VAY GÜL VAY… VAY Kİ VAY!…
Nihayet!
Abdullah Gül konuştu..
Ama soruları yanıtsız bırakarak...
Dedi ki…
“Ben istemedim…
Beni istediler...
Şartım oldu…
Geniş mutabakat arayın..
Bulamadılar.”
Doğrusu..
Haftasonu olan beyanındaki cümleler..
Altı çizili sözcükler..
Hele ki, "geniş mutabakat sağlama şartı" ifadesi..
Sende mi; brütüs dedirti..
Ki benim zihnimde..
Çünkü, “Gül, kardeşim diyene” çelme atmaz..
Koltuğuna gözdikmez..
Mevki..
Makam...
Ki en doruk noktayı “kardeşi” tarafından getirilmişken..
Niyetlenmesi..
Hakikaten “hayal kırıklığı” yarattı..
Demek ki..
“Gül bildiğimiz Gül” değilmiş?
Burada, AK Parti..
Ve Erdoğan..
Vaziyetin ikmalini; iyi düşünmeli..
“Başını iki elinin” arasına alıp, sorgulamalı...
Nedeeen; diye?
* * *
Tabi Gül cephesinde düşünmeye gerek yok…
Çünkü Gül “bir proje” ağına alındığını itiraf ediyor..
Ki kendisi de; meyilli...
Yani, Erdoğan’a “rakip” olmaya niyetlenmiş…
Karşısına çıkabilir...
En hasım...
En gaddar...
En politik…
En derin stratejik kimlik ve komplikasyon olsa dahi..
Erdoğan'ı devirmeye varım..
Ne ahde vefa..
Ne kardeşlik..
Ne de dava adamlığı..
Ve ne de; “bunlar değil miydi ki, beni istemeyenler” gafleti…
Önceki yazımda!
Gül..
Olsa olsa, Erdoğan sonrasındaki isim demiştim...
Ama öyle görünüyor ki bu serivünde; boşa çıktı…
Gül..
Cumartesi günkü beyanıyla..
Açık ve net olarak artık “Erdoğan karşıtı bir isim!” olarak anılacak..
Gül’ün satır aralarına okuduğumda…
Derler ya…
Zihindeki taşların yer bulmasından sora..
Söyledikleri...
“Evlere” şenlik…
Neymiş; gelecek kaygıları var!
Erdoğan devam ederse...
Gül’e göre; vaziyet “kaygı” verici olacakmış?..
Türkiye'nin geleceği "tehlikede imiş?.."
Yok daha neler!
Şu netlik aldı…
Gül...
Ahali nezdinde; “ağzıyla kuş tutsa..”
Ne dese...
Ne yapsa…
Nasrettin hoca misali; siyasetin nehrine çalacağı yoğurt “mayası” tutmaz!
Eğer ki..
Gül düşündüğüm..
Ve günlerdir yazdığım şekilde “siyasi delikanlılık” gösterseydi..
Dik duruş ortaya koysaydı..
Refahtan bugüne..
Şunu söyleseydi..
Saadet Partisi..
İyi Parti..
CHP dahil olmak üzere..
Hiç bir şekilde; “göz kırpmadık!”
Onlarla aynı safı tutmadım..
Geldiler..
Gittiler..
Hep şunu söyledim; "sizin kurtarılacak yanınız yok"..
Siyasi finalstliğimi; “ihanet” yaparak değil...
Bilakis..
Arkadaşlarıma güç verir..
Küllerinden ayaklanır noktasında; sahipsiz bırakmam..
Biz dava adamıyız deseydi..
Partinin büyüğüyüm..
Erdoğan sonrası; konuşurum demeliydi...
Ama demedi!
Herkesi hayal kırıklığına uğrattı..
Kendini de bitirdi..
Siyasi kulvarda "tek başına" yol seyrinde yaya kaldı..
Bitti..
Ve saygısızca...
Sıfırlandı..
Ki her kesimde; vaziyeti sönen balon oldu..
Derler ya!
Ne İsa'ya..
Ne Musa'ya..
İki tarafa da sergilediği siyasi zafiyet nedeniyle;” yaranamadı!”
Dışlanan oldu...
Kullanılmadan; defolu diye ıskartaya çıkarıldı...
Diyeceksiniz ki!
Yere bakandan korkacaksın!
Doğru...
Çıkan tablo; Gül’ün hesaplarının “erken seçimle” dağılması..
