CUMHURUN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN !!? (II)

Evet, sevgili dostlar.

Bilindiği üzere Erdoğan yeni bir versiyonla, yeni bir Türkiye’ye Cumhurbaşkanı olarak seçildi.

Türkiye hudutları içerisinde yaşayan halkın yüzde 52’si bu tercihi yaptı.

Ki bu da rasgele bir düşünce ürünü değildir.

Rasgele bir siyasi marjinal (zıtlaşmış bir kitlenin, diğer bir kitleyi istememe) şekli değil.

Bize göre bu oy potansiyeli halkın ne kadar uyandığını, artık hakla batılı birbirinden ayırdığını, körü körüne birilerine teslim olmadığının göstergesidir.

Uyanmış bir halk vardır.

Tarihini, geçmişini, kültürünü, hatırlayarak yeniden bir toparlanma ve ciddi bir uyanma evresidir.

Kahraman ecdadının tarih boyu nasıl küfür sistemleriyle mücadele ettiğini, şehit verdiğini, gazi olduğunu, batılı hakkın satveti altında ezip geçtiğini hatırlamasıdır.

Ki ortaya çıkan sonuç yalnız Türkiye için değil, yedi düvele ders vermiş bir ecdad ruhunun dirilişinin bir başlangıcıdır.

***

Tarihi hatırlarsak..

Yaklaşık yüz yıl veya yüz elli yıl önce Siyonizm’in, haçlı anlayışının, makyajlı, aldatıcı, oyunlar tezgahlayarak, mekir ve hilelerle Osmanlı İmparatorluğunu yıkabilmişti.

İttihat Terakki Cemiyeti’nin uyduruk, kandırmaca hareketi ne kadar ülkeyi badirelere sürüklemiş ve ülke bütünlüğünü, varlığını, dinini ve tarihini yitirmiş, adeta yozlaştırılmış bir nesil…

Kemalizm ve Cumhuriyetçilik adı altında, Batılılaşma ve yenilikler adı altında Tanzimat Fermanı’ndan tut, günümüze kadar İslam ülkeleri, büsbütün varlığını yitirmiş, darmadağın edilmiş, hilafet elden gitmiş, İslamiyet tümüyle şekli haline gelmişti..

Ama bugün!..

Sayın Erdoğan ve onun gibi düşünen toplumun büyük bir kitlesi artık buna paydos demiştir..

Ve demeye de devam etmektedir.

"Burda dur" diye..

Ve durdurabilmiştir.

Şimdi yeni bir yenilenme, yeni bir tecdit, yeni bir uyanışın başlangıcı, milat olarak dün startını almıştır.

* * *

Sevgili okurlar!

İlahi kader tecellisi mi diyelim!..

Hakikat ortada.

Yıllardan beri batıl haçlıların I. Dünya Savaşı’ndan sonra bıraktıkları macera ne ise, Cumhuriyetten sonra kurulan siyasi partilerin, sözüm ona demokrasi ve serbest düşünce hürriyeti kimliğini kendilerine yakıştırmışlarsa da, heyhat, ne yazık ki hiç de öyle değildir.

Tamamıyla madrabaz, aldatıcı bir siyasetle yeni oluşan nesli karşı karşıya bırakmış, yozlaştırılmış, ırkçılığa dayalı menfi bir politikayla bu memleketi ne yazık ki kandırabilmişlerdir.

Ve hala da kandırmaya devam ediyorlar.

Düşünün, CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu bundan 50–60 sene evvel İsmet İnönü’nün zihniyeti ne ise onun ki de aynı..

Daha geriye gidersek..

Kemalizm nasıl bu millete yutturulmuşsa, biraz daha geriye gidersek, İsmet İnönü tarihi İngiliz politikasına teslim olmuş, İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Gürzon’un her isteğine “Evet” demiş ve imza atmışsa ve bu hezimetin adına da “Lozan Zaferi” adını vermişse ve onu da millete yutturabilmişse de..

Ama bugün artık bu millet, o millet değildir.

Bu millet artık uyanmıştır.

Kendi benliğini koruma altına almıştır.

Keza bayatlamış bir kafayla, MHP’nin şovmen, bağırtkan, barbar bir Bahçeli’nin anlayışı da sözüm ona yenilikçi, marjinal CHP’nin kirli anlayışından geri kalmamıştır ve kalmamaya da devam ediyor.

Sayın Erdoğan, halkın yüzde 52’sinin teveccühünü almışsa, bundan sonrada daha da artırarak ülkeyi bir yerlere getirilebilir.

Yani, önün açıktır.

İstediğin yere tırmanabilirsin, hakkın ve halkın uğruna çalıştığın müddetçe.

Evet, her zaman söylediğimiz gibi bu ülkeye sadakat gösterip de hizmet aşkıyla yola çıkan herkese Allah fırsat versin, Allah imkan versin.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Dünkü gazetelerin, hatta yabancı medyanın manşet ve sürmanşetlerine taşıdığı gerçek, Erdoğan gerçeğidir.

Bu gerçek tarih boyunca inkâr edilemez.

Başarının sırrı Erdoğan’ın anahtarıdır.

Gençliğinden bugüne kadar hiç başka misyonlara hizmet etmeyen Erdoğan, bundan sonra da etmez, aldanmaz, güçlü bir siyaset anlayışına sahiptir.

En derin saygı ve sevgilerimle.