YORGUNLUĞUN HİKMETİ Mİ?
Dedik ya…
"Her kamilin bir zevali vardır…!"
İşte AK Parti…
Ve hedefine koyduğu; 2019 seçimlerine dair süreç…
Bu vecize "ekseninde" yürüyor..
Yani, "metal yorgunluğuna" odaklı; değişim ve dönüşüm!…
Olmasın mı?
Yıl 2002..
Ve bugün, 2017, plan 2023….
16 yıl iktidar..
Ki "tek başına" koalisyonsuz..
Parlamento da..
Başbakan da..
Cumhurbaşkanı da; "tek akım" üzerinde!…
***
Hiç kuşkusuz ki…
Ülke ve millet adına; "ilklerin" partisi oldu..
Sosyal..
Siyasal..
Ekonomik..
Kültürel..
İç ve dıştaki "itibar" ve zenginliğe dair "tarihsel" projelerin hayat bulması..
Ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadesiyle…
"90 yılda yapılmayanı; 15 yılda biz yaptık..!"
Tabi bu evrede; "saldırılara" maruz kaldı..
Ülke ve millet!..
Siyasi..
Ekonomik..
Hatta askeri "darbe ve muhtıralarla" yüz yüze geldi..
15 Temmuz!..
Bir "kurtuluş mücadelesinin" ana sahnesiydi..
Unutulamaz!…
Pek tabi ki…
İyi-kötü, olumlu, olumsuz belli bir "ölçüde" üstesinden gelindi..
Alnının akıyla çıktı…
***
Hep ifade ederim..
Çoğukluğun…
Çoğunluğun…
Uzun zaman diliminin hakimiyeti..
Makam ve mevkiler gibi..
Hele ki siyasi iktidar partileri açısından da; "bozukluklar" baş gösterir..
Çünkü başarılar..
Büyümeler..
Akçeli işlerin yüksek orantısı; "menfaatçi, yalaka, ikiyüzlü, hazıra konan, üçkağıtçı!.."
İhaleçi..
İhale mafyası, tekçi…
Bedavacı..
Nefisperest..
Çokbilmiş hiçbilmemiş fırsatçılar ürer…
Yani "gayri insani…"
Yani "gayri ahlaki" tipler, üşüşmeye başlar..
Hasta düşen aslan gibi…
Etrafında dolaşan sırtlanlar..
Ötesinde bekleyen "akbalar" misali…
***
Sözümüzün başında ifade ettik…
‘Her kemale erenin bir zevali vardır…’
Boşuna söylenmiş bir söz değil…
Rantlar, yolsuzluklar, başarısızlıklar baş gösterince, samimiyet, ihlâs, gayret tükenmeye başlar…
Kuran-ı Kerim’in diliyle…
‘Gerisin Geriye!’ doğru bir süreç ikmale gelir..
İşte Ak Parti'de bu "eğilim" trent almıştı...
Ki giderek "vahimşeliyordu?"
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…
Ferasetiyle; "gerçeği" gördü ve düğmeye bastı…
Noktayı koydu…
"Metal Yorgunluk" dedi..
Köklü değişiklik…
Deforme olmuşlar diyerek; "yorulan bıraksın" mesajını verdi…
Nitekim…
Operasyona dahil ettiklerine bakıldığın da; "gerisine geriye" gidişin açık resmini ortaya koymaktadır..
Yani; "hiçte" haksız değildi…
Öyle ya ‘her güzelin bir sonu vardır’ elbet…
Hep derim…
Her kim olursa olsun...
Koltuğun hakkını vermeli…
Ammavelakin; "koltukla akraba olunmamalı…!"
Yeri ve zamanı gelince de; "kalkmasını da" bilmeli…
Emanet alındığı gibi teslim de edilebilmeli…
Bunun bilincinde olmalı…
***
Zaman dar, imkan var?
Ama, çalışmadıktan ve üretmedikten sonra bir anlamı olur mu.
Olmaz...
Hele ki..
Ülkenin yaşadığı "krizlerin" tahribatı..
