“KIŞKIRTAN GÜÇ HALİNE GELEN CHP” (IV)
Evet, sevgili okurlar.
Gerçekten Türkiye’nin yıllardan beri manzarasını bozan
kışkırtıcı CHP anlayışının hareketleri, yakın tarihimiz boyunca hep uygulana
gelmiştir.
Haktan, hakkaniyetten, sahte demokrasiden dem vuran CHP
lideri, açık ve net olarak mezhepçilik yapıyor.
“Minareyi çalan kılıfını uydurur” misaliyle, bunu
yaparken de kılıfına uyduruyor.
“Demokrasi ve Adalet” diyor.
Ama sözüm ona ülkenin selameti için, terörden
arındırılması için var olan AK Parti, bir türlü bu kışkırtıcı CHP’nin
fitnesiyle başa çıkamıyor, dokunamıyor.
“Bu yürüyüş demokratiktir” dercesine hükmen savunuyor.
Oysaki yıllardan beri milletin temel mefkuresi olan
adalet, hukukun üstünlüğü ve demokrasi, hiçbir iktidarda gerçekleştirilmemiştir
ki!
CHP, şimdi AK Partinin yeni oluşumlarına karşı bahane
arayarak bu tür şeylere başvuruyorsa, bize göre yanılıyor.
Yanıldıkça da yanılıyor.
Ama ne yazık ki buna karşı koyan milli bir ruh
görünmüyor.
Keşke milli ruh, bu hususta CHP’ye karşı, HDP’ye karşı
tezahür etmiş olsaydı, bugün bunların “Adalet istiyorum” deyimi, milleti provoke eden bir slogan haline gelmeyecekti.
Zira halkı gerçek manada temsil eden AK Partidir…
Özellikle kurucusu olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan’ın misyon ve sosyal hukuk gerçeğidir…
Ki; daima hakkın tahakkuku için var ola gelmiştir.
* * *
Batılın bu memlekette yokolabilmesi için mücadelesini
vermiştir Sayın Erdoğan.
Çünkü, hedefinde hakkın tahakkuku ve tekarrürü vardır.
Diğeri fasa fisodur, laf-ı güzaftır.
İki gün önce de belirttiğim gibi, Bedir Savaşı
devrisaadette Resulullah’a karşı kin ve nefret besleyen Mekke müşrikleri yola
çıkıyorlar ve Bedir denilen mevkiye geliyorlar.
Medine’ye yakın bir yer ve orada savaşmak istiyorlar.
Resulullah Efendimiz (S.A.V), büyük bir azınlık
içerisinde olmakla beraber, hakkın tahakkuku için mücadele vermiştir ve
“Yuhekkul hakke bi kelimatihi” demiştir.
Yüce Rabbimiz, Kur’an ifadeleri aracılığıyla daima hakkı
tekarrür etmek için kendini göstermiştir.
Batılı da batıl olarak göstermiştir.
İstemeseler bile hak tecellisini gösteriyor.
İlahi hukuk orta yerdedir, bir yere gitmez.
Türkiye, çeşitli, değişik sloganlarla yola çıkıyorsa,
gerçek manada hakkın ve hukukun gerçek manasını tekarrür ettiremiyorsa, batılı
da yok edemiyorsa, o zaman vay halimize demekten başka bir şey bulamıyoruz.
Ama “Görünen köy kılavuz istemez” misaliyle yola
çıkarsak, karınca kararınca bazı büyük insanların fikir dünyasından
alabileceğimiz gerçekler doğrultusunda; nifak ve münafıkların İslam devletleri
içerisinde her daim var ola gelmiştir.
Ki kimse de inkâr edemez.
* * *
İslam siyasetinin nüfuzu ile yola çıkan bir din seviyesi
elbette ki İslam’ı yakalayacaktır ve dünyanın her tarafına yayacaktır ve yayma
hakkı da vardır.
Gelip giden İslam devletleri içerisinde nifak tohumunu
atan münafıklar, daima kendini her ne kadar örtbas etmiş ise de oysaki
şeklidir.
Tarih boyunca İslam’ın geliştiği, oluştuğu mekânlarda yok
pahasına da olsa İslam’ı yok etmeye çalışan münafıklar daima harekete
geçmişler, mütegallip olmuşlar.
Ancak, küfür dünyasının ordularının gözlerine birer
kurşun gibi giren o “ebabil” kuşlarının gagasından düşüp beyinlerini delen bir
hareketin varlığı da her daim söz konusu olmuştur.
Hiç kuşkunuz olmasın.
Ama tüm bunlara rağmen, hiç unutmayalım ki; hak, hukuk ve
hakkaniyet kesinlikle tahakkuk edilecektir.
Ama Kılıçdaroğlu veya Prof. Mehmet Bekaroğlu’nun ağzıyla
değil.
Tam manasıyla bir insan, haktan ve hukuktan bahsederse,
işte o zaman insan olur ve ona inanılır…
Ama onlar bir türlü bu gerçeği, görmüyorlar,
yakalayamıyorlar…
Çünkü, siyasi ve dünyevi menfaatın ihtirasına
kapılmışlar..
Vicdanlar kor...
En derin saygı ve sevgilerimle.