İSRAİL = ABD!?

Evet, sevgili okurlar.

1948’lerde Filistin topraklarında kurulan İsrail Devleti'nin kimler tarafından kurulmuş olduğu, her gün biraz daha açık seçik beyan olmakla birlikte hakikatler de su yüzüne çıkmaktadır.

İslam dünyasının hatta tüm insanlığın başına bela olan bu "terör devletinin" tek amacı var.

O da; "Ortadoğu’da büyük İsrail devletinin kurulmasıdır."

Ve gün gittikçe bu hedefine de ne hazindir ki, yaklaşmak üzere…

Zira yıllardan beri Filistin halkı üzerine kurmuş olduğu mezalimle, acımasızca çocuk, kadın, sivil demeden büyük soykırım yapan bu terör devleti kirliliğini oldukça yaymaktadır.

Aslında İslam dünyasının inandığı ve bağlı bulunduğu yüce kitap Kur’an-ı Kerim, bu toplumun devletiyle, milletiyle tarih boyu lanetlenmiş bir devlet olma hasebiyle bunun tüm tarihi saldırganlığını yer yer deşifre etmektedir.

Kur’an gerçeğini hazmedemeyen işte bu Siyonist terör devletinin başlıca hedefi de: Kur’anı yok etme planıdır.

Ama kesinlikle bunu yapamayacak, beceremeyecek?

Bugünkü yeryüzünde olan Müslümanların kendi dinine, Kur’anına çok samimi olmamasıyla beraber, bu kefere devletinin yapmış olduğu mezalim de Allah tarafından zillet ve meskenet içinde kıvranıp duran sözde bir İslam dünyasına ders-i ibrettir.

Zira Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır;

“Biz zikir olan Kur’an-ı Kerim’i inzal ettik, gönderdik.

Onun korunması da kıyamete dek, bizim sorumluluğumuzdadır.

Onun gerçek ayetleri bizim korumamız altındadır”

***

Ama buna rağmen, yine “İsra” suresinin 4, 5, 6 ve 7. ayetleri bu tarihi terör devletinin tarihi portresini deşifre etmektedir.

Anılan ayetlerin yüce meali aynen şöyledir;

4. Ayet;

“İsrailoğullarına Kitap'da: 'Doğrusu yeryüzünde iki defa bozgunculuk yapacak ve kibirlendikçe kibirleneceksiniz' diye bildirdik.

5. ayet;

“Bu ikiden birincisinin vakti gelince, üzerinize pek güçlü olan kullarımızı salacağız. Onlar memleketlerinizde her köşeyi kontrollerine alacaklar. Bu, yerine gelecek bir vaaddir.”

6. ayet;

Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik ve sayınızı daha da çoğalttık”

7. ayet ise;

“İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz o da kendinizedir. İki vaadden ikincisinin vakti gelince, yüzünüzü üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları, önceden Mescide girdikleri gibi girmeleri, ele geçirdikleri yerleri harap etmeleri için onları tekrar göndereceğiz”

***

Evet, sevgili okurlar.

Daha çarpıcı bir ayet…

“Bakara” suresinin 65. ayeti mealen İsrail’in gerçek yüzünün zarar veren aşağılık bir maymun olduğuna dair, tarihi gerçeği tüm insanlığa hatırlatırken, “Mâide” suresinin de 60. ayeti, onların karakterlerini domuz ve tağuti kirlenmeye benzetiyor.

Her iki ayetin meali aynen şöyle;

“Bakara” suresi 65. ayet;

“İçinizden cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara 'Aşağılık birer maymun olunuz' dedik; bunu, çağdaşlarına ve sonradan geleceklere bir ceza örneği ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara öğüt olsun diye yaptık”

“Mâide” suresi 60. ayet;

“De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah'ın lânetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tâğuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır”

* * *

İşte, sevgili okurlar.

Bu ayetler gibi, bu habis ve hain devletin habasetini tüm insanlığa deşifre eden yüce kitabımızın ayet sayıları oldukça yüksektir.

Nitekim “Âli İmrân” Suresinin 112. ayeti, hayatları mezalim ve saldırganlıkla geçmekle beraber, ne kadar yeryüzünde yükselirlerse yükselsinler, illaki düşecekler ve tarih boyunca hep böyle olmuştur.

Yüce Kur’an-ı Kerim’in ayetlerine öylesine inanıyoruz ki eskiden olduğu gibi bu kez de yeryüzünde günümüzdeki insanlığa karşı deşifre edilecekler ve saklanmak istedikleri sığınaklar arayacaklar ve ellerine geçmeyecektir.

“İsra” suresindeki ayetler onların geleceğini anlatmaktadır.

