FIRSATÇILARIN “ETİKET MESAİSİ!…”

Dün buradan geniş bir analizle ifade ettim!.. Açıklanan asgari ücret rakamı, hiç de tatmin edici değil, rıza gösterilmez, itirazım vaki!!.. Ve aylık bazda “asgari geçimin” yüzde 30’unu bile karşılamıyor; 22 bin 104 liracık!.. Çünkü paranın alım gücü hızlı bir şekilde, düşüyor, geriliyor anlamsız hale geliyor..

***

Ki buna son yıllarda azıtan fırsatçıların bir haftadan bu yanadır, “etiket fahişeliğiyle” oluşturdukları zamların getirdiği, serbest piyasa ekonomi adıyla, kim kimi nasıl kazıklar noktasında büyüyen enflasyon canavarının dehşeti.. Özetle, 1 Ocak itibarıyla geçerli olan Asgari Ücretin rakamını itibarsızlaştırıyor!?.

***

Vatandaşa bel büktüren bir hal-i vaziyet hakim, bugünkü zaman dilimi içerisinde!! Bir bütünlük içerisinde, asgari ücreti muma çevirip, eritti. “Geçim dünden daha bir beter halde, zorlaştı?..” Ahaliden aldığım belirlenen ücrete yönelik tepkisel eleştirilerin içerisinde zam fırsatçıları var…

***

En çok da, zincir marketlerde başlayan fiyatlardaki etiket değişikliği mesaisi!  Buralarda inanılmaz anlık, etiketler değişiyor, değiştiriliyor, ürünlere zamlar bindiriliyor!… Dün 50 liradan satılan süt, bugün 65 liralık etiketle reyonlarda!?. Yüzde 30 zam yıl başlamadan geldi!!..

***

Peki bu etiket mesaisine karşı, etkili ve yetkili kurum ile kurulların bir mesaisi olması gerekir!!.. Görünürde, ciddi ve vahim bir gevşeklik söz konusu diyebilirim!..  Ki bunu sürekli dillendiriyorum!.. Yaz aylarında sıkı bir denetim, kısmi olarak vaki idi..

***

Yoğunluk adresi de, zincir marketler idi!.. Ki buralarda bir durağanlık, normalleşme görülüp konuşuluyordu?.. Şimdilerde; durum tersi seyrediyor diyorlar!.. Şikayetler çok!.. Yerel yönetimlerin de sahadaki kontrollerinde; geri çekilme var!.. Ki, denetimleri de resimle bültenleştiriliyordu.

***

Demem o ki, sahadaki denetimde ipler biraz gevşetilince fırsatçılara gün doğup, azgınlaşıyorlar?!.. Sormak gerekmez mi?.. Bu etiketlerdeki fahişeliğe, gramaj oyunlarına, işçilik başta olmak üzere girdideki maliyetlerin zammını bahane edip, kazıklama yapanlara dur denilmeyecek mi?.. Denilmeli, hem de caydırıcı şekilde!

***

Dün olduğu gibi bugün de, serbest piyasa ekonomisi deyip, sineye çekmek, gözardı etmek, olur demek olmaz.. Aç gözlülerin sabit gelirliyi söğüşlemesine karşı, bir koruma-kollama kalkanı olmayacak mı?!… Maalesef.. Olmadığı içindir ki dün ne idiyse, bugün de aynısı yaşatılıyor ve de yaşıyoruz!..

***

Diyeceksiniz ki salt zincir marketlerindeki etiket fahişeliği mi, bel büktürüyor!.. Hayır.. Bel büktüren kalemler çok.. Özellikle ev kiraları.. Kontrolsüz bir artışla, ev sahipleri, kiracıya korku kabusu gibi!.. Asgari ücreti bile ödesen yetmiyor..

***

Elektrik, su doğalgaz.. Toplu ulaşım.. Beslenme.. Çarşı pazar, manav o artık lüks ne alırsan, taneyle yaşar hale gelindi?!.. Yani tüketim giderlerindeki fiyatlar fren tutmuyor!.. Onun için de sabit gelirlinin maaşının artışı pek önemli değil…

***

Kaldı ki, ne kadar artarsa artsın verilen ücret ne olursa olsun tüketime gidiyor.. Oradan da enflasyon canavarının iştahını açarak, yok mu daha yok mu daha diye şişiyor! Onun için enflasyon artacak diye, sosyal soyut gözardı edilmemeli, ona odaklı reçete ortaya konulmalıdır!?.

