VALİ BEY'E HATIRLATMA!

 

Eee...

Mesleğimizin, gereği olarak…

Fikri takip önemli…

Hele ki, okuyucun hassasiyeti vaki ise..

İşte bu noktada, Vali Hasan Basri Güzeloğlu'na hatırlatmak istiyoruz…

Diyarbakır Valisi…

Kendisiyle; 27 Ağustos'ta uzun bir sohbetimiz olmuştu?

Görüşmenin vesilesi...

Bir önceki günkü kaleme aldığım; "trafik magandaları" üzerine idi...

O gün üç konuda; "seferberlik" başlatıyorum demişti…

Trafik keşmekeşliği…

Günültü kirliliği...

Ve kapalı alanda; nargile-sigara içimi...

Tavizsiz...

Sıfır tolerans…

Yani bu üç önemli "çekilmez kılan" keyfiyete karşı, Diyarbakır'da "seferberlik" başlatıyoruz...

"Dur" diyeceğiz…

***

Doğrusu!

Bu sohbet...

Ve Vali Bey'den gelen; teahhüt sonrası!

Ki burda konu ettik...

"Üç konuda seferberlik" diye…

Hakikaten üç mevzuuya dair; "kurumsal" bir işleyiş oldu..

Olmadı değil...

Özellikle ilk hafta...

Ki vatandaştan; hayli memnuniyete dair geri dönüşler aldım..

Oh be denilerek..

Dua eden edene...

Ama sonrasında; ne yazık ki keyfiyet aynen devam mesajları geldi?

Derler ya; "Eski tas eski hamam" misali..

***

Yine trafik magandaları...

Yine gürültü kirliliği...

Ki eskisinden beter...

Vatandaşın ifadesiyle; sanki o bir haftanın "intikamı" alınıyor gibi!

Gün içerisinden vazgeçtik...

Akşamları...

Gecenin ilerleyen saatleri...

Özellikle; 75 yol denilen güzergah...

Adeta bir rali alanı…

Son sürat…

Şu lüks otomobiller...

Baba parasıyla caka satanların; cirit alanı gibi işliyor...

En korkutucu ses veren; "motosikletlerin" iğrençliği..

Gece yarısı; havai fişekler..

Yol kapatmalar...

Halay çekmeler...

Çekilmez bir hal yaşatıyor...

Velhasıl kelam…

Vali Bey'e hatırlatalım…

İşler bilgidiniz gibi; "gitmiyor?!"

Seferberlik, yok..

Galiba unuttular..

***

 

CIRDONLAR KOLONİ HALİNDE?

Bu minvaldeki; dünkü yazım hayli yankı buldu...

Arayan arayana…

Kimi "yok ya…"

Kimi "Vallahi bizim mahallede çok…"

Kimi modern bir sitedeyiz, bahçede gezinenler var?

Ya Fiskaya bölgesinden arayanlar..

Cırdonlar...

Fareler...

Dicle nehri kıyısında; "koloni halinde" geziyorlar...

Yani iş ciddi...

Ama ne var ki; "Belediye ve Çevre Müdürlüğü" hala da "racon kesecekler" korkusun içerisindeler…

Ketum kesilmişler..

Sessizler…

Sokağı…

Mahalleyi...

Semti söyleyin...

Ama "eve gelmeyiz, müdahale edemeyiz!" diyorlarmış?

Ne diyelim?

Bizi arayan olmadığı için; "korku ve racon" kaygıları bilinmez...

Ancak; "cırdonların" meselesi ciddi…

Olası salgın…

Olası koloni halindeki baskın; "kimseyi" şaşırmasın...

Şimdiden; uyarım..!

***

AK PARTİ, KİMLE KAYBEDER?

Diyarbakır için...

Özellikle Büyükşehir Belediyesi seçimine dair?

Denilen şu...

AK Parti "kimi aday" gösterirse kaybeder(!?)…

Onu-bunu bilmem!!!

Hele ki "isim" zikretmem…

Ki kim derseniz?

Ama AK Parti kiminle "seçimi kazanır" derseniz!

