para, pul, bağış; kimden gelecek?
***
Kısacası...
"Rozet" şov ilk gün itibariyle; mayasızlaştırdı...
Kim inanır…
Eğer ki…
O rozeti 24 Haziran akşamı çıkarsaydın..
Ya da sabahı..
İşte o zaman; "inanılırdı?"
Ama nerdeeee!