İşte ayetin yüce meali;

“Nerede bulunsalar Allah'ın ve inanan insanların himayesinde olanlar müstesna onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır”

* * *

Bu ayetler gibi yüce kitabımız da, bunların halet-i ruhiyesinde gizlenen habis ruhlarını deşifre eden ayetlerin sayıları oldukça yüksektir.

Ama tüm bunlara rağmen bugün yeryüzünde ekonomiksel olsun, teknolojik olsun, ABD ve BM’nin gölgesine sığınmış, oldukça zulüm yağdırırken, ne yazık ki ABD de bugünkü insanlığa karşı ikiyüzlülüğünü ortaya koyuyor.

Bakınız, iki gün önce Devlet Başkanı Barack Obama, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği operasyonların ikinci haftasında Beyazsaray’da basın toplantısı düzenlemiş ve artan sivil ölümlerinden endişe duyduklarını kaydederek; “Artık sivillerin öldüğünü görmek istemiyoruz” ifadesini kullanmıştı.

Oysaki tam tersine ABD Genelkurmay Başkanı Obama ile aynı görüşte olmadıklarını ortaya koydu.

50 gün süren operasyonda BM rakamlarına göre 2 bin 139 Filistinli ölmüş, 21 bin ev yerle bir olmasına rağmen, daha da önemlisi 490 masum çocuk hayatını kaybetmişken, ABD’li General Martin Dempsey dünya kamuoyu önünde çok tartışılacak bir açıklama yaptı.

Gerçekten bu açıklaması tüyler ürperticidir ve ABD’nin gerçek yüzünü ortaya koymaktadır.

Dempsey, Newyork’taki konferansta yaptığı konuşmada, İsrail’in son Gazze operasyonunda sivil kayıpların engellenmesi için gösterdiği çabanın takdir edilecek düzeyde olduğunu söylüyor.

Yani ABD Genelkurmay Başkanının tavrı şöyle;

490 masum çocuğun katledilmesine rağmen Gazze operasyonları için “İsrail’in sivillere yönelik hassasiyeti takdire değer” mış.

Uluslar arası Af Örgütü’nün görüşü şöyle;

“İnsanlık suçu diyorlar”

İsrail’in 50 gün süren son Gazze operasyonunda 4’te 1’i çocuk, 2 bin 139 Filistinli sivil hayatını kaybetti.

Uluslarararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kuruluşlar, İsrail’in plajda oyun oynayan çocukları dahi öldürerek insanlık suçu işlediğini ilan etti.

Buna rağmen akıllara durgunluk veren General Martin Dempsey, İsrail’in çocuk öldürmesini takdire şayan bulması, gerçekten şaşırtıcı bir durum.

İsrail’in ne kadar insanlık düşmanı olduğu kendini ele verirken, ABD de bir kat daha onu desteklemesiyle ve bu kirli habasetini görmemesi de ABD’nin gerçek yüzünü ortaya koyuyor.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Bugün yeryüzünde ABD’nin varlığı ve gösterdiği güç, hiç inkâr edilmez ki Ortaçağ dönemindeki Doğu Roma İmparatorluğu’nun oyununu oynuyor.

O tarihi devletin içinde oynadığı entrikalı senaryolar, hala da insanlık tarihine sayfa sayfa geçmiştir.

Hani diyorlar ya; “Bizans oyunu”

İşte “Bizans oyunu” demek, bugünkü ABD’nin olayları tersyüz ettiği oyundur.

ABD ne kadar büyürse büyüsün, öyle inanıyoruz ki sahneye koydukları senaryoların senaristliği onların yanına kar kalmaz.

Zira kâinatı hiçlikten var eden bir yüce kudret, her şeyi görüyor, murakabe ediyor ve sabırla bekliyor.

Allah’ın kanunu budur ki hiçbir zaman milletlerin habis ruhundan doğan habaset ve kirlenmeyi görmezlikten gelmez.

Mühlet verir, ama ihmal etmez.

Görürüz, görmeyiz, yani yaşımız yetişir mi, yetişmez mi bilemiyorum.

Ama hiç unutmayalım ki ABD’nin bunca İsrail mezalimine göz yumması, ABD’deki Yahudi lobisinin dolarları da ABD’yi kurtaramaz.

Evet.

50 gün içinde Gazze’nin ve Kudüs’ün bilânçosu…

Ölen Filistinlinin sayısı 2 bin 139.

Çocuk kaybı 490.

Ölen İsrail askeri ise 64, İsrailli sivil kayıp 6, ölen İsrailli çocuk 1, yaralı Filistinli 11 bin, yaralı Filistinli çocuk 3 bin.

Tüm bunlara rağmen, General Martin Dempsey mi, domuz mu ne ise böyle diyor?

En derin saygı ve sevgilerimle.