İşte ona cevabım var…

Hem de iki isim; zikrederek!!!

Alternatif...

Bu olmazsa, bu olsun…

Birinci aday…  Mehmet Mehdi Eker…

Olmazsa...

İkinci aday… Cumali Atilla…

Ne dersiniz?

Ne dersiniz bilmem; ama yüz ifadenize hayranım!

O nasıl bir tebessüm öyleee?!…

Yaniii..!

***

BELEDİYE'DEN ZAM…

Eee..

Zam furyası almış başını gidiyor..

Hükümet "tedbirler" alıyor..

Ama; fırsatçılık bu ya zammı yapan yapana..

Bakan açıkladı..

Bin 350 civarında üründe; "fırsatçılık zammı" yapılmış?

Ne diyelim…

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de; "zam furyasına" katılım gösterdi...

Toplu taşımaya; zam yaptı!

Yüzde 25 ila 40 oranında, farklı oranda fiyat artışına gidildi…

Önceki gün itibaren; uygulamada...

Ne diyelim?

İş "fırsatçılığa" dönünce!….

***

NE OLUR YANİ?

Öyle ya!

Erdoğan, Katar Şeyh'inden hediye aldı..

Lüks uçak..

Hayli polemik konusu..

Niye aldın?

Ayıp değil mi?

Bir Şeyh'ten "hibe" alınır mı?

Türkiye büyük devlet..

Yani veriştiren veriştirene?

Neyse alındı!

Ki muhalefetin..

Hele ki CHP'nin fırtınası; "çelişki" yumağı..

Neyse!

Uçak alındı?

Ki Erdoğan'ın şahsına "münhasır" bir hediye…

Türkiye Cumhuriyetine değil...

Ama Erdoğan'ın niyeti; "devlet envanterine" geçirmek...

Yani; "hazineye irad.."

Ben de diyorum ki!

Ki farklı bir polemik gelişsin..

CHP'ye dair..

Erdoğan, bu uçak bana hediye edilmiş..

Ben de; "miras olarak" kurucusu olduğum AK Parti'ye bırakıyorum…

Parti kullansın...

Partinin hizmetinde olsun…

Fena mı olur; "partinin" bir uçağı olsa…

Eee..

Zaman hızlı olmanın zamanı değil mi?

Sahi, CHP ne der?

Tepki mi verir?

"Olmaz...

Partiye hibe edemezsin…

Hazineye hibe etmelisin" der mi?

Derse…

Ki diyecekleri kanısındayım…

Peki, Erdoğan nasıl bir cevap verir?

Hiç kuşkusuz..

Diyecektir ki..

Ey Kılıçdaroğlu!

Atatürk...

Lideri olduğunuz partinin kurucusu…

Kendisi; hibe ve hediyeleri kime miras  bıraktı...

Partinize...

Bugün İş Bankasının yüzde 28'i "bu mirası" işletiyor...

8 milyar lira…

Ne diyorsunuz, "biz bu mirasın" korucusuyuz?

Yani bir "sakınca" görmüyorsunuz!

İyi de "biz hibe" edince, niye yaygara koparıyorsunuz…"

Neyse!

Uçak işi...

Miras işi...

Hayli hamurları su alacak gibi görünüyor…

İroni bi hasbi halle…

Bir önerim var.

Orta yolu bulma noktasında..

Taraflar katılır mı katılmaz mı bilmem?

Hazır; "hibe, bağış, hediye" gibi mirasa dair mevzuu açılmışken…

Erdoğan..

O uçağı Ak Partiye hibe etsin…

Bir 80 yıl; parti "kontrolünde" olsun…

Ki kullanırsa kullansın..

Sakınca yok..

80 yıl sonra; "hazineye irad" edilsin...

Kılıçdaroğlu da...

Atatürk'ün, İş bankasındaki "mirasını!"

Ki 80 yıldır; "ellerinde" tutuyorlar...

Yeter artık deyip; "hazineye irad" etsinler..

Ne olur?

Sizce fena mı olur?

Sanmam!

Bilakis; "taraflar açısından" bir açılım geliştirmez mi?