RUHUN FIRÇAYA YANSIMIŞ HALİ

İletişim kurma ihtiyacı, insanlık ile birlikte var olmuştur. Yazının icadından önce insanlar duygu, düşünce ve edindikleri bilgileri aktarmak için resim yapmayı bir araç olarak kullanmıştır. İlk Çağ öncesinden günümüze kadar varlığını koruyan mağara çizimleri bu söylediğimizin somut örneğidir. Binlerce yıllık mağara çizimleri, yaşanılan güne dair bilgilerin günümüze aktarılmasında büyük rol oynar. Bu yönüyle resim, tarihin ilk iletişim araçlarından biri olarak kabul edilmektedir. Zaman içinde resim, iletişim aracı olmanın da ötesinde bir sanat haline gelmiştir.

Günümüzde resim, görüneni, içinde bulunulan olayı, duyguyu veya sahip olunan düşünceyi kalem, fırça, boya gibi malzemelerin yardımı ile kâğıt, bez, ahşap veya herhangi bir zemine aktarmak olarak tanımlanır. Resmi yapan kişide ve yapılanı izleyende çeşitli duyguları karşılayan bir sanat dalı olarak kabul edilir.

            Resim yapmak, bireyin yaratıcılığını geliştiren en etkili yollardan biridir. Böylece hayal gücünün geliştirilmesi yönünde destekleyici bir konumda olduğu söylenebilir. Ayrıca bireyin problem çözme becerisini geliştirir; bireye farklı perspektiften bakma, kendini ifade etme ve özgüven arttırma yönlerinde de yardımcı bir rol oynar. Resmi yapan kişi tüm odağını yaptığı işte tuttuğu için odaklanma süresi uzar. Yapılan araştırmalar göz önünde bulundurulduğunda stres düzeyinde de etkiye sahip olduğu söylenebilir.

            Bireyin içsel dünyasını dışa vurmakta yardımcı olan resim yapma eylemi, zaman içinde psikolojik iyi oluşu desteklemesi nedeniyle terapi yöntemleri arasında yerini almıştır. Carl Jung, ona başvuran hastalarına içsel süreçlerini anlamak için serbest çizimler yaptırmıştır; Sigmund Freud, sanat eserlerinde onları yapan kişilerin travmalarını, bilinçaltlarındaki izleri tahlil etmiştir (Leonardo da Vinci gibi ünlü sanatçıların çalışmaları üzerinde psikanalitik çalışmalar yapmıştır); Edward Adamson, sanatın iyileştirici gücü olduğuna inanarak sanat terapisinin gelişmesinde rol oynamıştır; Frida Kahlo, fiziksel ve duygusal acıları resimlerine yansıtarak sanatın terapi gibi kullanılabileceği savunmasının oluşturulmasında önemli bir isim haline gelmiştir.

Resimden faydalanan, onunla işbirliği içinde olan bu terapi yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

            •           Sanat terapisi ile birey, duygu, düşünce ve yaşadığı zorlukları ifade etme imkanı bulur. Birey, travmalarını iyileştirme, öz farkındalık kazanma, kaygı ve bastırılmış duygularını ifade etme sürecinde sanattan yardım alır. Bu sayede iyi oluşu engelleyen durumlar çözümlenir, kişi kendisiyle daha derin bağ kurar.

            •           Resim analizinde terapistler, danışanların kullandığı renk, oluşturduğu şekil ve kompozisyonları inceleyerek onların duygusal durumlarını, içsel çatışmalarını ve düşünce kalıplarını anlamaya çalışır.

            •           Projektif testler, kişinin ifade etmekte zorlandığı veya bilinçli olarak ifade etmedikleri gerçek duygu ve düşüncelerinin ortaya çıkarılması için kullanılan bir yöntemdir. Mürekkep ve kartlardan faydalanılır. Resmin ruh hastalıkları teşhisinde kullanıldığı bir yöntemdir.

            •           Mindfulness, bireyin anda kalmasını sağlayan çeşitli yöntemleri içinde barındıran kendindelik çalışmalarının genel ismidir. Bireyin anda kalmasını sağlamak için sanattan faydalanan bu görüş özellikle mandala etkinliklerini ön planda tutar. Bu görüşe göre boyamak, içi boş görsellerin içini doldurmak zihinsel rahatlamada, farkındalık kazanmada ve stres düzeyini azaltmada rol oynar.

Sanatın bir dalı olan resim, yalnızca estetik uğraş değil aynı zamanda kişisel duygu ve düşüncelerin işlenmesi ve düzenlenmesi, kişinin kendini ifade etmesi, iç dünyasını keşfetmesi, iyi oluşunu desteklemesi, özgüven kazandırması, çevresi ile daha sağlam ve sağlıklı ilişkiler kurması gibi kazanımların elde edilmesinde psikoloji ile işbirliği içinde olan bir çalışmadır. Günümüzde çeşitli terapi yöntemlerinde başrol olan resim, sanatın iyileştirici gücünün hayatımızdaki etkisini gözler önüne serer.      

Sanat, bazen de insan ruhuna renklerle dokunan bir ressamdır.