DEVLETLER, ZULÜM VE HAİN PLANLAR!

Evet, sevgili dostlar.

Devletlerin kendi milletiyle aynı mefkurede (düşüncede), kaderde, kederde ve tasada beraber olmadıkları zaman, zulmün, hıyanetin ve ihanetin yayılışı kaçınılmazdır.

Bir toplum, bir ülke; tarihiyle, inancıyla, kültürüyle, mukaddesatıyla aynı yörüngede buluşmuyorsa, o ülkede tefrika ve ihtilaf kaçınılmazdır.

Eğer bir toplum, kendi devletiyle boğuşuyorsa devlet de kendi milletiyle kavga ediyorsa, bilinmelidir ki helaket, o ülke için kaçınılmazdır.

Allah’ın şaşmaz kanunları var, değişmez hükümleri var.

Ne değiştirilir, ne herhangi birisiyle tebeddül edilir, ne de tağyir edilir.

Toplumların erken ölümleri ve yok olup gitmesi, o ülke çapındaki ihtilaftır, tefrikadır.

Zira bu hususta yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v), şöyle buyuruyor.

 “Ey ümmetim!                                                                      

Sizden önceki helak olup giden toplumların helaket ve yok olma sebebi, kendi aralarında ihtilafın ve tefrikanın varlığı söz konusu olduğu içindir”

Yegâne öldürücü unsur, ihtilaftır ve tefrikadır.

Zaten Kur’an-ı Azîmüşşân da bunu vurguluyor.

Hem de En’fal suresinin 46. Ayetinde şöyle buyuruyor;

“Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”

Örneğin; makinelerin çarkı arasına düşen bir parça o makineyi çalıştıramadığı gibi bozar ve hemen parça atar.

Aynı biçimde toplumun arasına kendi kültüründen başka, yabancı bir kültür ve yabancı bir inanç hükümran olursa, o toplumun helakı vazgeçilmez ana unsurlardandır.

* * *

Evet, devletler için zulüm insan vücudundaki hastalıklar gibidir, bulaşıcı hastalık, kanserolojik hastalık ne ise illaki günün birinde sahibini öldürecektir ve her gün biraz daha nasıl ölümün eşiğine itiyorsa, aynı bu şekilde ihtilaf, tefrika, bölünme vs. ayrı fraksiyonlar da o toplumu yok etmede temel unsurlardır.

Bu nedenledir ki Bediüzzaman Hazretleri diyor ki;

“Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal!”

Eskiye dayalı düşünce ve misyonlar, artık toplumlar için revaçta değildir, geçerlilik bulamıyor.

Yepyeni bir tavır ve hal alın ki hastalığa duçar olmayasınız, gücünüz dağılmasın, birlik ve beraberliğiniz daima ön planda olsun.

Aksi takdirde dağılmanızla gücünüz gider ve yok olup gideceksiniz.

Kanserolojik hastalık bir vücuda girerse o vücudu bir an evvel çürütüp, yok etmeye çalışır.

* * *

Bir haftadan beri Lice’deki olayları izliyoruz.

Ve ne yazık ki öylesine bölünme eşiğine gelen bir toplum, bir ülke haline geldik ki Allah’tan başka hiçbir güç birlikteliğimizi muhafaza edemez.

Ve ne çare ki yok olup gitmeye mahkûm oluyoruz.

Evet, gerçekten bu köşede her zaman anlatmaya çalışmak istediğim bir konu var;

İttihat, ittifak; güçtür ve kuvvettir.

İhtilaf, tefrika; güçsüzlüktür.

Sevgili okurlar!

Bundan yüz yıl önceki o kahraman ecdadlarımız, gözlerini açıp bize baktıkları zaman demezler mi “Ey mirasyedi, nankör evlatlar!

Biz sizi besledik, büyüttük ki tarihi inanç paralelinde yaşayasınız, birlikteliğinizi koruyasınız diye, aksi takdirde hiçbir ehemmiyetiniz kalmaz”

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

İki günden beri Türkiye; yeniden terör odaklarına doğru inikas etmektedir.

Şimdiye kadar olup bitenler arasında bize göre en dehşet saçan olay; iki gün önceki bayrağı gönderden indirme olayıdır.

Düşünün; bir genç, 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın duvarından atlıyor, bayrak direğinden yukarı tırmanarak bayrağı indiriyor.

Ve rahatlıkla geri dönüyor, yine aynı saflarda taş atmaya devam ediyor.

Gerçekten bu toplum, böylesine bayrağına hakaret eden kişileri bünyesinde nasıl barındırır?

Bu genç kim ise, eğer kışkırtma ve hıyanet planları olmasa askeri duvardan atlayıp da direkten bayrağı indirmez.

Bayrak, müşterek bir paydadır ve toplum için kutsal bir değerdir.

Kırk seneden beri yapılan kavga ve terör, her şeyi yapmış ama devletin ve milletin bünyesindeki bayrağa hakaret etmemiştir.

Bu olay hiç de hayra alamet değildir.

Büyük bir skandaldır ve gizli bir komitenin provokesi olmaktan başka bir şey olamaz.

En derin saygı ve sevgilerimle.