***

Önceki yazımda, satır arası ifade ettim, asgari ücretlinin yaşam kalitesini aşağı çekmeden, ara formülle bir denge sağlanmalı. Alım gücü, üretim ve piyasa ekonomisi!.. Bu dengelerden beri de, kamuda seçici ve tasarruf odaklı olunmalı..

***

Şöyle ki.. ÖTV’ye benzin, telefon gibi belli ürünlere yapılan zamların da birim maliyetlerini arttırarak enflasyonu canavarlaştığını unutmamak lazım!?. Yapılan her zammın, domino taşı misali kaç kalem kırdığını, enflasyonist arzı bilmelidir!..

***

Beni arayan esnaf  dostlardan biri şöyle dedi.. “Bazı toptancıların piyasaya mal vermeyi durdurduğu bilgisi geliyor bize. Bu ahlâki bir sorun. Maalesef ahilik kültürümüz yok oldu. Bu iş esnaflıktan çıkıp, büyük işletmeler eliyle yapılır hale geldikten sonra iyice çığırından çıktı.”

***

Bir önerisi oldu!.. Serbest piyasa diye isteyen istediğini yapmamalı! Tüketiciler, bu fırsatçıları Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’na şikâyet etsinler. Ceza almaz diye düşünmesinler. Hem Tarım hem de Ticaret Bakanlığı’nın fırsatçılara ağır yaptırımlarının olduğu bilinsin..

***

Özetlersek!?. Tüm bu anlattıklarımızın yanında, stratejik bir plan şart.. O da; Asgari ücret için bölgesel ve sektörel ayrımı ele alabilecek; hesabını ise "gıda, kira ve ulaştırma enflasyonuna" endeksleyecek yenilikçi bir modelin ivedi bir şekilde, hayata geçirilmesi olacaktır!?..

***

SICAK BİR ANKET!…

 

Asal araştırma aralık ayı çalışmasında iki soruyla seçmenin karşısına çıktı: Türkiye'nin en önemli sorunu hangisi ve bu sorunu hangi siyasi parti çözer. 

Türkiye genelinde 26 ilde 9-12 Aralık tarihleri arasında 1.860 kişiyle gerçekleştirilen ankette seçmenin cevapları şöyle şekillendi: 

***

Anket sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 58,1'i Türkiye'nin en önemli sorununun Ekonomi/Hayat Pahalılığı olduğunu belirtirken, işsizlik yüzde 4,4 , emekli maaşları yüzde 4,1 oldu.

Ekonomik kriz nedeniyle geçim sıkıntısı çeken yurttaşlar, deprem tehlikesini bile unuttu. Türkiye'nin en önemli sorunu olarak depremi görenlerin oranı yüzde 1,3 olarak gerçekleşti.

***

EN BÜYÜK SORUN HANGİSİ

Katılımcıların diğer yanıtları ise şöyle:

Adaletsizlik: %6.0
Terör:%3.0
Mülteciler:%2.9
Eğitim:%2.5
Güvenlik/Asayiş:%2.1
Kürt sorunu:%1.8
Ahlaki değer kaybı:%1.5
Kentsel dönüşüm/Deprem:%1.3
Demokrasi:%1.2
Vergiler:%1.2
Sağlık:%0.7
Diğer:%2.0
Hepsi:%4.5
Fikrim yok/Cevap yok:%2.7

***

HANGİ PARTİ SORUN ÇÖZER

Katılımcılara, "Sizce Türkiye'nin sorunlarını hangi siyasi parti çözebilir?" sorusu yöneltildi.

Seçmenlerin yüzde 34.5'i 'Türkiye'nin sorunlarını hiçbir siyasi parti' çözemez derken, partilerin oranları şöyle oldu:

***

AK Parti: Yüzde 23

CHP: Yüzde 17.2
MHP: Yüzde 3.1
DEM Parti: Yüzde 2.6
İYİ Parti: Yüzde 1.8
Zafer Partisi: Yüzde 1.5
Yeniden Refah Partisi: Yüzde 1.2
Diğer: Yüzde 3.3
Fikrim Yok/Cevap Yok yüzde 11.8

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Serbest ekonomi piyasasının burnunu sürtmesen, seninkini sürterler?