Gül, 2019’a odaklanmış...
Tabi AK Parti içerisinde değil...
Yine Ak Parti cephesinde...
Refah Parti’nin “Konya’daki” çıkışı gibi..
İçten; kopuş yaratmak..
Manifesto bile hazırlamış..
Yazıklar olsun…
Gelelim, proje figüranı Saadet Partisine..
Temel’e…
Gül’ün geri vitese düşmesi...
Elbette ki, “körükleyen” Saadet de; “tu-kakalaştı!”
Güvensiz..
İtibar edilmez..
Bir proje partisi ve adamı; “gerçeğinin” deşifresiyle..
Sindire sindire; sindirilemedi..
Özetle...
İyi Parti...
Meral’in “FETÖ” elinde bir figüran olduğu düşünülüyordu..
Ama ortaya çıktı ki..
En büyük nüfuz edici; “Saadet Partisi!” imiş...
Kısacası...
Bizim yanılmamız...
Gül’ün “korkaklık” hali...
Bazı şeylerin ne kadar hayırlı olduğunu açıkça görmüş olduk…
Ki bu sayede!
Siz ne dersiniz?
***
GARİBANLARA NE OLDU?
Demiştim...
İyi Parti'ye transfer edilen..
15 CHP'li gariban vekilin "akıbeti" meçhul..
İşte ortaya çıktı..
Gariban hallerinin, garibansızlığı..
Ortada kaldılar..
Adamlar diyor ki..
"Biz CHP'liyiz"..
Hemen tepki geliyor; "yok değilsiniz!"
Siz; "İyi Partilisiniz!"
O tarafa gidiyorlar...
Yok..
Siz "İyi partiden" değilsiniz...
Siz CHP'lisiniz…
İyi de; "Biz zaten CHP'liyiz" de..
Bu dönme dolap halimiz niye?
Yazıklar olsun!
Hani bu adamlar Demokrasi kahramanıydılar?
İrade "savunucusuydular!"
Demek ki..
"Kurgulu" demokrasi bu imiş..
"Kurgulu" irade savunuculuğu bu imiş...
Velhasıl kelam!
Her şey anlaşılmıştır...
***
BERAT KANDİLİ!?
Bu akşam; Berat Kandili!?
Af, arınma, mağfiret ve kurtuluşa vesile olan; "mübarek" bir gün..
Ramazan-ı Şerif'in de müjdeleyicisidir…
Berat gecesi hakkında…
Bakınız Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (S.A.V) şöyle buyurduğu ifade ediliyor:
"Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun.
Çünkü Yüce Allah (C.C), bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder…
Ve 'Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim.
Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim.
Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim.
Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim' buyurur."
Bu günde; "oruç tutulması" gerekir..
Kur’an-ı Kerim okunmalı, okuyanlar dinlenmeli…
İmkânlar dahilinde; Kur’an ziyafetleri verilmeli…
Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli…
Daha bir kuvvetlendirilmeli.
***
Kâinatın Efendisi Peygamberimize salât ve selâmlar getirilmeli…
Şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
Tefekkürde bulunulmalı…
“Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum denilmeli…
Ve tabi ki, Allah’ın benden istekleri nelerdir?”
Yani, hayati meselelerde derin düşüncelere girilmeli.
Müberek günde...
Küs ve dargın olanlar barışmalı..
Barıştırılmalı…
Gönüller alınmalı…
Kederli yüzler güldürülmeli..
Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar getirilmeli..
Geceyi "son fırsat" bilmeli..
Nedamette bulunulmalı.
Vefa ve kadirşinaslık ahlâkıyla "hareket" edilmeli…
En önemli ve hikmeti büyük olan da…
Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı büyükler ziyaret edilmeli..
Eller öpülmeli..
Hediyelerle mutlu edilmeli..
Sevgi, şefkat ve hürmet yad edilmeliler..
Vefat edenlerimiz…
Yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli…
İman kardeşliğine ait sadakat yerine getirilmeli.
***
Annelerimizin..
Babamızın..
Dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat "ziyaret" edilerek, tebrik edilmeli,,
Duaları istenmeli.
Ülkemiz için..
Milletimiz için..
Devletimiz için; "eller semaya açılarak" dirlik ve birlik duası edilmeli..
İşte bu duygu ve beklentilerin ışığında..
Siz okurlarımın..
Hemşehrilerimin..
İslam âleminin; "Berat Kandili" mübarek olsun!