Ve tabi ki; Ortadoğu ve Batı dünyasında yaşanan gelişmeler…
Zorunluluk hasıl ederek…
Olağanüstü bir şekilde çalışmayı ve atağa geçmeyi; "kaçınılmaz" kılıyordu..
İşte, bu yüzden yorgunluk kabul edilemez…
Tembellik, dargınlık, uyanıklık kabul edilemezdi…
Bakınız…
Dünden bugüne…
Büyük istifalardan küçük istifalara kadar çok sayıda istifaya şahit olduk…
Gerek gönül rızası ile gerek zoraki…
Bu iş dava bilinci ise gönül rızası ile olmalı elbet…
***
İşte, Ak Parti Diyarbakır İl Başkanlığı..
Muhammed Dara Akar..
Uzun zamandır; "herkesin beklediği istifasına yönelik tartışmalara" noktayı koydu…
Dedi ki…
‘Kongre sürecinde görevi devredeceğiz…’
Hayırlı olsun demeden önce…
Belirtmeliyiz ki; ne kamuoyunda, ne de kendi teşkilatlarında bir üzüntü belirtisi görmedik...
Kırgınlık..
Tepkisel bir ifade..
Yüz ekşitme dahi, gösterilmedi?
Aksine bir sevinç, bir coşku havası vardı…
Sanki milletin ‘oh be’ çekişini ensemizde hisseder gibiydik…
Hiç kuşkusuz ki…
Önemli olan dava ve vatandır?
Önemli olan milletin menfaatidir…
Bu uğurda hiçbir şey, hiç kimse vazgeçilmez değildir…
Bize de Akar’ın aldığı bu kararın ancak hayırlara vesile olmasını dilemek düşer..
***
Artısı..
Eksisi..
Şuyu, buyu tartışmasına girmek istemiyorum..
Ama şunu söylemek gerekir..
En çetin..
En çatışmalı..
En polemikli..
En kavgalı ve kumpaslı..
Hele ki, "Çukur siyaseti, Sur'daki tahribat.."
Kayyumlar..
Ve operasyonel faaliyetlerin; "etki tepki" doğurma durumu..
Ve FETÖ…
Hepsini teraziye aldığımızda; "mevcut" başkanlar içerisinde en zorlu dönemi; Akar yaşadı..
Geçirdi..
Kolay değil…
***
Yeni başkaPeki yeni başkan kim olacak?
Şuan isimler dolaşıyor..
Ki "Aday başvuruları da" dün itibariyle, İl Teşkilatı tarafından duyuruldu..
Başvurular kabul ediliyor diye..
Kim gelir..
Kim gelmez; tartışmasından çok; "lıyakat" şart..
Temennimiz…
Güzel şehrimizin rahata kavuşması…
İhanetçilerinden kurtulması için,
Şehrin kültürüne,
Diline,
Dinine,
Ekmeğine,
Suyuna,
İnsanına sahip çıkan,
Koruyan,
Gözeten,
Önemseyen,
Seven,
Çalışan, düşünen, üreten biri olmalıdır…
Lakin..
Görünen haliyle; "söylediklerimiz" temmenide kalacak gibi..
Çünkü; ısrarla "ismi" üzerinde durulana bakıldığında "gelen gideni aratacak" gibi!…
Göreceğiz..
***
NATO MU?…
Okur sormuş..
Düşünceniz nedir diye?
Atatürk'ün..
Erdoğan'ın "posterlerinin" tatbikatta hedefe konulması..
Hakaret edilmesine dair..
NATO…
Söylenecek çok söz..
Sarf edilecek çok özeleştiriler var..
Ama!..
Şahs-i bazda derseniz…
İki kelimem var..
O da şu..
NATO mu?
Munafıkların "oluşumu mu?.."
Bizler için yok hükmündedir..
Zaten 70 yıldır; "sömürülen" biz değil miyiz?
Hep istediler..
Bize verdikleri bir şey var mı ki?
Dost olsunlar..
İşte özürleri bile; "şuuyu vukuundan beter!!"